Osman Baydemir’den Van’daki Gözaltılarla İlgili Açıklama
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Van Belediye Başkanı Bekir Kaya ile Van ilçe belediye başkanlarının gözaltına alınmasına ilişkin açıklamada bulundu.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır il binası önünde açıklamalarda bulunan Baydemir, bedeli ne olursa olsun zalime boyun eğmeyeceklerini belirtti.
Hz. Musa'nın ağzı ve diliyle konuşanların, bir kez daha Firavun'un pratiğini ortaya koyduğunu ifade eden Baydemir, “Sizin söylemlerinize inanacak tek bir insanımız artık kalmamıştır. Sizler de kendinizden önceki iktidarlar gibi zulmünüzün kurbanı olacaksınız inşallah. Şu anda 190'ı aşkın seçilmiş belediye başkanı, meclis üyesi, il genel meclis üyesi arkadaşım cezaevinde bulunuyor. İçerisinde yer aldığım ve parçası olmaktan onur duyduğum Barış ve Demokrasi Partisi'nin neredeyse bütün seçilmişleri cezaevine girme riski ve tehdidi ile karşı karşıyadır. Başbakan ve hükümeti çok iyi bilmeli ki bu dava belediye başkanlarının cezaevine konulmasıyla, meclis üyelerinin cezaevine konulmasıyla nihayete erecek bir dava değildir. Bu dava en az 200 yıllık bir davadır. Ve bu dava özgürlükle nihayete erişinceye kadar bu onurlu bayrağı taşıyacak binlerce, on binlerce, yüz binlerce, milyonlarca onurlu Kürt halkının evlatları göreve hazırdır” dedi.
Baydemir, şöyle konuştu: “Başbakan ve hükümet çok iyi bilmeli ki Kürdistan coğrafyasında seçilmiş ve halkın iradesi olmuş her bir seçilmiş tutuklanıp cezaevine konulduğunda bu coğrafyada seçilen her bir AK Parti'li milletvekilinin ve seçilmişin meşruiyeti ortadan kalkmaktadır. Eğer biz bu coğrafyada siyaset yapamayacaksak, halkımıza hizmet edemeyeceksek o zaman sen bu coğrafyada gayri meşrusun. Bedeli cezaevi ise ben cezaevine hazırım. Bedeli ölmekse ben ölmeye hazırım. Bedeli ne olursa olsun bu halk Kürdistan coğrafyasında, kendi kadim coğrafyasında özgürce, Türkiye'nin bütünlüğünün bir parçası olarak statü içerisinde yaşamaktan, asla vazgeçmeyecektir. Özgürlük davasından, eşit, onurlu bir şekilde birlikte yaşam davasından vazgeçen namerttir, vazgeçmeyeceğiz. Cezaevinde tek bir seçilmiş arkadaşımız kalıncaya kadar, Kürt halkının tek bir evladı cezaevinde kalıncaya kadar kendimizi özgür hissetmek bize haram olsun, haram olsun, haram olsun. Bu operasyonlara seçilmiş belediye başkanı arkadaşlarımız, milletvekillerimizin rehine tutulmasına seyirci kalan ve bölgeden, Kürdistan'dan her bir AKP milletvekiline ve seçilmişine çağrımdır. Eğer siz bugün benim yaptığım gibi hükümetin bu politikasına karşı çıkmazsanız, bunu reddetmezseniz, buna vicdanınızla isyan etmezseniz size selam vermek ve sizin selamınızı almak bu coğrafyada haram olsun. Eğer barış isteniyorsa bu halk kapısını hala barışa kapatmış değildir. Ama teslimiyet isteniyorsa, ihanet isteniyorsa, teslim olan, ihanet eden namerttir. Asla teslim olmayacağız, asla davamıza ihanet etmeyeceğiz.”
Kaynak: İHA
Hz. Musa'nın ağzı ve diliyle konuşanların, bir kez daha Firavun'un pratiğini ortaya koyduğunu ifade eden Baydemir, “Sizin söylemlerinize inanacak tek bir insanımız artık kalmamıştır. Sizler de kendinizden önceki iktidarlar gibi zulmünüzün kurbanı olacaksınız inşallah. Şu anda 190'ı aşkın seçilmiş belediye başkanı, meclis üyesi, il genel meclis üyesi arkadaşım cezaevinde bulunuyor. İçerisinde yer aldığım ve parçası olmaktan onur duyduğum Barış ve Demokrasi Partisi'nin neredeyse bütün seçilmişleri cezaevine girme riski ve tehdidi ile karşı karşıyadır. Başbakan ve hükümeti çok iyi bilmeli ki bu dava belediye başkanlarının cezaevine konulmasıyla, meclis üyelerinin cezaevine konulmasıyla nihayete erecek bir dava değildir. Bu dava en az 200 yıllık bir davadır. Ve bu dava özgürlükle nihayete erişinceye kadar bu onurlu bayrağı taşıyacak binlerce, on binlerce, yüz binlerce, milyonlarca onurlu Kürt halkının evlatları göreve hazırdır” dedi.
Baydemir, şöyle konuştu: “Başbakan ve hükümet çok iyi bilmeli ki Kürdistan coğrafyasında seçilmiş ve halkın iradesi olmuş her bir seçilmiş tutuklanıp cezaevine konulduğunda bu coğrafyada seçilen her bir AK Parti'li milletvekilinin ve seçilmişin meşruiyeti ortadan kalkmaktadır. Eğer biz bu coğrafyada siyaset yapamayacaksak, halkımıza hizmet edemeyeceksek o zaman sen bu coğrafyada gayri meşrusun. Bedeli cezaevi ise ben cezaevine hazırım. Bedeli ölmekse ben ölmeye hazırım. Bedeli ne olursa olsun bu halk Kürdistan coğrafyasında, kendi kadim coğrafyasında özgürce, Türkiye'nin bütünlüğünün bir parçası olarak statü içerisinde yaşamaktan, asla vazgeçmeyecektir. Özgürlük davasından, eşit, onurlu bir şekilde birlikte yaşam davasından vazgeçen namerttir, vazgeçmeyeceğiz. Cezaevinde tek bir seçilmiş arkadaşımız kalıncaya kadar, Kürt halkının tek bir evladı cezaevinde kalıncaya kadar kendimizi özgür hissetmek bize haram olsun, haram olsun, haram olsun. Bu operasyonlara seçilmiş belediye başkanı arkadaşlarımız, milletvekillerimizin rehine tutulmasına seyirci kalan ve bölgeden, Kürdistan'dan her bir AKP milletvekiline ve seçilmişine çağrımdır. Eğer siz bugün benim yaptığım gibi hükümetin bu politikasına karşı çıkmazsanız, bunu reddetmezseniz, buna vicdanınızla isyan etmezseniz size selam vermek ve sizin selamınızı almak bu coğrafyada haram olsun. Eğer barış isteniyorsa bu halk kapısını hala barışa kapatmış değildir. Ama teslimiyet isteniyorsa, ihanet isteniyorsa, teslim olan, ihanet eden namerttir. Asla teslim olmayacağız, asla davamıza ihanet etmeyeceğiz.”