Bdp Grup Toplantısı
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Başkanı Gülten Kışanak, “AKP o masayı kendi Anayasası’nı yapmak ve meşrulaştırmak için kullanmak istedi.
CHP sosyal demokrat adına gerçekten hiçbir şekilde kabul edilemeyecek bir tutum ve anlayışla o komisyonda sokakta söylediklerinin gerisinde öneriler sundu. CHP ve MHP sorumludur ama en büyük sorumluluk AKP’ye aittir” dedi.
Kışanak BDP'nin Meclis grup toplantısında konuştu.
Kışanak, grup toplantısında yaptığı konuşmada, 25 Kasım'ın “Kadına Yönelik Şiddet” konusunda uluslararası mücadele ve dayanışma günü olduğunu hatırlatarak, kadınların tüm sorunlarını masaya yatırdıklarını ve erkek egemenliğine karşı mücadele ettiklerini gün olduğunu ifade etti.
Kadınların yaşadıklarının sadece kadınları ilgilendiren sorun olmadığına dikkat çeken Kışanak, kadının toplumdaki rolünü sorguladı. Kışanak, 'kadın kimdir' sorusunu soran kişinin 'erkek kimdir' sorusunu da sorması gerektiğini belirterek, "Bu sadece kadınların sorunuymuş gibi algılanırsa, kadınlar tabi ki mücadele edecek. Bu mücadelenin öznesi kadınlardır. Önce kadınlar kabul etmeyecek, reddedecek, özgürlüğünü isteyecek, iradesinin kabul edilmesini isteyecek. Bu bir çatışma değil, bu bir toplumsal dönüşüme hizmet etsin istiyorsak, bu soruyu erkekler de sormalı. Bu konuda biz kadınların verdiği mücadele önemi azaltılmayacak kadar güçlü ve dönüştürücü etkileriyle birlikte kendisini ispatlamış bir mücadele olduğuna inanıyoruz. Artık bunu bir toplumsal dönüşüme, bir toplumsal değişime çevirmenin zamanı geldi. 'Kadın kimdir', 'Kadın nedir' herkesin aynı şekilde 'Erkek nedir', 'Erkek kimdir' sorması lazım. Erkeklik eşit yaşamın bir parçası olarak tanımlanmak yerine tarih boyunca egemenlik sembolü olarak güçlenmeye ve örgütlendirilmeye çalıştı" ifadelerini kullandı.
Her gün 5 kadının katledildiğini söyleyen Kışanak, "Şu ana kadar caydırıcı nitelikte bir cezai müeyyide uygulanmasını çok açık ortadadır. Gerek kadına yönelik şiddet uygulamalarda gerekse çocuklara yönelik taciz suçlarında yargının caydırıcı etkisinden asla söz edemeyiz. Bu yaklaşımlar en nihayetinde Türkiye yargı sistemi kadına yönelik şiddetin bir paydaşı haline getirmiştir” şeklinde konuştu.
Siyasetin dil ve üslubunun kadına şiddet olarak döndüğünü ifade eden Kışanak, “Başörtülü başı açık, Alevi, Sünni, inançlı inançsız, her kadın her şeyden önce kadın kimliğine sahip çıkmalıdır. Bu kadını ikincileştiren, köleleştiren, eve hapsetmeye çalışan zihniyete karşı el ele kadın mücadelesini yüceltmelidir” diye konuştu.
Anayasa Komisyonu’na değinen Kışanak, Anayasa Komsisyonu’nda yapılan tartışmaların, konuşmalarının yayınlanmasını istedi. Kışanak, "Kim bu masaya nasıl oturdu ve 2 yıl boyunca halkın umutları üzerinden, halkın beklentileri üzerinden nasıl kendi siyasi partilerinin çıkarları anlayışlarının hesabını kitabını yaptı tüm Türkiye’nin bunu görmesi gerek. Dertleri yeni, özgürlükçü, sivil bir anayasa yapmak değil, herkes kendi partilerinin bu süreçten nasıl karlı geçirebiliriz, bu zamanı nasıl heba edebiliriz onunla uğraşmaktı” şeklinde konuştu.
BDP’nin kendi anayasa taslaklarının gurur ve iftihar kaynağı olduğunun altını çizen Kışanak, “BDP sadece BDP anayasası yapmadı, tüm Türkiye’nin Anayasası’nı yaptı. BDP’nin taslağı tüm Türkiye’yi geleceğe taşıyacak, demokratik bir anlayışla Türkiye’nin yönetilmesini temin edecek Anayasa taslağıdır. Bizim önerilerimiz içinde herkesin özgürlüğü, hukuku, hakkı vardır. Bizim Anayasa taslağımızın içinde herkesin hakkı, hukuku, özgürlüğü olduğu gibi demokratik bir yönetimi garanti altına alabilecek denetim ve mekanizmalar var” diye konuştu.
