Bakan Ergün: Silahlar Sussun, Herkes Konuşsun
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'de yapmak istedikleri şeyin, adamları susturmak değil, silahları susturmak olduğunu söyledi.
Ergün, "Silahlar sussun, herkes konuşsun. Ne istiyorsa konuşsun. Demokraside en aykırı şeyler talep edilebilir." dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AK Parti Ar-Ge Başkanlığı tarafından düzenlenen 'İl Ar-Ge Başkanları Toplantısı'na katıldı.
AK Parti Genel Merkezi'ndeki programda konuşan Bakan Ergün, Türkiye'nin; ekonomik, sosyal, dış politika gibi alanlarda 10 yıl öncesine göre mukayese edilemeyecek bir noktaya geldiğine dikkat çekti. Çok kritik bir noktada AK Parti'nin kurulduğunu dile getiren Ergün, 21'inci yüzyıl Türkiyesini inşa etme görevini milletin, üzerlerine yüklediğini ifade etti.
21'inci yüzyılın güçlü Türkiyesi inşa edilecekse, Türkiye'yi demokratikleştirmek ve kalkındırmak mecburiyetinde olduklarını vurgulayan Ergün, Türkiye'nin son 10 yılda demokratikleşme konusunda mesafe aldığını belirtti.
Özellikle hak ve özgürlüklerin alanının genişlediğine ve daha da genişleyeceğini anlatan Ergün, şöyle devam etti: "12 Eylül referandumu bu konuda dönüm noktası oldu. Çünkü birçok şeyin önü açılmış oldu. Bizim Türkiye'de yapmak istediğimiz şey, eşkıyalık olmasın memlekette, terör olmasın, silah olmasın, kan olmasın. Bizim amacımız, adamları susturmak değil silahları susturmaktır. Silahlar sussun, herkes konuşsun, ne istiyorsa konuşsun. Ama her şey serbest. Sövmesin, hakaret etmesin, tehdit etmesin, en aykırı şeyleri söylesin, en aykırı şeyleri talep etsin. Demokraside en aykırı şeyler talep edilebilir. Talep yanlış olabilir, tamam, yanlış olduğunu söyleriz. Birisi yanlış, aykırı bir şey söylüyor diye adamı hapse koymanın lüzumu yok ki. Aykırı bir şey söylüyor diye hapse koymanın lüzumu yok. Sen de doğrusunu söylersin, düzeltirsin. İkna olmaktan mı korkuyoruz yoksa, ya adam bizi ikna ederse. O hoşumuza gitmeyen fikir, onu konuşarak anlatarak bizi ikna eder. İkna olmak kötü bir şey değil, iyi bir şey. Bizi ikna ederse, bir yanlıştan dönmüş oluruz. Ama ya biz onu ikna edersek değil mi? Bizim fikrimiz güçlüyse, inanıyorsak kendimize yanlış bir fikri seslendiren adamı niye ikna edemeyelim. Hangisi suç olsun? Yanlış fikir mi yanlış eylem mi? Silah olmasın, çatışma olmasın, şiddet olmasın terör olmasın, yanlış fikir olsun, ne olursa olsun önemli değil. O zaman inkişaf eder Türkiye." "PARLAMENTER SİSTEMLE TÜRKİYE SIÇRAMA YAPAMAZ" AK Parti Genel Başkan Yardımcı Süleyman Soylu ise "Ne el ve kol gücünün olduğu göçebe tarım toplumundayız; ne özellikle buhar makinelerinin çıktığı birinci sanayi toplumundayız ne de içten yanmalı motorlarla birlikte ikinci bir sanayi toplumundayız. Hiçbirinde değiliz. Bilgi çağında ve bilgi toplumu içindeyiz." diye konuştu.
İdeolojiyi bilgiye tercih eden değil, bilgiyi ideolojiye tercih eden bir ülke olunması gerektiğini dile getiren Soylu, evrensel bir demokrasi ve evrensel hukuk sistemine ulaşan bir ülke olunması gerektiğini kaydetti.
"Dışa kapalı olan bir Türkiye değil. Entegrasyonunu, kendi temel değerlerini sağlam bir şekilde ortaya koyan, üreten bir Türkiye olmalıdır." diyen Soylu, Türkiye'nin, sıçramasını gerçekleştirebilmek için temel değerlerini en önemli referans olarak kabul etmesi gerektiğini söyledi.
Gelişen bir Türkiye'nin, bu parlamenter sistemle olamayacağını anlatan Soylu, Parlamenter sistemle Türkiye'nin adım atabilmesi, 21. yüzyılın ilk döneminde gerçekleştirdiği birinci sıçramayı ikinci sıçramaya çevirebilmesinin mümkün olmadığını kaydetti.
