Chp Genel Başkanı, Şehit Jandarma Uzman Çavuş Doğan'ın Ailesine Başsağlığı Diledi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Şehit evlerine, şehit cenazelerine gitmek, onların acılarını paylaşmak nereye kadar. Artık buna bir son verilmesi lazım. Hükümet, gerçek anlamda neyi yapmak istiyorsa nasıl yapmak istiyorsa çıkıp kamuoyuna bu konuda açıklama yapsın, biz de kendisine destek verelim'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Şırnak'ın Uludere ilçesinde askerleri taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu şehit düşen ve Çorum'da toprağa verilen jandarma uzman çavuş Ali Doğan'ın Ankara'daki evine Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın ve Ankara İl Başkanı Zeki Alçın ile gelerek, aileye taziyelerini iletti.
Akşam saatlerinde şehidin Mamak Şirintepe Mahallesi'ndeki evine gelen Kılıçdaroğlu, dışarıda taziyeleri kabul eden baba Arap Doğan'a başsağlığı diledi. Kılıçdaroğlu, daha sonra binaya girerek şehidin diğer yakınlarına taziyelerini sundu.
Evden çıkışında bir gazetecinin, Gaziantep'teki patlamayla ilgili Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın istihbarat zafiyeti olmadığına yönelik bir açıklama yaptığını, AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın da istihbarat zafiyeti olmadığı ancak emniyet müdürünün hatası olduğunu söylediğini belirterek, bunu nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'nin iyi yönetilmediğini artık bütün yurttaşlarımızın görmesi lazım'' diye konuştu.
Hükümetin kendi içinde uyumlu olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, ''Birisi bir telden çıkıp söz ediyor, öbürü öbür telden. Birisi istihbarat sağlam diyor, öbürü istihbaratta zafiyet var diyor. Hangisine inanacaksınız. Aynı partiden çok farklı sesler çıkıyor'' değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, gelinen noktada sonuca bakılması gerektiğini belirterek, Türkiye'de tam bir terör havası olduğunu iddia etti.
''Şehit evlerine, şehit cenazelerine gitmek, onların acılarını paylaşmak nereye kadar. Artık buna bir son verilmesi lazım. Hükümet, gerçek anlamda neyi yapmak istiyorsa nasıl yapmak istiyorsa çıkıp kamuoyuna bu konuda açıklama yapsın, biz de kendisine destek verelim'' diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Ciddi bir zafiyet var, ciddi bir yönetim boşluğu var. Kimin ne yaptığı belli değil. Hükümet bir anlamda kendisini teröre teslim etmiş gibi bir hava var. Teröre teslim olan bir hükümet olabilir mi- Terörün arkasından sürüklenip giden bir hükümet olabilir mi- Bir demokrasi anlayışı olabilir mi- Bunu kabul etmiyoruz. Eğer bugün eleştirimizin dozunu hafif tutuyorsak Türkiye daha fazla bir kutuplaşma yaşamasın diye bunu yapıyoruz, ama hükümet de bir şey yapacaksa biran önce oturup gereğini yapsın. Biz bunu bekliyoruz.''
Kılıçdaroğlu, bu konuda çözüm üretmek istediklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Parlamentoya, buyrun gelin toplantıya dedik, hep beraber görüşelim dedik, reddedildi. Madem bizim taleplerimiz reddediliyor, sizler çözüm üretin biz size gelip destek verelim. Biz bu ülkede hiç kimsenin burnu kanamasın istiyoruz. Bu ülkede huzur olsun istiyoruz. Bu ülkede barış olsun istiyoruz biz. Bayrağımız tek, devletimiz tek, milletimiz tek. O zaman biz neyi paylaşamıyoruz. Niye gencecik insanlarımız hayatlarını kaybediyor bu ülkede. Biz çalışalım diyoruz, parlamentoyu açalım diyoruz, oturalım konuşalım diyoruz, çözüm önerelim diyoruz. 'Hayır efendim, terörün ekmeğine yağ sürersiniz siz' deniyor. Cami avlusunda devlet toplanıyor da Meclis'te niye devlet toplanmıyor. Cami avlusunda bir araya geliyoruz da Meclis'te niye bir araya gelmiyoruz.''
Kaynak: AA
Akşam saatlerinde şehidin Mamak Şirintepe Mahallesi'ndeki evine gelen Kılıçdaroğlu, dışarıda taziyeleri kabul eden baba Arap Doğan'a başsağlığı diledi. Kılıçdaroğlu, daha sonra binaya girerek şehidin diğer yakınlarına taziyelerini sundu.
Evden çıkışında bir gazetecinin, Gaziantep'teki patlamayla ilgili Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın istihbarat zafiyeti olmadığına yönelik bir açıklama yaptığını, AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın da istihbarat zafiyeti olmadığı ancak emniyet müdürünün hatası olduğunu söylediğini belirterek, bunu nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'nin iyi yönetilmediğini artık bütün yurttaşlarımızın görmesi lazım'' diye konuştu.
Hükümetin kendi içinde uyumlu olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, ''Birisi bir telden çıkıp söz ediyor, öbürü öbür telden. Birisi istihbarat sağlam diyor, öbürü istihbaratta zafiyet var diyor. Hangisine inanacaksınız. Aynı partiden çok farklı sesler çıkıyor'' değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, gelinen noktada sonuca bakılması gerektiğini belirterek, Türkiye'de tam bir terör havası olduğunu iddia etti.
''Şehit evlerine, şehit cenazelerine gitmek, onların acılarını paylaşmak nereye kadar. Artık buna bir son verilmesi lazım. Hükümet, gerçek anlamda neyi yapmak istiyorsa nasıl yapmak istiyorsa çıkıp kamuoyuna bu konuda açıklama yapsın, biz de kendisine destek verelim'' diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Ciddi bir zafiyet var, ciddi bir yönetim boşluğu var. Kimin ne yaptığı belli değil. Hükümet bir anlamda kendisini teröre teslim etmiş gibi bir hava var. Teröre teslim olan bir hükümet olabilir mi- Terörün arkasından sürüklenip giden bir hükümet olabilir mi- Bir demokrasi anlayışı olabilir mi- Bunu kabul etmiyoruz. Eğer bugün eleştirimizin dozunu hafif tutuyorsak Türkiye daha fazla bir kutuplaşma yaşamasın diye bunu yapıyoruz, ama hükümet de bir şey yapacaksa biran önce oturup gereğini yapsın. Biz bunu bekliyoruz.''
Kılıçdaroğlu, bu konuda çözüm üretmek istediklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Parlamentoya, buyrun gelin toplantıya dedik, hep beraber görüşelim dedik, reddedildi. Madem bizim taleplerimiz reddediliyor, sizler çözüm üretin biz size gelip destek verelim. Biz bu ülkede hiç kimsenin burnu kanamasın istiyoruz. Bu ülkede huzur olsun istiyoruz. Bu ülkede barış olsun istiyoruz biz. Bayrağımız tek, devletimiz tek, milletimiz tek. O zaman biz neyi paylaşamıyoruz. Niye gencecik insanlarımız hayatlarını kaybediyor bu ülkede. Biz çalışalım diyoruz, parlamentoyu açalım diyoruz, oturalım konuşalım diyoruz, çözüm önerelim diyoruz. 'Hayır efendim, terörün ekmeğine yağ sürersiniz siz' deniyor. Cami avlusunda devlet toplanıyor da Meclis'te niye devlet toplanmıyor. Cami avlusunda bir araya geliyoruz da Meclis'te niye bir araya gelmiyoruz.''