Ödemiş’te Et Entegre Tesisinin Temeli Atıldı

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ödemiş’teki Yeni Otogar ve Yeni Hal Tesisi projelerinin ardından, hayvancılık sektöründe önemli yere sahip ilçede Et Entegre Tesisi kurulması için de destek verdi.

Ödemiş’te Et Entegre Tesisinin Temeli Atıldı

Ödemiş Belediyesi ile birlikte hayata geçirilen ortak hizmet projesi kapsamında Hayvan Pazarı’nda kurulacak tesisin temeli İzmir Büyükşehir Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun katıldığı coşkulu törenle atıldı. Törende konuşan Başkan Aziz Kocaoğlu, İzmir’in her ilçesine siyasi ayrım yapmadan eşit hizmet götürdüklerini ifade ederek, 9,5 yıl önce yerelde kalkınmayı sağlamak, 4 milyonu aşkın insanın lokmasını büyütmek, gençlere iş bulmak, üretimi artırmak ve hizmet sektörünü geliştirerek İzmir’i hak ettiği yere taşımak üzere 500 projeyle yola çıktıklarını söyledi.

“HAYAL PROJELERIN PEŞINDE KOŞMADIK”
Büyükşehir Belediyesi bütçesini kente ve kentliye geri dönecek şekilde harcayarak projeleri hayata geçirdiklerini belirten Başkan Kocaoğlu, “Yeni bağlanan ilçelerimizde de yapılabilecek ne varsa, siyasi ayrım gözetmeden destek verdik. Küçük Menderes için neler yaptığımızı ve yapacağımızı gösterdik. Ödemiş’te otogar, toptan hal tesisleri için de destek verdik. Bunlar bir kentin olmazsa olmazları. Zorunlu yapılması gereken işler. Hayal projeler peşinde koşmadan, paranın kuruşunu nereye harcamamız gerektiğini bilerek çalışmaları sürdürüyoruz. Hayvanlarımız bu tesiste değerlendirilecek ve tüketiciye ulaştırılacak. Büyükşehir'e düşen belediye hizmetlerinin tamamını tamamlamayı düşünüyoruz. Bunu yapacak itibarımız ve donanımımız var” diye konuştu.

“SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ KAPATTILAR”
Konuşmasına “Yüreğimi inciten bir konuyu da paylaşmak istiyorum” diyerek devam eden Başkan Aziz Kocaoğlu, “Bundan 15 sene önce Tahtalı Havzası'nda, Tansaş’ın tamamı bizim iken Hazine’den 100 dönüm arazi tahsis ettik. Tahsisin bitmesine yakın arazinin satın alınmasını istedik ve 6,5 milyon lira fiyat önerdik. Milli Emlak bizden 27,5 milyon lira para istedi. ‘Bunu alamayız üstündeki yapıyla birlikte size bağışlıyoruz’ dedik. Onlar aldılar bu tesisi kapattılar ama İzmir’in bu tesise ihtiyacı var. Öyle yüksek fiyat çektiler ki, kimsenin alması, çalışması mümkün değil. Hem sektörün hem de tesisin önünü kapattılar. İzmir bu ülkenin üçüncü büyük kenti değil mi? Bu nasıl bir bakış, nasıl bir nazar?” dedi.

