Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı

Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı’nın (EIF 2013) 6’ıncısı Başkent’te gerçekleştiriliyor. ATO Congresium'da başlayan kongre ve fuarın açılış konuşmalarını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Büyükelçi Mithat Rende, Glogal Enerji Derneği Başkanı Çiğdem Dilek, Akkuyu NGS A.Ş CEO’su Alexandar Superfin ve Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Nihat Zeybekçi yaptı.

Bakan Yıldız, fuarın hayırlar getirmesini temenni ederek, “Bu ara çok güzel haberler alıyoruz. İnşallah önümüzdeki Kasım ayında, Uluslar arası Enerji Ajansı’na dönem başkanlığı yapacak Türkiye. En iyi şekilde temsil edilecek. Birçok önemli ülkenin dünya ile ilgili bakışlarını kısmen yönlendirecek ve o tespitleri yapabilecek bir kongre olacak. Dün gece 2 civarında Başbakanımızla beraber Kosova’dan gelmiştik. 3’e yakın aradı arkadaşlar ve dünyanın diğer ucundan bizim talip olduğumuz ‘Dünya Petrol Kongresi’ ile alakalı o güzel haberi verdiler. 2016’da Dünya Enerji Kongresi enerji olimpiyatıdır, İstanbul’da düzenlenecek ama hemen takip eden yılda Dünya Petrol Kongresi 2017 yılında İstanbul’da yapılacaktır. Bu salonda bulunanlar enerji ailesinin, vazgeçilmez bireyleri ve üyeleridir” diye konuştu.

Önümüzdeki yıl Dünya Petrol Kongresi Moskova’da düzenleneceğini kaydeden Yıldız, “Orada Kazakistan, Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerle yarıştık ve oy farkıyla beraber hamdolsun bu Türkiye bu organizasyonu hak etti. Niçin bunları söylüyorum? Çünkü Türkiye’nin sürdürülebilir siyasi istikrarıyla beraber bunlar alınabiliyor. Bir karışıklıkta böyle bir organizasyonu alma imkanınız olmaz. O yüzden Türkiye’nin siyasi istikrarına borçlu olanlar yalnızca iktidar partisi mensupları değillerdir” ifadesini kullandı.

Çevrenin enerjinin ayrılmaz bir parçası olduğunu da kaydeden Yıldız, “Çevre legal olduğu kadar, resmileştiği kadar ve doğru olduğu kadar enerji projelerini gerçekleştirebilir. Bunun karırını vermek için bir yerde protesto olması gerekmiyor. Çevreye rağmen değil, çevreyle beraber Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bu ülkenin enerji projelerini yürütecek. Bununla alakalı somut gelişmeleri önümüzdeki günlerde görebiliriz ” diye konuştu.

KÖMÜR ÇIKARIMI
Kömür çıkartmadığımız kadar, insanlık tarihinin odunu kullandığını hatırlatan Bakan Yıldız, “Yani yeşili almıştır çevreden. Odun, kömür, petrol, doğalgaz ve hidrokarbonlar sürecindeki hidrojen enerjisi tarihi yaklaşık 250 yıllık bu tarih kömür çıktıktan sonra odunun daha az tüketildiği bir dünyaya dönüşmüştür. O yüzden söylediğimiz cümlelerin gerek çevreye gerekse enerji sektörüne tercümesini çok iyi yapmamız lazım. Türkiye yerli kaynaklarını kullandığı kadar ithalatı kesecek. 114 milyon ton eşdeğer petrole karşılık Türkiye’nin bütün enerji kaynakları kullanılıyor. Bunun yaklaşık 3’te 1’i elektrik sektöründe, 3’te 2’si hayatımızın diğer alanların da kullanılıyor. Tezekle başlayan, odunla devam eden bütün enerji kaynaklarının içinde bulunduğu kaynakların toplamı 114 milyon ton petrole eş değer Türkiye’de. Her geçen gün bu ihtiyacımız daha da artıyor” şeklinde konuştu.

Önümüzdeki süreçte göreceklerimizle ilgili ise Bakan Yıldız şunları söyledi:
“Bazı kaynağının aşmış olan nehir tipi santrallerin bir ayıklaması yapılacaktır. Oradaki iyi niyetle ve o yöre halkının yalnızca kendi mecralarına gidecek suyun değişmesiyle birlikte olan mağduriyetini dikkate almak durumundayız. Bunu hiçe sayamayız. Bununla ilgili düzenlemeleri gerek Orman ve Su İşleri Bakanlığımız gerekse Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız gerekse EPDK gerekli düzenlemelerini yapacaktır. Coğrafyayı olabildiğince az bozarak, o paradoksu ülkenin hem enerjinin hem de çevrenin lehine kullanarak bunu yapmamız lazım. Su kaynaklarımızdan vazgeçmemiz doğru olmaz.”

DOĞALGAZ İTHALATI
HES’lerden biriktirilen elektriklerle beraber şuanda Türkiye’nin enerjisinin 4’te 1’ini karşılandığını da kaydeden Yıldız, “Rüzgarla alakalı yaptığımız bütün çalışmalar, 500 milyon dolarlık doğalgaz ithalatını kesmiştir. Amacımız bunu en az 7 katına çıkarmaktır. Yani 3,5 milyar dolarlık bir doğalgaz ithalatını kesecek bir tabloyu oluşturmak istiyoruz” dedi.

