Kılıçdaroğlu, 'ilhan Selçuk Anıtı'nı Açtı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz aydınlanmayı bu ülkeye getiren Mustafa Kemal'i özledik.
Biz konuşmayı özledik, biz dinlemeyi özledik, biz bir araya gelip dertleşmeyi özledik. Türkiye'yi yarı açık cezaevine döndüren bir anlayış, 21. yüzyılın Türkiye'sine yakışmıyor" dedi.
Beşiktaş Belediyesi tarafından yaptırılan 'İlhan Selçuk ve Cumhuriyet Aydınlanmasını Yaratanlar Anıtı'nın açılışına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, İlhan Selçuk'un bir aydınlanmacı ve katıksız Mustafa Kemal'ci olduğunu belirterek, kendisinin hayatı boyunca savunduklarından ödün vermediğini söyledi.
Aydınların herkesten fazla sorumluluğu olduğuna işaret eden Kemal Kılıçdaroğlu, "Aydın okur, aydın dinler, aydın kültür ateşinde pişer, aydın olgunlaşır ve aydın olur ve bütün dünyayı önce çevresini, yakınlarını, dostlarını aydınlatır. Işık saçar, o bir top ateştir artık, o nedenle sorumluluğu çok fazladır. Aydın, insan haklarına, demokrasiye, kadın-erkek eşitliğine karşı en duyarlı kişidir. Mazlumun ve mağdurun yanındadır. Zulme karşıdır ve zulme direnir. Zulme karşı direniş onun gerçek anlamda aydın olduğunu ve sorumluluk üstlendiğini gösterir" diye konuştu.
Aydının bir diğer sorumluluğunun da sorunlara eleştirel bakması olduğuna belirten Kılıçdaroğlu, İlhan Selçuk'un yeri geldiğinde dostlarını, yeri geldiğinde siyasi iktidarı eleştirdiğini, eleştiriye tahammülü olanların onun elini sıktıklarını, tahammül edemeyenlerin ise ona ceza vermekten çekinmediklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Aydın olmak, elinde meşale tutmak demektir. Aydın olmak, toplumu aydınlatmak demektir. İlhan Selçuk bunu yaptı" dedi.
İstanbul'un, tüm dünyanın merak ettiği önemli bir kent olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, üç büyük imparatorluğa başkentlik eden, kültürün yoğrulduğu İstanbul'un bugünkü yönetimi hak etmediğini savundu. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "İstanbul'a, İstanbul'un kültürünü yayacak bir lider, bir anakent belediye başkanı lazım. İstanbul'u İstanbul'a hapseden değil, İstanbul'u dünyaya taşıyan bir lider lazım. Bu kentte yollarda ömür törpüsü olan, yollarda ömrünü çürüten bir İstanbullu, böyle bir İstanbul'da yaşamak istemiyor. Daha özgür, daha çağdaş, daha uygar, insana ve çevreye saygılı bir İstanbul'u İstanbullu istiyor ve arzu ediyor ve bu İstanbullunun hakkı. İstanbullu bunu elleriyle yaratmak, elleriyle oluşturmak zorundadır." Çağdaşlığı, demokrasiyi, özgürlüğü özlediklerini kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, "100'ün üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede aydınlanmadan söz ediyoruz, özgürlükten, demokrasiden, 'Silivri toplama kampı'ndan söz ediyoruz. Orada yaşayan, dünyaya özgürlük diye haykıran bir avuç değerli insan var. 21. yüzyılın Türkiye'sinde aydınların, gazetecilerin hapse atıldığı, aylarca sorgulandığı... Soruyor özel yetkili mahkemenin başkanı, 'Niye bu yazıyı yazdın'; senin niye bu yazıyı yazdın diye sormaya hakkın var mı? Önce sen dön kendine o soruyu sor. Senin bir yazara, bir çizere, bir yontucuya, 'Bunu niye yaptın' diye sormaya hakkın var mı? Yargıçlık koltuğunda oturan kişinin önce dünyayı, kültürü, aydınlanmayı, sanatı ve sanatçının ne olduğunu bilmesi lazım. Sanatçının rüzgara karşı yürüyen bir insan olduğunu unutmaması lazım. Biz çağdaşlığı özledik, biz demokrasiyi özledik, biz özgürlüğü özledik. Biz aydınlanmayı bu ülkeye getiren Mustafa Kemal'i özledik. Biz konuşmayı özledik, biz dinlemeyi özledik, biz bir araya gelip dertleşmeyi özledik. Türkiye'yi yarı açık cezaevine döndüren bir anlayış, 21. yüzyılın Türkiye'sine yakışmıyor" ifadelerini kullandı.
İstanbul'da nefes alacak alanların azaldığını, bu alanlardan birinin Beşiktaş olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Nefes almak isteyen, sanat görmek isteyen, uygar bir kent yaşamı nasıl olur görmek isteyen Beşiktaş'a gelsin. Çünkü bizim belediye başkanlarımız insanı düşünürler. Bir kente sadece konut edinrek yaşanmaz, o kentin sinemasına, tiyatrosuna gitmek ister, heykellerini görmek ister, dostluğu, beraberliği, hoşgörüyü görmek ister o kentte, kentli olmak kolay değildir" diye konuştu.
Özgürlük için başladıkları yürüyüşü tüm Türkiye'ye yaymak istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Ödün vermek bizim kitabımızda yoktur. Aydının en önemli özeliği ödün vermemektir. Nazım bunu çok güzel dile getirmiş, 'Sen yanmasan, ben yanmasam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa' diye" dedi.
