Dışişleri Bakanı Davutoğlu'ndan Değerlendirmeler

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine yönelik eleştirilerine cevap vererek, “Anamuhalefet partisi liderinin son dönemdeki söylemlerini, hele hele Ramazan ayı yaklaşırken söylediği bu söylemleri burada bir kez daha kınıyorum, hem de kendisini ahlak ve edep sahibi CHP’li kardeşlerime havale ediyorum” dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MÜSİAD Konya Şubesi, Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası ve Konya Ticaret Borsası tarafından geleneksel olarak düzenlenen 'Konyalı Bürokratlar ile 7. Geleneksel İftar Buluşması'na katıldı.

İncek Garden’de düzenlenen iftar yemeğine Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu, Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, MÜSİAD Konya Şube Başkanı Aslan Korkmaz, Konya Sanayi Odası Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, İhlas Haber Ajansı (İHA) ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar ve çok sayıda davetli katıldı.

İftar programında Dışişleri Bakanı Davutoğlu, orucunu eşi Sare Davutoğlu’nun verdiği hurma ile açtı.

Yemeğin ardından bir konuşma yapan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası ve Konya Ticaret Borsası’na düzenledikleri iftar programı dolayısıyla teşekkür etti. Odaların çok güzel bir gelenek başlatarak her sene bir araya geldiklerine söyleyen Davutoğlu, Ramazan ayının bir muhasebe ayı olduğunu belirtti.

Konuşmasında Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri de değinen Davutoğlu, Türkiye’nin bu bölgede hiç kimseyi rakip, hiçbir kardeş halkı da hasım görmediğini ifade etti.

Bütün ülkelerin dost olduğunu ve bütün kardeş halkların Türkiye’nin aziz kardeşleri olduğunu kaydeden Davutoğlu, “Bu bölgeyi uzun on yıllardır, yaklaşık bir yüz yıldır birbirinden koparılmış bu bölgeleri tekrar birbirine, ebediyen birbirine kenetleyecek bir dış politikayı anlayışını egemen kılmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

“Kim nederse desin, kim bu politikaları çok iddialı bulursa bulsun, kim dönüp dönüp tekrar 'bunlar doğru olabilir ama bizim gücümüz yeter mi' diye tekrar tekrar sorsun, biz gür sesle diyeceğiz ki bizim gücümüz yeter” diyen Davutoğlu, “Nasıl ki, asırlarca bütün bu topraklarda adaleti ve Konya’dan ilham aldığımız Hz. Mevla’nın barış perspektifini egemen kılmaya başardık… Bundan sonrada bütün topraklarda barışın huzurun sözcüsü olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“SURİYE’DE YAŞANAN OLAYLAR”

Tunus’la, Fas’la ve Mısır ve Libya ile ilgilenen Türkiye’nin Suriye’ye kayıtsız kalmasının mümkün olmayacağını belirten Davutoğlu, “Bizim politikamızın esası üç temele dayanmaktadır. Bir; ‘İnsanlık vicdanı ile bütünleşmek, bu vicdanın temelini teşkil eden bizim değerlerimizle üçüncü bir politika takip etmek.’ Adalet anlayışından, ahlaki değerlerden yoksun çıkar hesabına dayalı bir dış politika kısa dönemli başarılar sağlasa bile uzun dönemde kalıcı olamaz. Bizim yanı başımızdaki zulme sessiz kalamazdık. On yıldır çok iyi ilişkiler kurduğumuz Suriye yönetimine, hep bu değerlere dönmesine telkin ettik. Adaletten ayrılmamasını, insanlara zulüm yapmamasını, her ziyaretimizde, her konuşmamızda Sayın Beşşar Esad’a ilettik. Ama insanlar kendi tercihleri ile yargılanırlar. O, kendi halkı ile bütünleşmek yerine, orduyu sürerek topla tüfekle kendi halkına saldırmayı ve bir yıl içerisinde 20 bin kardeşimizin ölümüne sebep olmayı tercih eden bir yöntemi benimsemişse, bizimi için tek bir yol vardır. Bu yöntemin karşısında Suriyeli mazlum kardeşlerimizin yanında yer almak. Onların yanında yer aldık ve almaya devam edeceğiz. Bu ahlaki değerleri kim ne derse desin her yerde savunacağız. Dünyanın her yerinde bu ahlaki değerleri savunacağız. Politikamız, bu ahlaki değerlerden hiçbir zaman uzaklaşmayacak. Zulmün yanında hiçbir zaman yer almayacağız. İkinci ilkemiz, ‘tarihin akışını doğru okumak.’ Konjonktürel analizler yerine uzun dönemli tarihi perspektifi her zaman zihnimizin bir kenarında tutmak… Son aylarda hepiniz bize yöneltilen eleştirileri okuyorsunuz. Ama bir çok eleştiride ne kadar konjonktürel etkileri olduğun görürsünüz. Bu eleştirilerin bir çoğu bakınız, Mısır’da Mübarek düşerken gidip Mısır’a yönelik bu açık mesajımızı tenkit edenler, bir ay sonra Mübarek’in düşeceğini göremeyenler şimdi de Suriye’ye dönük bu açık mesajımızı tenkit ettiler. Ediyorlar ve etmeye devam ediyorlar. Tarih gösteriyor ki, ‘Zulümle abad olunmaz’… Kendi halkına zulmedenler, hangi güçler arkalarında olursa olsunlar kalıcı olamazlar. Biz tarihin akışını doğru okuduk ve doğru okumaya devam edeceğiz. Bu tarihin akışında bizi kim tenkit etmiş olursa olsun yine aynısı söylüyorum; tenkit edenlere cevap olarak söylüyorum. Biz geçen asırda yüz yıl önce Trablusgarp Savaşı’ndan, Yemen Savaşı’na ve Balkan Savaşı’na kadar olan dönemde hangi kardeşlerimiz ve halklarla ilişkilerimiz koparılmışsa, aramıza hangi duvarlar örülmüş ise o duvarları tek tek yıkacağız. O kardeşlerimiz ile ebedi dostluğumuz tekrar inşa edeceğiz. Eğer söylediklerim iddialı buluyorsa, biz bu iddianın sahibiyiz” diye konuştu.