Başkan Aziz Kocaoğlu kent gündemine ilişkin düşüncelerini açıkladığı konuşmasına şöyle devam etti:“İktidar Partisi’nin il başkanı beyanat vermiş. Aliağa-Meneres Raylı Sistem’in yüzde 70’ini biz yaptık, belediye yüzde 30 yaptı’ diyor. Bu prjenin temeli 2006’da atıldı. Biz de TCDD de devlet kurumu. Harcamalarımız belgeli. 10 liraya 10 bin lira diyecek halimiz yok. Evrağa dayalı, ben bu temeli attıktan sonra, kim kaç para harcadıysa evrağıyla birlikte çıkartacak. Yüzde 85’ini İBB harcadı. Yüzde 15’ini TCDD harcadı. Bunun aksini söylemek bilgi kirliliği, milletin kafasını bulanndırmak, yanlış bilgi ve toplumu yanılmak demek. Siyasetçinin toplumu yanıltmak gibi bir görevi yok. Siyasetçi örnek olmak durumunda.”
“ÖZEL İDARE’NIN MALLARI ÜZERINDEN OYUN OYNANIYOR”
“İzmir İl Özel İdaresi'nin gayrimenkulleri var. Bu servetler yerel servettir. İzmir'in sermayesidir ve İzmir'in kalkınmasına ayrılması gerekmektedir. Sümerbank arazisi çok önemli bir arazi. Önce okul yaptılar. Şimdi de müze yapılacak deniyor. Ben müzeye karşı değilim. Müze yapılmasın demiyoruz. Her türlü desteği veririz. Vali Bey, buraya müze yapacağını söylüyor. Kalkacak, bu müzeyi Kültür Bakanlığı yapacak. ‘Maliyeti bu, finansmanı bu, TOKİ’ye arsa vereceğim, o da yapacak’ diye müze yapılmaz. Bizim buna ihtiyacımız var. Bunu yapmaya da hazırız. Müze yerini Kadifekale’de zaten kamulaştırıyoruz. Burada gizlenen birşey var. Buranın planlarını biz yaptık. 40 bin metrekare otel yapılabilecek arsa var. Bu arsanın değeri çok yüksek. Sümerbank arazisi diye, müze yapılacak diye, bütün hedef, güzelim gayrimenkulu satmaktır. Belediye Başkanlığım sürecince bir liralık gayrimenkul satmadım. Bir lira kimseden hibe almadım. Yol, kültür merkezi, kavşak ve mezar yapmak için 800 milyon liralık arsa kamulaştırdım. İl Özel İdaresi’nin 3,5 milyar liralık malına göz dikilmiş durumda. Bu mal satılmak isteniyor, bitirilmek isteniyor ve bu mal üzerinden her türlü oyun oynanıyor.”
“BÖYLE DEVLET YÖNETILMEZ”
Tapusu Büyükşehir Belediyesi’nde ait Bayraklı’daki 100 dönüm arazinin Karayolları’na verilmek istendiğini ifade eden Başkan Kocaoğlu, “Mal sahibi biziz. Milli Emlak, buranın mera olduğunu söyleyerek elimizden aldı. Sonra burası mera alanından çıktı. Tahsisini istedik, ancak öncelik sırasının Karayolları’nda olduğunu söylediler. Benim tapulu mülküm. El insaf, tapulu mülkümü verin bari kardeşim! Karayolları, bölge binasını ve şantiyesini sattı. Sonra gelecek Büyükşehir Bleediyesi’nin 100 dönümlük arazisini ‘meraydı, aldıydın- verdiydin’ diye gasp edecek. Böyle devlet yönetilmez. Böyle millet yönetilmez. Böyle ekonomi olmaz. Bu gidiş, gidiş değil. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin tapusuyla oynayan, gariban vatandaşı ne yapar? Dikkatli olmak zorundayız. Bu ülkede, tarımın kalkındırılmasından yanayım. Tarımı her gün biraz daha çökertiyoruz. Yarın bağdaya da muhtaç kalacağız. Böyle verimli topraklarda tarım kalkındırılmaz mı? İhracat rekorları kırılmaz mı?” diye konuştu.

“ÜRETMEDEN HUZUR GELMEZ”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yetki sınırları dahilinde tarımın kalkıması için tüm yatırımları yapmaya amade olduğunu belirten Başkan Kocaoğlu, Türkiye’nin kalkınması için izleyeceği yolu şöyle açıkladı.

