Mhp'deki “Mektup” Tartışması Yeniden Alevleniyor
MHP'li eski Beypazarı Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kişisel internet sayfasında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile aralarında geçtiğini iddia ettiği telefon konuşmasının dökümünü yayınladı.
Bahçeli'ye yazdığı mektubu hatırlatan Yavaş, mektubun hemen ardından MHP liderinin kendisini arayarak, "Bu mektubu Zaman ve Yeni Şafak gazeteleri havada kapacaklardır" dediğini savundu.
Eski Beypazarı Belediye Başkanı ve MHP'li Mansur Yavaş, 12 Haziran seçimleri öncesinde partide gördüğü aksaklık ve yanlışlıkları ifade etmek amacıyla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yazdığı ve tartışma konusu olan mektupla ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. "Mektubun Öncesi ve Sonrası" şeklinde kişisel internet sitesinde bir açıklama kaleme alan Mansur Yavaş, Bahçeli ile aralarında geçtiğini ileri sürdüğü telefon görüşmesinin diyaloglarını da paylaştı.
Mansur Yavaş, yeni yaptığı açıklamada, mektubun Genel Merkeze ulaşmasından kısa süre sonra Bahçeli'nin kendisini aradığını belirtti.
Yavaş, Bahçeli ile gerçekleşen telefon konuşması sonrası için, "Adeta şoka girmiştim. Çağrılıp sorulmak yerine peşinen infaz edilmek suretiyle daha önce birçok kişiye yapılan muamele bana da yapılıyordu. Adeta kovulmuştum" ifadelerini kullandı.
Mektubu gönderdikten sonra MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin özel kalemini arayarak mektubu kendisine iletmesi konusunda ricada bulunduğunu belirten Yavaş, mektubun Bahçeli'ye ulaşmasından yaklaşık 1 saat sonra ise MHP liderinin kendisini aradığını kaydetti.
Yavaş, ayrıca telefonla aranmak yerine parti genel merkezine çağrılmayı beklendiğini, fakat bunun yerine Bahçeli tarafından telefonla arandığını söyledi.
O TELEFON DİYALOĞU Mansur Yavaş'ın internet sayfasından yayınladığı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile aralarında geçtiğini iddia ettiği telefon konuşmasında şu ifadeler yer alıyor: “Devlet Bahçeli: Hayırlı akşamlar Mansur Bey.
Mansur Yavaş: Sağ olun Genel Başkanım, saygılarımı sunuyorum.
Devlet Bahçeli: Nasılsınız? Mansur Yavaş: İyiyim Sayın Genel başkanım sizler nasılsınız? Devlet Bahçeli: Malum seçim yaklaşıyor, seçimle ilgili çalışmalar yapıyoruz.
Mansur Yavaş: Allah kolaylıklar versin Sayın Genel Başkanım, başarılar diliyorum.
Devlet Bahçeli: Mansur Bey, bana bir mektup yazmışsınız.
Mansur Yavaş: Yazdım efendim.
Devlet Bahçeli: Çok güzel yazmışsınız.
Mansur Yavaş: Teşekkür ederim efendim, sağ olun.
Genel Başkan: Çok da güzel konulara değinmişsiniz.
Mansur Yavaş: Sağolun Genel Başkanım, tekrar teşekkür ederim.
Devlet Bahçeli: Bu mektubu bir de basınla paylaşmak lazım.
Mansur Yavaş: Sayın Genel Başkanım buna ihtiyaç var mı? Devlet Bahçeli: Bu mektubu Zaman ve Yeni Şafak gazeteleri havada kapacaklardır.
Mansur Yavaş: Sayın Genel Başkanım benim böyle bir amacım asla olmamıştır, olamaz! Devlet Bahçeli: Hayır, hayır Yeni Şafak ve Zaman Gazeteleri bunu çok iyi değerlendireceklerdir.
Mansur Yavaş: Sayın Genel Başkanım, ben bu mektubu size yazdım. Tekrar söylüyorum, benim amacım basınla paylaşılması değildir.
Devlet Bahçeli: Allah yolunuzu açık etsin.
Mansur Yavaş: Allah cümlemizin yolunu açık etsin.” "MYK'DA HİÇ KİMSE KONUŞMUYOR" İDDİASI Mansur Yavaş, internet sitesinden yaptığı açıklamada, MYK toplantılarında hiç kimsenin konuşmaması üzerine bir düzen kurulu olduğunu öne sürdü. Yavaş, "Parti Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği’ne seçildikten sonra ise Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerine giderek halkımızla, belediye başkanlarımızla bir araya geldim. Bu arada MYK Toplantıları’na da katıldım. Bu toplantılarda genel uygulama ve düzenin hiç kimsenin konuşmaması üzerine kurulu olduğuna bizzat şahit oldum" dedi.
