Şehit Diplomatlar, Davutoğlu’nun Katıldığı Törenle Anıldı
Büyükelçiler Konferansı için İzmir’de bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, programın son gününde, şehit diplomatları anma törenine katıldı.
Davutoğlu, “Büyük milletler, büyük acılar yaşarlar ama hiçbir zaman kin tutmazlar. O acılar üzerinde bir öfke, yanlış algı oluşturarak başka milletleri ebedi düşman olarak görmezler.” dedi.
Karşıyaka’da şehit diplomatlar anısına yaptırılan anıtta düzenlenen törene Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İzmir Valisi Cahit Kıraç, Ege Ordu Komutanı Abdullah Atay, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, büyükelçi ve diplomatlar katıldı.
Davutoğlu, anıta çelenk koyduktan sonra yaptığı konuşmada, yurt dışında şehit düşen diplomatların aileleriyle daha sonra görüştüğünde, onların metaneti karşısında her zaman hayranlık ve saygı duyduğunu ifade etti.
Davutoğlu, “Büyükelçiler Konferansı yapılırken arkadaşlara şu talimatı verdim. Bütün programları yapalım son olarak şehitler abidesine gidelim. Bütün bu faaliyetlere güzel bir mühür olması için. Öyle bir mühür ki bir kadirşinaslık ve bir vefa borcunu yerine getirmiş olalım. Burada bu şehitlik abidesinin önünde bu borcu yerine getirirken, bu güzel mühürle birlikte İzmir’deki faaliyetlerimizi tamamlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Davutoğlu, bu sene iki şehitlikte bulunduğunu, bunların kendisinde özel hatırası olduğunu belirtti.
Davutoğlu, şöyle dedi:
“Birisi bugünkü törendir. İkincisi de Eylül ayında Kanada Ottowa’ya gittiğimde, 27 Ağustos 1982 yılında şehit edilen askeri ataşemiz Atilla Altıkat anısına Ottowa’da şehit edildiği kavşakta bir anıt açtık. Oraya da bu şehidimizin eşi ve çocuklarıyla gittik. Orada bu hanımefendinin gösterdiği metanet, yıllar sonra eşinin şehit edildiği yerde vakur bir şekilde duruşu, bu milletin hem şehit edilenlerle hem eşleriyle bütün zorluklar karşısında manevi bir güce sahip olduğunu açık bir şekilde gösterdi.Bizi tarihteki birtakım hesaplaşmalar yüzünden düşman addedenler çıkabilir. Bize bu şekildeki suikastlerle gayri insani saldırılarla, mukabelede bulunduğunu zannedenler olabilir. Hiçbir zaman başımız öne eğilmez. Ne Yemen’de ne Sarıkamış’ta ne Çanakkale’de ne de Myanmar’da ne Galiçya’da ne de dünyanın herhangi bir yerinde, 1973 yılından beri vermiş olduğumuz 40 diplomatımızın şehit düştüğü herhangi bir noktada başımız öne eğilmedi. Eğilmeyecek. Hiçbir şekilde hiçbir güç başımızı öne eğdiremeyecek. Geçen sene Şehitler Günü'nde bakan olduktan sonra ilk talimatlarımdan biri, şehit düşen diplomatlarımızın şehit edildikleri yerlerde her sene ‘kim ne derse desin’ bir merasimle onların anılmasıydı. Bunu şimdi her sene yapıyoruz. Bunu, o şehitlerin aziz hatırasına duyduğumuz saygının bir gereği yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Onları hiç kalbimizden, gönlümüzden çıkarmayacağız. Ama hiçbir zaman da başkalarının yaptığı gibi geçmiş acılar üzerine bir düşmanlık ve kin kültürü üretmeyeceğiz.”
Karşıyaka’da şehit diplomatlar anısına yaptırılan anıtta düzenlenen törene Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İzmir Valisi Cahit Kıraç, Ege Ordu Komutanı Abdullah Atay, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, büyükelçi ve diplomatlar katıldı.
Davutoğlu, anıta çelenk koyduktan sonra yaptığı konuşmada, yurt dışında şehit düşen diplomatların aileleriyle daha sonra görüştüğünde, onların metaneti karşısında her zaman hayranlık ve saygı duyduğunu ifade etti.
Davutoğlu, “Büyükelçiler Konferansı yapılırken arkadaşlara şu talimatı verdim. Bütün programları yapalım son olarak şehitler abidesine gidelim. Bütün bu faaliyetlere güzel bir mühür olması için. Öyle bir mühür ki bir kadirşinaslık ve bir vefa borcunu yerine getirmiş olalım. Burada bu şehitlik abidesinin önünde bu borcu yerine getirirken, bu güzel mühürle birlikte İzmir’deki faaliyetlerimizi tamamlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Davutoğlu, bu sene iki şehitlikte bulunduğunu, bunların kendisinde özel hatırası olduğunu belirtti.
Davutoğlu, şöyle dedi:
“Birisi bugünkü törendir. İkincisi de Eylül ayında Kanada Ottowa’ya gittiğimde, 27 Ağustos 1982 yılında şehit edilen askeri ataşemiz Atilla Altıkat anısına Ottowa’da şehit edildiği kavşakta bir anıt açtık. Oraya da bu şehidimizin eşi ve çocuklarıyla gittik. Orada bu hanımefendinin gösterdiği metanet, yıllar sonra eşinin şehit edildiği yerde vakur bir şekilde duruşu, bu milletin hem şehit edilenlerle hem eşleriyle bütün zorluklar karşısında manevi bir güce sahip olduğunu açık bir şekilde gösterdi.Bizi tarihteki birtakım hesaplaşmalar yüzünden düşman addedenler çıkabilir. Bize bu şekildeki suikastlerle gayri insani saldırılarla, mukabelede bulunduğunu zannedenler olabilir. Hiçbir zaman başımız öne eğilmez. Ne Yemen’de ne Sarıkamış’ta ne Çanakkale’de ne de Myanmar’da ne Galiçya’da ne de dünyanın herhangi bir yerinde, 1973 yılından beri vermiş olduğumuz 40 diplomatımızın şehit düştüğü herhangi bir noktada başımız öne eğilmedi. Eğilmeyecek. Hiçbir şekilde hiçbir güç başımızı öne eğdiremeyecek. Geçen sene Şehitler Günü'nde bakan olduktan sonra ilk talimatlarımdan biri, şehit düşen diplomatlarımızın şehit edildikleri yerlerde her sene ‘kim ne derse desin’ bir merasimle onların anılmasıydı. Bunu şimdi her sene yapıyoruz. Bunu, o şehitlerin aziz hatırasına duyduğumuz saygının bir gereği yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Onları hiç kalbimizden, gönlümüzden çıkarmayacağız. Ama hiçbir zaman da başkalarının yaptığı gibi geçmiş acılar üzerine bir düşmanlık ve kin kültürü üretmeyeceğiz.”