Kck Ana Davasında Gergin Saatler
Terör örgütü KCK ana davasında sanık, sanık avukatları ile mahkeme heyeti arasında gergin saatler yaşandı.
Bazı avukatların, sanıkların Kürt olduğu için yargılandıklarını iddia etmesine tepki gösteren mahkeme başkanı, "Bizi bazı müessif olaylarla ilişkilendirmeyin lütfen. Töhmet altında bırakmayın. Burada insanları idam mı ediyoruz? Lütfen savunma kapsamında kalın." dedi.
Bunun üzerine bazı sanıklar ayağa kalkarak, "Bizi kızdırmayın" diye bağırdı. Mahkeme başkanı, avukatlara söz vererek duruşmayı sürdürdü. Terör örgütü PKK'yı da bünyesinde bulunduran KCK ana davasına, Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. 108'i tutuklu, 175 kişinin yargılandığı davanın duruşmasına, 12 sanık, raporlu olduğu gerekçesiyle katılmadı. Duruşma öncesi, mahkeme heyeti, terör örgütü yöneticilerinden Sabri Ok ile Mustafa Sarıkaya hakkında çıkartılan müzekkereye verilen cevabı okudu. İki sanığın da yurt dışında olduğu belirtildi. Bu sırada söz alan tutuklu sanıklardan Leyla Güven, Fransa'da öldürülen 3 kadınla ilgili kısa değerlendirmede bulundu. Güven, barış ortamının oluştuğu bir sırada kadınların katledilmesini kınadıklarını belirtti.
"KÜRTÇE SAVUNMA YAPTIM VE BANA TERCÜMAN ATANDI" Duruşmada genel bir değerlendirme yapan avukat Sebahattin Korkmaz, Kürtçe savunma sorununun bu mahkemenin önceki heyetinin tutumu nedeniyle ortaya çıktığını savundu. Kendisinin sanık olduğu bir davada, Kürtçe savunma yaptığını ve mahkemenin kendisine tercüman bile atadığını belirten Korkmaz, "Bir çok mahkeme anadilde savunma hakkı tanıdı. Sizin bu duruşmada anadilde savunma hakkını tanımanızı bekliyoruz. Yargı ön açıcı olmalı. Aksi görüşte ise zaman kaybetmeden anadilde savunma yasası çıkana kadar bekletici mesele yapılmalı." dedi.
Mahkeme başkanı Bekir Türksoy ise mahkeme olarak daha önce bu konuda karar verdiklerini ve tavırlarının belli olduğunu söyledi.
Türksoy, yasa değişikliği ardından yeniden bir değerlendirme yapacaklarını kaydetti.
Mahkeme, daha sonra sanıklardan Kazım Kurt ile Abdullah Akengin'in delil ikamesini yaptı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde ise yeni gerginlik yaşandı. Sanık avukatlarından Mustafa Özer savunma yaparken, KCK davasında Kürtlerin yargılandığını iddia etti. Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Bizi bu müessif olaylarla ilişkilendirmeniz müvekkillinize ne katkı sağlayacak, devam edin." dedi.
Bunun üzerine avukatlar, mahkemenin bu sözlerinin tehdit manasına geldiğini savunarak, tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Türksoy, sözlerine şöyle açıklık getirdi: "Bizim kızdığımız şey, sanıkların sadece Kürt oldukları için yargılandıkları ve bizim bu şekilde töhmet altında bırakılıyor olmamız." Sanık avukatları ise "Kızdırma ne demek. Taleplerimizi beğenmeyebilirsiniz, kızmak durumunda mısınız?" dedi.
Mahkeme başkanı ise "Niye kızdığımızı izah ettik." şeklinde cevap verdi. Bu sırada ayağa kalkan bazı sanıklar, "Bizi kızdırmayın." diye bağırdı. Bu sırada duruşma salonuna çok sayıda jandarma görevlisi girdi, ancak mahkeme başkanı sanıkları yerine oturtarak duruşmaya devam etti. Tekrar söz alan sanık avukatı Mustafa Özer, yargıda kızmanın olmadığını, mahkeme heyetinin daha geniş olması gerektiğini kaydetti.
