Chp Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu’nun Basın Toplantısı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, “Devlet Başkanı ile Hükümet Başkanı arasında Diyanet İşleri Başkanı, ilk defa oluyor.
Dua etmeye karşı değiliz ama Türkiye laik bir ülke. Sadece Müslümanlar binmeyecek bu trenlere, başkaları da binecek” dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında 8-12Kasım tarihleri arasında yapılacak olan Sosyalist Enternasyonal’in hazırlıklarını sürdürdüklerini söyleyen Faruk Loğoğlu, ABD’ye yapılacak ziyaretin hazırlıklarının da sürdüğünü ifade ederek, ziyaret tarihinde bir değişiklik olmayacağını belirtti.
BM Genel Sekreteri’nin özel Suriye temsilcisinin yaptığı temaslar çerçevesinde hazırlıkları süren Cenevre 2 Konferansı’nın gerçekleşmesiyle ilgili ciddi belirsizlikler olduğunu, Suriye muhalefetinin katılıp katılmayacağı ile ilgili belirsizlikler olduğunu ifade eden Loğoğlu, kimyasal silahlar konusunda rejimin verdiği mutabakat çerçevesinde yapılan çalışmaların olumlu yürüdüğünü belirtti.
Suriye sınırında ciddi bir olay olduğunu söyleyen Loğoğlu, araçların içindeki şahısların birisi hariç diğerlerinin kaçtığını ve bu araçtan çok sayıda bidon çıktığını, kimyasal madde şüphesi olan varillere askerin el koyduğunu belirtti.
Loğoğlu, “Trafik Türkiye’den Suriye’ye. Allah’tan asker var da müdahale ediliyor” diye konuştu.
Cumhuriyetin temel vasıflarına yönelik saldırıların sürdüğünü de söyleyen Loğoğlu, “Başörtüsü dahil her şeyi simgeleştiren, dayatmacı bir edayla siyaset yapan AK Parti’ye karşı CHP mücadelesini aralıksız sürdürecektir. AB İnsan Hakları Mahkemesi’ne bakın sadece türban değil, benzeri konularda bu objelere yapılan atıfların tamamı siyasi simgedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin dili hukuk dilidir. CHP’nin başörtüsü ile hiçbir zaman kavgası olmadı. Fakat Türkiye’de her şeyi simgeleştiren AK Parti zihniyeti var. Mesela ayran, içkiye karşı milli içki olarak ilan edilen ayran siyasi simge değildir de nedir? Sezaryen dahi siyasi simge haline getirildi.
Bugün televizyonda en ufak bir bardak olsa buzlandırılıyor, içinde ne olduğu bile belli değil. Başörtüsü hakikaten İslam’ın emri midir değil midir, daha önce kendileri ile birlikte devlet bakanlığı yapan ilahiyatçı yetkililere sormalarını öneririm. En son İstanbul’da yapılan açılışta Devlet Başkanı ile Hükümet Başkanı arasında Diyanet İşleri Başkanı, ilk defa oluyor. Dua etmeye karşı değiliz ama Türkiye laik bir ülke. Sadece Müslümanlar binmeyecek bu trenlere, başkaları da binecek. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da bir siyasi simge haline getirilmesi bizim dikkatimizi çeken bir konudur. Bu Osmanlı özentisi bu fotoğrafla karşımıza çıkmıştır. Osmanlı özentisinde bir sakınca yok, baş edebileceğimiz bir özenti, masum bir özenti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın siyasi simge haline getirilmesine karşıyız. CHP olarak kadın üzerinden hiçbir boyutta siyaset yapılmasına karşıyız, dinimizin istismar konusu yapılmasına karşıyız. İslam dininin 5 şartı var, bunlardan birisi zekat. Zekat konusunda bunlar ne yapıyorlar? Bu konuda neden sessizler?” şeklinde konuştu.
“Başörtüsü takmayanlar da bizim teminatımız altındadır’ şeklinde Başbakan’ın ifadesi olduğunu söyleyen Loğoğlu, “Bu totaliter anlayışın korkunç bir ifadesidir. Kimse kimsenin teminatı altında değildir, kimsenin AK Parti’nin teminatına ihtiyacı yoktur” dedi
AK Parti’nin cumhuriyete saldırdığını öne süren Loğoğlu, “Bu saldırılar giderek hızlanan bir tarzda devam ediyor. Başörtülü milletvekillerinin Meclis’e girmesinden Türkiye’nin normalleştiği söyleniyor. Bizim normalleşmeye karşı hiçbir itirazımız yok. Ancak normalleşme kisvesi altında Türkiye’nin geri götürülmesine karşı olacağız. Meclis’te yaşanan tabloyu AK Parti zafer olarak görebilir, AK Parti’nin cumhuriyete, millet, ulus kavramına ve demokrasimizin temel niteliğinde olan laiklik ilkesine karşı saldırısına CHP karşı çıkmaya devam edecektir. Sahaya çıkıp kılıçları çekmeyeceğiz tabi, içtüzüğün verdiği imkanları kullanarak TBMM’nin iktidar partisinin at koşturduğu bir yer olmadığını göstereceğiz” ifadelerini kullandı.
Sarıgül’ün CHP’ye dönmesi ile ilgili sorulara cevap veren Loğoğlu, “Parti Meclisi’nin toplantısında bu karar alındı. Bu dönüşün Türkiye için, CHP için hayırlı olmasını diliyorum. PM yetkisini kullanmıştır, buna saygı duymamız lazım. CHP’nin önünü açacak, yerel seçimlere giden yolda partimizi güçlendiren bir gelişme olarak görüyorum” dedi.
