Kaplan, Ab İlerleme Raporunu Değerlendirdi

Şırnak'ın Cizre ilçesinde Avrupa Birliği (AB) ilerleme raporunu değerlendiren Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "Fikirler konuşacaksa eleştiriler sert olabilir.

Kaplan, Ab İlerleme Raporunu Değerlendirdi
Çözüm sürecini her kim ki bitirirse sonuçları çok ağır olur. Kimse bunun altından kalkamaz. Başbakan'ı dili konusunda biraz daha sağduyulu olmaya, çözüm sürecini iyi bir şekilde etkilemeye çağırıyoruz" dedi.


Cizre’de Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanı'nda AB ilerleme raporu hakkında gazetecilere açıklamalarda bulunan Kaplan, Başbakan'ın bu çözüm sürecinin ne kadar önemli olduğunun farkında olduğunu söyledi.

Avrupa Birliği ilerleme raporunun açıklandığını ifade eden Kaplan, raporda dikkat çekici noktanın, demokratikleşme konusunda Barış ve Demokrasi Partisi'nin net tavır gösteren tek parti olduğunun ifade edildiğini belirtti.

Reformlar ve demokratikleşme konusunda ikircikli olmadıklarını belirten Kaplan, 2013 ilerleme raporunun kendileri açısından sürpriz olmadığını, demokratikleşme paketine ve hükümete yönelik eleştirilerin çok daha fazlasının ilerleme raporunda görüldüğünü söyledi.

Kaplan, şunları kaydetti:
"İlerleme raporunda dokunulmazlıklar, tutuklu milletvekilleri, belediye başkanları, uzun tutukluluk hali, adil olmayan yargılamalar, özel yetkili mahkemeler ve bu mağduriyetlerin, siyasi tutukluların ve seçilmişlerin durumuna oldukça önemli bir şekilde dikkat çekmektir. Hükümetin Kürt meselesi konusunda çok ciddi bir sıkıntısı var ve bu paket gerçekten bunu cevaplamadığını gösteriyor. Güvenlik güçlerinin sivil denetimi daha da güçleştirilmeli, bu çok önemli bir ifade, özellikle de Gezi olaylarından sonra Mit Yasası'nın hukuk dışı denetimi etkisizleştirme durumu söz konusudur. Burada adli kolluk oluşturulmadan, bütçeden adalete ayrılan payın azlığından, yine siyasi partilerin finansmanında şeffaflık ve mali denetimin olmayışının, adalete erişimin sınırlı oluşundan ve en önemlisi de ifade özgürlüğüne ilerleme raporunda herhangi bir ilerlemenin olmadığı kaydediliyor. Bunu da biz hükümete çözüm sürecinde defalarca söyledik. Terörle Mücadele Kanunu'nu değiştirin, KCK tutukluları var, siyasi tutuklular var. En fazla gazeteci ve avukatlar Türkiye’de tutuklu diye söylememize rağmen maalesef bunlar konusunda adım atılmadığı dikkate alınarak not düşülmüş. Düşünce ve özgürlük konusunda da ciddi sıkıntılar var. Alevi yurttaşlarımızın inançları konusu. Nüfus cüzdanlarındaki ayrımcılık kayıtları. Kadın hakları, kadına yönelik şiddet konusunun çok ciddi ve yetersiz olduğu ilerleme raporunda yer alıyor. Anadilde eğitimde ilerleme kaydedilmediği, çok sınırlı adımların atıldığı belirtildi. Anayasa, siyasi partiler yasası, yargı alanı dikkat çekti ve özellikle Doğu ve Güneydoğu başlığı adı altında yine KCK soruşturmalarına ve bunların doğurduğu ciddi gerilimlere dikkat çekiyor. Hakikaten de bu çözüm sürecinde çatışma olmamasına rağmen ciddi bir gerilim yaşanıyor. Yine koruculuk sisteminin kaldırılması konusunda adım atılmamasına dikkat çekiliyor ve sonuçta Kürt sorununda iletişim konusunda yeterli kayda değer ilerleme olmadığı ifade ediliyor. Seçilmiş siyasetçilere dikkat çekilerek ciddi endişeler var deniliyor. Bütün bunlara karşı anayasa sürecini yaşayan bir Türkiye var. Demokratikleşme yasalarının tartışıldığı ülkemizde, Avrupa Birliği'nin özellikle şu fasılları açıklaması gerekli ve zorunlu hale gelmiştir. 23'üncü fasıl yargı ve temel hakları konusudur. 24'üncü fasılda adalet özgürlük ve güvenlik konuları var. Türkiye’de en çok tartışılan ve eksik olan konu bu. 26'ncı fasıl eğitim ve kültür konusudur buna önemle dikkat çekiyoruz. 27'nci fasıl çevre ve iklim konusudur, bunu önemsiyoruz. 28'inci fasıl tüketicinin ve sağlığın korunması konusudur, bu konuda fasılların açılması, yine 32'nci fasıl mali kontrol sayıştayın bütün harcamaları, giderleri denetlemesidir. İşte biz bu fasılların açılmasının Türkiye’deki demokratikleşme sürecini olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyoruz."
İlerleme raporunda; eşitlik, özgürlük ve adalet konusunda adım atılması gerektiğinin ortaya çıktığını aktaran Kaplan, "Bu üç konu düşünce örgütlenme özgürlüğü, demokratik haklar, seçim konularında adım atmak zorundasınız diyor. Çünkü atılan bir adım yok diyor. Adım atın diyor ve hükümeti uyarıyor. Ev ödevlerini yapmıyorsun diyor ve mızmızlanıyorsun diyor. İşte beni bu kadar yıldır bekletiyorlar, üyeliğimi almıyorlar diyor. Sen üstüne düşen görevi yerine getirdin mi, düşünce özgürlüğünü, adaleti sağladın mı? Bunun önündeki engelleri kaldırdın mı? Yok. Anayasayı, seçim yasasını değiştirdin mi? Yok. Yoksa sen niye itiraz ediyorsun bizi almıyorsun diye. Çünkü yapmamışsın görevini sonradan da adamlar gelip seni sollamış ve üye olmuşlar diye bunlardan da ders çıkarmanız gerekiyor deyip, hükümeti uyarıyoruz" diye konuştu.