Sanık avukatları Meral Danış Beştaş ise "Mahkemenin kızma gibi bir hakkı yok. Bir sabrın taşmasına tanık olduk. Birbirimize bağırarak bu işi yürütemeyiz." ifadelerini kullandı. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi de yargılamanın ortak bir faaliyet olduğunu belirterek, bugüne kadar mahkeme heyetine saygısızlık yapmadıklarını ve bunu mahkemeden de beklediklerini kaydetti.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı yarına erteledi.
Bunun üzerine bazı sanıklar ayağa kalkarak, "Bizi kızdırmayın" diye bağırdı. Mahkeme başkanı, avukatlara söz vererek duruşmayı sürdürdü. Terör örgütü PKK'yı da bünyesinde bulunduran KCK ana davasına, Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. 108'i tutuklu, 175 kişinin yargılandığı davanın duruşmasına, 12 sanık, raporlu olduğu gerekçesiyle katılmadı. Duruşma öncesi, mahkeme heyeti, terör örgütü yöneticilerinden Sabri Ok ile Mustafa Sarıkaya hakkında çıkartılan müzekkereye verilen cevabı okudu. İki sanığın da yurt dışında olduğu belirtildi. Bu sırada söz alan tutuklu sanıklardan Leyla Güven, Fransa'da öldürülen 3 kadınla ilgili kısa değerlendirmede bulundu. Güven, barış ortamının oluştuğu bir sırada kadınların katledilmesini kınadıklarını belirtti.
"KÜRTÇE SAVUNMA YAPTIM VE BANA TERCÜMAN ATANDI" Duruşmada genel bir değerlendirme yapan avukat Sebahattin Korkmaz, Kürtçe savunma sorununun bu mahkemenin önceki heyetinin tutumu nedeniyle ortaya çıktığını savundu. Kendisinin sanık olduğu bir davada, Kürtçe savunma yaptığını ve mahkemenin kendisine tercüman bile atadığını belirten Korkmaz, "Bir çok mahkeme anadilde savunma hakkı tanıdı. Sizin bu duruşmada anadilde savunma hakkını tanımanızı bekliyoruz. Yargı ön açıcı olmalı. Aksi görüşte ise zaman kaybetmeden anadilde savunma yasası çıkana kadar bekletici mesele yapılmalı." dedi.
Mahkeme başkanı Bekir Türksoy ise mahkeme olarak daha önce bu konuda karar verdiklerini ve tavırlarının belli olduğunu söyledi.
Türksoy, yasa değişikliği ardından yeniden bir değerlendirme yapacaklarını kaydetti.
Mahkeme, daha sonra sanıklardan Kazım Kurt ile Abdullah Akengin'in delil ikamesini yaptı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde ise yeni gerginlik yaşandı. Sanık avukatlarından Mustafa Özer savunma yaparken, KCK davasında Kürtlerin yargılandığını iddia etti. Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Bizi bu müessif olaylarla ilişkilendirmeniz müvekkillinize ne katkı sağlayacak, devam edin." dedi.
Bunun üzerine avukatlar, mahkemenin bu sözlerinin tehdit manasına geldiğini savunarak, tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Türksoy, sözlerine şöyle açıklık getirdi: "Bizim kızdığımız şey, sanıkların sadece Kürt oldukları için yargılandıkları ve bizim bu şekilde töhmet altında bırakılıyor olmamız." Sanık avukatları ise "Kızdırma ne demek. Taleplerimizi beğenmeyebilirsiniz, kızmak durumunda mısınız?" dedi.
Mahkeme başkanı ise "Niye kızdığımızı izah ettik." şeklinde cevap verdi. Bu sırada ayağa kalkan bazı sanıklar, "Bizi kızdırmayın." diye bağırdı. Bu sırada duruşma salonuna çok sayıda jandarma görevlisi girdi, ancak mahkeme başkanı sanıkları yerine oturtarak duruşmaya devam etti. Tekrar söz alan sanık avukatı Mustafa Özer, yargıda kızmanın olmadığını, mahkeme heyetinin daha geniş olması gerektiğini kaydetti.
Sanık avukatları Meral Danış Beştaş ise "Mahkemenin kızma gibi bir hakkı yok. Bir sabrın taşmasına tanık olduk. Birbirimize bağırarak bu işi yürütemeyiz." ifadelerini kullandı. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi de yargılamanın ortak bir faaliyet olduğunu belirterek, bugüne kadar mahkeme heyetine saygısızlık yapmadıklarını ve bunu mahkemeden de beklediklerini kaydetti.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı yarına erteledi.