'Eğitim Sistemi Otoriter Yönetim Tarzından Ayrılmalı'
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Milli eğitim sisteminin merkeziyetçilikten uzaklaştırılması, otoriter yönetim tarzından ayrılması gerekir.” dedi.
Bakan Ömer Dinçer, Ankara Öğretmenevi’nde düzenlenen ‘Eğitim ve Öğretimde Yenilikçilik Ödülleri' törenine katıldı.
Dinçer, açılış töreninden önce ödüle layık görülen projelerin tanıtıldığı stantları gezerek bilgi aldı. Dinçer, törende yaptığı konuşmada, eğitim ve öğretimin sorunlarına yeni çözümler üreten öğretmen, öğrenci ve yöneticileri ödüllendirmek için bir araya geldiklerini belirterek, “Stantları gezdiyseniz görmüşsünüzdür. Bir konuyu dert edinmişseniz, önünüzde hiç engel yok. En büyük güç insanın kendi kabiliyeti ve kendi düşüncesi.” dedi.
Yarışmaya 5 bin 500 eserin müracaat ettiğini, bunlar arasından 18 tanesinin ödüllendirildiğini kaydeden Dinçer, emeği geçenlere teşekkür etti.
Bakanlık olarak sürekli bir yenilik içinde olduklarını dile getiren Dinçer, “Yaklaşık 700 bin öğretmen ile aslında destan yazıyoruz. Ama bunun içinden ortaya çıkan birkaç olumsuz hadise nedeniyle eleştirilmek bizi incitiyor ve üzüyor.” diye konuştu.
Dinçer, olumlu her çabanın yanında olduklarını, bundan Sonra da olmaya devam edeceklerini dile getirdi. Konuşmasında okul yöneticilerine seslenen Dinçer, şöyle devam etti: “Eğitimin her kademesinde bulunan yöneticilerin inisiyatif kullanarak, bilimsel yönetim yaklaşımları doğrultusunda, mevzuatın verdiği yetkiyi doğru kullanmaları önemli. Eğitim yöneticilerinden beklenen diğer kaynakların yanında beşeri kaynakları da etkili ve verimli bir şekilde kullanmalarıdır. Burada şunun altını mutlaka çizmek lazım. Otoriter bir yönetim altında, aslında ne kadar kabiliyetli olursanız olun, insanların bu kabiliyetlerini ortaya çıkarmaları ve bunun üzerinden inisiyatif kullanarak yeni bir şey üretmeleri de çok mümkün değildir. O yüzden mutlak anlamda, milli eğitim sisteminin merkeziyetçilikten uzaklaştırılması, otoriter yönetim tarzından ayrılması gerekir. Başka bir ifade ile aslında kişilerin kendi inisiyatiflerini kullanmaları, kendi potansiyellerini açığa çıkararak onun üzerinden bir şey inşa etmeleri ancak katılımcı bir iklim üzerine kurulabilir. Şayet milli eğitim sistemi içinde, daha da genelleştirecek olursak, toplumun genel yapısı içinde daha demokratik bir ortamı gerçekleştirmez, katılımı artıracak tedbirler alamazsak, bunların pek çoğu bireysel ve çok kısmi teşvik programlarından ileriye gidemeyecektir.”
Okul yöneticilerinden, öğretmenleri okulun eğitim sisteminin geliştirilmesi konusunda etkili hale getirmelerini isteyen Dinçer, “Onları okulun yönetimine dahil ediniz. Hatta sadece öğretmenleri değil öğrencilerin ve velilerin de okulun eğitiminin etkinliğini artıracak şekilde geliştirilmesi lazım.” dedi.
Dinçer, okulların sadece okul müdürlerinin sorumluluğu altına bırakılmaması gerektiğini söyledi.
İlçe yöneticilerinin de, ilçe ile ilgili kararlarda okul yöneticilerinin görüşünü dinlemesi gerektiğini dile getiren Dinçer, bu anlayışın her kademeye yayılması gerektiğini vurguladı.
Dinçer konuşmasının ardından, yarışmada dereceye girenlere ödüllerini verdi. Renkli görüntülerin yaşandığı programda bir grup sahneye davul ve zurna ile çıktı.
Öte yandan Bakan Dinçer’in kürsüye davet edilmesinin ardından salonda bulunan bir kişi ayağa kalkarak, atanamayan öğretmenler arasında olduğunu ve konuşmak istediğini dile getirdi. Bakan Dinçer ise programın Son derece önemli olduğunu belirterek, toplantı Sonrasında kendisiyle görüşmek isteyenlerle bir araya gelebileceğini aktardı. Dinçer, salondaki kişilerle toplantı Sonrasında yaklaşık yarım saat görüştü .
