Kılıçdaroğlu, Sincan Üniversitesi’nde Cübbe Giydi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Çin ziyaretinin son durağı olan Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Sincan Üniversitesi tarafından fahri doktora verildi.
Cübbe giyen Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada Türk – Çin ilişkilerine desteğin sürmesini istedi. Kılıçdaroğlu, Çin temaslarının son gününde Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni ziyaret ediyor. Gece Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’ye gelen Kılıçdaroğlu, sabah ilk olarak Sincan Üniversitesi’ni ziyaret etti. Rektör Prof. Taşpolat Tayyirbay’dan bilgi alan Kılıçdaroğlu’na daha sonra fahri doktora verildi.
Fahri doktora kararını Sincan Üniversitesi Rektörü Prof. Taşpolat Tayyirbay okudu. Kararın okunmasından sonra Kılıçdaroğlu’na cübbe ve kep giydirildi. Rektör Tayyirbay da fahri doktora belgesini takdim etti. Cübbe giyen Kılıçdaroğlu, seçkin ve köklü geleneğe sahip üniversitenin verdiği doktoranın hayatının en önemli anlarından biri olduğunu kaydederek teşekkür etti. CHP Genel Başkanı olarak yaptığı ziyaretin ilham verici ve geleceğe dönük umutlarla dolu geçtiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Urumçi dostluk ve kardeşliğin yurdu olarak özel anlam ifade etmektedir. Sıcak konuk severlik için şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Biz bin yıl evvel buralardan Anadolu’ya göç etmişsiz. Siz burada kalarak Çin’in etnik zenginliği içinde bu ülkenin kalkınmasına önemli katlıda bulundunuz, bunu bugün de sürdürüyorsunuz. Türkiye ile Sincan arasındaki mesafe 4 bin 300 kilometre. Bölge ile birlikte paylaştığımız birçok değerlerimiz var. Türkiye’den sizlere selamlar getirdim.” diye konuştu.
Türkiye’nin Çin ile diplomatik ilişkilerini 1971 yılında kurduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kurulan diplomatik ilişkiler her alanda büyük ilerleme kaydetmiştir. İlişkiler 2010 yılında stratejik ilişkiye dönmüştür. Sincan’ın kapıları açılmıştır. Türkiye’de Çin yılı etkinlikleri düzenlenmiştir. 2013 yılı Çin’de Türkiye yılı olarak kutlanmaktadır. Köklü bir uygarlığa sahip iki ülke arasındaki ilişkilerin ilerlemesi karşılıklı güveni artırmıştır. Çin, Türkiye’nin 3. büyük ticari ortağı haline gelmiştir. 2016’da dünyanın en büyük ekonomisi olacağı belirtilen Çin ile ilişkileri geliştirmekten memnunuz. Çin'de öğrenim gören Türk öğrencilerin sayısı artmaktadır, Türkiye’de öğrenim gören öğrencilerin sayıları artırılmalı, karşılıklı dil kursları açılmalı, edebiyat romanları karşılıklı tercüme edilmelidir. Türkiye ve Çin arasında ticari açığın kapatılmasının bir yolu da Çinli turist sayısının artırılmasıdır. Ortadoğu ve Afrika pazarında işbirliğinde Pekin hükümetinin yaklaşımı her ülkenin menfaatlerini yakından ilgilendirmektedir. Çin Türk ilişkileri küresel boyut kazanmış olup herkesi tüm dünyayı ilgilendirmektedir. İki ülke arasındaki kültürel ve siyasi ticari ilişkiler kanaatimizce yeterli potansiyele ulaşmamıştır. Karşılıklı yatırımların ticari ortaklıkların artırılması için teşvikler artırılmalı, Türkiye ile Çin arasındaki siyasi güven perçinlenmelidir.”
"UYGURLAR ÇİN İLE İLİŞKİLERE DESTEK VERMEYE DEVAM ETSİN"
Uygurların, iyi, verimli, çalışkan Çin vatandaşı olarak Çin'in yükselmesine katkıda bulunmaya devam edeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bu, bölgeyi en müreffeh bir konuma getirecektir. Türkiye ile Çin'i birleştiren kaynaştırıcı unsur olacaktır. Bağların güçlenmesine neden olacaktır. Ortak çıkarlarımız doğrultusunda sizleri stratejik ortaklığımıza katkı sunmaya davet ediyorum. Sizler bu zengin topraklarda dostluk kardeşlik tohumu ekerek Türk – Çin dostluğunu Türk - Uygur dostluğunu geleceğe taşıyacaksınız. Sincan Uygur bölgesinin zengin insan ve doğal kaynaklarıyla iki ülke arasındaki ilişkilerde dostluk köprüsü olması barış ve güvenliğin inşaasında rol oynaması iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine hem de bölgesel istikrara katkı bulunacaktır” dedi.
