Alman Çocuğa Başarılı Rehebilitasyon Süreci
Efsun Yılmaz - Türk uzman tarafından Köln'deki bir psikiyatri kliniğinden İzmir'in Urla ilçesindeki Balıklıova köyüne getirilen 15 yaşındaki Alman çocuk, 1,5 yıldır yaşadığı çiftlikte başarılı bir rehabilitasyon süreci yaşıyor.
Yeni Şans Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Kurucusu ve Öfke Kontrol Psikologu Ali Çakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Balıklıova köyünde dünyaya geldiğini, uzun yıllar Almanya'da yaşadığını, yurda dönüş yaparak Alman çocuklara Balıklıova'da eğitim vermeye başladığını anlattı.
Almanya'nın Köln kentindeki bir psikiyatri kliniğinde 1,5 yıl önce M.B. ile tanıştığını söyleyen Çakır, ''Oldukça zor bir çocuktu. Hiperaktivite bozukluğu yaşıyordu. Çok yüklü miktarda ilaçla yaşıyordu. Buraya geldiğinde, konuşmayı, yürümeyi bilmiyordu. Türkiye'ye getirdim ve Türkler arasında Almanya'da görmediği, yaşamadığı sevgiyi tatmasını istedim'' dedi.
M.B'nin Balıklıova'da nişanlı çift sosyal pedagog asistanı Buse Yurdakul ve tenis öğretmeni Barış Yağcı'nın evinde kaldığını, Türk gelenek, göreneklerine göre yaşadığını, aile sevgisi aldığını dile getiren Ali Çakır, şöyle devam etti:
''Almanca, İngilizce dersleri alıyor. Spor merkezimizde her gün çalışıyor. Ayrıca çiftliğimizde hayvanlarla oynuyor. Hafta sonları da deniz kenarındaki bir çay bahçesinde çalışarak insanlarla kaynaşıyor. Türklerin birbirine, ona yaklaşımını öğrendi ve mutlu oldu. Hatta içimizden biri oldu. Kullandığı sadece bir ilaç kaldı. M.B. burada kalmak istiyor. 3 yıl daha bizimle yaşayacak.''
-Türk ''anne, babası'' oldu-
Buse Yurdakul sosyal pedagoji eğitimini Almanya'da aldığını, Türkiye'ye yerleşme kararı alınca mesleğini Balıklıova'da Alman çocuk ile ilgilenerek sürdürdüğünü belirtti.
Alman çocuğun 1,5 yıl önce ilk tanıştıklarında ''yerinde duramadığını, sürekli konuştuğunu, farklı sesler çıkardığını'' anlatan Yurdakul, ''Şimdi rahatsızlık belirtileri önemli ölçüde ortadan kalktı. Çünkü ona istediği ilgiyi verdik. Gerektiğinde sınırlarını koyduk. Zamanla bağırışları, durmaksızın konuşmaları, aşırı hareketleri azaldı, normale döndü. Bazı günler çok heyecanlı, hareketli oluyor, tedavi süreci henüz tamamlanmadı'' diye konuştu.
Hiperaktivite bozukluğunun çocukluğunda yaşadığı sorunlardan kaynaklandığını kaydeden Yurdakul, ''Küçükken anne babası ayrılmış, anne çocukla başa çıkamamış. Ablasıyla da anlaşamamış ve ilgiye ihtiyacı hastalığa dönüşmüş. Şimdi yaşına uygun sakinleştirici kullanıyor. Biz nişanlımla ona aile ortamı veriyoruz. Evimizde ayrı odası var. Normal bir aile nasılsa öyle yaşıyoruz'' dedi.
Tenis öğretmeni Barış Yağcı da M.B'nin kendisine ''baba'', Buse Yurdakul'a ise ''anne'' diye hitap ettiğini dile getirerek, ''Bir aile ortamı verince iyileşme belirtileri gösterdi. Ben de onu ailenin bir parçası olarak görüyorum'' diye konuştu.
M.B. de sorunları hakkında çok konuşmak istemediğini, sadece 1,5 yılda Türkiye'yi ve Türkleri çok sevdiğini söyleyebileceğini dile getirdi.