Dinçer, açılış töreninden önce ödüle layık görülen projelerin tanıtıldığı stantları gezerek bilgi aldı. Dinçer, törende yaptığı konuşmada, eğitim ve öğretimin sorunlarına yeni çözümler üreten öğretmen, öğrenci ve yöneticileri ödüllendirmek için bir araya geldiklerini belirterek, “Stantları gezdiyseniz görmüşsünüzdür. Bir konuyu dert edinmişseniz, önünüzde hiç engel yok. En büyük güç insanın kendi kabiliyeti ve kendi düşüncesi.” dedi.
Yarışmaya 5 bin 500 eserin müracaat ettiğini, bunlar arasından 18 tanesinin ödüllendirildiğini kaydeden Dinçer, emeği geçenlere teşekkür etti.
Bakanlık olarak sürekli bir yenilik içinde olduklarını dile getiren Dinçer, “Yaklaşık 700 bin öğretmen ile aslında destan yazıyoruz. Ama bunun içinden ortaya çıkan birkaç olumsuz hadise nedeniyle eleştirilmek bizi incitiyor ve üzüyor.” diye konuştu.
Dinçer, olumlu her çabanın yanında olduklarını, bundan Sonra da olmaya devam edeceklerini dile getirdi. Konuşmasında okul yöneticilerine seslenen Dinçer, şöyle devam etti: “Eğitimin her kademesinde bulunan yöneticilerin inisiyatif kullanarak, bilimsel yönetim yaklaşımları doğrultusunda, mevzuatın verdiği yetkiyi doğru kullanmaları önemli. Eğitim yöneticilerinden beklenen diğer kaynakların yanında beşeri kaynakları da etkili ve verimli bir şekilde kullanmalarıdır. Burada şunun altını mutlaka çizmek lazım. Otoriter bir yönetim altında, aslında ne kadar kabiliyetli olursanız olun, insanların bu kabiliyetlerini ortaya çıkarmaları ve bunun üzerinden inisiyatif kullanarak yeni bir şey üretmeleri de çok mümkün değildir. O yüzden mutlak anlamda, milli eğitim sisteminin merkeziyetçilikten uzaklaştırılması, otoriter yönetim tarzından ayrılması gerekir. Başka bir ifade ile aslında kişilerin kendi inisiyatiflerini kullanmaları, kendi potansiyellerini açığa çıkararak onun üzerinden bir şey inşa etmeleri ancak katılımcı bir iklim üzerine kurulabilir. Şayet milli eğitim sistemi içinde, daha da genelleştirecek olursak, toplumun genel yapısı içinde daha demokratik bir ortamı gerçekleştirmez, katılımı artıracak tedbirler alamazsak, bunların pek çoğu bireysel ve çok kısmi teşvik programlarından ileriye gidemeyecektir.”
Okul yöneticilerinden, öğretmenleri okulun eğitim sisteminin geliştirilmesi konusunda etkili hale getirmelerini isteyen Dinçer, “Onları okulun yönetimine dahil ediniz. Hatta sadece öğretmenleri değil öğrencilerin ve velilerin de okulun eğitiminin etkinliğini artıracak şekilde geliştirilmesi lazım.” dedi.
Dinçer, okulların sadece okul müdürlerinin sorumluluğu altına bırakılmaması gerektiğini söyledi.
İlçe yöneticilerinin de, ilçe ile ilgili kararlarda okul yöneticilerinin görüşünü dinlemesi gerektiğini dile getiren Dinçer, bu anlayışın her kademeye yayılması gerektiğini vurguladı.
Dinçer konuşmasının ardından, yarışmada dereceye girenlere ödüllerini verdi. Renkli görüntülerin yaşandığı programda bir grup sahneye davul ve zurna ile çıktı.
Öte yandan Bakan Dinçer’in kürsüye davet edilmesinin ardından salonda bulunan bir kişi ayağa kalkarak, atanamayan öğretmenler arasında olduğunu ve konuşmak istediğini dile getirdi. Bakan Dinçer ise programın Son derece önemli olduğunu belirterek, toplantı Sonrasında kendisiyle görüşmek isteyenlerle bir araya gelebileceğini aktardı. Dinçer, salondaki kişilerle toplantı Sonrasında yaklaşık yarım saat görüştü .