Dpü'de ''türkiye-ab Sürecinde Kimlik Sorunları Konferansı''
Dumlupınar Üniversitesinde (DPÜ), ''Türkiye-AB Sürecinde Kimlik Sorunları Konferansı'' gerçekleştirildi.
DPÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüsamettin İnaç, konuşmacı olarak katıldığı, Fen-Edebiyat Fakültesi salonundaki konferansta, millet olarak Avrupa Birliği'ne (AB) girilmek isteniyorsa Avrupa kimliğinin nasıl şekillendiğini bilmek gerektiğini söyledi.
AB'nin, Türkiye'nin gündeminde sürekli olmasından dolayı çok iyi bilinmesi gerektiğini ifade eden İnaç, şöyle konuştu:
''AB sürecinde 35 tane fasıl mevcut. En önemli fasıl ise hiç konuşulmayan kimlik meselesi. Kimliğin oluşması için farklılığın olması gerekir. Kimliği belirleyen en önemli unsur ise ötekilik olmuştur. Ayrıca kimlikleri oluşturan parametreler vardır ve bu parametreler zamana, zemine ve konjonktüre göre değişen, dönüşen ve farklılaşan bileşenlerdir. Kimlik toplumsallaşma sürecinde toplumun bize yüklediği misyondur. İmaj ise algılar üzerinden değerlendirilen olgudur. Günümüzde siyaset, kimlik üzerinden yapılmakta, kimlik siyaseti tüm dünyada revaç bulmaktadır.
AB, geçmiş tarihsel tecrübeden hareketle Türklere karşı ön yargılar beslemekte ve üç kıtaya hakim olmuş bir uygarlığın ihyasından endişe duymaktadır. Bu imajla bize yaklaşan Batı'nın Avrupa merkezci ve kibirli çözümlemeleri yerine kendi tahlilimizi tarihsel gerçekliğe uygun bir biçimde yapabilmeliyiz. Millet olarak AB'ye girmek istiyorsak Avrupa kimliğinin nasıl şekillendiğini bilmeliyiz. Avrupa'nın kimliği eski Yunan ile başlar. Akdeniz, 16. yüzyılda Müslüman Türk gölü olmasaydı bugün Avrupa uygarlığından bahsedemezdik. Müslüman Türk devleti, Avrupa'yı Batı'ya yönlendirdi; böylece Avrupa Uygarlığı zamanla oluştu.''
Konferansın ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yunus Erdoğan, İnaç'a, üniversitenin giriş kapısını temsil eden bir anahtar plaket takdim etti.
Kaynak: AA
AB'nin, Türkiye'nin gündeminde sürekli olmasından dolayı çok iyi bilinmesi gerektiğini ifade eden İnaç, şöyle konuştu:
''AB sürecinde 35 tane fasıl mevcut. En önemli fasıl ise hiç konuşulmayan kimlik meselesi. Kimliğin oluşması için farklılığın olması gerekir. Kimliği belirleyen en önemli unsur ise ötekilik olmuştur. Ayrıca kimlikleri oluşturan parametreler vardır ve bu parametreler zamana, zemine ve konjonktüre göre değişen, dönüşen ve farklılaşan bileşenlerdir. Kimlik toplumsallaşma sürecinde toplumun bize yüklediği misyondur. İmaj ise algılar üzerinden değerlendirilen olgudur. Günümüzde siyaset, kimlik üzerinden yapılmakta, kimlik siyaseti tüm dünyada revaç bulmaktadır.
AB, geçmiş tarihsel tecrübeden hareketle Türklere karşı ön yargılar beslemekte ve üç kıtaya hakim olmuş bir uygarlığın ihyasından endişe duymaktadır. Bu imajla bize yaklaşan Batı'nın Avrupa merkezci ve kibirli çözümlemeleri yerine kendi tahlilimizi tarihsel gerçekliğe uygun bir biçimde yapabilmeliyiz. Millet olarak AB'ye girmek istiyorsak Avrupa kimliğinin nasıl şekillendiğini bilmeliyiz. Avrupa'nın kimliği eski Yunan ile başlar. Akdeniz, 16. yüzyılda Müslüman Türk gölü olmasaydı bugün Avrupa uygarlığından bahsedemezdik. Müslüman Türk devleti, Avrupa'yı Batı'ya yönlendirdi; böylece Avrupa Uygarlığı zamanla oluştu.''
Konferansın ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yunus Erdoğan, İnaç'a, üniversitenin giriş kapısını temsil eden bir anahtar plaket takdim etti.