Şeffaf ve demokratik bir şekilde komisyon çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Kışanak, “Bu konuda üç parti de üzerine düşen görev ve sorumluluğu yapmadı. Bunun Türkiye’nin görmesi gerek, AKP’nin kalkıp topu diğer partilere atmasının hiçbir anlamı yoktur. Sayın Başbakan her konuşmasında bir lütufmuş gibi ‘İşte biz Meclis’te çoğunluğa sahibiz ama oraya eşit üye gönderdik. Onların sayısı azdı ama biz gene de onlara dedik; üç kişi temsil edilin’ diye. Eğer bu parlamentonun usulü işleyiş biçimi varsa buna herkes uyacak. Bu ne AKP’nin lütfüdür ne de Sayın Başbakanın. Madem bu kadar çoğunluğunuz var, buna rağmen eşit temsili kabul ettik diye böbürleniyorsunuz, çoğunluğunuza güvenerek demokratik kriterleri de savunsaydınız. Defalarca kamuoyuna açık, buradan ilan ettik, ‘demokratik maddeyi tereddütsüz hangi parti olursa olsun, kabul edeceğiz’ dedik. ‘BDP reddetti’ dedi.
Çıksın bir tane göstersin. AKP o masayı kendi Anayasası’nı yapmak ve meşrulaştırmak için kullanmak istedi. CHP sosyal demokrat adına gerçekten hiçbir şekilde kabul edilemeyecek bir tutum ve anlayışla o komisyonda sokakta söylediklerinin gerisinde öneriler sundu. CHP ve MHP sorumludur ama en büyük sorumluluk AKP’ye aittir. Halka verdiği yeni, sivil Anayasa sözünü tutmamıştır. Sivil, demokratik anayasa yapılması için hiçbir gayret ve çaba ortaya koymamıştır. Toplumsal tıkanma olan konularda, toplumsal kesimden destek alalım dedik, yanaşmadı. Tartışmaları toplumun önünde yapalım dedik buna yanaşmadı. Kendisinin getirdiği ve bizim reddettiğimiz bir tanecik bile özgürlükçü, demokratik bir madde bile yoktur” dedi
Kaynak: İHA
Kışanak BDP'nin Meclis grup toplantısında konuştu.
Kışanak, grup toplantısında yaptığı konuşmada, 25 Kasım'ın “Kadına Yönelik Şiddet” konusunda uluslararası mücadele ve dayanışma günü olduğunu hatırlatarak, kadınların tüm sorunlarını masaya yatırdıklarını ve erkek egemenliğine karşı mücadele ettiklerini gün olduğunu ifade etti.
Kadınların yaşadıklarının sadece kadınları ilgilendiren sorun olmadığına dikkat çeken Kışanak, kadının toplumdaki rolünü sorguladı. Kışanak, 'kadın kimdir' sorusunu soran kişinin 'erkek kimdir' sorusunu da sorması gerektiğini belirterek, "Bu sadece kadınların sorunuymuş gibi algılanırsa, kadınlar tabi ki mücadele edecek. Bu mücadelenin öznesi kadınlardır. Önce kadınlar kabul etmeyecek, reddedecek, özgürlüğünü isteyecek, iradesinin kabul edilmesini isteyecek. Bu bir çatışma değil, bu bir toplumsal dönüşüme hizmet etsin istiyorsak, bu soruyu erkekler de sormalı. Bu konuda biz kadınların verdiği mücadele önemi azaltılmayacak kadar güçlü ve dönüştürücü etkileriyle birlikte kendisini ispatlamış bir mücadele olduğuna inanıyoruz. Artık bunu bir toplumsal dönüşüme, bir toplumsal değişime çevirmenin zamanı geldi. 'Kadın kimdir', 'Kadın nedir' herkesin aynı şekilde 'Erkek nedir', 'Erkek kimdir' sorması lazım. Erkeklik eşit yaşamın bir parçası olarak tanımlanmak yerine tarih boyunca egemenlik sembolü olarak güçlenmeye ve örgütlendirilmeye çalıştı" ifadelerini kullandı.
