Ap'de 'dersim' Konferansı
Avrupa Parlamentosu'nda (AP) "Dersim" konulu konferans düzenlendi.
BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak, konferansta, Türkiye'nin en büyük sorununun Kürt sorunu olmaya devam ettiğini söyledi.
Kışanak, “Çok büyük acılar çektik ve büyük mücadeleler verdik ama bugün bize hala en temel hak ve özgürlüklerimiz bir pazarlık olarak önümüze konuluyorsa, ciddi bir sorunla karşı karşıyayız demektir. Bu sorunun özü tek millet yaklaşımında yatıyor ve bunda ısrar sürdüğü sürece bu sorunu çözmek mümkün değildir. Çünkü Kürtler bir halktır ve halk olarak kimliklerinin tanınması ve halk olarak gasp edilen haklarının iadesi gerekiyor ve bunun da bir pazarlık konusu olmaması gerekiyor” dedi.
Dersim'de yaşananları katliam olarak nitelendiren Kışanak, Meclis'te kurulan komisyonunun yeterli olmayacağını, konunun komisyona havale edildiğini savundu. Bunun üzerine söz alan Komisyon Raportörü AK Parti Milletvekili İsmail Aydın, "Bize hiç kimse iş havale etmemiştir. Bizim komisyonumuz, meclis başkanından da hükümetten de bağımsızdır. Bize gelen vatandaşların dilekçeleri ile harekete geçen bir komisyonuz” dedi.
Kışanak, BDP olarak dilekçe komisyonunda sadece bir kişi ile temsil edilme haklarının olduğunu ve bu nedenle de alt komisyonlara vekil veremediklerini söyledi.
Aydın ise, “Sayın Emine Ayna Dilekçe Komisyonu'nun üyesidir, hiçbir çalışmamıza katılmamıştır. Ayrıca biz özellikle Dersim Komisyonu'nda alt komisyon kurmadık. Komisyonumuzun bütün üyeleri aynı zamanda tüm alt komisyonlarında üyesidir çünkü sayımız çok sınırlı olduğundan bu şekilde bir yapı oluşturduk. Eğer BDPli arkadaşımız da gelmiş katılmış olsaydı, o komisyonda yer bulmuş olacaktı” ifadelerini kullandı.
Aydın, komisyon çalışmaları ile ilgili pek çok yetkili makam ve kurumdan belge temin ettiklerini anlatarak, Adalet Bakanlığı'ndaki belgeler konusunda ise sıkıntı yaşandığını çünkü İSKİ'nin bir çalışması nedeniyle arşivlerin sular altında kalarak imha olduğunu belirtti.
Aydın, “Bu durum sebebiyle Adalet Bakanlığı'ndan tarafımıza hiçbir belge gelmedi. Ancak belirtmek de fayda var ki buradan bize belge gelmez de zaten çünkü bizim için sadece şu önemliydi; İstiklal Mahkemeleri'nin eğer varsa o günkü tutanakları ve kararları ama maalesef sular altında kaldığı için bunlar bize gelmedi. Umarız önümüzdeki dönemde ya Tunceli'den ya farklı bir yerden o İstiklal Mahkemeleri'nin vermiş olduğu kararlar bizim elimize ulaşacak. MİT'ten de talebimiz oldu ancak MİT'ten bugüne kadar Dersim ile ilgili hiçbir envanter veya kayıtlarının olmadığı şeklinde bir bilgi geldi. Özellikle Genelkurmay Başkanlığı'nın gönderdiği belgeler arasında o günlük yazışmalar, İçişleri Bakanlığı ve istihbarat yazışmalarının tamamı bize ulaştırıldı. Günlük iki kez cumhurbaşkanı ve diğer birimlere istihbarat raporları yazılmış ve bunların tamamı bizdedir. Ayrıca Seyit Rıza'ya ait mektuplar da elimizdedir. Elbette bunlar kolay hadiseler değil. Sosyal olaylarla yüzleşmek birden olacak işler de değil. Elimizde sihirli bir değnek yok dokundurup her şeyi aydınlatacak ve güllük gülistanlık hale getirecek bir durumumuz yok. 75 yıl sürekli karanlıkta kalmış bir olay var. Bugün bize ne büyük desteği veren, en fazla belgeyi gönderen Genelkurmay Başkanlığı olmuştur. Ben öyle ümit ediyorum ki komisyonumuzun da çalışmalarıyla Türkiye kamu oyunda da konu aşılacaktır” dedi.
Konferansın bir diğer konuşmacısı CHP Milletvekili Şafak Pavey de, İngilizce yaptığı konuşmanın başında hükümetin politikaları nedeniyle birlikte yaşamanın giderek zorlaştığını öne sürdü. Pavey, ünlü piyanist Fazıl Say'ın 1.5 yıl hapsinin istendiğini söyledi.
Çamlıca Tepesi'ne cami yapılacağını söyleyen Başbakan Erdoğan’a çağrıda bulunan Pavey, "Gelin; sadece cami değil, oraya kilise, cemevi ve sinagog da yapalım ve gerekirse tuğlaları hep birlikte sırtımızda taşıyalım”dedi.