Kaynak: İHA
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında 8-12Kasım tarihleri arasında yapılacak olan Sosyalist Enternasyonal’in hazırlıklarını sürdürdüklerini söyleyen Faruk Loğoğlu, ABD’ye yapılacak ziyaretin hazırlıklarının da sürdüğünü ifade ederek, ziyaret tarihinde bir değişiklik olmayacağını belirtti.
BM Genel Sekreteri’nin özel Suriye temsilcisinin yaptığı temaslar çerçevesinde hazırlıkları süren Cenevre 2 Konferansı’nın gerçekleşmesiyle ilgili ciddi belirsizlikler olduğunu, Suriye muhalefetinin katılıp katılmayacağı ile ilgili belirsizlikler olduğunu ifade eden Loğoğlu, kimyasal silahlar konusunda rejimin verdiği mutabakat çerçevesinde yapılan çalışmaların olumlu yürüdüğünü belirtti.
Suriye sınırında ciddi bir olay olduğunu söyleyen Loğoğlu, araçların içindeki şahısların birisi hariç diğerlerinin kaçtığını ve bu araçtan çok sayıda bidon çıktığını, kimyasal madde şüphesi olan varillere askerin el koyduğunu belirtti.
Loğoğlu, “Trafik Türkiye’den Suriye’ye. Allah’tan asker var da müdahale ediliyor” diye konuştu.
Cumhuriyetin temel vasıflarına yönelik saldırıların sürdüğünü de söyleyen Loğoğlu, “Başörtüsü dahil her şeyi simgeleştiren, dayatmacı bir edayla siyaset yapan AK Parti’ye karşı CHP mücadelesini aralıksız sürdürecektir. AB İnsan Hakları Mahkemesi’ne bakın sadece türban değil, benzeri konularda bu objelere yapılan atıfların tamamı siyasi simgedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin dili hukuk dilidir. CHP’nin başörtüsü ile hiçbir zaman kavgası olmadı. Fakat Türkiye’de her şeyi simgeleştiren AK Parti zihniyeti var. Mesela ayran, içkiye karşı milli içki olarak ilan edilen ayran siyasi simge değildir de nedir? Sezaryen dahi siyasi simge haline getirildi.
Bugün televizyonda en ufak bir bardak olsa buzlandırılıyor, içinde ne olduğu bile belli değil. Başörtüsü hakikaten İslam’ın emri midir değil midir, daha önce kendileri ile birlikte devlet bakanlığı yapan ilahiyatçı yetkililere sormalarını öneririm. En son İstanbul’da yapılan açılışta Devlet Başkanı ile Hükümet Başkanı arasında Diyanet İşleri Başkanı, ilk defa oluyor. Dua etmeye karşı değiliz ama Türkiye laik bir ülke. Sadece Müslümanlar binmeyecek bu trenlere, başkaları da binecek. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da bir siyasi simge haline getirilmesi bizim dikkatimizi çeken bir konudur. Bu Osmanlı özentisi bu fotoğrafla karşımıza çıkmıştır. Osmanlı özentisinde bir sakınca yok, baş edebileceğimiz bir özenti, masum bir özenti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın siyasi simge haline getirilmesine karşıyız. CHP olarak kadın üzerinden hiçbir boyutta siyaset yapılmasına karşıyız, dinimizin istismar konusu yapılmasına karşıyız. İslam dininin 5 şartı var, bunlardan birisi zekat. Zekat konusunda bunlar ne yapıyorlar? Bu konuda neden sessizler?” şeklinde konuştu.
“Başörtüsü takmayanlar da bizim teminatımız altındadır’ şeklinde Başbakan’ın ifadesi olduğunu söyleyen Loğoğlu, “Bu totaliter anlayışın korkunç bir ifadesidir. Kimse kimsenin teminatı altında değildir, kimsenin AK Parti’nin teminatına ihtiyacı yoktur” dedi
AK Parti’nin cumhuriyete saldırdığını öne süren Loğoğlu, “Bu saldırılar giderek hızlanan bir tarzda devam ediyor. Başörtülü milletvekillerinin Meclis’e girmesinden Türkiye’nin normalleştiği söyleniyor. Bizim normalleşmeye karşı hiçbir itirazımız yok. Ancak normalleşme kisvesi altında Türkiye’nin geri götürülmesine karşı olacağız. Meclis’te yaşanan tabloyu AK Parti zafer olarak görebilir, AK Parti’nin cumhuriyete, millet, ulus kavramına ve demokrasimizin temel niteliğinde olan laiklik ilkesine karşı saldırısına CHP karşı çıkmaya devam edecektir. Sahaya çıkıp kılıçları çekmeyeceğiz tabi, içtüzüğün verdiği imkanları kullanarak TBMM’nin iktidar partisinin at koşturduğu bir yer olmadığını göstereceğiz” ifadelerini kullandı.
Sarıgül’ün CHP’ye dönmesi ile ilgili sorulara cevap veren Loğoğlu, “Parti Meclisi’nin toplantısında bu karar alındı. Bu dönüşün Türkiye için, CHP için hayırlı olmasını diliyorum. PM yetkisini kullanmıştır, buna saygı duymamız lazım. CHP’nin önünü açacak, yerel seçimlere giden yolda partimizi güçlendiren bir gelişme olarak görüyorum” dedi.