MHP içindeki yanlışlıklara karşı herkesin sustuğunu savunan, fakat kendisinin 2011 yılında yazdığı mektupla elini taşın altına koyduğunu söyleyen Yavaş, "Bir makam beklentisi olmayan en şüphe götürmez kişinin ben olduğum düşüncesiyle partimizin istikbali için taşın altına elini sokan kişi ben oldum. Ne dersiniz yanlışları ifade etmeyip susmalı ve milletvekili olup kendimi mi kurtarmalıydım?" ifadelerini kullandı. "SESSİZ KALSAYDIM, ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ADAYLIĞIM ÇOKTAN AÇIKLANMIŞ OLURDU" MHP'li Mansur Yavaş, parti içinde yaşananlar karşısında sessiz kalmadığını yineleyerek, "Ben; Antalya’daki, Konya’daki, İstanbul’daki, Ankara’daki, Erzurum’daki Türkiye’nin her bölgesindeki ülküdaşlarımızın sesi olmak istedim. Herhangi bir siyasi mevki amacım olsaydı, bu gerçekler karşısında ben de sessiz kalır, şu an belki de milletvekili olurdum belki de Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığım çoktan açıklanmış olurdu. Ancak ben hareketimizin büyümesi ve ülkemizin geleceği için doğru bildiğim yoldan şaşmamayı seçtim" dedi.
Açıklamasında MYK üyesi bazı milletvekillerinin başka partilere gidip daha sonra tekrar MHP'ye döndüklerine dikkat çeken ve bu durumu eleştiren Mansur Yavaş, şunları kaydetti: "Bugün hâlâ hakkımda çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Sayın Genel Başkanın telefonda beni adeta kovmasına rağmen ve bizzat Disiplin Kurulu’na üç kez 'Partiden atın' talimatı verdiğini bilmeme rağmen, Mansur Yavaş, hâlâ 40 yıldır gönül verdiği partisinde duruyor. Öncelikle şunu vurgulamam lazım; lütfen mevcut MYK üyeleri ve milletvekillerimizin listesini bir inceleyiniz. Kaçı başka partiye geçmiş ve daha sonra geri dönmüş? İnsanlara hem siyaset yaptırmayıp hem de gitti diye arkasından konuşmak, ardından da törenle tekrar partiye kabul etmek nasıl bir çelişkidir, nasıl bir siyasi üsluptur? Bunun yorumunu da sizlere bırakıyorum. "
Kaynak: İHA
Eski Beypazarı Belediye Başkanı ve MHP'li Mansur Yavaş, 12 Haziran seçimleri öncesinde partide gördüğü aksaklık ve yanlışlıkları ifade etmek amacıyla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yazdığı ve tartışma konusu olan mektupla ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. "Mektubun Öncesi ve Sonrası" şeklinde kişisel internet sitesinde bir açıklama kaleme alan Mansur Yavaş, Bahçeli ile aralarında geçtiğini ileri sürdüğü telefon görüşmesinin diyaloglarını da paylaştı.
Mansur Yavaş, yeni yaptığı açıklamada, mektubun Genel Merkeze ulaşmasından kısa süre sonra Bahçeli'nin kendisini aradığını belirtti.
Yavaş, Bahçeli ile gerçekleşen telefon konuşması sonrası için, "Adeta şoka girmiştim. Çağrılıp sorulmak yerine peşinen infaz edilmek suretiyle daha önce birçok kişiye yapılan muamele bana da yapılıyordu. Adeta kovulmuştum" ifadelerini kullandı.
Mektubu gönderdikten sonra MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin özel kalemini arayarak mektubu kendisine iletmesi konusunda ricada bulunduğunu belirten Yavaş, mektubun Bahçeli'ye ulaşmasından yaklaşık 1 saat sonra ise MHP liderinin kendisini aradığını kaydetti.
Yavaş, ayrıca telefonla aranmak yerine parti genel merkezine çağrılmayı beklendiğini, fakat bunun yerine Bahçeli tarafından telefonla arandığını söyledi.
O TELEFON DİYALOĞU Mansur Yavaş'ın internet sayfasından yayınladığı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile aralarında geçtiğini iddia ettiği telefon konuşmasında şu ifadeler yer alıyor: “Devlet Bahçeli: Hayırlı akşamlar Mansur Bey.
Mansur Yavaş: Sağ olun Genel Başkanım, saygılarımı sunuyorum.
