Türk Edebiyatının Geniş Kitlelerce Benimsenmesine Katkı Ödül Getirdi

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne edebiyat dalında layık görülen yazar İskender Pala, divan edebiyatının son yıllara kadar fazla bilinmeyen, üzerinde fazla durulmayan, failatün ve failünden ibaret sayılan bir alan olduğunu belirterek, "Oysa şimdi ben ve bazı meslektaşlarımın gayretleri sonucunda divan edebiyatı toplumun genç kitleleri tarafından dinleniliyor, öğreniliyor, biliniyor ve merak ediliyor. Bu ilgiyi uyandıranlar içerisinde ön sıralarda yer aldığımı, dolayısıyla bu ödülü hak ettiğimi düşünüyorum" dedi.


Pala, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluğunun geçtiği Uşak'ta çok fazla kitap ve yol gösteren kişinin olmadığını söyledi.

O dönemde küçük resimli romanların hayatında önemli yeri olduğunu, daha sonra hikayeler okumaya başladığını anlatan Pala, "Beni yazarlık konusunda ilk etkileyen isim, Peyami Safa oldu. Arkasından diğer yazarları tanıdım. Kitabın olmadığı bir yerde, imkansızlıklar içerisinde belki kurtuluşu bir şeyler okumakta buldum. Yazar olmayı düşünmedim, okumayı düşündüm. Çok okudum. Bu okumalar neticesinde insan bir sonuç elde edip bir şeyleri yazmaya kendiliğinden başlıyor" diye konuştu.

Pala, 30 yıllık yazarlık hayatına yaklaşık 75 kitap sığdırdığını dile getirdi.

Çok araştırarak, konuların üzerinde durarak yazmayı seven biri olduğunu ifade eden Pala, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yaptığım; geçmiş zamanlardaki şairlerin, araştırmacıların, yazarların bildiklerini ve söylediklerini bugün yeniden inşa etmek, onlardan belki ilham alarak bugünün insanlarına söyleyebilecek sözlerimi söylemek, belki bir köprü vazifesi görmek. Ortaya yaratıcı bir eser çıkarmıyorum. Çalışarak, gayret sarf ederek ve mesai harcayarak üzerinde işçilik yapıyorum. Benimki sanatkarlıktan ziyade belki zanaatkarlık diyebiliriz. Çünkü divan şairleri her şeyi söylemiş. Yeryüzündeki en güzel sözleri, en eski adamlar söylemiş. Biz onları yeni sözler zannediyoruz ama eski adamlar zaten o sözleri tüketmişler. Benim yaptığım, o sözlerin bugüne yansıyan zeminde yeniden üretilmesi gibi bir şey."

Pala, yazmak için bir zaman dilimi gözetmediğini belirterek, 09.30-19.00 saatlerinde Beşiktaş'taki ofisinde çalıştığını anlattı.

Günde 10 saatten fazla çalıştığını dile getiren Pala, "Bu çalışma sonunda belki o gün 1, 3, 5 sayfa, belki de hiçbir şey çıkmamıştır ama bu o gün çalışmadığım anlamına gelmez. Yazarlık serüvenimi değerlendiririm. O değerlerdirme, belki 3 gün sonra 20 sayfa olarak yansıyacaktır" diye konuştu.

- "Ödülün bana verildiğini basından öğrendim"

İskender Pala, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nün edebiyat dalında kendisine verildiğini basından öğrendiğini aktararak, "O anda düşündüm; ben bunu hak ettim mi diye. Zihnimdeki makaralar geri sardı ve 'ben bu ödülü hak ettim' dedim. Elbetteki çok çalıştım, çok gayret sarfettim. Dolayısıyla çalışmalarımın görünür olduğuna sevindim. Bana bu ödülü verenlerin bunu fark etmiş olmalarından çok onur duydum. Bir ülkenin evladı olarak o ülkenin en yüksek makamından ödül almak bir şereftir. O bakımdan da çok bahtiyar oldum, çok sevindim" ifadelerini kullandı.

Türk edebiyatının geniş kitlelerce benimsenmesine ve toplumda kültür tarihine yönelik ilginin oluşmasına sağladığı önemli katkılar dolayısıyla ödüle layık görülen Pala, yaptığının tam da bu olduğunu söyledi.

Pala, divan edebiyatının son yıllara kadar fazla bilinmeyen, üzerinde fazla durulmayan, failatün ve failünden ibaret sayılan bir alan olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"Oysa şimdi ben ve bazı meslektaşlarımın gayretleri sonucunda divan edebiyatı toplumun genç kitleleri tarafından dinleniliyor, öğreniliyor, biliniyor ve merak ediliyor. 20-25 yıl önce 6 kişinin dinlediği divan edebiyatı konferansını şimdi 600 kişi yer bulamayarak dinliyor. Bu ilgiyi uyandıranlar içerisinde ön sıralarda yer aldığımı, dolayısıyla bu ödülü hak ettiğimi düşünüyorum. Ayrıca geniş kitleler tarafından edebiyatın sevdirilmesine katkı da söz konusu. Romanlarımı en az 300 bin kişi okuyor. Dolayısıyla Osmanlı tarihinden, kendi kimliğimizden ve bilincimizden insanlara rol modeller seçiyorum ve onlara kahramanlar sunuyorum. 'Kahramanınız olsun, o kahramanlarla yaşayın, onlar gibi olmaya gayret edin, onlar size kimlik olur. Onlar sizin kültürünüze, medeniyet birikiminize bir şeyleri yansıtır, bu kimliğin arkasında durabilirsiniz' diyorum. Mesele bu."

İskender Pala, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile tanışıklığıyla ilgili, "Değişik mekanlarda, resepsiyona katıldığımda mesela elini sıkmışlığım vardır. Onun haricinde yok" dedi.

Yayınevinin devlet büyüklerine kitap gönderilmesiyle ilgili çalışmalar yaptığını dile getiren Pala, Cumhurbaşkanına, Başbakana, bakanlara ve milletvekillerine ilgili olduklara alanlara göre kitaplarının yollandığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA