Tüsiad Yönetim Kurulu Başkanı Boyner Açıklaması

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı'nın başlattığı, orta ve uzun vadeli eylem planları ile desteklenen ''Sektörel Strateji Belgesi'' yaklaşımını çok önemli bir araç olarak gördüklerini belirterek, ''Bu eylem planlarının hem özel sektör hem devlet yetkililerinden oluşan katılımcı bir mekanizma ile desteklenmesi, Türkiye'ye hızlı karar ve eylem gerektiren küresel rekabet ortamında daha esnek bir strateji yaklaşımı sağlayacaktır'' dedi.

İzmir Hilton Oteli'nde düzenlenen ''Türk Sanayisi ve Sektörel Yaklaşımlar Semineri''nde, konuşmasına, şehitlere Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Boyner, ''uluslararası arenada Türkiye'nin sürdürülebilir büyümesini ve üretkenliğinin artırılmasını hedefleyen sanayi politikalarının oluşturulmasının'' TÜSİAD'ın başlıca çalışma alanları arasında olduğunu, bu amaca yönelik olarak birçok sektöre girdi sağlayan kimya sanayisine özel önem atfettiklerini belirtti.

Boyner, plastikten kozmetiğe, ilaçtan boyaya kadar birçok sektöre nihai ürün ve yaklaşık 30 farklı sektöre ara malı ve hammadde sağlayan Türkiye kimya sanayisinin bu yapısıyla, Türkiye imalat sanayisinin rekabetçiliği açısından da kritik öneme sahip olduğuna vurgu yaparak, ''Sektör, üretim değerine göre Türkiye imalat sanayisinin yüzde 6'sını oluşturmaktadır. 2011 yılında imalat sanayisinde yaratılan toplam katma değer içerisinde kimyasal madde ve ürünler 4'üncü sırada, plastik ve kauçuk sektörü ise 9'uncu sırada yer almaktadır'' dedi.

Sektörün 2000 yılında 2,2 milyar dolar ihracat yaparken 2011 yılında otomotiv sektörünü geride bırakarak 190 ülkeye 13 milyar dolar değerinde ihracat yaptığına ve Türkiye'nin en çok ihracat yapan sektörü olduğuna dikkati çeken Boyner, sektörün yüksek ihracat değerlerine rağmen yaklaşık 25 milyar dolar dış ticaret açığı verdiğini ve kullandığı hammaddenin yüzde 70'ini ithal ettiğini dile getirdi. Bu değerler ile sektörün 106 milyar dolarlık dış ticaret açığının yüzde 23'ünü oluşturduğunu ifade eden Boyner, şöyle konuştu:

''Enerji dışı cari açığımızın önemli bir kısmını oluşturan sektörün daha verimli bir yapıya kavuşturulması ve Türkiye'de yaratılan katma değerin artırılması için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ve Ekonomi Bakanlığımız özel sektör ile birlikte kapsamlı çalışmalar yapmışlardır. İşte bugün burada Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Nihat Ergün tarafından açıklanacak olan Kimya Sanayi Strateji Belgesi ve içerisinde yer alan Eylem Planları bizim için büyük önem taşımaktadır.

Cari işlemler dengesi özü itibarıyla bir karne niteliği taşımaktadır. Cari işlemler açığını oluşturan çok sayıda unsur vardır, dolayısıyla bu dengeyi azaltmaya yönelik münhasır bir politikadan bahsetmek mümkün değildir. Bir başka deyişle, cari işlemler açığını oluşturan unsurlar bütün makro ve mikro politika alanını kapsamaktadır. Özellikle tüm dünyanın zorlu ekonomik koşullardan geçtiği bir dönemin yanı sıra iç ve dış talebi dengelemek üzere güçlü bir politika karışımı uygulamamızın bir sonucu olarak ülkemizin yüksek büyüme oranları yüzde 4'lere kadar gerilemiştir. Cari açık sorunsalı nedeniyle yöneldiğimiz bu politika yaklaşımı mevcut koşullar altında elimizdeki sınırlı seçeneklerden birini teşkil etmektedir.

Son iki yıldır devam eden talebi dengeleme yönündeki çabalar, büyümenin, potansiyelin altında kalmasına yol açmakla beraber ekonomide hızlı ve tehlikeli bir genişleme-çöküş süreci oluşmadan yumuşak iniş ile talebin kontrol edilmesini sağlıyor. Yani makro istikrar anlamında büyük önem taşıyor. Bütün bu önlemlere rağmen makro bazlı politikalar ancak cari dengede konjonktürel dalgalanmaların yarattığı olumsuz etkileri gidermeye yardımcı olmakta, yapısal nitelikte veya kalıcı bir çözüm sağlayamamaktadır.''

-''Değişik politika arayışlarının en önemlisi enerji politikası''-

Bu çerçevede değişik politika arayışlarından en önemlisinin büyük enerji ithalatı nedeniyle ''enerji politikası'' olduğunun altını çizen Ümit Boyner, son yıllarda, petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle enerji ithalatının tek başına cari açığın yüzde 60'ından fazlasını oluşturur hale geldiğini ancak ülke içerisinde petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olunması ve her sene yüzde 5-6 aralığında büyümek zorunda olunması nedeniyle enerji fiyatlarından kaynaklanan bu gelişmelerin büyük ölçüde ''dışsal'' olarak kabullenilmesi gereken bir unsur olduğunu söyledi.

''İşte burada Türkiye'nin mevcut üretim yapısına dönmemiz gerekli'' diyen Boyner, küresel finansal kriz ile birlikte makroekonomik dengelerdeki istikrarın korunabilmesi için mikro reform odaklı sanayi politikalarının öneminin daha iyi anlaşıldığını belirtti.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Boyner, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Burada önemle üzerinde durmak istediğim, 'sanayi stratejisi ve eylem planları' ile başlatılan bu zihniyet dönüşümünün ve cari işlemler dengesinin sanayi politikası ile doğrudan ilişkilendirilmesinin, sorunun çözümü açısından büyük öneme sahip olduğudur. Bunun için de TÜSİAD olarak başta Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu ve 2011 yılında dinamik bir yapıda oluşturulan sanayi stratejisi olmak üzere geliştirilen değişik araçlara elimizden gelen katkıyı yapıyor ve hedeflerine ulaşmaları için her platformda destek vermeye çalışıyoruz.

Sanayi Stratejisi'ne benzer bir yaklaşımla ve katılımcı bir süreçte hazırlanan Kimya Sanayii Strateji Belgesi'ni de aynı yaklaşım çerçevesinde çok önemsiyoruz. Sanayi ve sektörel stratejilerde önem verdiğimiz bir diğer husus bu belgelerin eylem planlarının Sanayi Bakanlığı başkanlığında periyodik olarak ''İzleme ve Yönlendirme Komiteleri'' vasıtasıyla değerlendirilmesi ve geliştirilmesidir. Özel sektörün de katıldığı bu toplantılar ile belgelerin dinamik bir nitelik kazanarak sonuçlarının ilgili sektörlerle şeffaf bir şekilde paylaşılması mümkün olmaktadır. İlgili Bakanlıklar uhdesinde hazırlanmakta olan diğer strateji belgelerinin de benzer bir yaklaşım ile tamamlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi arzusundayız.

Söz konusu belgeler bu sene açıklanan Yeni Teşvik Paketinin ''stratejik yatırımlar'' boyutuna da bir girdi oluşturmuştur. Teşvik paketinin orta vadede üretim yapımızın dönüştürülmesi yönünde stratejik bir adım olduğunu umut ediyoruz. Bu doğrultuda, her teşvik uygulamasının amaçları doğrultusunda, belli süreler içinde bir tür sağlamasının yapılması ve geliştirilmesi de beklenir. Teşvik uygulamasında da sanayi stratejilerinde olduğu gibi bir izleme ve değerlendirme mekanizması herhalde ki oluşturulacaktır.''

-Sektörel Strateji Belgesi yaklaşımı-

Bir yandan istihdam ve üretimde büyük sorunlar yaşamadan ekonomik dengelerde bozulmaya yol açmayan büyüme hızlarını bir süre de olsa devam ettirmenin, diğer yandan da üretimi ihracata yönelterek iç-dış talep arasında bir dengeleme sürecini yönetmenin iddialı bir konu olduğuna dikkati çeken Boyner, bu koşullar altında sektörel politikalara ve yatırım ortamını iyileştirmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacın olduğunu vurguladı.

Boyner, bu doğrultuda, Sanayi Bakanlığı'nın başlattığı ve orta ve uzun vadeli eylem planları ile desteklenen Sektörel Strateji Belgesi yaklaşımının çok önemli bir araç olduğunu ifade ederek, ''Bu eylem planlarının hem özel sektör hem devlet yetkililerinden oluşan katılımcı bir mekanizma ile desteklenmesi, Türkiye'ye hızlı karar ve eylem gerektiren küresel rekabet ortamında daha esnek bir strateji yaklaşımı sağlayacaktır. Başta Sanayi Strateji Belgesi olmak üzere sektörel strateji belgelerinin hazırlanmasında katkıda bulunan herkese teşekkürü borç biliyoruz'' diye konuştu.

Muhabir: Gülcan Kaplan-Efsun Yılmaz / Ramazan Ercan

Yayıncı: Zülal Eser
Kaynak: AA