Ab Bakanı ve Başmüzakereci Bağış Aşure Dağıttı

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin birlikteliğini ve kardeşliğini en iyi aşure ayının anlattığını belirterek, "Aşure, birlikteliğimizin, farklılıklarımızın zenginliğinin sembolüdür. Aşurenin içerisinde nasıl farklı yiyecekler ortak bir lezzete dönüşüyorsa, Türkiye'nin bütün zenginlikleri de bizim topraklarımızda farklı bir lezzete dönüşüyor" dedi.


Beykoz'da Serbostani Mustafa Ağa Camisi'nde cuma namazını kılan Bakan Bağış, daha sonra ilçe belediyesi tarafından muharrem ayı dolayısıyla düzenlenen aşure dağıtma etkinliğine katıldı.

Bağış, Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ve Beykoz Kaymakamı Süleyman Erdoğan ile birlikte halka aşure dağıttı.

Burada halka seslenen Bağış, bu etkinliğe katıldığı için memnuniyet duyduğunu dile getirerek, "Muharrem ayının bu mübarek günleri içerisinde, kendi geleneğimizin parçası olan aşureyi vatandaşlarımızla paylaşmak bizim için çok büyük bir mutluluk" dedi.

Bağış, aşure gününün, Anadolu'nun kültürel zenginliği olduğunu belirterek, "Biriz, beraberiz. Allah bir daha bu ülkeye başka sıkıntılar, sorunlar yaşatmasın. İnşallah ülkemiz her geçen gün aydınlık yarınlara doğru emin adımlarla ilerlesin" diye konuştu.

Bakan Bağış, etkinliğe katılan eşi Beyhan ile kızı Ecehan Bağış'a da aşure ikram etti.

- "Aşure, birlikteliğimizin sembolüdür"

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AA muhabirine yaptığı açıklamada, muharrem ayının, oruç, matem, düşmanlıkların, husumetin yasak ve haram olduğu, birlik, dayanışma, zulme ve haksızlığa karşı çıkılan, mazlumdan yana olunan bir ay olduğunu vurguladı.

Muharrem ayının, Hz. Ali'nin herkese ışık olan sözünde ifade bulduğu gibi "bir olma, iri olma, diri olma" zamanı olduğunu kaydeden Bağış, "Esasen birlikteliğimizi, kardeşliğimizi en iyi aşure anlatıyor. Aşure, birlikteliğimizin, farklılıklarımızın zenginliğinin sembolüdür. Aşurenin içerisinde nasıl farklı yiyecekler ortak bir lezzete dönüşüyorsa, Türkiye'nin bütün zenginlikleri de bizim topraklarımızda farklı bir lezzete dönüşüyor" diye konuştu.

Aşurenin içindeki unsurların her birine ayrı bir ihtimam gösterilmezse, kıvamının ayarlanamayacağını, lezzetin yakalanamayacağını kaydeden Bağış, şunları söyledi:

"11 yıldır hükümet olarak bu doğru kıvamı yakalamak için hassasiyetle hareket ediyoruz. Zira devletin görevi toplumun bir parçası olan farklılıkları tanımlamak değil, tanımaktır. Anayasamızdaki tanımıyla demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyetimiz, bütün inanç gruplarına, mezheplere, dini anlayışlara eşit mesafede durmak, hepsinin din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına almak durumundadır. Bizim yaptığımız da Türkiye'de yıllarca yerine getirilemeyen bu anayasal ve insani sorumluluğu üstlenmektir."

- "Bu ülkede hiç kimse ayrıcalıklı, seçkin değildir, olamaz"

Bu noktaya kolay gelinmediğini, birlik ve beraberliğe kasteden Malatya'da, Sivas'ta, Gazi Mahallesi'nde birçok örnekler yaşandığını anlatan Bağış, "Ülkemizdeki bütün inanç kesimlerinin sorunları bizim sorunumuzdur. İşte onun için, samimiyet içinde sorunları çözmenin, yüzyıllardır devam eden meseleleri artık bir çözüme kavuşturmanın mücadelesini veriyoruz. Milli Birlik ve Kardeşlik Projemiz çerçevesinde, Alevi kardeşlerimizle azınlıklarla Romanlarla bir araya geldik. Yüzyıllardır dile getirilmeyen, kimse tarafından işitilmeyen sorunları biz dile getirdik, sorunları biz dinledik" ifadelerini kullandı.

Bağış, provokasyonlar ve fanatik yaklaşımların dayanışmayı hiçbir zaman engelleyemediğini, bundan sonra da engelleyemeyeceğini ifade ederek, "Bu ülkede hiç kimse ayrıcalıklı, seçkin değildir, olamaz. Devletin hizmetleri karşısında hepimiz eşit mesafedeyiz, hepimiz birinci sınıf vatandaşız. Biz, üzerinde yaşadığımız toprakların hep birlikte sahibiyiz" dedi.

Kerbela'da yaşananların, Ehl-i Beyti seven bütün müminleri derinden yaraladığını anlatan Bağış, Kerbela'yı her an yüreklerinde taşıdıklarını söyledi.

Kaynak: AA