Her gün 5 kadının katledildiğini söyleyen Kışanak, "Şu ana kadar caydırıcı nitelikte bir cezai müeyyide uygulanmasını çok açık ortadadır. Gerek kadına yönelik şiddet uygulamalarda gerekse çocuklara yönelik taciz suçlarında yargının caydırıcı etkisinden asla söz edemeyiz. Bu yaklaşımlar en nihayetinde Türkiye yargı sistemi kadına yönelik şiddetin bir paydaşı haline getirmiştir” şeklinde konuştu.
Siyasetin dil ve üslubunun kadına şiddet olarak döndüğünü ifade eden Kışanak, “Başörtülü başı açık, Alevi, Sünni, inançlı inançsız, her kadın her şeyden önce kadın kimliğine sahip çıkmalıdır. Bu kadını ikincileştiren, köleleştiren, eve hapsetmeye çalışan zihniyete karşı el ele kadın mücadelesini yüceltmelidir” diye konuştu.
Anayasa Komisyonu’na değinen Kışanak, Anayasa Komsisyonu’nda yapılan tartışmaların, konuşmalarının yayınlanmasını istedi. Kışanak, "Kim bu masaya nasıl oturdu ve 2 yıl boyunca halkın umutları üzerinden, halkın beklentileri üzerinden nasıl kendi siyasi partilerinin çıkarları anlayışlarının hesabını kitabını yaptı tüm Türkiye’nin bunu görmesi gerek. Dertleri yeni, özgürlükçü, sivil bir anayasa yapmak değil, herkes kendi partilerinin bu süreçten nasıl karlı geçirebiliriz, bu zamanı nasıl heba edebiliriz onunla uğraşmaktı” şeklinde konuştu.
BDP’nin kendi anayasa taslaklarının gurur ve iftihar kaynağı olduğunun altını çizen Kışanak, “BDP sadece BDP anayasası yapmadı, tüm Türkiye’nin Anayasası’nı yaptı. BDP’nin taslağı tüm Türkiye’yi geleceğe taşıyacak, demokratik bir anlayışla Türkiye’nin yönetilmesini temin edecek Anayasa taslağıdır. Bizim önerilerimiz içinde herkesin özgürlüğü, hukuku, hakkı vardır. Bizim Anayasa taslağımızın içinde herkesin hakkı, hukuku, özgürlüğü olduğu gibi demokratik bir yönetimi garanti altına alabilecek denetim ve mekanizmalar var” diye konuştu.
Şeffaf ve demokratik bir şekilde komisyon çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Kışanak, “Bu konuda üç parti de üzerine düşen görev ve sorumluluğu yapmadı. Bunun Türkiye’nin görmesi gerek, AKP’nin kalkıp topu diğer partilere atmasının hiçbir anlamı yoktur. Sayın Başbakan her konuşmasında bir lütufmuş gibi ‘İşte biz Meclis’te çoğunluğa sahibiz ama oraya eşit üye gönderdik. Onların sayısı azdı ama biz gene de onlara dedik; üç kişi temsil edilin’ diye. Eğer bu parlamentonun usulü işleyiş biçimi varsa buna herkes uyacak. Bu ne AKP’nin lütfüdür ne de Sayın Başbakanın. Madem bu kadar çoğunluğunuz var, buna rağmen eşit temsili kabul ettik diye böbürleniyorsunuz, çoğunluğunuza güvenerek demokratik kriterleri de savunsaydınız. Defalarca kamuoyuna açık, buradan ilan ettik, ‘demokratik maddeyi tereddütsüz hangi parti olursa olsun, kabul edeceğiz’ dedik. ‘BDP reddetti’ dedi.
Çıksın bir tane göstersin. AKP o masayı kendi Anayasası’nı yapmak ve meşrulaştırmak için kullanmak istedi. CHP sosyal demokrat adına gerçekten hiçbir şekilde kabul edilemeyecek bir tutum ve anlayışla o komisyonda sokakta söylediklerinin gerisinde öneriler sundu. CHP ve MHP sorumludur ama en büyük sorumluluk AKP’ye aittir. Halka verdiği yeni, sivil Anayasa sözünü tutmamıştır. Sivil, demokratik anayasa yapılması için hiçbir gayret ve çaba ortaya koymamıştır. Toplumsal tıkanma olan konularda, toplumsal kesimden destek alalım dedik, yanaşmadı. Tartışmaları toplumun önünde yapalım dedik buna yanaşmadı. Kendisinin getirdiği ve bizim reddettiğimiz bir tanecik bile özgürlükçü, demokratik bir madde bile yoktur” dedi