'Telefon Numaraları Aynı, Hiç Değişmedi'
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın, düşürdükleri uçağın Türkiye'ye ait olduğunu bilmedikleri, sinyal alamadıkları, askeri yetkililerle iletişim kuramadıkları ve uçağın Suriye hava sahasında vurulduğu yönündeki iddiaları yalanlandı.
AKŞAM'ın konuyla ilgili sorularına yanıt veren diplomatik ve askeri kaynaklar, Esad'ın röportajında verdiği bilgilerin Türkiye tarafından 'delillendirilen' bulgularla hiçbir biçimde örtüşmediğine dikkat çekti. Özellikle 'Askeri yetkililere ulaşamadık', 'Türk değil İsrail jeti sandık' ve 'kendi karasularımızda uçaksavar ile vurduk' açıklamaları kesin bir biçimde yalanlandı.
DEFTERDEN Mİ SİLDİLER?
Kaynaklar, Esad'ın 'Türk askeri yetkilileri ile Genelkurmay Başkanı değiştiğinden beri telefon kontağımız yok' açıklamasına, böyle bir şeyin söz konusu dahi olamayacağı belirterek şöyle yanıtlıyor:
'Telefon numaraları ilişkilerimiz iyiyken neyse şimdi de aynı, hiç değişmedi... Dolayısıyla buradan numaralarımızı defterden sildiklerini mi anlayalım... Uçak vurulduktan sonra askeri ataşenin arandığını söylüyor Esad... Niye hemen aramadılar? Ayrıca kurtarma çalışmaları için bölgeye gider CASA uçağımıza ateş açıldığında biz nasıl hemen ulaştık? Bir de Türkiye'ye nasıl, 'ortak askeri komisyon kuralım' teklifinde bulundular.'
'UYARILMADI İTİRAFI'
Yetkililer, benzeri durumlar için her zaman karşılıklı olarak acil hatların açık olduğuna da vurgu yapıyorlar. Ankara'nın Suriye liderinin açıklamaları içinde dikkat çektiği bir diğer nokta ise, Esad'ın uçağın 'hiçbir şekilde uyarılmadığı' yönündeki bilgiyi teyit etmesi. Kaynaklar, bunun yanı sıra Esad'ın 'İsrail uçağı sandık' değerlendirmesini ise 'gülünç' olarak niteliyor. Uçağın kimlik kartı olarak nitelendirilen IFF (Identification Friend or Foe) cihazının açık olduğunu ve radarlar tarafından hangi ülkeye ait olduğunun açık şekilde görülebileceğini ifade eden kaynaklar, 'Ayrıca kendi aralarında yaptıkları telsiz konuşmaları da hali hazırda Türkiye'nin elinde mevcut. Bu konuşmaların içeriğinde de uçağın bize ait olduğunu bildikleri anlaşılıyor. Dolayısıyla tanımama söz konusu olamaz' diye konuşuyorlar.
RUSLAR AÇIKLASIN
Kaynaklar, bunun yanı sıra Rusya'dan gelen 'elimizde radar verileri var' yönündeki açıklamalara ise, 'Türkiye tarafından açıklanan radar kayıtlarında uçağın seyri, bağlantının ne zaman kesildiği dakika dakika ortada.. Gizlenen bir şey de yok.
NATO'ya başvurmadık, sadece bilgilendirdik
DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin, askeri uçağımızın düşürülmesiyle ilgili olarak NATO'ya doğrudan bir müracaatı olmadığını açıkladı. Davutoğlu, Kahire'de yöneltilen 'Bir Türk uçağının düşürülmesinin NATO'ya karşı yapılmış bir ihlal sayılıp sayılmayacağı'na ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: Türkiye kendi sınırlarını koruyabilecek kudrette ve güçte. Bu sorun Suriye ile bizim aramızda, bunu baştan beri söyledik. Bu konuda NATO'ya doğrudan bir başvuru yapmadık sadece bilgilendirdik.' Davutoğlu, Cenevre'deki mutabakata ilişkin 'Mutabakat Esed yönetimi meşruiyetini kaybettiği için geçiş ve değişimi öngörüyor' dedi.
DEFTERDEN Mİ SİLDİLER?
Kaynaklar, Esad'ın 'Türk askeri yetkilileri ile Genelkurmay Başkanı değiştiğinden beri telefon kontağımız yok' açıklamasına, böyle bir şeyin söz konusu dahi olamayacağı belirterek şöyle yanıtlıyor:
'Telefon numaraları ilişkilerimiz iyiyken neyse şimdi de aynı, hiç değişmedi... Dolayısıyla buradan numaralarımızı defterden sildiklerini mi anlayalım... Uçak vurulduktan sonra askeri ataşenin arandığını söylüyor Esad... Niye hemen aramadılar? Ayrıca kurtarma çalışmaları için bölgeye gider CASA uçağımıza ateş açıldığında biz nasıl hemen ulaştık? Bir de Türkiye'ye nasıl, 'ortak askeri komisyon kuralım' teklifinde bulundular.'
'UYARILMADI İTİRAFI'
Yetkililer, benzeri durumlar için her zaman karşılıklı olarak acil hatların açık olduğuna da vurgu yapıyorlar. Ankara'nın Suriye liderinin açıklamaları içinde dikkat çektiği bir diğer nokta ise, Esad'ın uçağın 'hiçbir şekilde uyarılmadığı' yönündeki bilgiyi teyit etmesi. Kaynaklar, bunun yanı sıra Esad'ın 'İsrail uçağı sandık' değerlendirmesini ise 'gülünç' olarak niteliyor. Uçağın kimlik kartı olarak nitelendirilen IFF (Identification Friend or Foe) cihazının açık olduğunu ve radarlar tarafından hangi ülkeye ait olduğunun açık şekilde görülebileceğini ifade eden kaynaklar, 'Ayrıca kendi aralarında yaptıkları telsiz konuşmaları da hali hazırda Türkiye'nin elinde mevcut. Bu konuşmaların içeriğinde de uçağın bize ait olduğunu bildikleri anlaşılıyor. Dolayısıyla tanımama söz konusu olamaz' diye konuşuyorlar.
RUSLAR AÇIKLASIN
Kaynaklar, bunun yanı sıra Rusya'dan gelen 'elimizde radar verileri var' yönündeki açıklamalara ise, 'Türkiye tarafından açıklanan radar kayıtlarında uçağın seyri, bağlantının ne zaman kesildiği dakika dakika ortada.. Gizlenen bir şey de yok.
NATO'ya başvurmadık, sadece bilgilendirdik
DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin, askeri uçağımızın düşürülmesiyle ilgili olarak NATO'ya doğrudan bir müracaatı olmadığını açıkladı. Davutoğlu, Kahire'de yöneltilen 'Bir Türk uçağının düşürülmesinin NATO'ya karşı yapılmış bir ihlal sayılıp sayılmayacağı'na ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: Türkiye kendi sınırlarını koruyabilecek kudrette ve güçte. Bu sorun Suriye ile bizim aramızda, bunu baştan beri söyledik. Bu konuda NATO'ya doğrudan bir başvuru yapmadık sadece bilgilendirdik.' Davutoğlu, Cenevre'deki mutabakata ilişkin 'Mutabakat Esed yönetimi meşruiyetini kaybettiği için geçiş ve değişimi öngörüyor' dedi.