Annesiyle sık sık telefon aracılığı ile haberleştiğini, ancak Almanya'ya dönmeyi hiç düşünmediğini kaydeden M.B, Türkiye'nin de artık Almanya gibi kendisi için ''vatan'' haline geldiğini sözlerine ekledi.
Yayıncı: Osman Kurt
Kaynak: AA
Almanya'nın Köln kentindeki bir psikiyatri kliniğinde 1,5 yıl önce M.B. ile tanıştığını söyleyen Çakır, ''Oldukça zor bir çocuktu. Hiperaktivite bozukluğu yaşıyordu. Çok yüklü miktarda ilaçla yaşıyordu. Buraya geldiğinde, konuşmayı, yürümeyi bilmiyordu. Türkiye'ye getirdim ve Türkler arasında Almanya'da görmediği, yaşamadığı sevgiyi tatmasını istedim'' dedi.
M.B'nin Balıklıova'da nişanlı çift sosyal pedagog asistanı Buse Yurdakul ve tenis öğretmeni Barış Yağcı'nın evinde kaldığını, Türk gelenek, göreneklerine göre yaşadığını, aile sevgisi aldığını dile getiren Ali Çakır, şöyle devam etti:
''Almanca, İngilizce dersleri alıyor. Spor merkezimizde her gün çalışıyor. Ayrıca çiftliğimizde hayvanlarla oynuyor. Hafta sonları da deniz kenarındaki bir çay bahçesinde çalışarak insanlarla kaynaşıyor. Türklerin birbirine, ona yaklaşımını öğrendi ve mutlu oldu. Hatta içimizden biri oldu. Kullandığı sadece bir ilaç kaldı. M.B. burada kalmak istiyor. 3 yıl daha bizimle yaşayacak.''
-Türk ''anne, babası'' oldu-
Buse Yurdakul sosyal pedagoji eğitimini Almanya'da aldığını, Türkiye'ye yerleşme kararı alınca mesleğini Balıklıova'da Alman çocuk ile ilgilenerek sürdürdüğünü belirtti.
Alman çocuğun 1,5 yıl önce ilk tanıştıklarında ''yerinde duramadığını, sürekli konuştuğunu, farklı sesler çıkardığını'' anlatan Yurdakul, ''Şimdi rahatsızlık belirtileri önemli ölçüde ortadan kalktı. Çünkü ona istediği ilgiyi verdik. Gerektiğinde sınırlarını koyduk. Zamanla bağırışları, durmaksızın konuşmaları, aşırı hareketleri azaldı, normale döndü. Bazı günler çok heyecanlı, hareketli oluyor, tedavi süreci henüz tamamlanmadı'' diye konuştu.
Hiperaktivite bozukluğunun çocukluğunda yaşadığı sorunlardan kaynaklandığını kaydeden Yurdakul, ''Küçükken anne babası ayrılmış, anne çocukla başa çıkamamış. Ablasıyla da anlaşamamış ve ilgiye ihtiyacı hastalığa dönüşmüş. Şimdi yaşına uygun sakinleştirici kullanıyor. Biz nişanlımla ona aile ortamı veriyoruz. Evimizde ayrı odası var. Normal bir aile nasılsa öyle yaşıyoruz'' dedi.
Tenis öğretmeni Barış Yağcı da M.B'nin kendisine ''baba'', Buse Yurdakul'a ise ''anne'' diye hitap ettiğini dile getirerek, ''Bir aile ortamı verince iyileşme belirtileri gösterdi. Ben de onu ailenin bir parçası olarak görüyorum'' diye konuştu.
M.B. de sorunları hakkında çok konuşmak istemediğini, sadece 1,5 yılda Türkiye'yi ve Türkleri çok sevdiğini söyleyebileceğini dile getirdi.
Annesiyle sık sık telefon aracılığı ile haberleştiğini, ancak Almanya'ya dönmeyi hiç düşünmediğini kaydeden M.B, Türkiye'nin de artık Almanya gibi kendisi için ''vatan'' haline geldiğini sözlerine ekledi.
Yayıncı: Osman Kurt