Konuşmaların ardından, Kemal Kılıçdaroğlu, Tarık Akan, Rutkay Aziz ve diğer katılımcılarla birlikte 'İlhan Selçuk ve Cumhuriyet Aydınlanmasını Yaratanlar Anıtı'nın açılışını yaptı .
Kaynak: İHA
Beşiktaş Belediyesi tarafından yaptırılan 'İlhan Selçuk ve Cumhuriyet Aydınlanmasını Yaratanlar Anıtı'nın açılışına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, İlhan Selçuk'un bir aydınlanmacı ve katıksız Mustafa Kemal'ci olduğunu belirterek, kendisinin hayatı boyunca savunduklarından ödün vermediğini söyledi.
Aydınların herkesten fazla sorumluluğu olduğuna işaret eden Kemal Kılıçdaroğlu, "Aydın okur, aydın dinler, aydın kültür ateşinde pişer, aydın olgunlaşır ve aydın olur ve bütün dünyayı önce çevresini, yakınlarını, dostlarını aydınlatır. Işık saçar, o bir top ateştir artık, o nedenle sorumluluğu çok fazladır. Aydın, insan haklarına, demokrasiye, kadın-erkek eşitliğine karşı en duyarlı kişidir. Mazlumun ve mağdurun yanındadır. Zulme karşıdır ve zulme direnir. Zulme karşı direniş onun gerçek anlamda aydın olduğunu ve sorumluluk üstlendiğini gösterir" diye konuştu.
Aydının bir diğer sorumluluğunun da sorunlara eleştirel bakması olduğuna belirten Kılıçdaroğlu, İlhan Selçuk'un yeri geldiğinde dostlarını, yeri geldiğinde siyasi iktidarı eleştirdiğini, eleştiriye tahammülü olanların onun elini sıktıklarını, tahammül edemeyenlerin ise ona ceza vermekten çekinmediklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Aydın olmak, elinde meşale tutmak demektir. Aydın olmak, toplumu aydınlatmak demektir. İlhan Selçuk bunu yaptı" dedi.
İstanbul'un, tüm dünyanın merak ettiği önemli bir kent olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, üç büyük imparatorluğa başkentlik eden, kültürün yoğrulduğu İstanbul'un bugünkü yönetimi hak etmediğini savundu. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "İstanbul'a, İstanbul'un kültürünü yayacak bir lider, bir anakent belediye başkanı lazım. İstanbul'u İstanbul'a hapseden değil, İstanbul'u dünyaya taşıyan bir lider lazım. Bu kentte yollarda ömür törpüsü olan, yollarda ömrünü çürüten bir İstanbullu, böyle bir İstanbul'da yaşamak istemiyor. Daha özgür, daha çağdaş, daha uygar, insana ve çevreye saygılı bir İstanbul'u İstanbullu istiyor ve arzu ediyor ve bu İstanbullunun hakkı. İstanbullu bunu elleriyle yaratmak, elleriyle oluşturmak zorundadır." Çağdaşlığı, demokrasiyi, özgürlüğü özlediklerini kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, "100'ün üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede aydınlanmadan söz ediyoruz, özgürlükten, demokrasiden, 'Silivri toplama kampı'ndan söz ediyoruz. Orada yaşayan, dünyaya özgürlük diye haykıran bir avuç değerli insan var. 21. yüzyılın Türkiye'sinde aydınların, gazetecilerin hapse atıldığı, aylarca sorgulandığı... Soruyor özel yetkili mahkemenin başkanı, 'Niye bu yazıyı yazdın'; senin niye bu yazıyı yazdın diye sormaya hakkın var mı? Önce sen dön kendine o soruyu sor. Senin bir yazara, bir çizere, bir yontucuya, 'Bunu niye yaptın' diye sormaya hakkın var mı? Yargıçlık koltuğunda oturan kişinin önce dünyayı, kültürü, aydınlanmayı, sanatı ve sanatçının ne olduğunu bilmesi lazım. Sanatçının rüzgara karşı yürüyen bir insan olduğunu unutmaması lazım. Biz çağdaşlığı özledik, biz demokrasiyi özledik, biz özgürlüğü özledik. Biz aydınlanmayı bu ülkeye getiren Mustafa Kemal'i özledik. Biz konuşmayı özledik, biz dinlemeyi özledik, biz bir araya gelip dertleşmeyi özledik. Türkiye'yi yarı açık cezaevine döndüren bir anlayış, 21. yüzyılın Türkiye'sine yakışmıyor" ifadelerini kullandı.
İstanbul'da nefes alacak alanların azaldığını, bu alanlardan birinin Beşiktaş olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Nefes almak isteyen, sanat görmek isteyen, uygar bir kent yaşamı nasıl olur görmek isteyen Beşiktaş'a gelsin. Çünkü bizim belediye başkanlarımız insanı düşünürler. Bir kente sadece konut edinrek yaşanmaz, o kentin sinemasına, tiyatrosuna gitmek ister, heykellerini görmek ister, dostluğu, beraberliği, hoşgörüyü görmek ister o kentte, kentli olmak kolay değildir" diye konuştu.
Özgürlük için başladıkları yürüyüşü tüm Türkiye'ye yaymak istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Ödün vermek bizim kitabımızda yoktur. Aydının en önemli özeliği ödün vermemektir. Nazım bunu çok güzel dile getirmiş, 'Sen yanmasan, ben yanmasam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa' diye" dedi.
Konuşmaların ardından, Kemal Kılıçdaroğlu, Tarık Akan, Rutkay Aziz ve diğer katılımcılarla birlikte 'İlhan Selçuk ve Cumhuriyet Aydınlanmasını Yaratanlar Anıtı'nın açılışını yaptı .