Yıldız, artı 60 derecedeki insanlarla, eksi 60 derecedeki kaynakların buluşturulması gerektiğini de vurguladı. Türkiye'de enerji alanında kamu denetimiyle beraber özel sektörün daha fazla rol aldığı ama mutlaka denetimden geçmek zorunda olan bir piyasa oluşturduklarını kaydeden Yıldız, bu modelin uluslararası alanda ilgi çektiğini vurguladı. İthal kaynakların yerli kaynaklara dönüşmesi konusundaki çalışmalarla ilgili olarak ise Yıldız, "Ülkemizde varsa petrolü bulacağız, yoksa bulamayacağız arkadaşlar. Türkiye bir petrol ülkesi olarak adlandırılmıyor. Kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek 700 bin varillik bir rezerv görünmüyor. Ama Türkiye'de bir miktar petrol görünüyor. Ben Akdeniz ve Karadeniz'de yaptığımız çalışmaların devam etmesi gerektiğini söyledim. Trakya, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin siyasi istikrarının daha da stabil hale gelmesiyle beraber buradaki arama çalışmalarının daha da artırılması gerek. Kaya gazıyla alakalı bir yapının, şu anda Diyarbakır'da başlattığımız çalışmanın artarak devam etmesi gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin enerji politikaları ve stratejilerinin kendine yeter, kendini yönetebilir hatta birazda kabının dışına çıkabilir bir hal aldığını da ifade eden Yıldız, bazı genel müdürleri, mühendis ve teknikerleri geçici görevle çeşitli ülkelerin başbakanlarına danışman olarak atadıklarını söyledi.

Bakan Yıldız, “Türkiye, özelleşen ve liberalleşen piyasasıyla, özel sektör varlıklarını kamu varlıklarıyla beraber dengeli bir şekilde yürütmeye çalışan bir politika izliyor. Elektrik Piyasası Kanunu'nu nasıl çıkardıysak işleyen piyasayı daha iyi gözlemlemek açısından da Doğalgaz Piyasası Kanunu Bakanlar Kurulu'nda imzaya sunuldu. İnşallah bütçeden sonra da TBMM'de görüşülmüş olacak" şeklinde konuştu.

“IRAK'TAN YILLIK 30 MİLYON VARİL İTHALAT YAPIYORUZ”
Yıldız, konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını da cevapladı. Irak Petrol Bakanı ile görüşmeyle ilgili soruları cevaplayan Bakan Yıldız, Bağdat'ın güneyinde petrol ve doğal gaz servisi anlaşmalarının devam ettiğini belirterek, “Kendileri de bundan mutlu oldu. Türkiye'nin de Irak'tan yıllık 30 milyon varil ithalat yapıyoruz” dedi.

Merkezi Irak hükümetiyle aramızda çok serin bir rüzgar esiyormuşçasına yapılan yorumları değerlendiren Yıldız, “Enerji sektörüyle alakalı, kelimeyi dikkatli seçmem lazım, çok sağlıklı bulmuyorum. Bizim merkezi Irak hükümeti ve ayrılmaz parçası Kuzey Irak'la alakalı yapılan projelerin değerlendirmeleri önümüzdeki süreçte daha fazla artacaktır ve bunu hep beraber kamuoyuyla paylaşacağız" diye konuştu.

“KERKÜK-YUMURTALIK BORU HATTINDAN NE KADAR ÇOK HAM PETROL GEÇERSE BU IRAK'IN O KADAR NORMALLEŞTİĞİ ANLAMINA GELİYOR”
Irak tarafında yapılan boru hattının sınırın ne tarafından bağlanacağı ve gelir paylaşımı konusuyla alakalı soruya ise Yıldız şu cevabı verdi:
"Irak sınırı içerisinde hangi boru nereye bağlanır, bu Irak'ın iç problemidir. Bizim Irak'ın içindeki projelerle alakalı, boru hattının şuradan bağlanması lazım, buradan bağlanması lazım diye herhangi bir telkinde bulunmamız söz konusu değildir. Kerkük-Yumurtalık Hampetrol Boru Hattı'nda Bağdat'ın, bölgenin petrolü vardır. Irak'ın kuzeyinin petrolü vardır, buna kendileri karar vermektedirler. Bizim 15 yıllığına yaptığımız anlaşma petrol sevk edip varil başına düşen ücreti almaya yöneliktir. Irak'ın kendi içerisinde yaptığı düzenlemelerin, boru hattıyla alakalı projelerin dizaynına kendileri karar vermektedirler. Kerkük-Yumurtalık boru hattından ne kadar çok ham petrol geçerse bu Irak'ın o kadar normalleştiği anlamına geliyor.”
TPAO'nun Irak'taki yatırımlarına ilişkin soru üzerine Bakan Yıldız, "Sayın Şehristani'yle Irak'taki projelerde TPAO'nun süreç dışında kalmasını gerektirecek bir konu konuşmadık. TPAO, Bağdat'ın güneyindeki bütün yaptığı anlaşmalar doğrultusunda işlerine devam etmektedir" diye konuştu