Bakan Ergün: AR-GE'ye Yüzde 75'lik Destek Veriyoruz, Kimse Yenim Dar Diyemez
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, araştırma ve geliştirme (AR-GE) çalışmalarına yüzde 75 destek verdiklerini belirterek, "Geline oyna demişler, yerim dar demiş.
Yerini genişletmişler, yenim dar demiş. Oynamaya niyeti yok. Biz hiç kimsenin yerim dar, yenim dar diyemeyeceği avantajlar getirdik. AR-GE'nin yüzde 75'ini biz karşılıyoruz." dedi.
Bakan Ergün, Kocaeli Sanayi Odası Meclis toplantısına katıldı.
'2023 hedeflerine ulaşmada Kocaeli sanayisinin rolü' konulu bir konuşma yapan Ergün, Türkiye ekonomisini de değerlendirdi. "Türkiye ekonomisi Avrupa'da yaşanan krizlere rağmen başarılı şekilde yolunu devam etmektedir." diyen Ergün, şöyle devam etti: "Ekonomimiz bu yılın ilk çeyreğinde 3.3, ikinci çeyreğinde 2.9'luk bir büyüme gerçekleştirdi. Yani ilk yarısında 3,1 büyüme yakalandı. Geçen yılki büyümeyle mukayese edildiğinde bu rakam düşük kaldı. Zaten biz de orta vadeli bir programda yılın tamamı için yüzde 4'lük bir büyüme hedefledik. Niye? Avrupa'daki, dünyadaki gelişmeleri, bunun bizim ekonomimize etkilerini dikkate aldığımız için, içeride de bir soğutma çalışması yapıldığı için, kredi kullanım miktarları daraltıldığı için, yüzde 9'luk büyüme yerine yüzde 4'lük büyüme öngörüldü.
Bizim toplumumuz biraz daha duygusal olduğu için, heyecanlı şeyleri sevdiği için hep büyük büyümeler hep hızlı büyümeler olsun isteniyor. Sürekli büyürsünüz, sürekli üretir ve stok yaparsınız kimse o stokları görmez. Sonra o stoklar başınıza bela olur. 10 yıl üretemezsiniz. Sizin yaşadığınız o heyecan, sizin gelecek 10 yılınıza mal ocaksa o heyecanı yaşamanın bir anlamı var mı? O zaman da daha sakin olmak, daha heyecanlı olmaktan tercih edilebilir bir şey olur. Şimdi bu sakin dönem niye? Önümüzdeki yılları iyi yönetebilmemiz adına bu dönemi sakin geçirmemiz gerekiyor." "KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLER ÜRETİLMELİ" Bakan Ergün, katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesinin önemine vurgu yaptı. Ergün, şunları kaydetti: "Türkiye'nin ekonomik hedeflerini gerçekleşmesinde reel sektörün oynayacağı rol Son derece kritik bir rol. Çok üretmenin yanında, nitelikli, yenilikçi ve yüksek katma değer içeren ürünler üretmemiz lazım. 500 milyarlık ihracat rakamına böyle ulaşabiliriz. Sadece çok üreterek ulaşamayız. Nitelikli, yüksek katma değeri yüksek, ileri teknoloji ürünler üreterek ulaşabiliriz. Sürümden kazanma anlayışı geçerliliğini kaybediyor. Bilgi, teknoloji, tasarım marka değeri katmamız gerekiyor. O tür ürünlere doğru yönelmemiz gerekiyor. Bu bir süreç, bir günde olabilecek bir durum değil. Ama hızlı bir şekilde o süreci takip edersek o noktaya gelebiliriz." "ÜNİVERSİTE SANAYİCİ İŞBİRLİĞİ ÖNEMLİ" Bakan Ergün, üniversite sanayici işbirliğinin geliştirilmesinin önemine vurgu yaptı. Üniversite ile sanayicinin doğrudan ilişki içerisinde olması gerektiğini kaydeden Nihat Ergün, "Teknoparklara ilgi gösterin. Biz şimdi 50 adamı nereden bulalım AR-GE'yi kuralım diyebilir. Yüksek katma değerleri ürünlere ulaşmak için AR-GE yapmak gerekiyorsa onun tek yeri kendi fabrikanda AR-GE merkezi kurmak değil, bir ekosistem içinde çalışan teknoparklar var. Teknoparklarda beş on kişinin üç beş kişin yaptığı AR-GE'nin sizin yüksek katma değerinize, teknolojinize çok büyük faydası olacaktır." diye konuştu.
Ergün, AR-GE'nin yüzde 75'ni devletin karşıladığının altını çizerek, şunları aktardı: "Bir proje yaptığınız zaman iki yıllık araştırma gerekiyor. İki yıl içinde 5 milyon harcayacaksınız. Tamam kardeşim 5 milyonun 3.5, 4 milyonunu nakit olarak ben vereceğim. O iki yıl boyunca senin elin yüzde 25 taşın altında olacak, benim elim yüzde 75 taşın altında olacak. Üniversite sanayi işbirliğinde, ara mekanizmalar kurduk. Ama sanayimiz, üniversite sanayici işbirliğine ne kadar yatkın? Eskiden şöyle deniyordu, oyna bakalım. Geline oyna demişler yerim dar demiş. Yerini genişletmişler yenim dar demiş, oynamaya niyeti yok. Biz hiç kimsenin yerim dar, yenim dar diyemeyeceği avantajlar getirdik. Yüzde 75'ni biz karşılıyoruz. Ne yerim dar diyebilirsin, ne yenim dar diyebilirsin. Hepimiz rolümüzü iyi oynayacağız. Üniversite var, sanayi de var, arada yüzde 75 destek var. Niye oynamıyoruz o zaman? Nasrettin Hoca'nın işi gibi oluyor o zaman. Yağ var, şeker var, un var. Niye helva yapmıyoruz? Biraz bu konulara ilgi duymamız lazım."