Kaynak: İHA
Kışanak, “Çok büyük acılar çektik ve büyük mücadeleler verdik ama bugün bize hala en temel hak ve özgürlüklerimiz bir pazarlık olarak önümüze konuluyorsa, ciddi bir sorunla karşı karşıyayız demektir. Bu sorunun özü tek millet yaklaşımında yatıyor ve bunda ısrar sürdüğü sürece bu sorunu çözmek mümkün değildir. Çünkü Kürtler bir halktır ve halk olarak kimliklerinin tanınması ve halk olarak gasp edilen haklarının iadesi gerekiyor ve bunun da bir pazarlık konusu olmaması gerekiyor” dedi.
Dersim'de yaşananları katliam olarak nitelendiren Kışanak, Meclis'te kurulan komisyonunun yeterli olmayacağını, konunun komisyona havale edildiğini savundu. Bunun üzerine söz alan Komisyon Raportörü AK Parti Milletvekili İsmail Aydın, "Bize hiç kimse iş havale etmemiştir. Bizim komisyonumuz, meclis başkanından da hükümetten de bağımsızdır. Bize gelen vatandaşların dilekçeleri ile harekete geçen bir komisyonuz” dedi.
Kışanak, BDP olarak dilekçe komisyonunda sadece bir kişi ile temsil edilme haklarının olduğunu ve bu nedenle de alt komisyonlara vekil veremediklerini söyledi.
Aydın ise, “Sayın Emine Ayna Dilekçe Komisyonu'nun üyesidir, hiçbir çalışmamıza katılmamıştır. Ayrıca biz özellikle Dersim Komisyonu'nda alt komisyon kurmadık. Komisyonumuzun bütün üyeleri aynı zamanda tüm alt komisyonlarında üyesidir çünkü sayımız çok sınırlı olduğundan bu şekilde bir yapı oluşturduk. Eğer BDPli arkadaşımız da gelmiş katılmış olsaydı, o komisyonda yer bulmuş olacaktı” ifadelerini kullandı.
Aydın, komisyon çalışmaları ile ilgili pek çok yetkili makam ve kurumdan belge temin ettiklerini anlatarak, Adalet Bakanlığı'ndaki belgeler konusunda ise sıkıntı yaşandığını çünkü İSKİ'nin bir çalışması nedeniyle arşivlerin sular altında kalarak imha olduğunu belirtti.
Aydın, “Bu durum sebebiyle Adalet Bakanlığı'ndan tarafımıza hiçbir belge gelmedi. Ancak belirtmek de fayda var ki buradan bize belge gelmez de zaten çünkü bizim için sadece şu önemliydi; İstiklal Mahkemeleri'nin eğer varsa o günkü tutanakları ve kararları ama maalesef sular altında kaldığı için bunlar bize gelmedi. Umarız önümüzdeki dönemde ya Tunceli'den ya farklı bir yerden o İstiklal Mahkemeleri'nin vermiş olduğu kararlar bizim elimize ulaşacak. MİT'ten de talebimiz oldu ancak MİT'ten bugüne kadar Dersim ile ilgili hiçbir envanter veya kayıtlarının olmadığı şeklinde bir bilgi geldi. Özellikle Genelkurmay Başkanlığı'nın gönderdiği belgeler arasında o günlük yazışmalar, İçişleri Bakanlığı ve istihbarat yazışmalarının tamamı bize ulaştırıldı. Günlük iki kez cumhurbaşkanı ve diğer birimlere istihbarat raporları yazılmış ve bunların tamamı bizdedir. Ayrıca Seyit Rıza'ya ait mektuplar da elimizdedir. Elbette bunlar kolay hadiseler değil. Sosyal olaylarla yüzleşmek birden olacak işler de değil. Elimizde sihirli bir değnek yok dokundurup her şeyi aydınlatacak ve güllük gülistanlık hale getirecek bir durumumuz yok. 75 yıl sürekli karanlıkta kalmış bir olay var. Bugün bize ne büyük desteği veren, en fazla belgeyi gönderen Genelkurmay Başkanlığı olmuştur. Ben öyle ümit ediyorum ki komisyonumuzun da çalışmalarıyla Türkiye kamu oyunda da konu aşılacaktır” dedi.
Konferansın bir diğer konuşmacısı CHP Milletvekili Şafak Pavey de, İngilizce yaptığı konuşmanın başında hükümetin politikaları nedeniyle birlikte yaşamanın giderek zorlaştığını öne sürdü. Pavey, ünlü piyanist Fazıl Say'ın 1.5 yıl hapsinin istendiğini söyledi.
Çamlıca Tepesi'ne cami yapılacağını söyleyen Başbakan Erdoğan’a çağrıda bulunan Pavey, "Gelin; sadece cami değil, oraya kilise, cemevi ve sinagog da yapalım ve gerekirse tuğlaları hep birlikte sırtımızda taşıyalım”dedi.