Daha sonra Başbakan Erdoğan'ın söylemi hakkında açıklamalarda bulunan Kaplan, "Kendi dışındaki siyasi partileri ifade açıklamaları veya şu ve bu konusunda Sayın Başbakan’ın uyarması, tehdit etmesi hukuken etik değildir. Siyaseten etik değildir ve bu çözüm sürecinin ruhuna uygun değildir. Sayın Başbakan'ı dili konusunda biraz daha sağduyulu olmaya, çözüm sürecini iyi bir şekilde etkilemeye çağırıyoruz. Biz siyasi partiyiz ve seçime gireceğiz. Önümüzdeki üç ay içerisinde de yarışacağız. Bu seçim yarışında elbette ki her parti fikrini söyleyecektir. Sayın Başbakan değil miydi silahlar sussun fikirler konuşsun diyen. Eğer fikirler konuşacaksa eleştiriler sert olabilir ama kabul edecekler. Hiçbir parti diğer bir partinin ne devamı, ne uzantısı ne de emrindedir. Hele hele bizim gibi özgürlük mücadelesi veren bir parti bu konuda kararlı bir duruş sergiler ve bildiği programı uygulamaya devam eder" ifadelerini kullandı.

Kaplan yaptığı açıklamanın ardından, havalimanındaki taksicilerle bir müddet sohbet edip, daha sonra Ankara'ya gitmek üzere uçağa binerek Cizre'den ayrıldı.
Kaynak: İHA