Bakan Ergün, Kocaeli Sanayi Odası Meclis toplantısına katıldı.
'2023 hedeflerine ulaşmada Kocaeli sanayisinin rolü' konulu bir konuşma yapan Ergün, Türkiye ekonomisini de değerlendirdi. "Türkiye ekonomisi Avrupa'da yaşanan krizlere rağmen başarılı şekilde yolunu devam etmektedir." diyen Ergün, şöyle devam etti: "Ekonomimiz bu yılın ilk çeyreğinde 3.3, ikinci çeyreğinde 2.9'luk bir büyüme gerçekleştirdi. Yani ilk yarısında 3,1 büyüme yakalandı. Geçen yılki büyümeyle mukayese edildiğinde bu rakam düşük kaldı. Zaten biz de orta vadeli bir programda yılın tamamı için yüzde 4'lük bir büyüme hedefledik. Niye? Avrupa'daki, dünyadaki gelişmeleri, bunun bizim ekonomimize etkilerini dikkate aldığımız için, içeride de bir soğutma çalışması yapıldığı için, kredi kullanım miktarları daraltıldığı için, yüzde 9'luk büyüme yerine yüzde 4'lük büyüme öngörüldü.
Bizim toplumumuz biraz daha duygusal olduğu için, heyecanlı şeyleri sevdiği için hep büyük büyümeler hep hızlı büyümeler olsun isteniyor. Sürekli büyürsünüz, sürekli üretir ve stok yaparsınız kimse o stokları görmez. Sonra o stoklar başınıza bela olur. 10 yıl üretemezsiniz. Sizin yaşadığınız o heyecan, sizin gelecek 10 yılınıza mal ocaksa o heyecanı yaşamanın bir anlamı var mı? O zaman da daha sakin olmak, daha heyecanlı olmaktan tercih edilebilir bir şey olur. Şimdi bu sakin dönem niye? Önümüzdeki yılları iyi yönetebilmemiz adına bu dönemi sakin geçirmemiz gerekiyor." "KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLER ÜRETİLMELİ" Bakan Ergün, katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesinin önemine vurgu yaptı. Ergün, şunları kaydetti: "Türkiye'nin ekonomik hedeflerini gerçekleşmesinde reel sektörün oynayacağı rol Son derece kritik bir rol. Çok üretmenin yanında, nitelikli, yenilikçi ve yüksek katma değer içeren ürünler üretmemiz lazım. 500 milyarlık ihracat rakamına böyle ulaşabiliriz. Sadece çok üreterek ulaşamayız. Nitelikli, yüksek katma değeri yüksek, ileri teknoloji ürünler üreterek ulaşabiliriz. Sürümden kazanma anlayışı geçerliliğini kaybediyor. Bilgi, teknoloji, tasarım marka değeri katmamız gerekiyor. O tür ürünlere doğru yönelmemiz gerekiyor. Bu bir süreç, bir günde olabilecek bir durum değil. Ama hızlı bir şekilde o süreci takip edersek o noktaya gelebiliriz." "ÜNİVERSİTE SANAYİCİ İŞBİRLİĞİ ÖNEMLİ" Bakan Ergün, üniversite sanayici işbirliğinin geliştirilmesinin önemine vurgu yaptı. Üniversite ile sanayicinin doğrudan ilişki içerisinde olması gerektiğini kaydeden Nihat Ergün, "Teknoparklara ilgi gösterin. Biz şimdi 50 adamı nereden bulalım AR-GE'yi kuralım diyebilir. Yüksek katma değerleri ürünlere ulaşmak için AR-GE yapmak gerekiyorsa onun tek yeri kendi fabrikanda AR-GE merkezi kurmak değil, bir ekosistem içinde çalışan teknoparklar var. Teknoparklarda beş on kişinin üç beş kişin yaptığı AR-GE'nin sizin yüksek katma değerinize, teknolojinize çok büyük faydası olacaktır." diye konuştu.
Ergün, AR-GE'nin yüzde 75'ni devletin karşıladığının altını çizerek, şunları aktardı: "Bir proje yaptığınız zaman iki yıllık araştırma gerekiyor. İki yıl içinde 5 milyon harcayacaksınız. Tamam kardeşim 5 milyonun 3.5, 4 milyonunu nakit olarak ben vereceğim. O iki yıl boyunca senin elin yüzde 25 taşın altında olacak, benim elim yüzde 75 taşın altında olacak. Üniversite sanayi işbirliğinde, ara mekanizmalar kurduk. Ama sanayimiz, üniversite sanayici işbirliğine ne kadar yatkın? Eskiden şöyle deniyordu, oyna bakalım. Geline oyna demişler yerim dar demiş. Yerini genişletmişler yenim dar demiş, oynamaya niyeti yok. Biz hiç kimsenin yerim dar, yenim dar diyemeyeceği avantajlar getirdik. Yüzde 75'ni biz karşılıyoruz. Ne yerim dar diyebilirsin, ne yenim dar diyebilirsin. Hepimiz rolümüzü iyi oynayacağız. Üniversite var, sanayi de var, arada yüzde 75 destek var. Niye oynamıyoruz o zaman? Nasrettin Hoca'nın işi gibi oluyor o zaman. Yağ var, şeker var, un var. Niye helva yapmıyoruz? Biraz bu konulara ilgi duymamız lazım."