Siirt’te Bin Yıllık Gelenek İle Ramazan Karşılandı
Siirt’te Ramazan ayı bin yıllık gelenek olan ve Ramazan habercisi olarak bilinen 'Melede' ateşi yakılarak karşılandı.
Belediye Başkanlığı'na ait Kızlartepesi İtfaiye Parkı'nda düzenlenen törene katılalanlar yakılan 'Melede' ateşinin üzerinden atladı. Belediye Başkanı Selim Sadak'ın da katıldığı törende Siirt Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Başkanvekili Nedim Kuzu ve Esnaf Sanatkar Odaları Birliği Başkanı M. Rıfat Ayyıldız tarafından ateş tutuşturuldu. STSO Başkanvekili Nedim Kuzu, 'Melede' geleneğinin çok eski bir gelenek olduğunu ve çevre illere Ramazan ayının geldiğini haber vermek amacıyla yakılan bir ateş olduğunu söyledi.
'MELEDE' GELENEĞİ
Siirt'te yaklaşık bin yıllık olduğu tahmin edilen ve 'Melede' ismi verilen gelenekle her yıl Ramazan ayı gelmeden yaklaşık bir ay öncesinde bütün mahallelerde çocuk ve gençler arasında bir hazırlık başlar. Mahallenin çocuk ve gençleri evleri tek tek dolaşarak, o evlerde yaşayan çocuklar için uyarladıkları manileri okuyarak çalı çırpı toplarlar. Çocuk ve gençler, o dönemlerde akşam üstleri mahallenin ana girişlerini sırıklarla kapatarak evlerine dönmekte olan beylerden de gene mani ve tekerlemeler eşliğinde para toplayarak, bu paralarla da çalı çırpı satın alırlardı. Başka mahallenin çocuk ve gençleri çalmasın diye sıkı bir şekilde korunan bu çalı ve çırpılar Ramazan ayı arefesinde ikindi namazının ardından mahallenin meydanına getirilirdi. Bazı büyüklerin de yardımıyla bu çalı çırpılardan kule oluşturuldu. Daha sonra bu kuleler tutuşturulurdu. Alevin geçmesinin ardından da ateşin üzerinden atlanılırdı. Mahalleler arasında hangi mahallenin kulesi daha yüksek oldu diye de tatlı bir rekabet yaşanırdı. Bu geleneğin, çevre yerleşim birimlerine ertesi gün oruç tutulacağını haber vermek amacıyla ortaya çıktığı tahmin edilmektedir .
Kaynak: İHA
'MELEDE' GELENEĞİ
Siirt'te yaklaşık bin yıllık olduğu tahmin edilen ve 'Melede' ismi verilen gelenekle her yıl Ramazan ayı gelmeden yaklaşık bir ay öncesinde bütün mahallelerde çocuk ve gençler arasında bir hazırlık başlar. Mahallenin çocuk ve gençleri evleri tek tek dolaşarak, o evlerde yaşayan çocuklar için uyarladıkları manileri okuyarak çalı çırpı toplarlar. Çocuk ve gençler, o dönemlerde akşam üstleri mahallenin ana girişlerini sırıklarla kapatarak evlerine dönmekte olan beylerden de gene mani ve tekerlemeler eşliğinde para toplayarak, bu paralarla da çalı çırpı satın alırlardı. Başka mahallenin çocuk ve gençleri çalmasın diye sıkı bir şekilde korunan bu çalı ve çırpılar Ramazan ayı arefesinde ikindi namazının ardından mahallenin meydanına getirilirdi. Bazı büyüklerin de yardımıyla bu çalı çırpılardan kule oluşturuldu. Daha sonra bu kuleler tutuşturulurdu. Alevin geçmesinin ardından da ateşin üzerinden atlanılırdı. Mahalleler arasında hangi mahallenin kulesi daha yüksek oldu diye de tatlı bir rekabet yaşanırdı. Bu geleneğin, çevre yerleşim birimlerine ertesi gün oruç tutulacağını haber vermek amacıyla ortaya çıktığı tahmin edilmektedir .