'Akalazya Hastası', 45 Dakikada Sağlığına Kavuştu
Düzce'de iki yıl önce yüz bin kişide bir görüldüğü belirtilen akalazya nedeniyle yutma zorluğu çeken hasta, 45 dakikalık laparoskopik cerrahiyle sağlığına kavuştu.
Düzce Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mevlüt Pehlivan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastanın yutma zorluğu ve reflü benzeri şikayetlerle başvurduğunu, incelemenin ardından akalazya tanısı koyduklarını söyledi.
"Bu hastamızın bizim açımızdan iki önemli durumu var" diyen Pehlivan, şöyle konuştu:
"Birincisi, özellikle bizim gibi reflü cerrahisiyle uğraşan meslektaşlarımızın bu tür rahatsızlıkların reflüye bağlı olamayabileceğini aklına getirmesi anlamında önemi çünkü hastamız bizimle görüştükten sonra gerekli ilave incelemeleri yaparak tespit ettiğimiz tanı yüz binde bir görülen bir rahatsızlık. Yemek borusunun çalışma koordinasyonunun bozulduğu, gıdaları mideye itemediği, darlıkla giden bir rahatsızlık. Bunu öngörerek gerekli tetkikleri yaptık. Bizim açımızdan ikinci önemli kısım, bu hastalığın kapalı cerrahi yöntemle (laparoskopi) DÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilimdalı'nda tarafımızdan yapılabiliyor olması. Bu, bence bölgemiz adına anlam ifade ediyor.
Bölgemiz insanlarının bu tedavi için Türkiye'nin başka bir yerine gitmesi gerekmiyor. Sonucumuz da gayet iyi oldu. Su içmek için bile peşinden su içmesi gerekiyordu. Hastamız bugün ameliyatın ikinci günde ve taburcu olacak kıvamda."
- "Doğru teşhis önemli"
Akalazya hastalığında en önemli konunun doğru teşhis olduğu vurgulayan Pehlivan, "Doğru teşhis ortaya çıkarsa, yüz binde bir görülse de bu alanda çalıştığımız için aklımıza bir şekilde gelebildi. Pratik incelemeyle 45 dakikalık operasyon sonucu sağlıklı duruma getirmiş olduk. Nitelikli insanların olduğu yerde her şey yapılabilir. Merkezin fiziksel alanıyla ilgili değildir yapılan işler. Oranın içerisini dolduran insan niteliğidir" diye konuştu.
Cerrahi müdahaleyle sağlığına kavuşan Mustafa Kandemir (28) ise yaklaşık iki yıldır aynı problemi yaşadığını, yavaş yavaş yediklerini yutamamaya başladığını, birçok doktora gittiğini söyledi.
İki yıldır tedavi için çabaladığını, sonuca ulaşamadığını anlatan Kandemir, "Daha sonra Mevlüt hocama geldim. Sıkıntımı anlattığımda ilk olarak bana 'akalazyaya benziyor' dedi.
Ben de böyle bir hastalık olduğunu öğrendim. Tetkiklerin ardından emin olduk. Operasyonla rahata kavuştum. Hocamın ellerine sağlık. Bugün çok rahat içebiliyorum, yiyebiliyorum. Yani daha dün bir su dahi içemezken şimdi çok rahatım. Hayatımın her anında su içerek bir şeyler yiyordum. Zaruri olarak içmek zorunda kalıyordum. Bugün halime çok şükür iyiyim" şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
"Bu hastamızın bizim açımızdan iki önemli durumu var" diyen Pehlivan, şöyle konuştu:
"Birincisi, özellikle bizim gibi reflü cerrahisiyle uğraşan meslektaşlarımızın bu tür rahatsızlıkların reflüye bağlı olamayabileceğini aklına getirmesi anlamında önemi çünkü hastamız bizimle görüştükten sonra gerekli ilave incelemeleri yaparak tespit ettiğimiz tanı yüz binde bir görülen bir rahatsızlık. Yemek borusunun çalışma koordinasyonunun bozulduğu, gıdaları mideye itemediği, darlıkla giden bir rahatsızlık. Bunu öngörerek gerekli tetkikleri yaptık. Bizim açımızdan ikinci önemli kısım, bu hastalığın kapalı cerrahi yöntemle (laparoskopi) DÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilimdalı'nda tarafımızdan yapılabiliyor olması. Bu, bence bölgemiz adına anlam ifade ediyor.
Bölgemiz insanlarının bu tedavi için Türkiye'nin başka bir yerine gitmesi gerekmiyor. Sonucumuz da gayet iyi oldu. Su içmek için bile peşinden su içmesi gerekiyordu. Hastamız bugün ameliyatın ikinci günde ve taburcu olacak kıvamda."
- "Doğru teşhis önemli"
Akalazya hastalığında en önemli konunun doğru teşhis olduğu vurgulayan Pehlivan, "Doğru teşhis ortaya çıkarsa, yüz binde bir görülse de bu alanda çalıştığımız için aklımıza bir şekilde gelebildi. Pratik incelemeyle 45 dakikalık operasyon sonucu sağlıklı duruma getirmiş olduk. Nitelikli insanların olduğu yerde her şey yapılabilir. Merkezin fiziksel alanıyla ilgili değildir yapılan işler. Oranın içerisini dolduran insan niteliğidir" diye konuştu.
Cerrahi müdahaleyle sağlığına kavuşan Mustafa Kandemir (28) ise yaklaşık iki yıldır aynı problemi yaşadığını, yavaş yavaş yediklerini yutamamaya başladığını, birçok doktora gittiğini söyledi.
İki yıldır tedavi için çabaladığını, sonuca ulaşamadığını anlatan Kandemir, "Daha sonra Mevlüt hocama geldim. Sıkıntımı anlattığımda ilk olarak bana 'akalazyaya benziyor' dedi.
Ben de böyle bir hastalık olduğunu öğrendim. Tetkiklerin ardından emin olduk. Operasyonla rahata kavuştum. Hocamın ellerine sağlık. Bugün çok rahat içebiliyorum, yiyebiliyorum. Yani daha dün bir su dahi içemezken şimdi çok rahatım. Hayatımın her anında su içerek bir şeyler yiyordum. Zaruri olarak içmek zorunda kalıyordum. Bugün halime çok şükür iyiyim" şeklinde konuştu.