"HOŞGÖRÜ SORUNLARI ÇÖZECEKTİR"
Halklar arasında diyalog ve hoşgörü ortamının oluşmasında üniversite yönetimine ve öğrencilere büyük görevler düştüğünü vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Atatürk’ün ‘yurtta sulh cihanda sulh’ ilkesi sizin de düsturunuz olmalıdır. Hoşgörü sevgiye dayalı laik bir düşünce her zaman her yerde sağlıklı huzurlu ve istikrarlı bir ortamın oluşmasını sağlayacaktır. Genç kuşaklara önemli sorumluluklar düşmektedir. Diyalog olmadan sorunlara çözüm bulunmaz. Diyalog sonucu kurulacak sıcak temaslar, tarafların birbirlerini tanımalarına fırsat verecektir. İnsanlar birbirlerini tanıdıkça ülkeler ilişkileri geliştirdikçe sorunlar daha da azalacak. Sorunlar azalacak ve hoşgörü ortamı olacaktır. Hoşgörü içinde barış içinde kardeşçe yaşamasının kimseye zararı olmaz. Türk – Çin ilişkilerine her türlü katkılarınızı sürdürmenizi istiyorum” şeklinde konuştu.
"DAVET GELİRSE SİYASET SONRASI ÜNİVERSİTEDE DERS VEREBİLİRİM"
Konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını cevaplandıran Kılıçdaroğlu, bir öğrencinin Sincan Üniversitesi’nde ders vermek isteyip istemeyeceğini sorması üzerine, “Politikayı bıraktıktan sonra davet gelirse Sincan Üniversitesi’nde ders vermekten mutluluk duyarım. Politikadan önce Hacettepe Üniversitesi’nde ders veriyordum” karşılığını verdi. İnsanlığın gelişmesinde en büyük sözcüğün ‘merak’ olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Üniversiteler toplumun gelişmesine en büyük katkı veren kuruluştur. İnsanoğlu 20. yüzyılın sonundan itibaren bilgi toplumuna geçti. 21. yüzyıl bilgi toplumu yüzyılı. Dünyanın en stratejik maddesi insan beyni. İnsanlığa katkı vermek için üniversitelere büyük görev düşüyor. İnsanlığın gelişmesini bir sözcükle açıklarsak bu meraktır. Hz. Adem’in elmayı yemesinin nedeninin de merak olduğunu unutmamak gerekir. ABD’nin uzaya gönderdiği aracın adı da merak. Bilim, kaliteli düşünmemizi sorunlara çözüm üretmemizi sağlar. Üniversiteler toplum için çok önemlidir. 89 yıllık Sincan Üniversitesi’nin Türk Çin dostluğu açısından büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Üniversiteler aynı zamanda bilimin, demokrasinin beşiğidir. Özgürce düşünmek ve sorunlara çözüm üretmek üniversitelerin görevidir.” Sincan Üniversitesi öğrencisi Yu Shuai da Kılıçdaroğlu’nun Sincan Üniversitesi’nden doktara almasını şöyle değerlendirdi: "Doktora alması üniversitemiz için büyük bir onur. Türkiye’deki diğer liderlerin de Sincan ve Çin’e gelmesini arzuluyoruz. "
Fahri doktora kararını Sincan Üniversitesi Rektörü Prof. Taşpolat Tayyirbay okudu. Kararın okunmasından sonra Kılıçdaroğlu’na cübbe ve kep giydirildi. Rektör Tayyirbay da fahri doktora belgesini takdim etti. Cübbe giyen Kılıçdaroğlu, seçkin ve köklü geleneğe sahip üniversitenin verdiği doktoranın hayatının en önemli anlarından biri olduğunu kaydederek teşekkür etti. CHP Genel Başkanı olarak yaptığı ziyaretin ilham verici ve geleceğe dönük umutlarla dolu geçtiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Urumçi dostluk ve kardeşliğin yurdu olarak özel anlam ifade etmektedir. Sıcak konuk severlik için şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Biz bin yıl evvel buralardan Anadolu’ya göç etmişsiz. Siz burada kalarak Çin’in etnik zenginliği içinde bu ülkenin kalkınmasına önemli katlıda bulundunuz, bunu bugün de sürdürüyorsunuz. Türkiye ile Sincan arasındaki mesafe 4 bin 300 kilometre. Bölge ile birlikte paylaştığımız birçok değerlerimiz var. Türkiye’den sizlere selamlar getirdim.” diye konuştu.
Türkiye’nin Çin ile diplomatik ilişkilerini 1971 yılında kurduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kurulan diplomatik ilişkiler her alanda büyük ilerleme kaydetmiştir. İlişkiler 2010 yılında stratejik ilişkiye dönmüştür. Sincan’ın kapıları açılmıştır. Türkiye’de Çin yılı etkinlikleri düzenlenmiştir. 2013 yılı Çin’de Türkiye yılı olarak kutlanmaktadır. Köklü bir uygarlığa sahip iki ülke arasındaki ilişkilerin ilerlemesi karşılıklı güveni artırmıştır. Çin, Türkiye’nin 3. büyük ticari ortağı haline gelmiştir. 2016’da dünyanın en büyük ekonomisi olacağı belirtilen Çin ile ilişkileri geliştirmekten memnunuz. Çin'de öğrenim gören Türk öğrencilerin sayısı artmaktadır, Türkiye’de öğrenim gören öğrencilerin sayıları artırılmalı, karşılıklı dil kursları açılmalı, edebiyat romanları karşılıklı tercüme edilmelidir. Türkiye ve Çin arasında ticari açığın kapatılmasının bir yolu da Çinli turist sayısının artırılmasıdır. Ortadoğu ve Afrika pazarında işbirliğinde Pekin hükümetinin yaklaşımı her ülkenin menfaatlerini yakından ilgilendirmektedir. Çin Türk ilişkileri küresel boyut kazanmış olup herkesi tüm dünyayı ilgilendirmektedir. İki ülke arasındaki kültürel ve siyasi ticari ilişkiler kanaatimizce yeterli potansiyele ulaşmamıştır. Karşılıklı yatırımların ticari ortaklıkların artırılması için teşvikler artırılmalı, Türkiye ile Çin arasındaki siyasi güven perçinlenmelidir.”
