-avrupa'daki Romanlar Birçok Sorunla Karşı Karşıya
Türkiye'de yaşayan Romanların hayat şartlarının iyileşmesine yönelik açılım çalışmaları 2009'da başlarken, Avrupa'da yaşayan Romanlar hala birçok sorunla karşı karşıya bulunuyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı demokratikleşme paketinde "Roman Dil ve Kültür Enstitüsü" kurulacağını söylemesinin ardından, Romanların sorunlarının incelenmesi ve çözülmesine yönelik çalışmalarda yeni bir döneme geçildi. Türkiye'de bu gelişmeler yaşanırken, özellikle serbest dolaşım engellerinin kalkmasıyla Avrupa'da Romanlara yönelik sıkıntılar gün geçtikçe çoğalıyor.
-AB'deki en kalabalık etnik azınlık-
AB'de 10-12 milyon nüfuslarıyla "en kalabalık etnik azınlık" olarak gösterilen Romanlar, bir taraftan günlük hayatlarında önyargı, ayrımcılık, dışlanma gibi durumlarla karşı karşıya kalırken, diğer taraftan da çok kötü sosyo-ekonomik koşullarda hayatta kalma mücadelesi veriyor. Romanya'da 1,8 milyon, Bulgaristan, İspanya ve Macaristan'da 700 bin, Slovakya'da 500 bin, Fransa'da 400 bin, Yunanistan'da 260 bin, İngiltere'de 220 bin ve Çek Cumhuriyeti'nde 200 bin Romanın yaşadığı tahmin ediliyor.
-Almanya, İtalya ve Romanya'da toplama kampları ve ölüm-
Avrupa Konseyi tarafından yayımlanan "Avrupa'daki Romanların ve Gezginlerin İnsan Hakları" adlı rapora göre, Almanya'da sadece birkaç bin Roman Holokost ve Nazi toplama kamplarından sağ çıkarken, aynı dönemde İtalya'da birçok Roman özel kamplarda gözaltına alındı, bazıları da Almanya ve Avusturya'ya gönderilerek öldürüldü.
Romanya'daki "Demir Muhafızlar" rejimi, 1942'de Romanları sınırdışı etmeye başladı.
Tıpkı Yahudiler gibi, yaklaşık 30 bin Roman da açlık, hastalık ve ölümle yüz yüze geldikleri Dinyester Nehri'nin kıyısına getirildi.
Bu politika değişene kadar Romanların ancak yarısı sağ kaldı.
-Fransa'da sorunlar daha da arttı-
Zaman ilerledikçe bu etnik azınlığa karşı işlenen baskı yöntemleri değişerek köleleştirme, zorunlu asimilasyon, hapis ve kitlesel katliamı da kapsadı.
Fransa hükümeti, 2010'da diğer AB ülkelerinden gelen Roman göçmenlerin, gerekirse zor kullanılarak sınırdışı edilmesine karar verdi. Romanya ve Bulgaristan'ın AB'ye tam üyeliği ve bu ülke vatandaşlarının birlik içinde serbest dolaşım hakkı kazanmasının ardından, Fransa'nın Romanlarla ilgili sorunları son yıllarda daha da arttı.
Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Roman kamplarını dağıtması ve onları sınırdışı etme politikası, AB Komisyonu ile Fransa arasındaki ilişkilerin gerginleşmesine yol açmıştı. Fransa'da şu andaki iktidarın İçişleri Bakanı Manuel Valls da Roman kamplarını dağıtma ve bu kişilere yönelik sert politikalarıyla yine gündemde. Diğer taraftan, son kamuoyu yoklamalarına göre seçmenlerin yüzde 77'si, Valls'in politikalarına destek veriyor. Yine seçmenlerin yüzde 93'ü, Roman göçmenlerin Fransız toplumu ile ciddi uyum sorunu yaşadığını düşünüyor.
-"AB Komisyonu, harekete geçmekten çekiniyor"-
Uluslararası Af Örgütünün açıklamasına göre ise AB Temel Haklar Sözleşmesi'nin ırk ve etnik temelli ayrımcılığı yasaklamasına rağmen, AB Komisyonu bugüne dek Romanların haklarını ihlal eden üye ülkelere karşı harekete geçmekten çekindi.
Açıklamada, Fransa, İtalya ve Romanya dahil, bazı AB üyelerinin zor kullanarak Romanları sürmeye devam ettiği, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Yunanistan'da Roman çocuklarının tecrit edilmiş okullara gönderildiği belirtildi.
Uluslararası Af Örgütü, Bulgaristan, Çek Cumhuriyet, Macaristan ve Slovakya'da Ocak 2008-Temmuz 2012 arasında Romanların silahlı saldırılar ve kundaklama dahil 120 ciddi saldırıya maruz kalmalarına karşın, resmi makamların bu olayları soruşturmakta genellikle başarısız kaldığına dikkati çekti.
-Almanya'dan olumlu adımlar-
Serbest dolaşım engellerinin kalkması ile Güneydoğu Avrupa ülkelerinden çok sayıda Roman'ın Almanya'ya göç etmesi nedeniyle uyumun kolaylaştırılması adına Berlin'de bir eylem planı hazırlandı.
