''İslam ve Sosyal Adalet'' Konferansı
Antikapitalist Müslüman Gençler Grubu'nun fikir önderi olarak nitelendirilen ilahiyatçı-yazar İhsan Eliaçık, ''Hiç kimse teninin rengi, mezhebi, yaşamı, dünya görüşü farklıdır diye ayrımcılığa tabi tutulamaz, tutulursa sosyal adaletsizlik ortaya çıkar'' dedi.
Eliaçık, Antalya Kültür Merkezi Aspendos Salonu'nda düzenlenen ''İslam ve Sosyal Adalet'' konferansında, insanların tarih boyunca derisinin renginden, dininden, mezhebinden, yaşadığı bölgesinden, maddi statüsünden dolayı eşitsizliğe maruz kaldığını, insanların Allah'ın yarattığı nimetlerden eşitçe yararlanamadığını savundu.
Sosyal adaletin, sosyal ve toplumda insanlar arasındaki eşitsizliğin giderilmesi olduğunu anlatan Eliaçık, sosyal adaletin siyasi, toplumsal ve iktisadi alanlarda değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Siyasi alanda sosyal adaletsizliği siyasi iktidara gelen kişinin kendisine oy vermeyen kişilere sırtını dönmesi, yakınlarını ise iktidarın menfaatlerinden faydalandırması olarak nitelendiren Eliaçık, ''Bu durumda o siyasi iktidar adaletli yöneticilik yapmıyor demektir. İktidar elindekileri herkese eşitçe dağıtmakla sorumludur. Hiç kimse teninin rengi, mezhebi, yaşamı, dünya görüşü farklıdır diye ayrımcılığa tabii tutulamaz, tutulursa sosyal adaletsizlik ortaya çıkar'' dedi.
Günümüzde muhafazakarlıkla Müslümanlığın bir tutulduğunu, ancak bunun yanlış olduğunu öne süren Eliaçık, İslamiyetin özünde sosyal adaletin yer aldığını, ancak bin 350 yıldır toprağın altında kaldığını ifade etti.
Doğu Anadolu'da bir kente gittiğinde bir köyün mollasıyla yaptığı sohbeti anlatan Eliaçık, şunları söyledi:
''Sahip olduğunuz köyün her yerinde cami olsa, gürül gürül ezan sesleri okunsa, camiler insanlarla dolsa, insanlar çarşafa bürünse, akın akın uçaklarla hacca gitse köyünüzde İslamı tam anlamıyla yaşatılabildiğinizi söyleyebilir misiniz- diye sordum. O da 'evet' dedi.
Ben de 'O köydeki insanların sizin marabanız olmasına, yani köleniz gibi çalışmasını okuduğum Kuran-ı Kerim uygun görmüyor' dedim. O da bana 'Allah bizi mollalıkla, onları da marabalıkla imtihan ediyor' dedi.
'O zaman biraz da sen maraba ol, onlar da molla' diye yanıt verdim. Ama ben köleliğe kökten karşıyım.''
Bir toplumda kadınların çok değerli olduğunu, çünkü kadınların evlat yetiştirdiklerini dile getiren Eliaçık, sosyal adalet gereği ev kadınlarına annelik, ev işleri için maaş bağlanması gerektiğini, hükümetin bunu gerçekleştirebilecek güçte olduğunu kaydetti.
İnsanların sahip oldukları değerlerin Allah'a ait olduğunu dile getiren Eliaçık, zengin olan insanlara yoksullara, ihtiyaç sahibi olanlara yardım yapmalarını önerdi.
Hz. Muhammed'in döneminde camilerin yardımlaşma, destekleşme yeri olarak nitelendirildiğini kaydeden Eliaçık, ''Camilerin gerçek görevleri buydu, ama bugün hiç kimse kimseyle konuşmuyor, derdin var mı diye sormuyor'' diye konuştu.
İhsan Eliaçık, konferansın ardından kitaplarını imzaladı.
Muhabir: Hatice Özdemir
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu
Kaynak: AA
Sosyal adaletin, sosyal ve toplumda insanlar arasındaki eşitsizliğin giderilmesi olduğunu anlatan Eliaçık, sosyal adaletin siyasi, toplumsal ve iktisadi alanlarda değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Siyasi alanda sosyal adaletsizliği siyasi iktidara gelen kişinin kendisine oy vermeyen kişilere sırtını dönmesi, yakınlarını ise iktidarın menfaatlerinden faydalandırması olarak nitelendiren Eliaçık, ''Bu durumda o siyasi iktidar adaletli yöneticilik yapmıyor demektir. İktidar elindekileri herkese eşitçe dağıtmakla sorumludur. Hiç kimse teninin rengi, mezhebi, yaşamı, dünya görüşü farklıdır diye ayrımcılığa tabii tutulamaz, tutulursa sosyal adaletsizlik ortaya çıkar'' dedi.
Günümüzde muhafazakarlıkla Müslümanlığın bir tutulduğunu, ancak bunun yanlış olduğunu öne süren Eliaçık, İslamiyetin özünde sosyal adaletin yer aldığını, ancak bin 350 yıldır toprağın altında kaldığını ifade etti.
Doğu Anadolu'da bir kente gittiğinde bir köyün mollasıyla yaptığı sohbeti anlatan Eliaçık, şunları söyledi:
''Sahip olduğunuz köyün her yerinde cami olsa, gürül gürül ezan sesleri okunsa, camiler insanlarla dolsa, insanlar çarşafa bürünse, akın akın uçaklarla hacca gitse köyünüzde İslamı tam anlamıyla yaşatılabildiğinizi söyleyebilir misiniz- diye sordum. O da 'evet' dedi.
Ben de 'O köydeki insanların sizin marabanız olmasına, yani köleniz gibi çalışmasını okuduğum Kuran-ı Kerim uygun görmüyor' dedim. O da bana 'Allah bizi mollalıkla, onları da marabalıkla imtihan ediyor' dedi.
'O zaman biraz da sen maraba ol, onlar da molla' diye yanıt verdim. Ama ben köleliğe kökten karşıyım.''
Bir toplumda kadınların çok değerli olduğunu, çünkü kadınların evlat yetiştirdiklerini dile getiren Eliaçık, sosyal adalet gereği ev kadınlarına annelik, ev işleri için maaş bağlanması gerektiğini, hükümetin bunu gerçekleştirebilecek güçte olduğunu kaydetti.
İnsanların sahip oldukları değerlerin Allah'a ait olduğunu dile getiren Eliaçık, zengin olan insanlara yoksullara, ihtiyaç sahibi olanlara yardım yapmalarını önerdi.
Hz. Muhammed'in döneminde camilerin yardımlaşma, destekleşme yeri olarak nitelendirildiğini kaydeden Eliaçık, ''Camilerin gerçek görevleri buydu, ama bugün hiç kimse kimseyle konuşmuyor, derdin var mı diye sormuyor'' diye konuştu.
İhsan Eliaçık, konferansın ardından kitaplarını imzaladı.
Muhabir: Hatice Özdemir
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu