Gizli Tanık Tepe: Dursun Çiçek Benden Kitap Basmamı İstedi
Ergenekon davasında ifade veren gizli tanık Tepe, tutuklu yargılanan Dursun Çiçek’in güncel konular hakkında kitap bastırmak için kendisiyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görüştüğünü söyledi.
Ergenekon Davası’nın 226. duruşması Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülmeye başlandı. Davaya Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, emekli Orgeneral Hasan Iğsız, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Kurmay Albay Dursun Çiçek, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Doğu Perinçek, Yalçın Küçük, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 273 sanıklı davada 47'li tutuklu sanık katıldı.
Duruşmaya gizli tanık Tepe'nin ifadeleriyle başlandı. Tepe, 2008 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda Dursun Çiçek ile görüştüğünü ifade etti.
Tepe, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın yemekhanesinde Dursun Çiçek'in doktora tezini bastırmak için kendisinden istekte bulunduğunu öne sürdü ve Çiçek'in görüşme öncesinde kendisine telefondan mesaj attığını iddia etti. Tepe görüşme sırasında Çiçek'in güncel konularda da kendisinden kitaplar bastırmasını istediğini anlattı. Gizli tanık ifadesine şöyle devam etti: "Ben İstanbul'da basın yayın sektöründe çalışan biriyim. Başka bir yayıncı arkadaşımın aracılığıyla belirli zamanlarda bazı subaylarla akademisyenlerle görüştüm. Bu subaylar Kıbrıs, Strateji, Terör ve ülke sorunlarıyla ilgili benden 8 adet kitap basmamı istediler. Ama kendi kimliklerini açıklamama şartı koydular. Ben de bu durum karşısında geri durdum. Daha sonraları Deniz Kuvvetleri Komutanlığında Dursun Çiçek ile görüştüm. O zamanlar Dursun Çiçek kamuoyuna yansımamıştı. Kendisini o an tanımıyordum. Tezinin basımı için benimle görüştü. Güncel kitaplar bastırmak istediğini de söyledi.
"Ergenekon olayının basına yansıdıktan sonra kendi vicdanın sesiyle konuşmak istediğini dile getiren Tepe, bazı subayların isimlerini saklı tutarak iktidar hakkında kendisinden asılsız bilgilerle 8 adet kitap bastırmak istediklerini öne sürdü. Söz konusu kişilerin asılsız bilgilerle iktidarı zor durumda bırakmayı amaçladığını anlatan gizli tanık sözlerini şöyle tamamladı: " Benden 8 adet kitap basmamı söyleyen kişiler şu an sanık sandalyesinde oturan topluma mal olmuş kişilerdi. O zamanlar bu kişilerin bir örgüt içinde olabileceklerini hiç düşünmemiştim. Topluma mal olmuş bu akademisyen ve subaylarla görüşmelerim oldu. Bu kişiler iktidar partisinden kurtulmak için bir darbe ortamı oluşturmaya çalışıyorlardı. Kendi aralarında konuşuyorlardı. Bu kişileri medyada Ergenekon olayının içinde yer aldıklarını görünce ülkemi seven bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bildiklerimi açıklama gereği duydum. "
Duruşmaya gizli tanık Tepe'nin ifadeleriyle başlandı. Tepe, 2008 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda Dursun Çiçek ile görüştüğünü ifade etti.
Tepe, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın yemekhanesinde Dursun Çiçek'in doktora tezini bastırmak için kendisinden istekte bulunduğunu öne sürdü ve Çiçek'in görüşme öncesinde kendisine telefondan mesaj attığını iddia etti. Tepe görüşme sırasında Çiçek'in güncel konularda da kendisinden kitaplar bastırmasını istediğini anlattı. Gizli tanık ifadesine şöyle devam etti: "Ben İstanbul'da basın yayın sektöründe çalışan biriyim. Başka bir yayıncı arkadaşımın aracılığıyla belirli zamanlarda bazı subaylarla akademisyenlerle görüştüm. Bu subaylar Kıbrıs, Strateji, Terör ve ülke sorunlarıyla ilgili benden 8 adet kitap basmamı istediler. Ama kendi kimliklerini açıklamama şartı koydular. Ben de bu durum karşısında geri durdum. Daha sonraları Deniz Kuvvetleri Komutanlığında Dursun Çiçek ile görüştüm. O zamanlar Dursun Çiçek kamuoyuna yansımamıştı. Kendisini o an tanımıyordum. Tezinin basımı için benimle görüştü. Güncel kitaplar bastırmak istediğini de söyledi.
"Ergenekon olayının basına yansıdıktan sonra kendi vicdanın sesiyle konuşmak istediğini dile getiren Tepe, bazı subayların isimlerini saklı tutarak iktidar hakkında kendisinden asılsız bilgilerle 8 adet kitap bastırmak istediklerini öne sürdü. Söz konusu kişilerin asılsız bilgilerle iktidarı zor durumda bırakmayı amaçladığını anlatan gizli tanık sözlerini şöyle tamamladı: " Benden 8 adet kitap basmamı söyleyen kişiler şu an sanık sandalyesinde oturan topluma mal olmuş kişilerdi. O zamanlar bu kişilerin bir örgüt içinde olabileceklerini hiç düşünmemiştim. Topluma mal olmuş bu akademisyen ve subaylarla görüşmelerim oldu. Bu kişiler iktidar partisinden kurtulmak için bir darbe ortamı oluşturmaya çalışıyorlardı. Kendi aralarında konuşuyorlardı. Bu kişileri medyada Ergenekon olayının içinde yer aldıklarını görünce ülkemi seven bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bildiklerimi açıklama gereği duydum. "