CHP, 6353 Sayısı Torba Yasa Teklifini Anayasa Mahkemesine Götürecek

CHP İçel Milletvekili Ali Rıza Öztürk, 6353 sayılı torba yasa teklifinin bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle bugün saat 15.00’te Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını açıkladı.

Öztürk ayrıca, Başbakan Erdoğan’ın BDP’li milletvekillerine yönelik üslubunun doğru olmadığını, kin, nefret ve intikam duygularıyla söylenmiş sözler olduğunu kaydetti.

Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Ali Rıza Öztürk, 6353 sayılı ‘Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişlik Yapılmasına Dair ‘çuval yasanın’ bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için CHP milletvekilleri olarak bugün saat 15.00’te Anayasa Mahkemesine başvuracaklarını açıkladı.

Öztürk, “6353’te neler var? Torba yasanın içinde olmayan yok, bu yasada Cin Ali var. Engellilerin hakkının gaspı var, seçim yolsuzluklarının örtbas edilmesi var, Sayıştay’ın denetiminden kaçırma var. EPDK’nın denetim yetkisinin özel sektöre devri var. İşsizlik Sigortasına dava açma hakkının engellenmesi var. Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının kuruluş amacı olan sınav faaliyetlerini kuracağı veya iştirak edeceği şirketler aracılığıyla yürütmesi öngörülmektedir. Yani yeni sınav rezaletlerini yapmasının önü açılıyor, sınavların özelleştirilmesi öngörülüyor. Bunlar Anayasaya açıkça aykırıdır” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın AK Parti Genişletilmiş Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmaya da tepki gösteren Öztürk, Başbakanın milli iradenin temsilcisi olarak sadece kendi milletvekillerini gördüğünü ve bazı milletvekillerinin dağa çıkmasını bile önerebildiğini söyledi.

Öztürk, “Bu, Sayın Başbakanın terör karşısında, terörü destekleyen devletler karşısında ne kadar aciz kaldığının, küçüldüğünü somut göstergesidir. Her milletvekili milletin oylarıyla seçilip parlamentoya gelmiştir; tıpkı Sayın Başbakanın kendisi gibi. O zaman biriler ide çıkar Sayın Başbakana, eş başkanlığını yaptığı, çıkarlarını savunduğu ülkelere gitmeye davet eder. Birileri bu ülkede çıkar Sayın Başbakanın Türkiye’nin çıkarlarını savunmadığını söyler ve ‘hangi ülkenin çıkarını savunuyorsan git o ülkede başbakanlık yap’ der” diye konuştu.

“BAŞBAKAN KİM Kİ YARGIYA GEREKENİ SÖYLÜYOR?”
Başbakan Erdoğan’ın BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarıyla ilgili ‘yargıya gerekenleri söyledik, biz de parlamentoda gereğini yapıyoruz’ sözlerini de eleştiren Öztürk, “Başbakan kim ki yargıya gerekeni söylüyor? Ne gerekmiş? Gerekenlerin ne olup olmadığını yargı kendisi bilmiyor mu? Bu itiraf yağrının bu ülkede Başbakanın söylemleriyle, talimatlarıyla, yönlendirmeleriyle hareket ettiğinin somut göstergesi değil midir? Hani ülkede kuvvetler ayrılığı ilkesi vardı? Hani Silivri’deki davalar, KCK davaları bağımsız yargının yürüttüğü yargısal faaliyetlerdi. Sayın Başbakan yargıya ne yapması gerektiğini söylemiştir? Hangi davalarda yargıya talimat vermiştir, bunların açıklanması gerekir” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın ‘terörün karşısında diz çöktüğünü, aciz kaldığını’ ifade eden Öztürk, bu konudaki beceriksizliğini gizlemek için de CHP ve basına saldırdığını, ‘terörün çanakçısı’ olmakla suçladığını söyledi.

Öztürk, “Bu ülkede Tayyip Erdoğan başbakan olduğu müddetçe hiç kimsenin teröre çanak tutmasına zaten ihtiyaç yok. Bu ülkede bu teröre bu noktaya kadar, besleyip büyüten, Sayın Başbakanın terör örgütünü sahipleyici tavırlarından başkası değildir. Sayın Başbakanın CHP’nin milletvekillerine, teröre karşı mücadeleyi ilke edinmiş CHP’ye ve Genel Başkanına efelenmeye hakkı yok. Sayın Başbakan gitsin terör örgütüne efelensin, teröristlere efelensin, terör örgütün besleyen ve BOP eş başkanlığı yaptığını ABD’ye efelensin” dedi.

“DOKUNULMAZLIK İNTİKAM ARACI OLARAK KULLANILMAMALI”
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Öztürk, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin bir soru üzerine, şunları kaydetti: “Bunların bir intikam aracı olarak Başbakan’ın kendi dediklerinin kabul görmemesi üzerine belirli siyasi partilerden intikam alma amacıyla getirilmesini ve o saikle hareket edilmesine bir hukukçu olarak gönlüm razı olmaz. Yani Sayın Başbakan bu BDP milletvekili arkadaşlarımızla ilgili dokunulmazlıkların kaldırılmasının gerektiğine inanıyor ise bu dosyalar bugün gelmedi, 23. Dönem’de geldi. Neden Başbakan bugün bunu söyleme ihtiyacını hissetmiştir. Şimdi ‘biz de Meclis’te gerekeni yapacağız’ diyor. O zaman ben buradan söylüyorum, Sayın Başbakan gerekenleri siz bugüne kadar neden yapmadınız, yapmamanızın nedeni neydi? Oslo’daki görüşmeler miydi? Ama kabul edemeyeceğimiz bir şey kin, intikam, hırs duygularıyla dokunulmazlık müessesini, dokunulmazlığı bir tehdit olarak bir şantaj olarak bir siyasi baskı ve hakimiyet kurma aracı olarak kullanmak doğru değildir, asıl darbecilik budur.”

“Sayın Başbakan’ın BDP’li milletvekili arkadaşlara karşı yönelik üslubunun doğru olmadığını düşünüyorum” diyen Öztürk, bu üslubun birlik ve bütünlüğe hizmet eden bir üslup olmadığını söyledi.

Öztürk, “Bu üslup kin, nefret ve intikam duygularıyla söylenmiş sözlerdir. Gerekenler yapılacak idiyse Başbakan bugüne kadar gerekenleri neden Meclis’te yapmamıştır. Dosyalar 23. Dönem’den beri var.

Başbakan sadece siyasi nedenlerle olan bu dokunulmazlıkları mı kaldıracak yoksa kendi milletvekillerinin de yolsuzluk dosyalarının dokunulmazlık dosyalarını TBMM Genel Kurulu’na getirip oy verecek mi? Benim talebim şudur; komisyonda bekleyen tüm dokunulmazlık dosyaları TBMM Genel Kurulu’na gelsin o zaman hepsine kaldırma konusunda hep beraber oy kullanalım” diye konuştu.

Öztürk, Başbakan Erdoğan’ın dokunulmazlık dosyalarıyla ilgili tartışma açmasının Suriye’deki ve terör konusundaki beceriksizliklerini örtmeye yönelik olduğunu ifade etti.

Öte yandan Öztürk'ün basın toplantısına katılan yürüme engelli vatandaşların Meclis merdivenlerini kullanmakta büyük güçlük yaşadıkları gözlendi. Tekerlekli sandalyedeki engelliler yakınlarını yardımıyla Meclis merdivenlerinden indirildi .
Kaynak: İHA