Planda özellikle konut sorununun çözülmesi ve Roman çocukların eğitim, sağlık ihtiyaçlarının karşılanması hedefleniyor. Gelecek yılın başına kadar Berlin'in tüm mahallelerinde, bu konuyla ilgili sosyal çalışmaların yürütülmesi planlanıyor. Özellikle dil konusunda onlarla iletişim kurabilecek kişilerin bu çalışmalara dahil edilmesi öngörülüyor.
Kaynak: AA
-AB'deki en kalabalık etnik azınlık-
AB'de 10-12 milyon nüfuslarıyla "en kalabalık etnik azınlık" olarak gösterilen Romanlar, bir taraftan günlük hayatlarında önyargı, ayrımcılık, dışlanma gibi durumlarla karşı karşıya kalırken, diğer taraftan da çok kötü sosyo-ekonomik koşullarda hayatta kalma mücadelesi veriyor. Romanya'da 1,8 milyon, Bulgaristan, İspanya ve Macaristan'da 700 bin, Slovakya'da 500 bin, Fransa'da 400 bin, Yunanistan'da 260 bin, İngiltere'de 220 bin ve Çek Cumhuriyeti'nde 200 bin Romanın yaşadığı tahmin ediliyor.
-Almanya, İtalya ve Romanya'da toplama kampları ve ölüm-
Avrupa Konseyi tarafından yayımlanan "Avrupa'daki Romanların ve Gezginlerin İnsan Hakları" adlı rapora göre, Almanya'da sadece birkaç bin Roman Holokost ve Nazi toplama kamplarından sağ çıkarken, aynı dönemde İtalya'da birçok Roman özel kamplarda gözaltına alındı, bazıları da Almanya ve Avusturya'ya gönderilerek öldürüldü.
Romanya'daki "Demir Muhafızlar" rejimi, 1942'de Romanları sınırdışı etmeye başladı.
Tıpkı Yahudiler gibi, yaklaşık 30 bin Roman da açlık, hastalık ve ölümle yüz yüze geldikleri Dinyester Nehri'nin kıyısına getirildi.
Bu politika değişene kadar Romanların ancak yarısı sağ kaldı.
-Fransa'da sorunlar daha da arttı-
Zaman ilerledikçe bu etnik azınlığa karşı işlenen baskı yöntemleri değişerek köleleştirme, zorunlu asimilasyon, hapis ve kitlesel katliamı da kapsadı.
Fransa hükümeti, 2010'da diğer AB ülkelerinden gelen Roman göçmenlerin, gerekirse zor kullanılarak sınırdışı edilmesine karar verdi. Romanya ve Bulgaristan'ın AB'ye tam üyeliği ve bu ülke vatandaşlarının birlik içinde serbest dolaşım hakkı kazanmasının ardından, Fransa'nın Romanlarla ilgili sorunları son yıllarda daha da arttı.
Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Roman kamplarını dağıtması ve onları sınırdışı etme politikası, AB Komisyonu ile Fransa arasındaki ilişkilerin gerginleşmesine yol açmıştı. Fransa'da şu andaki iktidarın İçişleri Bakanı Manuel Valls da Roman kamplarını dağıtma ve bu kişilere yönelik sert politikalarıyla yine gündemde. Diğer taraftan, son kamuoyu yoklamalarına göre seçmenlerin yüzde 77'si, Valls'in politikalarına destek veriyor. Yine seçmenlerin yüzde 93'ü, Roman göçmenlerin Fransız toplumu ile ciddi uyum sorunu yaşadığını düşünüyor.
-"AB Komisyonu, harekete geçmekten çekiniyor"-
Uluslararası Af Örgütünün açıklamasına göre ise AB Temel Haklar Sözleşmesi'nin ırk ve etnik temelli ayrımcılığı yasaklamasına rağmen, AB Komisyonu bugüne dek Romanların haklarını ihlal eden üye ülkelere karşı harekete geçmekten çekindi.
Açıklamada, Fransa, İtalya ve Romanya dahil, bazı AB üyelerinin zor kullanarak Romanları sürmeye devam ettiği, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Yunanistan'da Roman çocuklarının tecrit edilmiş okullara gönderildiği belirtildi.
Uluslararası Af Örgütü, Bulgaristan, Çek Cumhuriyet, Macaristan ve Slovakya'da Ocak 2008-Temmuz 2012 arasında Romanların silahlı saldırılar ve kundaklama dahil 120 ciddi saldırıya maruz kalmalarına karşın, resmi makamların bu olayları soruşturmakta genellikle başarısız kaldığına dikkati çekti.
-Almanya'dan olumlu adımlar-
Serbest dolaşım engellerinin kalkması ile Güneydoğu Avrupa ülkelerinden çok sayıda Roman'ın Almanya'ya göç etmesi nedeniyle uyumun kolaylaştırılması adına Berlin'de bir eylem planı hazırlandı.
Planda özellikle konut sorununun çözülmesi ve Roman çocukların eğitim, sağlık ihtiyaçlarının karşılanması hedefleniyor. Gelecek yılın başına kadar Berlin'in tüm mahallelerinde, bu konuyla ilgili sosyal çalışmaların yürütülmesi planlanıyor. Özellikle dil konusunda onlarla iletişim kurabilecek kişilerin bu çalışmalara dahil edilmesi öngörülüyor.