Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Reha Denemeç: Türkiye'nin Güçlenmesini İstemeyenler Var
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Reha Denemeç, "Türkiye'nin gücünün artmasını istemeyen bir takım ülkeler var.Ama Türkiye, AB'ye tam üyelik için mücadele eden bir ülke" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Reha Denemeç, Turgutlu'da gerçekleştirilen Siyaset Akademisi'nin final programına katılmak üzere Manisa'ya geldi. İlk olarak partisinin Manisa İl Teşkilatını ziyaret eden Denemeç, burada AK Parti İl Başkanı Murat Baybatur, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Şule Uygur ve partililer tarafından karşılandı. Denemeç, "Siyaset Akedemisi, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına açık. Buradaki temel yaklaşım, siyasette kaliteyi yükseltmek. Siyasete ilgi duyan insanların siyasetin nasıl yapıldığı öğrenebileceği ilk adım olarak görüyoruz. Bugüne kadar 50 bine yakın insanımız siyaset akademisinden faydalandı. Bizim amacımız, seçime kadar bu rakamı 100 bine çıkarmak. Siyasette kaliteyi yükseltmek çok önemli. Eğer iyi iş yaparsanız, çok yüksek katma değer üretebilirsiniz siyasette ama hata yaparsanız, ülkeye çok acı maliyetleri oluyor. Geçmişte bunları çok yaşadık. Bu yaklaşımla olaya baktık ve siyaset akademisini kurumsal bir hale getirdik. Bire bir vatandaşa dokunarak yapılan siyasetin çok farklı bir yeri var. Orada insanların problemini hissediyorsunuz ve çaba sarf ediyorsunuz" diye konuştu.
"TÜRKİYE, AB'YE TAM ÜYELİK İÇİN MÜCADELE EDEN BİR ÜLKE"
Türkiye'nin Avrupa Birliği süreci ile ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan Denemeç, "Avrupa Birliği, Türkiye açısından önemli bir kurumsal yapı. 550 milyon insanın yaşadığı belirli bir ekonomik ve demokratik gelişmeyi sağlamış bir yapı. Biz AB'ye kuruluşundan beri üyelik mücadelesini veren bir ülkeyiz. Bu süreçte 1980'deki 12 Eylül darbesinde duran bir pozisyonumuz vardı. Bizim dönemimizde 2005 yılından itibaren ivme kazanıldı. Fakat kazanılan ivmede, 2008 yılından sonra AB'nin sıkıntıya girmesi nedeniyle, onların kendi problemleri nedeniyle yavaşlama oldu. Türkiye'nin gücünün artmasını istemeyen bir takım ülkeler de var. Ama Türkiye AB'ye tam üyelik için mücadele eden bir ülke. Bunu gerçekleştirir veya gerçekleştiremez, bu hiç önemli değil. Bizim için önemli olan o mücadeleyi yerine getirmek ve oradaki kurumsal yapıyı hem demokrasi anlamında hem de ekonomi anlamında ülkemize kazandırdıktan sonra hiç mesele yok. Yeni Türkiye'nin kendisini toparladıktan sonra ekonomik büyümesinin AB'ye ne kadar katkı verebileceğini anladılar. Burada gücünü kaybetmek istemeyen ülkeler var. Türkiye'ye belirli engeller çıkartıyorlar. Odaklanacağımız konu, Türkiye'yi ileriye götürecek ekonomik yapıyı kurmak. Ondan sonra onlar bizi kollarını açarak isteyeceklerdir. Orada kararı verecek olan Türkiye Cumhuriyeti'ndeki vatandaşlardır. Önemli olan oradaki demokratik ve ekonomik yapılanmayı buraya taşıyabilmektir." dedi.
