Huzurevinde Geçmişin Muhakemesini Yapıyorlar
Bolu Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren İzzet Baysal Çakmaklar Huzurevi sakinleri, yaşadıkları acıları ve hatalarını huzurevinde edindikleri dostluklarla unutmaya çalışıyorlar.
Huzurevi sakinlerinden 70 yaşındaki Ömer Yalabık, ailesinin baskısı ve yönlendirmesiyle daha ilkokuldayken cinayet işlediğini anlattı. Bu olay nedeniyle 10 yıl cezaevinde kaldığını belirten Yalabık, cahilliğinden dolayı gençliğinin heba olduğunu ifade etti.
Yalabık, 7 yıldır, Bolu Çakmaklar Huzurevinde kaldığını dile getirerek, 2 çocuğunun kendisini hiç aramadığını kaydetti.
Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde dünyaya geldiğini ve daha ilkokulu bitirmeden cezaevine girmek zorunda kaldığına dikkati çeken Yalabık, şöyle konuştu:
"Amcamı vurdular. Büyükler o dönemde idam cezası alıyordu. Benim de yaşım ufak olduğu için 'amcanın intikamını al' dediler. Ben de 'alırım' dedim. Beni aldılar getirdiler Kırıkkale'ye. Amcamı vuran adamın kardeşi kahvede otururken içeri girdim ve adama 7 el sıktım. O adam orada öldü. Beni hemen polisler yakaladılar, götürdüler. Kim getirdi? Kim götürdü? tabancayı nereden buldun? gibi bir sürü soru sordular. Ben de 'amcam vurulduğunda onun yanında olduğumu tabancayı da onun cebinden aldığımı ','Amcamın intikamını aldığımı' söyledim. Bugün olsa aynı şeyi yapmam."
İşlediği cinayet nedeniyle hakimin kendisine 25 yıl 3 ay hapis cezası verdiğini anlatan Yalabık, 10 yıl 2 ay kaldığı cezaevinden daha sonra afla salıverildiğini belirtti.
Yalabık, cezaevinden çıktıktan sonra 2 yıl da askerlik yaptığını dile getirerek, "Kan davası cinayeti işledim, beni 'çocuğum' diye yaktılar. Çocuklar töre cinayeti işleyip, cezaevine düşüyorlar, hayatları çürüyor. Askerden sonra evlendim ve iki çocuğum oldu ama şimdi arayanım, soranım yok" dedi.
-"48 yıllık eşimin hatırasıyla yaşıyorum"
Huzurevi sakinlerinden 85 yaşındaki Dursun Şimşek de 4 yıldır burada yaşadığını anlatarak, eşi ve 3 çocuğunun 1957 Adapazarı depreminde hayatını kaybettiğini söyledi.
Huzurevinde yaşamaktan mutlu olduğunu belirten Şimşek, burada günlerinin çok güzel geçtiğini ifade etti.
Eşini de kaybettikten sonra hiçbir yakınının kalmadığını dile getiren Şimşek, "Buraya sürekli misafirlerimiz geliyor. Onları ağırlıyoruz. Tanıdıklarım ve arkadaşlarım ziyaretime geliyor. Bolu'nun Elmalık köyünde mühendis arkadaşım var. Yakın bölgelerde yaşayan arkadaşlarım da var. Sağ olsunlar burada beni yalnız bırakmıyorlar" diye konuştu.
Şimşek, eşiyle 48 sene çok iyi bir hayat yaşadığını ve onun hatıraları ile yaşamına devam etttiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Ben şimdi de huzurluyum. Yemeğimi de yapıyorum ihtiyaçlarımı da görüyorum. İstediğim yemeği pişirebiliyorum, yiyebiliyorum. Belki 80 hanımı cebimden çıkartırım. Çeşitli yemekler yapıyorum. Börekler, dolmalar yaparım. Her çeşit yemeği yaparım. Annemden de öğrendim, eşimden de öğrendim. Çok hamarattı ikisi de."
Kaynak: AA
Yalabık, 7 yıldır, Bolu Çakmaklar Huzurevinde kaldığını dile getirerek, 2 çocuğunun kendisini hiç aramadığını kaydetti.
Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde dünyaya geldiğini ve daha ilkokulu bitirmeden cezaevine girmek zorunda kaldığına dikkati çeken Yalabık, şöyle konuştu:
"Amcamı vurdular. Büyükler o dönemde idam cezası alıyordu. Benim de yaşım ufak olduğu için 'amcanın intikamını al' dediler. Ben de 'alırım' dedim. Beni aldılar getirdiler Kırıkkale'ye. Amcamı vuran adamın kardeşi kahvede otururken içeri girdim ve adama 7 el sıktım. O adam orada öldü. Beni hemen polisler yakaladılar, götürdüler. Kim getirdi? Kim götürdü? tabancayı nereden buldun? gibi bir sürü soru sordular. Ben de 'amcam vurulduğunda onun yanında olduğumu tabancayı da onun cebinden aldığımı ','Amcamın intikamını aldığımı' söyledim. Bugün olsa aynı şeyi yapmam."
İşlediği cinayet nedeniyle hakimin kendisine 25 yıl 3 ay hapis cezası verdiğini anlatan Yalabık, 10 yıl 2 ay kaldığı cezaevinden daha sonra afla salıverildiğini belirtti.
Yalabık, cezaevinden çıktıktan sonra 2 yıl da askerlik yaptığını dile getirerek, "Kan davası cinayeti işledim, beni 'çocuğum' diye yaktılar. Çocuklar töre cinayeti işleyip, cezaevine düşüyorlar, hayatları çürüyor. Askerden sonra evlendim ve iki çocuğum oldu ama şimdi arayanım, soranım yok" dedi.
-"48 yıllık eşimin hatırasıyla yaşıyorum"
Huzurevi sakinlerinden 85 yaşındaki Dursun Şimşek de 4 yıldır burada yaşadığını anlatarak, eşi ve 3 çocuğunun 1957 Adapazarı depreminde hayatını kaybettiğini söyledi.
Huzurevinde yaşamaktan mutlu olduğunu belirten Şimşek, burada günlerinin çok güzel geçtiğini ifade etti.
Eşini de kaybettikten sonra hiçbir yakınının kalmadığını dile getiren Şimşek, "Buraya sürekli misafirlerimiz geliyor. Onları ağırlıyoruz. Tanıdıklarım ve arkadaşlarım ziyaretime geliyor. Bolu'nun Elmalık köyünde mühendis arkadaşım var. Yakın bölgelerde yaşayan arkadaşlarım da var. Sağ olsunlar burada beni yalnız bırakmıyorlar" diye konuştu.
Şimşek, eşiyle 48 sene çok iyi bir hayat yaşadığını ve onun hatıraları ile yaşamına devam etttiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Ben şimdi de huzurluyum. Yemeğimi de yapıyorum ihtiyaçlarımı da görüyorum. İstediğim yemeği pişirebiliyorum, yiyebiliyorum. Belki 80 hanımı cebimden çıkartırım. Çeşitli yemekler yapıyorum. Börekler, dolmalar yaparım. Her çeşit yemeği yaparım. Annemden de öğrendim, eşimden de öğrendim. Çok hamarattı ikisi de."