Devlet Bahçeli: Nasılsınız? Mansur Yavaş: İyiyim Sayın Genel başkanım sizler nasılsınız? Devlet Bahçeli: Malum seçim yaklaşıyor, seçimle ilgili çalışmalar yapıyoruz.
Mansur Yavaş: Allah kolaylıklar versin Sayın Genel Başkanım, başarılar diliyorum.
Devlet Bahçeli: Mansur Bey, bana bir mektup yazmışsınız.
Mansur Yavaş: Yazdım efendim.
Devlet Bahçeli: Çok güzel yazmışsınız.
Mansur Yavaş: Teşekkür ederim efendim, sağ olun.
Genel Başkan: Çok da güzel konulara değinmişsiniz.
Mansur Yavaş: Sağolun Genel Başkanım, tekrar teşekkür ederim.
Devlet Bahçeli: Bu mektubu bir de basınla paylaşmak lazım.
Mansur Yavaş: Sayın Genel Başkanım buna ihtiyaç var mı? Devlet Bahçeli: Bu mektubu Zaman ve Yeni Şafak gazeteleri havada kapacaklardır.
Mansur Yavaş: Sayın Genel Başkanım benim böyle bir amacım asla olmamıştır, olamaz! Devlet Bahçeli: Hayır, hayır Yeni Şafak ve Zaman Gazeteleri bunu çok iyi değerlendireceklerdir.
Mansur Yavaş: Sayın Genel Başkanım, ben bu mektubu size yazdım. Tekrar söylüyorum, benim amacım basınla paylaşılması değildir.
Devlet Bahçeli: Allah yolunuzu açık etsin.
Mansur Yavaş: Allah cümlemizin yolunu açık etsin.” "MYK'DA HİÇ KİMSE KONUŞMUYOR" İDDİASI Mansur Yavaş, internet sitesinden yaptığı açıklamada, MYK toplantılarında hiç kimsenin konuşmaması üzerine bir düzen kurulu olduğunu öne sürdü. Yavaş, "Parti Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği’ne seçildikten sonra ise Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerine giderek halkımızla, belediye başkanlarımızla bir araya geldim. Bu arada MYK Toplantıları’na da katıldım. Bu toplantılarda genel uygulama ve düzenin hiç kimsenin konuşmaması üzerine kurulu olduğuna bizzat şahit oldum" dedi.
MHP içindeki yanlışlıklara karşı herkesin sustuğunu savunan, fakat kendisinin 2011 yılında yazdığı mektupla elini taşın altına koyduğunu söyleyen Yavaş, "Bir makam beklentisi olmayan en şüphe götürmez kişinin ben olduğum düşüncesiyle partimizin istikbali için taşın altına elini sokan kişi ben oldum. Ne dersiniz yanlışları ifade etmeyip susmalı ve milletvekili olup kendimi mi kurtarmalıydım?" ifadelerini kullandı. "SESSİZ KALSAYDIM, ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI ADAYLIĞIM ÇOKTAN AÇIKLANMIŞ OLURDU" MHP'li Mansur Yavaş, parti içinde yaşananlar karşısında sessiz kalmadığını yineleyerek, "Ben; Antalya’daki, Konya’daki, İstanbul’daki, Ankara’daki, Erzurum’daki Türkiye’nin her bölgesindeki ülküdaşlarımızın sesi olmak istedim. Herhangi bir siyasi mevki amacım olsaydı, bu gerçekler karşısında ben de sessiz kalır, şu an belki de milletvekili olurdum belki de Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığım çoktan açıklanmış olurdu. Ancak ben hareketimizin büyümesi ve ülkemizin geleceği için doğru bildiğim yoldan şaşmamayı seçtim" dedi.
Açıklamasında MYK üyesi bazı milletvekillerinin başka partilere gidip daha sonra tekrar MHP'ye döndüklerine dikkat çeken ve bu durumu eleştiren Mansur Yavaş, şunları kaydetti: "Bugün hâlâ hakkımda çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Sayın Genel Başkanın telefonda beni adeta kovmasına rağmen ve bizzat Disiplin Kurulu’na üç kez 'Partiden atın' talimatı verdiğini bilmeme rağmen, Mansur Yavaş, hâlâ 40 yıldır gönül verdiği partisinde duruyor. Öncelikle şunu vurgulamam lazım; lütfen mevcut MYK üyeleri ve milletvekillerimizin listesini bir inceleyiniz. Kaçı başka partiye geçmiş ve daha sonra geri dönmüş? İnsanlara hem siyaset yaptırmayıp hem de gitti diye arkasından konuşmak, ardından da törenle tekrar partiye kabul etmek nasıl bir çelişkidir, nasıl bir siyasi üsluptur? Bunun yorumunu da sizlere bırakıyorum. "