Duruşma Salonuna Yeni Düzenleme
Ergenekon ve Balyoz davalarının görüldüğü Silivri Cezaevi girişinde bulunan büyük duruşma salonunda yeni düzenlemeler göze çarptı.
Duruşma salonunda sanıklar ile avukatlar arasındaki koridorların giriş ve çıkışlarının kapatıldığı gözlendi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 194. duruşmasında Mustafa Balbay, Hurşit Tolon, Veli Küçük, İbrahim Şahin ve Danıştay saldırısı tetikçisi Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 49 tutuklu sanık hazır bulundu.
Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Mehmet Haberal ve Levent Ersöz'ün de aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi. Duruşma başladığında salonda yapılmış olan yeni bir düzenleme dikkat çekti. Sanık avukatları ile sanıkların oturduğu bölümün iki yanında bulunan geçiş koridorlarından, sağdakinin kapatıldığı gözlendi. Soldaki geçiş koridorunun ise sanıkların ihtiyaç gidermek için salondan dışarı çıktıkları kapının da bu kısımda olması nedeniyle kısmen kapatıldığı görüldü.
Ayrıca avukat masaları arasında girip çıkabilmeleri için tasarlanmış olan araların da kapatılarak masaların birleştirildiği gözlendi. Yeni düzenleme öncesinde bu koridorlardan kendileri için ayrılan bölüme geçen avukatlar, tutuklu sanıklar için ayrılan bölümde oturan müvekkilleriyle de temas edebilecek kadar yaklaşarak görüşebiliyorlardı.
Hatta en son tutuklu sanık Veli Küçük'ün kızı ve avukatı olan Zeynep Küçük'ün, tutuklu sanıklardan biri ile belirlenemeyen bir malzeme alışverişi yapıldığına ilişkin ara karar alınmış ve bundan sonra herhangi bir belge alış-verişi yapılmasına da yasaklama getirilmişti. Bu yeni düzenleme ile sanıklar ve avukatları, birbirlerine yaklaşık 2 metreden fazla yaklaşamayacak ve konuşacakları bir konu olduğunda da bu mesafedan konuşabilecek.
SANIK ÖZEL, KENDİSİNE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN MÜHİMMATI REDDETTİ
Kimlik yoklamasının ardından önceki oturumda savunmasını tamamlayan Şile'de yapılan kazılara ilişkin dosyanın tutuklu sanığı Ulaş Özel'in, soruşturma aşamasında verdiği ifadelerinin okunması ile duruşmaya başlandı. İddianamede kendisine ait olduğu iddia edilen silah ve mühimmatın, üvey babasının evinde bulunduğunu belirten Özel, "Bu silahlar bana ait olsaydı, bulunamayacak gizli yerlere saklardım.'' cümlesi ile bu malzemelerin kendine ait olmadığını söyledi.
'TEKİN'İ EMEKLİ BİR ASKER'İN CENAZESİNDE GÖRDÜM'
Tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin'i emekli bir askerin cenazesinde gördüğünü belirten Özel, "Okan İşgör ile cenazeye gitmiştim. 'Komutanım' diye hitap edildiğini duydum. Ama adını bilmiyordum. Sonra öğrendim." diye konuştu.
Özel, tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ü de hiç tanımadığını anlattı. Özel'in daha önceki ifadelerinin okunduğu sırada duruşmaya ara verildi.
Duruşmaya ara verildiğinde Doğu Perinçek ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu bazı tutuklu sanıklar, basın mensuplarının soruları üzerine duruşma salonunda yapılan yeni düzenlemeye tepki gösterdi. Perinçek, sanıklar ile avukatlarının görüşmelerinin engellenemeyeceğini belirterek yeni usül kanununda sanık ile avukatlarının yanyana oturacaklarının belirtildiğini söyledi.
Özkan ile 12 Eylül 1980 ihtilaline ilişkin Mamak'ta yapılan yargılamalarda basın mensubu olarak yer aldığını belirterek orada bile böyle bir uygulama görmediğini söyledi .
Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Mehmet Haberal ve Levent Ersöz'ün de aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi. Duruşma başladığında salonda yapılmış olan yeni bir düzenleme dikkat çekti. Sanık avukatları ile sanıkların oturduğu bölümün iki yanında bulunan geçiş koridorlarından, sağdakinin kapatıldığı gözlendi. Soldaki geçiş koridorunun ise sanıkların ihtiyaç gidermek için salondan dışarı çıktıkları kapının da bu kısımda olması nedeniyle kısmen kapatıldığı görüldü.
Ayrıca avukat masaları arasında girip çıkabilmeleri için tasarlanmış olan araların da kapatılarak masaların birleştirildiği gözlendi. Yeni düzenleme öncesinde bu koridorlardan kendileri için ayrılan bölüme geçen avukatlar, tutuklu sanıklar için ayrılan bölümde oturan müvekkilleriyle de temas edebilecek kadar yaklaşarak görüşebiliyorlardı.
Hatta en son tutuklu sanık Veli Küçük'ün kızı ve avukatı olan Zeynep Küçük'ün, tutuklu sanıklardan biri ile belirlenemeyen bir malzeme alışverişi yapıldığına ilişkin ara karar alınmış ve bundan sonra herhangi bir belge alış-verişi yapılmasına da yasaklama getirilmişti. Bu yeni düzenleme ile sanıklar ve avukatları, birbirlerine yaklaşık 2 metreden fazla yaklaşamayacak ve konuşacakları bir konu olduğunda da bu mesafedan konuşabilecek.
SANIK ÖZEL, KENDİSİNE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN MÜHİMMATI REDDETTİ
Kimlik yoklamasının ardından önceki oturumda savunmasını tamamlayan Şile'de yapılan kazılara ilişkin dosyanın tutuklu sanığı Ulaş Özel'in, soruşturma aşamasında verdiği ifadelerinin okunması ile duruşmaya başlandı. İddianamede kendisine ait olduğu iddia edilen silah ve mühimmatın, üvey babasının evinde bulunduğunu belirten Özel, "Bu silahlar bana ait olsaydı, bulunamayacak gizli yerlere saklardım.'' cümlesi ile bu malzemelerin kendine ait olmadığını söyledi.
'TEKİN'İ EMEKLİ BİR ASKER'İN CENAZESİNDE GÖRDÜM'
Tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin'i emekli bir askerin cenazesinde gördüğünü belirten Özel, "Okan İşgör ile cenazeye gitmiştim. 'Komutanım' diye hitap edildiğini duydum. Ama adını bilmiyordum. Sonra öğrendim." diye konuştu.
Özel, tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ü de hiç tanımadığını anlattı. Özel'in daha önceki ifadelerinin okunduğu sırada duruşmaya ara verildi.
Duruşmaya ara verildiğinde Doğu Perinçek ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu bazı tutuklu sanıklar, basın mensuplarının soruları üzerine duruşma salonunda yapılan yeni düzenlemeye tepki gösterdi. Perinçek, sanıklar ile avukatlarının görüşmelerinin engellenemeyeceğini belirterek yeni usül kanununda sanık ile avukatlarının yanyana oturacaklarının belirtildiğini söyledi.
Özkan ile 12 Eylül 1980 ihtilaline ilişkin Mamak'ta yapılan yargılamalarda basın mensubu olarak yer aldığını belirterek orada bile böyle bir uygulama görmediğini söyledi .