Bu sistemle sivil toplumun gelişmeyeceğini ancak devlete bağlı olunacağını vurgulayan Soylu, tüm bunların gerçekleşmesi için demokrasinin, farkındalık içeren rekabetin, şeffaflık ve saydamlığın, güvenlik ve adaletin son olarak da eşit vatandaşlığın olması gerektiğini belirtti.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AK Parti Ar-Ge Başkanlığı tarafından düzenlenen 'İl Ar-Ge Başkanları Toplantısı'na katıldı.
AK Parti Genel Merkezi'ndeki programda konuşan Bakan Ergün, Türkiye'nin; ekonomik, sosyal, dış politika gibi alanlarda 10 yıl öncesine göre mukayese edilemeyecek bir noktaya geldiğine dikkat çekti. Çok kritik bir noktada AK Parti'nin kurulduğunu dile getiren Ergün, 21'inci yüzyıl Türkiyesini inşa etme görevini milletin, üzerlerine yüklediğini ifade etti.
21'inci yüzyılın güçlü Türkiyesi inşa edilecekse, Türkiye'yi demokratikleştirmek ve kalkındırmak mecburiyetinde olduklarını vurgulayan Ergün, Türkiye'nin son 10 yılda demokratikleşme konusunda mesafe aldığını belirtti.
Özellikle hak ve özgürlüklerin alanının genişlediğine ve daha da genişleyeceğini anlatan Ergün, şöyle devam etti: "12 Eylül referandumu bu konuda dönüm noktası oldu. Çünkü birçok şeyin önü açılmış oldu. Bizim Türkiye'de yapmak istediğimiz şey, eşkıyalık olmasın memlekette, terör olmasın, silah olmasın, kan olmasın. Bizim amacımız, adamları susturmak değil silahları susturmaktır. Silahlar sussun, herkes konuşsun, ne istiyorsa konuşsun. Ama her şey serbest. Sövmesin, hakaret etmesin, tehdit etmesin, en aykırı şeyleri söylesin, en aykırı şeyleri talep etsin. Demokraside en aykırı şeyler talep edilebilir. Talep yanlış olabilir, tamam, yanlış olduğunu söyleriz. Birisi yanlış, aykırı bir şey söylüyor diye adamı hapse koymanın lüzumu yok ki. Aykırı bir şey söylüyor diye hapse koymanın lüzumu yok. Sen de doğrusunu söylersin, düzeltirsin. İkna olmaktan mı korkuyoruz yoksa, ya adam bizi ikna ederse. O hoşumuza gitmeyen fikir, onu konuşarak anlatarak bizi ikna eder. İkna olmak kötü bir şey değil, iyi bir şey. Bizi ikna ederse, bir yanlıştan dönmüş oluruz. Ama ya biz onu ikna edersek değil mi? Bizim fikrimiz güçlüyse, inanıyorsak kendimize yanlış bir fikri seslendiren adamı niye ikna edemeyelim. Hangisi suç olsun? Yanlış fikir mi yanlış eylem mi? Silah olmasın, çatışma olmasın, şiddet olmasın terör olmasın, yanlış fikir olsun, ne olursa olsun önemli değil. O zaman inkişaf eder Türkiye." "PARLAMENTER SİSTEMLE TÜRKİYE SIÇRAMA YAPAMAZ" AK Parti Genel Başkan Yardımcı Süleyman Soylu ise "Ne el ve kol gücünün olduğu göçebe tarım toplumundayız; ne özellikle buhar makinelerinin çıktığı birinci sanayi toplumundayız ne de içten yanmalı motorlarla birlikte ikinci bir sanayi toplumundayız. Hiçbirinde değiliz. Bilgi çağında ve bilgi toplumu içindeyiz." diye konuştu.
İdeolojiyi bilgiye tercih eden değil, bilgiyi ideolojiye tercih eden bir ülke olunması gerektiğini dile getiren Soylu, evrensel bir demokrasi ve evrensel hukuk sistemine ulaşan bir ülke olunması gerektiğini kaydetti.
"Dışa kapalı olan bir Türkiye değil. Entegrasyonunu, kendi temel değerlerini sağlam bir şekilde ortaya koyan, üreten bir Türkiye olmalıdır." diyen Soylu, Türkiye'nin, sıçramasını gerçekleştirebilmek için temel değerlerini en önemli referans olarak kabul etmesi gerektiğini söyledi.
Gelişen bir Türkiye'nin, bu parlamenter sistemle olamayacağını anlatan Soylu, Parlamenter sistemle Türkiye'nin adım atabilmesi, 21. yüzyılın ilk döneminde gerçekleştirdiği birinci sıçramayı ikinci sıçramaya çevirebilmesinin mümkün olmadığını kaydetti.
Bu sistemle sivil toplumun gelişmeyeceğini ancak devlete bağlı olunacağını vurgulayan Soylu, tüm bunların gerçekleşmesi için demokrasinin, farkındalık içeren rekabetin, şeffaflık ve saydamlığın, güvenlik ve adaletin son olarak da eşit vatandaşlığın olması gerektiğini belirtti.