Küçüker: Reçete İle Satılan Ürünlerin Reklamı Sağlığı Olumsuz Etkiler
Anadolu Gözlükçüler ve Optisyenler Dernekleri Federasyonu Başkanı Taylan Küçüker, yeni Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na seslenerek; reçete ile satılan ürünlerin reklamı, talebi ve sağlık harcamalarını artıracağına dikkat çekerek, “Bu uygulama kamu zararı yaratır.
Halk sağlığını olumsuz etkiler.” dedi.
Taylan Küçüker, yaptığı açıklamada, hazırlanan taslak yönetmelikte reklamın ve kontakt lens internet satışlarının önünü açacak düzenlemenin, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat Tosun'un imzasını beklediğini hatırlattı. Reklam ve kontakt lens internet satışları ile ilgili bir düzenlemenin, yeni hazırlanan yönetmelik içerisinde yer almaması için konfederasyon olarak yaptıkları bütün çalışmaların ve itirazların dikkate alınmadığına işaret eden Federasyon Başkanı Küçüker, “Aldığımız bilgilere göre, 5 bin gözlükçünün ve 24 gözlükçü meslek kuruluşunun karşı olduğu reklam ve internet satışlarına izin veren düzenlemenin, imza için Müsteşarımız Prof. Dr. Nihat Tosun’un imzasını beklediğini öğrenmiş bulunuyoruz. Sınırlı sayıda sermaye gurubunun teşkil ettiği, üye sayısını çok göstermek amacıyla, firma çalışanlarının ve firma sahiplerinin de üye olduğu, bizleri temsil etmeyen, tedarikte ve perakendede tekel oluşturmak isteyen, mesleğimizi bir sağlık mesleği değil de teknik ve ticari bir meslek olarak algılayan ve düzenlemek isteyenlerin talep ve isteklerin dikkate alındığı görülüyor.” diye ifade etti.
"REKLAM, MESLEK SAYGINLIĞINI AZALTIR"Orta ve uzun vadede reçete ile yapılan ve satılan optik ürünlerin reklamı ile halk sağlığının, göz ve görme sağlığının olumsuz etkileneceğini ifade eden Küçüker, mesleğe olan saygı ve güvenin de azalacağını söyledi.
Küçüker, şöyle devam etti: “Reklam, sektör pazarının gelişmesini de sağlamaz. Bu, sadece reklamı yapan firmanın pazarını genişletir. Kamunun tasarruf etmeye çalıştığı kıt kaynakları, sermaye sahiplerine aktarılması sağlanır. Reklam maliyetleri ile ürün fiyatı ve harcamaları artar. Devletin, sağlık ödemesi yaptığı bir alanda reklam yönlendirme, talep yaratarak kamu zararı, haksız rekabet ve haksız kazanca sebep olur. Geleneksel müesseselerin bu reklamları verecek finans kaynağı olamayacaktır. Reklâmla oluşacak rekabet, orantısız güç kullanımına sebep verecek geleneksel müesseselerin olumsuz etkilenmelerine, yüzlercesinin kapılarına kilit asmalarına neden olacaktır. Ayrıca, tartışılan konunun öznesi insan sağlığıdır. Ticari değildir. Gözlükçüler eczacılar, tabipler gibi kamuda istihdam dahi edilmemektedirler.”"YASADA REKLAM YAPILMASI KESİN OLARAK YASAKLANMIŞTIR"Küçüker, 'Sigorta reçetemle geldim hem de iki gözlüğü bedavaya aldım.' diye reklamlar yapıldığını, bu reklamın yapılmasına izin verilmesi, sürdürülmesinin kamu zararına neden olacak düzenlemelere izin verilmesinin, mesleğin itibarsızlaştıracağını, saygınlığını ve güvenilirliğini azaltacağına vurgu yaptı. Taylan Küçüker, şunları söyledi: "1994 yılında Türkiye’nin taraf olduğu ‘Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi’ uyarınca, ülkeler arası yayıncılıkta reçeteye tabi ilaç ve reçeteye tabi tedaviler için reklâm yapılması kesin olarak yasaklanmıştır. Reklama gerekçe olarak 5193'deki 11. maddenin reklama izin verdiğini söylüyorlar. 11. maddede gerçeğe uygun reklam yapamaz yazıyor. Bu gerekçeyi kabul edemeyiz. Hekim tarafından reçete ile yazılan ilaç ve tedavilerin reklamı yapılamaz, bizim reklamların da bu hüküm çerçevesinde değerlendirilmesi gereklidir. Başka bir ifade ile 11. maddede kastedilen, gerçeğe uygun olmayan reklam, hekim reçetesi ile yazılan, yapılan tedavi reklamının yapılmasına izin vermektir.”"REKLAMIN SAĞLIK SEKTÖRÜNE BİR KATKISI OLMAZ"Gözlüğün, mutlaka hekim reçetesine göre kullanılabilen, sadece gözlükçü tarafından üretilebilen ve satılabilen bir sağlık gereci olduğuna vurgu yapan Küçüker, “Sağlık alanında yapılan reklamların sektörün gelişimine bir yararı yoktur. Reklamı yapanın pazarını genişletir, talep oluşturur, tüketimi artırır, kamu zararı yaratır. Yaptığımız meslek, sağlık mesleği midir? Bunda şüphe yoktur. 5193 sayılı meslek kanunumuzun amaç bölümünde toplumun ve fertlerin sağlığının korunması yasa ile gözlükçülere emredilmiştir.
