En Çok Şikayet Cezaevlerinden Geldi
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na en çok cezaevleri ile ilgili sorunlar iletildi. İkinci sırada ise yargıya ilişkin sorunlar yer aldı.
Komisyonun 24. Dönem 3. Yasama Yılı faaliyet raporuna göre, 1 Ekim 2012-16 Eylül 2013 tarihleri arasında komisyona 2 bin 338 başvuru yapıldı.
Komisyona askerlikle ilgili sorunlar, cezavleri, gayrimenkul sorunları, terör kaynaklı sorunlar, kolluğun uygulamaları, işçi sorunları, memur sorunları, engellilerin sorunları, üniversiteler ve YÖK, yabancı ülkelerle ilgili sorunlar, yabancıların sorunları, yardım talebi, yargıya ilişkin sorunlar ve yurtdışındaki Türklerin sorunları ile ilgili başvuruda bulunuldu.
Yüzde 46 oranıyla cezaevlerine ilişkin sorunlar en çok başvuru konusunu oluştururken, yüzde 18 oranıyla yargıya ilişkin sorunlar ikinci sırada yer aldı. Üçüncü sırada da yüzde 4 oranıyla askerlikle ilgili şikayetler yer aldı.
Komisyona; askerlik sırasında kötü muamele ve işkence konusunda 34, askerde şüpheli ölümler konusunda 19, cezaevinde kötü muamele konusunda 61, işkence konusunda 8, terör örgütünce gerçekleştirilen kayıp ve kaçırma konusunda 1, terör örgütünün öldürme ve yaralama olayları konusunda 2, güvenlik güçlerinin kötü muamelesi konusunda 9, işkence konusunda 4 ve gözaltında ölüm konusunda 2 şikayet dilekçesi geldi.
Komisyona başörtüsü sorunu ile ilgili olarak da 4 başvuru yapıldı. 27 kişi maddi yardım, 4 kişi de konut talebinde bulundu. Tutukluluk ve Yargıtay süresi dahil, yargılamanın uzun sürmesi konusunda 5 kişi şikayetçi olurken, 7 kişi de genel ve özel af istedi. 341 kişi yargı kararından memnuniyetsizlik duyarken, kayıp vakaları ile ilgili 3, cinsel taciz ile ilgili 2 başvuru yapıldı.
Memurların yaptığı başvurular arasında, 28 Şubat dönemi ile 12 Eylül askeri müdahalesi dönemlerinde yaşanan mağduriyetler başı çekiyor.
-"Bireyin hak ve hukukunu korumak..."
Faaliyet raporunun önsözünü yazan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, insanın; dil, din, yaş, cinsiyet ve renk ayırımı gözetmeksizin insanca yaşama imkanına sahip olmasının en temel hakkı olduğunu vurguladı.
Kabul edilen temel kurallara aykırı olarak, insanın insana eziyet etmesi, kötü muamele etmesi, şeref ve haysiyetini rencide edecek muamele görmesinin kabul edilemeyecek davranışlardan olduğunu belirten Çiçek, "İnsanda başlayan, daha sonra kurala dönüşüp kurumsallaşan kötü muamelenin tasvip gördüğü toplumlarda gerilim ve şiddet hiç bir zaman eksik olmamıştır. Esas olan, insana doğuştan getirdiği ve fıtratına uygun davranışlarla muamele etmektir" dedi.
Çiçek, Türkiye'nin uzun yıllardan beri suç ve suçluyla mücadelede önemli mesafeler kat ettiğini belirterek, bu noktada devlet-birey ilişkisinde bireyin hak ve hukukunu korumaya dönük önemli adımlar atıldığını bildirdi. İşkence ve kötü muameleyi önlemek için mevzuat düzenlemeleri yapıldığını ifade eden Çiçek, cezanın da cezası olmaması için, suçluların insani şartlarda barındırılması için cezaevlerinde iyileştirmeler yapıldığını bildirdi. Çiçek, buna rağmen yaşanan birtakım ihlaller sözkonusu olduğunda ilgili birimler tarafından gerekli takibat yapıldığını kaydetti.
TBMM Başkanı Çiçek, BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde ifadesini bulan ve Türkiye tarafından da her türlü mevzuat iyileştirmeleri yapılarak kabul edilen insan hakları alanında son yıllarda alınan mesafeye rağmen, zaman zaman sorunlar çıktığını ve insan haklarının ihlal edildiğine dair şikayetler olduğunu ifade ederek, İnsan Hakları Komisyonu'nun bu şikayetleri en asgari düzeye indirmek için etkin bir denetim çalışması yürüttüğünü bildirdi.
Raporun sunuşunu yazan İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün de yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Komisyonun, AB İlerleme Raporu'nda Türkiye'de insan haklarının gelişimine katkı sağlayan kurum olarak zikredildiğini belirten Üstün, "Ülkemizdeki insan haklarının gelişimine katkı sağlıyor olmak, bizlere daha çok çalışma azmi ve güven vermektedir" dedi.
Üstün, dönem başından beri 23 komisyon toplantısı, 97 alt komisyon toplantısı olmak üzere 120 toplantı yaptıklarını kaydederek, Türk milletinin yurtiçi ve yurtdışındaki haklarını savunacakları gibi, mazlum milletlerin haklarını da savunmaya devam edeceklerini bildirdi.