“KILIÇDAROĞLU’NA CEVAP” “

Bunu yanlış bulanlar, bunu hayal pres bulanlar bilsinler ki, tarihinde ancak ve ancak zihinde bir ideal, gölünde bir hedef taşıyanlar kalıcı iz bırakabilir” diyen Davutoğlu şunları kaydetti: “Biz, bize empoze edilen statükoyu sürdürmek için değil, aksine bizim zihnimizdeki dünyayı inşa etmek için siyaset yapıyoruz. Eğer bu dünyayı değiştiremeyeceksek, eğer bu dünyada söyleyecek bir sözümüz olmayacaksa, eğer bir özne olarak kendi bölgemize sahip çıkamayacaksak, o bölgedeki kardeşlerimizin kaderini paylaşamayacaksak siyaset yapmanın dış politika yapmanın bir anlamı da yoktur. Nihai hedef, mevki ve makam sahibi olmak değildir. O mevkinin ve makamın hangi değerlere, hangi tarihi akışa hizmet edeceği şekilde kullanıldığıdır. Dolayısıyla ahlaki değerler olarak Suriye politikamız doğrudur. Tarihin akışını okumak anlamında doğrudur. Hergün konjonktürel olarak resme bakıp bize eleştirenler uzun dönemli tarihi akışı anlamış olsalardı eminim bu eleştirilerinde çok daha dikkatli olurlardı. Bazen bu eleştirilerin edep sınırını da aştığını görüyoruz. Anamuhalefet partisi liderinin son dönemdeki söylemlerini, hele hele Ramazan ayı yaklaşırken söylediği bu söylemleri, burada bir kez daha hem kınıyorum; hem de kendisini ahlak ve edep sahibi CHP’li kardeşlerime havale ediyorum.”

“SURİYE’NİN GELECEĞİNDE EN ETKİLİ SÖZ SAHİBİ KOMŞUSU TÜRKİYE’DİR”

Dış politikada üçüncü temel ilkelerinin Türkiye’nin hedefleri ve çıkarları olduğunu söyleyen Davutoğlu, kısa dönemli çıkar peşinde olmadıklarını ve uzun dönemli olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin stratejik hedeflerini hayata geçirmek için siyaset yaptıklarını söyledi.

Stratejik planlamada Suriye yaklaşımlarının doğru olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Bu gün Suriye’nin geleceğinde en etkili söz sahibi ülke komşusu kardeşi kader arkadaşı olarak Türkiye’dir. Biz Ortadoğu bölgesi yeniden şekillenirken, dünya yeniden şekillenirken bu şekillenmeyi gerinden izleyen bir ülke olamazdık. Önümüzde üç yol vardı… Ya Suriye’deki zulme sessiz kalıp bu statüko adına bu zulmü işlemenin yanında yer alacaktır. Bu statüko olarak da yanlıştı, ahlaki olarak da yanlıştı. 'Ya başkaları planı yapsın, biz risk almayalım, biz planlama yapmayalım, herkes planını yapıp olaylar geliştikten sonra bir şekilde bekle gör politikası ile bunu takip ederiz' denebilirdi. Bu da geçmişte benimsenmiş bir politika olabilir ama, bizim hiçbir zaman benimsemeyeceğimiz bir politikaydı. Bunu da yapamazdık. Hiçbir zaman 'bekle, gör' politikası takip etmeyeceğiz. Olayların arkasından koşmayacağız, olayları yöneten ve olayların akışını belirleyen bir aktör olacağız. Üçüncü yol ise, kendi özgün politikamız ve kendi değerlerimizle kendi vizyonumuzla bölgedeki bu büyük değişimin içinde kardeşlerimiz ile yol almaktı. İşte biz bu yolu benimsedik. Şimdi bu yol ne kadar doğru olduğu Tunus’ta, Mısır’da, Libya’da, Fas’ta ve Yemen’de yükselen o büyük Türkiye dostluğuyla ve Suriye’de Dera’dan Lazkiye’ye, Humus’tan Halep’e ve Şam’a kadar her bir sokakta artan Türkiye muhabbeti ile ortaya çıkmaktadır. İnşallah acılar birgün dinecek. Bu acılar dindiğinde ve bu zulme yönelen rejimler, anlayışlar tarihin çöplüğüne atıldığında Suriye-Türkiye iki dost ve komşu ülke olarak, Suriye ve Türkiye iki kardeş halk olarak geleceğe elele birlikte yürüyecek. Ben geleceğimizin bu anlamda parlak olduğuna inanıyorum” diye konuştu.

Kaynak: İHA