“Bugüne kadar yaptıklarımızın hepsini biliyorsunuz. Tarımın kalkınması, hayvancılığın, bu insanın, bu ülkenin kalkınması için yapıyoruz. Türkiye’nin en büyük problemlerinden bir tanesi tarımın kalkındırılmasıdır. Tarımın kalkındırılması son derece ucuzdur. Tarımcı zaten direniyor, biraz sırtını sıvazlamak ve teşvik vermek yeterlidir. Ben bunu Küçük Menderes’te yaptım. Büyükşehir Belediyesi bütçesinden verdiğim paranın da öyle uzun boylu bir değeri yoktur. Devlet bütçesinde hiç yoktur. Bu ülke tarımda, sanayide hizmet sektöründe, turizmde, kültürde sanatta top yekün üretmek zorundardır. Üretim politikasının düzenlemesi gerekmektedir. Biz üretmiyoruz. Biz arazi, gayrimenkul satıyoruz, borçlanıyoruz. AVM yapıyoruz. Üretmeyen devlet ve millet büyüyemez, gelişemez, artı değer üretemez, refah düzeyini arttıramaz. Bizim hükümet politikamızın, devlet politikamızın üretim eksenli olması gerekmektedir. Emek sismtemiz çarpıktır. Bir taraftan emekçi vatandaş, işçi manda kasalı taşeron denilen adamlara asgari ücretten teslim edilmiştir. Hayat hakkı, yaşam hakkı, mücadele hakkı yoktur. Kölelik düzeni vardır. Bir tarafta da 657 yasaya tabi olanlar ve devlet işçisi olanlar, toplu sözleşme hakkı alanlarda bu ülkenin üretimini engelleyecek kadar yüksek ücret almaktadır. Korkunç bir dengesizlik var. Her milletin, her ilimin emek saatine verebileceği para bellidir. Başta iktadar ve muhalefet partisi olmak üzere bu emek politikasını düzeltmek zorudadır. Ne sendika ağalarına, manda kasalı taşeronlara vatandaşı teslim etmemek gerekmektedir. Bu 3 konuda karar verildiği müddetten itibaren Türkiye Cumhuriyeti 5 senede kendini toparlar. 10 senede dünyanın en önemli üreten ve zengin ülkelerinden bir tanesi olur. Bunları yaparsak zaten barış gelecektir. Bunları yaparsak, güçlenirsek zaten Ortadoğu’daki oyunların aleti olmayız. Barış güçten, üretmekten gelecektir. Mutluluk, huzur oradan gelecektir. Biz bunun davanın peşindeyiz, bunun için çalışıyoruz, bunun için sizlere layık olmak istiyoruz. ”
“BIR ELIN VERDIĞINI DIĞER EL GÖRMEZ”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı yardımlara da değinen Başkan Kocaoğlu, “İzmir’de 2 dönem milletvekilliği yapmış, şimdi İktidar Partisi’nin Başkan Yardımcılığı görevini yürüten sayın Nükhet Hotar bir açıklama yapmış. ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi yardımlaşmaya, kömüre karşıydı, şimdi odun dağıtıyor’ dedi.

Sadece benim zamanında değil, Piriştina döneminden bu tarafa bayramda, ramazanda, dar günde ihtiyacı olan vatandaşlarımıza yardım yapıyoruz. Hem erzak dağıtıyoruz, hem para yardımı yapıyoruz. Park Bahçeler Müdürlüğü’nün budamak için kestiği odunları sobaya girecek şekilde kesip dağıtıyoruz. Bunu yıllardır yapıyoruz. Ama bunun reklamanı yapmıyoruz. Bizim dinimizde, bir elin verdiğini diğer el görmez. Biz buna inanıyoruz. Yardımın reklamı olmaz. Muhtaç insana yardım etmek insanlık görevidir, belediyenin görevidir. Bir çuval parçası içinde odun görmüşler, oradan siyaset yapıyorlar. Siz Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’de ne yaptığını bilmiyorsanız benim size söyleyecek hiçbir lafım yok. Allah yolunuz açık etsin. Ama İzmir’den ırak etsin. Çünkü İzmir’i bilmiyorsunuz” diye konuştu.

Hal Tesisi ve Otogar’dan sonra Et Entegre Tesisi’ne verdiği destek nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür eden Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin ise, “Bu proje sadece bir mezbaha yaratmayacak. Ödemiş için önemli bir ticaret merkezi yaratmış olacağız. Bu proje, Küçük Menderes'in Türkiye çapında gelişimi için önemli bir araç olacak. Bu bölgede günde bin hayvan el değiştiriyor ve katma değer farklı illere gidiyordu. Bu tesisle birlikte 350 bin büyükbaş hayvanın, katma değeri ilçemizde kalarak değerlendirmesini sağlayacağız. Türkiye'de Ödemiş'i et ve süt ürünlerinde marka yapmaya hazırlanıyoruz” dedi.

Ödemiş Kaymakamı Abdullah Dölek de, ilçe gündemindeki 100 yıllık rüyanın gerçekleştiğini, tesisin devreye girmesiyle besi hayvancılığının önü açılacağını ve Ödemiş’in kendi markasını yaratacağını söyledi.

TESİSTE NELER VAR?
Ege Bölgesi’nde hayvan alışverişinin yapıldığı en önemli merkezlerden biri olan Ödemiş Hayvan Pazarı içindeki 7 bin 600 metrekarelik alanda kurulacak tesis, canlı hayvan ticaretinin devamı olarak Ödemiş’i cazibe merkezi haline getirecek. Küçük Mmenderes bölgesine 250 büyükbaş, 400 küçükbaş hayvan kapasiteli yapılacak tesisin, 2014 Mart ayıdan devreye sunulması hedefleniyor. Tesis içinde 681 metrekare kesim alanı, 390 metrekare padok, 155 metrekare lisanslı işlenmiş et ürünleri imalat alanı, 275 metrekare yan ürün tasnif ve depolama alanı ile 2 bin 214 metreküp soğuk hava deposu bulunacak.
Kaynak: İHA