"UYGURLAR ÇİN İLE İLİŞKİLERE DESTEK VERMEYE DEVAM ETSİN"
Uygurların, iyi, verimli, çalışkan Çin vatandaşı olarak Çin'in yükselmesine katkıda bulunmaya devam edeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bu, bölgeyi en müreffeh bir konuma getirecektir. Türkiye ile Çin'i birleştiren kaynaştırıcı unsur olacaktır. Bağların güçlenmesine neden olacaktır. Ortak çıkarlarımız doğrultusunda sizleri stratejik ortaklığımıza katkı sunmaya davet ediyorum. Sizler bu zengin topraklarda dostluk kardeşlik tohumu ekerek Türk – Çin dostluğunu Türk - Uygur dostluğunu geleceğe taşıyacaksınız. Sincan Uygur bölgesinin zengin insan ve doğal kaynaklarıyla iki ülke arasındaki ilişkilerde dostluk köprüsü olması barış ve güvenliğin inşaasında rol oynaması iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine hem de bölgesel istikrara katkı bulunacaktır” dedi.
"HOŞGÖRÜ SORUNLARI ÇÖZECEKTİR"
Halklar arasında diyalog ve hoşgörü ortamının oluşmasında üniversite yönetimine ve öğrencilere büyük görevler düştüğünü vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Atatürk’ün ‘yurtta sulh cihanda sulh’ ilkesi sizin de düsturunuz olmalıdır. Hoşgörü sevgiye dayalı laik bir düşünce her zaman her yerde sağlıklı huzurlu ve istikrarlı bir ortamın oluşmasını sağlayacaktır. Genç kuşaklara önemli sorumluluklar düşmektedir. Diyalog olmadan sorunlara çözüm bulunmaz. Diyalog sonucu kurulacak sıcak temaslar, tarafların birbirlerini tanımalarına fırsat verecektir. İnsanlar birbirlerini tanıdıkça ülkeler ilişkileri geliştirdikçe sorunlar daha da azalacak. Sorunlar azalacak ve hoşgörü ortamı olacaktır. Hoşgörü içinde barış içinde kardeşçe yaşamasının kimseye zararı olmaz. Türk – Çin ilişkilerine her türlü katkılarınızı sürdürmenizi istiyorum” şeklinde konuştu.
"DAVET GELİRSE SİYASET SONRASI ÜNİVERSİTEDE DERS VEREBİLİRİM"
Konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını cevaplandıran Kılıçdaroğlu, bir öğrencinin Sincan Üniversitesi’nde ders vermek isteyip istemeyeceğini sorması üzerine, “Politikayı bıraktıktan sonra davet gelirse Sincan Üniversitesi’nde ders vermekten mutluluk duyarım. Politikadan önce Hacettepe Üniversitesi’nde ders veriyordum” karşılığını verdi. İnsanlığın gelişmesinde en büyük sözcüğün ‘merak’ olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Üniversiteler toplumun gelişmesine en büyük katkı veren kuruluştur. İnsanoğlu 20. yüzyılın sonundan itibaren bilgi toplumuna geçti. 21. yüzyıl bilgi toplumu yüzyılı. Dünyanın en stratejik maddesi insan beyni. İnsanlığa katkı vermek için üniversitelere büyük görev düşüyor. İnsanlığın gelişmesini bir sözcükle açıklarsak bu meraktır. Hz. Adem’in elmayı yemesinin nedeninin de merak olduğunu unutmamak gerekir. ABD’nin uzaya gönderdiği aracın adı da merak. Bilim, kaliteli düşünmemizi sorunlara çözüm üretmemizi sağlar. Üniversiteler toplum için çok önemlidir. 89 yıllık Sincan Üniversitesi’nin Türk Çin dostluğu açısından büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Üniversiteler aynı zamanda bilimin, demokrasinin beşiğidir. Özgürce düşünmek ve sorunlara çözüm üretmek üniversitelerin görevidir.” Sincan Üniversitesi öğrencisi Yu Shuai da Kılıçdaroğlu’nun Sincan Üniversitesi’nden doktara almasını şöyle değerlendirdi: "Doktora alması üniversitemiz için büyük bir onur. Türkiye’deki diğer liderlerin de Sincan ve Çin’e gelmesini arzuluyoruz. "