Reklam yapılarak toplumun sağlığı ve yasa hükmü nasıl uygulanacaktır?” diye sordu.
Taylan Küçüker, yaptığı açıklamada, hazırlanan taslak yönetmelikte reklamın ve kontakt lens internet satışlarının önünü açacak düzenlemenin, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat Tosun'un imzasını beklediğini hatırlattı. Reklam ve kontakt lens internet satışları ile ilgili bir düzenlemenin, yeni hazırlanan yönetmelik içerisinde yer almaması için konfederasyon olarak yaptıkları bütün çalışmaların ve itirazların dikkate alınmadığına işaret eden Federasyon Başkanı Küçüker, “Aldığımız bilgilere göre, 5 bin gözlükçünün ve 24 gözlükçü meslek kuruluşunun karşı olduğu reklam ve internet satışlarına izin veren düzenlemenin, imza için Müsteşarımız Prof. Dr. Nihat Tosun’un imzasını beklediğini öğrenmiş bulunuyoruz. Sınırlı sayıda sermaye gurubunun teşkil ettiği, üye sayısını çok göstermek amacıyla, firma çalışanlarının ve firma sahiplerinin de üye olduğu, bizleri temsil etmeyen, tedarikte ve perakendede tekel oluşturmak isteyen, mesleğimizi bir sağlık mesleği değil de teknik ve ticari bir meslek olarak algılayan ve düzenlemek isteyenlerin talep ve isteklerin dikkate alındığı görülüyor.” diye ifade etti.
"REKLAM, MESLEK SAYGINLIĞINI AZALTIR"Orta ve uzun vadede reçete ile yapılan ve satılan optik ürünlerin reklamı ile halk sağlığının, göz ve görme sağlığının olumsuz etkileneceğini ifade eden Küçüker, mesleğe olan saygı ve güvenin de azalacağını söyledi.
Küçüker, şöyle devam etti: “Reklam, sektör pazarının gelişmesini de sağlamaz. Bu, sadece reklamı yapan firmanın pazarını genişletir. Kamunun tasarruf etmeye çalıştığı kıt kaynakları, sermaye sahiplerine aktarılması sağlanır. Reklam maliyetleri ile ürün fiyatı ve harcamaları artar. Devletin, sağlık ödemesi yaptığı bir alanda reklam yönlendirme, talep yaratarak kamu zararı, haksız rekabet ve haksız kazanca sebep olur. Geleneksel müesseselerin bu reklamları verecek finans kaynağı olamayacaktır. Reklâmla oluşacak rekabet, orantısız güç kullanımına sebep verecek geleneksel müesseselerin olumsuz etkilenmelerine, yüzlercesinin kapılarına kilit asmalarına neden olacaktır. Ayrıca, tartışılan konunun öznesi insan sağlığıdır. Ticari değildir. Gözlükçüler eczacılar, tabipler gibi kamuda istihdam dahi edilmemektedirler.”"YASADA REKLAM YAPILMASI KESİN OLARAK YASAKLANMIŞTIR"Küçüker, 'Sigorta reçetemle geldim hem de iki gözlüğü bedavaya aldım.' diye reklamlar yapıldığını, bu reklamın yapılmasına izin verilmesi, sürdürülmesinin kamu zararına neden olacak düzenlemelere izin verilmesinin, mesleğin itibarsızlaştıracağını, saygınlığını ve güvenilirliğini azaltacağına vurgu yaptı. Taylan Küçüker, şunları söyledi: "1994 yılında Türkiye’nin taraf olduğu ‘Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi’ uyarınca, ülkeler arası yayıncılıkta reçeteye tabi ilaç ve reçeteye tabi tedaviler için reklâm yapılması kesin olarak yasaklanmıştır. Reklama gerekçe olarak 5193'deki 11. maddenin reklama izin verdiğini söylüyorlar. 11. maddede gerçeğe uygun reklam yapamaz yazıyor. Bu gerekçeyi kabul edemeyiz. Hekim tarafından reçete ile yazılan ilaç ve tedavilerin reklamı yapılamaz, bizim reklamların da bu hüküm çerçevesinde değerlendirilmesi gereklidir. Başka bir ifade ile 11. maddede kastedilen, gerçeğe uygun olmayan reklam, hekim reçetesi ile yazılan, yapılan tedavi reklamının yapılmasına izin vermektir.”"REKLAMIN SAĞLIK SEKTÖRÜNE BİR KATKISI OLMAZ"Gözlüğün, mutlaka hekim reçetesine göre kullanılabilen, sadece gözlükçü tarafından üretilebilen ve satılabilen bir sağlık gereci olduğuna vurgu yapan Küçüker, “Sağlık alanında yapılan reklamların sektörün gelişimine bir yararı yoktur. Reklamı yapanın pazarını genişletir, talep oluşturur, tüketimi artırır, kamu zararı yaratır. Yaptığımız meslek, sağlık mesleği midir? Bunda şüphe yoktur. 5193 sayılı meslek kanunumuzun amaç bölümünde toplumun ve fertlerin sağlığının korunması yasa ile gözlükçülere emredilmiştir.
Reklam yapılarak toplumun sağlığı ve yasa hükmü nasıl uygulanacaktır?” diye sordu.