"NÜFUSU 750 BİNİN ÜZERİNDE OLAN İLLERİMİZDEN BAŞLADIK"
Manisa'nın Büyükşehir Belediyesi yapılacak olması ile ilgili de bilgi veren Denemeç, şöyle konuştu: "Mecliste Büyükşehir Yasası için bir takım çalışmalar var. Mart 2014 seçimlerinden bir yıl önce yasalaşacak. Ekim ayında ilk gündemde olan konu bu. Buradaki bizim yaklaşımımız şudur; Manisa büyük bir şehir. Geniş bir coğrafyada bir milyona yakın insan yaşıyor. Bizim büyük ilçelerimiz var. Ama baktığımızda nüfusu küçük ilçelerinde o yapılaşmayı o planlamayı yapabilecek insan kaynağımız yok. Bunun bir merkezden yapılıp Türkiye'nin şehirleşme anlamında bir değişim yaşaması lazım. Sadece merkezdeki iller bazında baktığınızda ilçelerde ve kırsalda nüfusun yüzde 40 yaşıyor. Planlı kentleşme sürecini başlatacak bir adımdır. Nüfusu 750 binin üzerinde olan illerimizden başladık. Onun yasası çıktıktan sonra biz Türkiye'deki 81 ilimizde yaygınlaştıracağız. Planlı değişim yapmak için güçlü ekonomisi olan yapılar lazım. Bunun arkasında başka sebepler arayanlar olabilir ama bunun tüm amacı sağlıklı bir kentleşmeyi tüm vatandaşlarımızın hizmetine sunabilmektir. "
Kaynak: İHA
"TÜRKİYE, AB'YE TAM ÜYELİK İÇİN MÜCADELE EDEN BİR ÜLKE"
Türkiye'nin Avrupa Birliği süreci ile ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan Denemeç, "Avrupa Birliği, Türkiye açısından önemli bir kurumsal yapı. 550 milyon insanın yaşadığı belirli bir ekonomik ve demokratik gelişmeyi sağlamış bir yapı. Biz AB'ye kuruluşundan beri üyelik mücadelesini veren bir ülkeyiz. Bu süreçte 1980'deki 12 Eylül darbesinde duran bir pozisyonumuz vardı. Bizim dönemimizde 2005 yılından itibaren ivme kazanıldı. Fakat kazanılan ivmede, 2008 yılından sonra AB'nin sıkıntıya girmesi nedeniyle, onların kendi problemleri nedeniyle yavaşlama oldu. Türkiye'nin gücünün artmasını istemeyen bir takım ülkeler de var. Ama Türkiye AB'ye tam üyelik için mücadele eden bir ülke. Bunu gerçekleştirir veya gerçekleştiremez, bu hiç önemli değil. Bizim için önemli olan o mücadeleyi yerine getirmek ve oradaki kurumsal yapıyı hem demokrasi anlamında hem de ekonomi anlamında ülkemize kazandırdıktan sonra hiç mesele yok. Yeni Türkiye'nin kendisini toparladıktan sonra ekonomik büyümesinin AB'ye ne kadar katkı verebileceğini anladılar. Burada gücünü kaybetmek istemeyen ülkeler var. Türkiye'ye belirli engeller çıkartıyorlar. Odaklanacağımız konu, Türkiye'yi ileriye götürecek ekonomik yapıyı kurmak. Ondan sonra onlar bizi kollarını açarak isteyeceklerdir. Orada kararı verecek olan Türkiye Cumhuriyeti'ndeki vatandaşlardır. Önemli olan oradaki demokratik ve ekonomik yapılanmayı buraya taşıyabilmektir." dedi.
"NÜFUSU 750 BİNİN ÜZERİNDE OLAN İLLERİMİZDEN BAŞLADIK"
Manisa'nın Büyükşehir Belediyesi yapılacak olması ile ilgili de bilgi veren Denemeç, şöyle konuştu: "Mecliste Büyükşehir Yasası için bir takım çalışmalar var. Mart 2014 seçimlerinden bir yıl önce yasalaşacak. Ekim ayında ilk gündemde olan konu bu. Buradaki bizim yaklaşımımız şudur; Manisa büyük bir şehir. Geniş bir coğrafyada bir milyona yakın insan yaşıyor. Bizim büyük ilçelerimiz var. Ama baktığımızda nüfusu küçük ilçelerinde o yapılaşmayı o planlamayı yapabilecek insan kaynağımız yok. Bunun bir merkezden yapılıp Türkiye'nin şehirleşme anlamında bir değişim yaşaması lazım. Sadece merkezdeki iller bazında baktığınızda ilçelerde ve kırsalda nüfusun yüzde 40 yaşıyor. Planlı kentleşme sürecini başlatacak bir adımdır. Nüfusu 750 binin üzerinde olan illerimizden başladık. Onun yasası çıktıktan sonra biz Türkiye'deki 81 ilimizde yaygınlaştıracağız. Planlı değişim yapmak için güçlü ekonomisi olan yapılar lazım. Bunun arkasında başka sebepler arayanlar olabilir ama bunun tüm amacı sağlıklı bir kentleşmeyi tüm vatandaşlarımızın hizmetine sunabilmektir. "