Sümerolog Çığ'dan Çağrı
Ödemiş Belediyesi’nin, ilçenin işgalden kurtuluşunun 90.
yıldönümü kapsamında düzenlediği söyleşi, sergi ve dinletiye katılan Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, Türkiye’nin işgal döneminden daha zor günler yaşadığını belirterek, halkın olan bitene tepkisiz kalmamasını istedi. Ödemiş Belediyesi Kültürevi’nde yapılan Yeni Kuşak Köy Enstitüleri başlıklı söyleşi, 'Türkiye'nin Geçmişindeki Yarın' adlı fotoğraf sergisinin açılışı ve Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Mandolin Grubu’nun dinletisi Ödemişlilerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.
Birgi Belediye Başkanı Cumhur Şener, tiyatro ve sinema oyuncusu Salih Kalyon, sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcilerinin de katıldığı etkinliklerde Kültürevi avlusunun yetersiz kaldığı gözlendi. Emekli Başkonsolos Ülkü Başsoy’un konuşmasıyla başlayan söyleşide, ilk olarak Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ görüşlerini paylaştı. Geçen günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a cumhuriyetin ilk yıllarındaki demiryolu atılımı ve diğer devrimlerle ilgili yazdığı mektupla gündeme gelen Çığ, izleyicilerden alkış aldı.
Türkiye’nin Cumhuriyet ile birlikte edindiği kazanımlar sayesinde günümüze ulaştığını ifade eden Çığ, “Türkiye bugün işgal döneminden daha zor ve acı günler yaşıyor. Ben üç savaş gördüm. Ama bugünkü ortamı hiç görmedim. Sizler bunun farkında değilsiniz. Halbuki bugünkü tüm gelişmeler Atatürk’ün her alanda gerçekleştirdiği devrimlerin eseri” diye konuştu.
Cumhuriyetin ilk 15 yılında yapılanların akıl almaz şeyler olduğunu vurgulayan Çığ, "Demiryolları tamamen yabancıların kontrolünde olan bir ülkede kendi rayını üretecek fabrikalar kuruldu. Trenleri Ermeniler, Rumlar kullandırdı, demiryolları bünyesinde makinist okulları açıldı. Ülkemizde cumhuriyete kadar Türk makinist bile yoktu. Cumhuriyet öncesi sadece demiryollarında değil birçok alanda Türklere hiçbir şey yaptırılmamış. Her şey günah denilmiş. Düşünün atla yaşayan milletimizin nalbandı bile yokmuş ki İstiklal Savaşı’ndan Azeri nalbant görev yapmış” dedi.
Çığ, Atatürk’ün cumhuriyetin ilanı ile birlikte başlattığı devrimleri sanatla da desteklediğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "1923’te yetenekli çocuklarımız Avrupa’ya müzik öğrenmeye gönderilmiş. Atatürk sanatın her alanına önem vermiş. Kurduğu her fabrikaya tiyatro salonları, müzik odaları inşa ettirmiş. Geçen günlerde Altın Portakal’ı heyecanla izledim. Farklı dallarda herkese ödül verdiler. En iyi kadın oyuncu dalında ödül verildi.
1920’de Afife Jale tiyatro sahnesine çıktığında neredeyse öldürülüyordu. Nereden nereye gelmişiz bunlar hep Atatürk’ün ve kurduğu cumhuriyetin eseri. Bunlara sahip çıkmalıyız." Cumhuriyetle birlikte atılan sağlam temellere bugün zarar verilmeye çalışıldığını öne süren Çığ, "O temeller olmasa bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti ulaşamazdı. Bugün ise o temelleri yok etmeye çalışıyorlar. En önemli devrim olan laikliği yıpratıyorlar. Okullarda Arapça eğitim veriliyor. Çocuklarımız Arapça öğrenince ne olacak? Araplar hangi bilim dalında öncü? Benim tek başıma ses çıkarmam yetmez. Kimse sesini çıkarmadığı için bu noktaya geldik lütfen ses çıkaralım” çağrısında bulundu
Çığ’ın büyük alkış alan konuşmasının ardından Doç. Dr. Firdevs Gümüşoğlu, Ödemiş ve Birgi yöresinden işgal öykülerini katılımcılarla paylaştı. Sosyoloji alanındaki araştırmaları sırasında vatandaşların anlatımlarıyla Ödemiş ve çevresinde 1. Dünya Savaşı’ndaki cephelere giden gençlerin dönmediğini, dönenlerin ise kurtuluş mücadelesinde yer almasına tanık olduğunu ifade eden Gümüşoğlu, bu nedenle yöre halkının cumhuriyet ve Atatürk devrimlerine her zaman sahip çıktığını dile getirdi.
Küçük Menderes Havzası'nın Cumhuriyet sonrası barış gördüğünü kaydeden Gümüşoğlu, "Cumhuriyet öncesi efelerin hüküm sürdüğü topraklarda çok acılar yaşanmış. Bugün bile efelenme diyoruz. İşte cumhuriyet, efelenenlerden kurtuluşu gerçekleştirenleri çıkarmış” şeklinde konuştu.
Söyleşinin ardından köy enstitülerinde çekilmiş kareler ve anekdotlardan oluşan 'Türkiye’nin Geçmişindeki Yarın' fotoğraf sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
Sergi açılışının ardından Prof. Dr. Ayfer Kocabaş yönetimindeki Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Mandolin Grubu’nun dinletisi yapıldı.
Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin, kendisinin de köy enstitüsü mezunu öğretmenlerden eğitim aldığını belirterek, “O dönemin aydınlık insanlarını şimdi daha çok arıyoruz” dedi.
Kaynak: İHA
Birgi Belediye Başkanı Cumhur Şener, tiyatro ve sinema oyuncusu Salih Kalyon, sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcilerinin de katıldığı etkinliklerde Kültürevi avlusunun yetersiz kaldığı gözlendi. Emekli Başkonsolos Ülkü Başsoy’un konuşmasıyla başlayan söyleşide, ilk olarak Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ görüşlerini paylaştı. Geçen günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a cumhuriyetin ilk yıllarındaki demiryolu atılımı ve diğer devrimlerle ilgili yazdığı mektupla gündeme gelen Çığ, izleyicilerden alkış aldı.
Türkiye’nin Cumhuriyet ile birlikte edindiği kazanımlar sayesinde günümüze ulaştığını ifade eden Çığ, “Türkiye bugün işgal döneminden daha zor ve acı günler yaşıyor. Ben üç savaş gördüm. Ama bugünkü ortamı hiç görmedim. Sizler bunun farkında değilsiniz. Halbuki bugünkü tüm gelişmeler Atatürk’ün her alanda gerçekleştirdiği devrimlerin eseri” diye konuştu.
Cumhuriyetin ilk 15 yılında yapılanların akıl almaz şeyler olduğunu vurgulayan Çığ, "Demiryolları tamamen yabancıların kontrolünde olan bir ülkede kendi rayını üretecek fabrikalar kuruldu. Trenleri Ermeniler, Rumlar kullandırdı, demiryolları bünyesinde makinist okulları açıldı. Ülkemizde cumhuriyete kadar Türk makinist bile yoktu. Cumhuriyet öncesi sadece demiryollarında değil birçok alanda Türklere hiçbir şey yaptırılmamış. Her şey günah denilmiş. Düşünün atla yaşayan milletimizin nalbandı bile yokmuş ki İstiklal Savaşı’ndan Azeri nalbant görev yapmış” dedi.
Çığ, Atatürk’ün cumhuriyetin ilanı ile birlikte başlattığı devrimleri sanatla da desteklediğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "1923’te yetenekli çocuklarımız Avrupa’ya müzik öğrenmeye gönderilmiş. Atatürk sanatın her alanına önem vermiş. Kurduğu her fabrikaya tiyatro salonları, müzik odaları inşa ettirmiş. Geçen günlerde Altın Portakal’ı heyecanla izledim. Farklı dallarda herkese ödül verdiler. En iyi kadın oyuncu dalında ödül verildi.
1920’de Afife Jale tiyatro sahnesine çıktığında neredeyse öldürülüyordu. Nereden nereye gelmişiz bunlar hep Atatürk’ün ve kurduğu cumhuriyetin eseri. Bunlara sahip çıkmalıyız." Cumhuriyetle birlikte atılan sağlam temellere bugün zarar verilmeye çalışıldığını öne süren Çığ, "O temeller olmasa bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti ulaşamazdı. Bugün ise o temelleri yok etmeye çalışıyorlar. En önemli devrim olan laikliği yıpratıyorlar. Okullarda Arapça eğitim veriliyor. Çocuklarımız Arapça öğrenince ne olacak? Araplar hangi bilim dalında öncü? Benim tek başıma ses çıkarmam yetmez. Kimse sesini çıkarmadığı için bu noktaya geldik lütfen ses çıkaralım” çağrısında bulundu
Çığ’ın büyük alkış alan konuşmasının ardından Doç. Dr. Firdevs Gümüşoğlu, Ödemiş ve Birgi yöresinden işgal öykülerini katılımcılarla paylaştı. Sosyoloji alanındaki araştırmaları sırasında vatandaşların anlatımlarıyla Ödemiş ve çevresinde 1. Dünya Savaşı’ndaki cephelere giden gençlerin dönmediğini, dönenlerin ise kurtuluş mücadelesinde yer almasına tanık olduğunu ifade eden Gümüşoğlu, bu nedenle yöre halkının cumhuriyet ve Atatürk devrimlerine her zaman sahip çıktığını dile getirdi.
Küçük Menderes Havzası'nın Cumhuriyet sonrası barış gördüğünü kaydeden Gümüşoğlu, "Cumhuriyet öncesi efelerin hüküm sürdüğü topraklarda çok acılar yaşanmış. Bugün bile efelenme diyoruz. İşte cumhuriyet, efelenenlerden kurtuluşu gerçekleştirenleri çıkarmış” şeklinde konuştu.
Söyleşinin ardından köy enstitülerinde çekilmiş kareler ve anekdotlardan oluşan 'Türkiye’nin Geçmişindeki Yarın' fotoğraf sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
Sergi açılışının ardından Prof. Dr. Ayfer Kocabaş yönetimindeki Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Mandolin Grubu’nun dinletisi yapıldı.
Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin, kendisinin de köy enstitüsü mezunu öğretmenlerden eğitim aldığını belirterek, “O dönemin aydınlık insanlarını şimdi daha çok arıyoruz” dedi.