Osmanlı’nın Vizyon Eseri Ulucami Bursa Belgeliğinde
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Yıldırım Bayezıd'ın yaptırdığı Ulucami’yi tüm yönleriyle kitaplaştırarak Bursa belgeliğine kazandırdı.
Büyükşehir Belediyesi, kültürel mirası en iyi şekilde yansıtan kitaplara dev bir eser daha ekledi. Bursa’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin gözdesi Ulucami tüm yönleriyle kitaplaştırıldı. Bugüne kadar Ulucami hakkında hazırlanan en zengin ve geniş eser olan kitap, Sümbüllü Bahçe Konağı’nda düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna katıldı.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursa’nın kalbinde yer alan Ulu Cami’nin şehir tarihi açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan Ulucami’de Emir Sultan ve Somuncu Baba gibi manevi değerlerin de izlerinin bulunduğunu ifade eden Başkan Altepe, “Ulucami sadece bir ibadethane değil. Aynı zamanda bir okul ve sanat merkezi. Hat sanatının en güzel işlendiği, şairlere, yazarlara yüzyıllardır ilham kaynağı olan bir merkez. Bugün Bursa belgeliğine kazandırdığımız bu eser de bugüne kadar hazırlanan en kapsamlı eser durumunda. Gerek Ulucami gerekse kent tarihi açısından yeni ufuklar açacağına inanıyorum. Bu eserin kazandırılmasına katkı sağlayan akademisyenlerimiz başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.
‘Bursa Ulucamii’ kitabının editörlüğünü üstlenen Prof.Dr. Bilal Kemikli ise, eserin iki yabancı yazarın da yer aldığı geniş bir kadro ile hazırladığını vurguladı.
Ulucami’nin yapılmasında Osmanlı’nın iki temel misyonu bulunduğunu kaydeden Kemikli, “Ulucami Osmanlı’nın vizyonunu ortaya koyan bir proje. Rumeli ve Bizans’a dönük hedefleri ortaya koyan bir eser. Bir diğer misyonu ise Ulucami ile Bursa artık resmen bir Osmanlı şehri olmuştur. Çünkü Osmanlı şehirlerinin merkezinde büyük bir cami vardır. Aynı zamanda Süleyman Çelebi Mevlidi burada yazmıştır. Burası bir okuldur, hocaların dersler okuttuğunu tespit ettik. Önemli bir kütüphanedir, hat sanatları ile de önemli bir sanat merkezidir. İslam dini açısından 5 önemli mabetten biridir. Geçmişte Rumeli’den hacca gidenler önce Bursa’ya gelip Ulucami’de namaz kılar, sonra hacca gidermiş. Yani burası bu kadar önemli bir mabet. Bu kadar önemli bir mabedi tüm yönleriyle kitaplaştırmamıza katkı veren ve kültür belediyeciliğinin en güzel örneklerini sergileyen Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Altepe’ye teşekkür ediyorum” dedi.
Yazıları, makaleleri ve menkıbeleriyle kitaba katkı sağlayan Prof.Dr. Mustafa Kara, Prof. Dr. Hüseyin Algün, Şair Metin Önal Mengüşoğlu ve Prof. Dr. Heat Lowriy de böyle bir eseri Bursa’ya kazandıran Başkan Altepe’ye teşekkür etti.
Ulucami, Osmanlı Devleti’nin dördüncü hükümdarı Yıldırım Bayezıd tarafından mimar Ali Neccar'a 1396-1399 yılları arasında yaptırılmıştır. Rivayete göre sultan, Niğbolu Zaferi öncesinde savaşı kazanmak için Allah’a yalvarmış ve 20 cami yaptırmayı adamıştı. Zaferden sonra damadı Emir Sultan’ın teklifi ile 20 cami yerine 20 kubbeli tek bir cami yaptırmaya karar vermişti.
Cami, zaferden elde edilen ganimet ile yapılacaktı. 1 Mart 1855 tarihlerindeki büyük depremde 17 kubbesi çöken cami, onarım görerek 1862 yılında tekrar ibadete açılmış, 1889 yangınında da hasar görmüştür. Hemen hemen eşit büyüklükteki 20 kubbesinin ortasındaki kubbe açık olarak yapılmıştır. Telle örtülü bu orta kubbeden giren yağmur damlaları havuzda toplanır, ışık ise camiyi aydınlatırdı. Günümüzde kubbe camekanla kaplı olduğunda yağmur suyu toplama işlevini gerçekleştirmiş, ama aydınlatma görevi devam etmektedir .
Kaynak: İHA
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursa’nın kalbinde yer alan Ulu Cami’nin şehir tarihi açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan Ulucami’de Emir Sultan ve Somuncu Baba gibi manevi değerlerin de izlerinin bulunduğunu ifade eden Başkan Altepe, “Ulucami sadece bir ibadethane değil. Aynı zamanda bir okul ve sanat merkezi. Hat sanatının en güzel işlendiği, şairlere, yazarlara yüzyıllardır ilham kaynağı olan bir merkez. Bugün Bursa belgeliğine kazandırdığımız bu eser de bugüne kadar hazırlanan en kapsamlı eser durumunda. Gerek Ulucami gerekse kent tarihi açısından yeni ufuklar açacağına inanıyorum. Bu eserin kazandırılmasına katkı sağlayan akademisyenlerimiz başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.
‘Bursa Ulucamii’ kitabının editörlüğünü üstlenen Prof.Dr. Bilal Kemikli ise, eserin iki yabancı yazarın da yer aldığı geniş bir kadro ile hazırladığını vurguladı.
Ulucami’nin yapılmasında Osmanlı’nın iki temel misyonu bulunduğunu kaydeden Kemikli, “Ulucami Osmanlı’nın vizyonunu ortaya koyan bir proje. Rumeli ve Bizans’a dönük hedefleri ortaya koyan bir eser. Bir diğer misyonu ise Ulucami ile Bursa artık resmen bir Osmanlı şehri olmuştur. Çünkü Osmanlı şehirlerinin merkezinde büyük bir cami vardır. Aynı zamanda Süleyman Çelebi Mevlidi burada yazmıştır. Burası bir okuldur, hocaların dersler okuttuğunu tespit ettik. Önemli bir kütüphanedir, hat sanatları ile de önemli bir sanat merkezidir. İslam dini açısından 5 önemli mabetten biridir. Geçmişte Rumeli’den hacca gidenler önce Bursa’ya gelip Ulucami’de namaz kılar, sonra hacca gidermiş. Yani burası bu kadar önemli bir mabet. Bu kadar önemli bir mabedi tüm yönleriyle kitaplaştırmamıza katkı veren ve kültür belediyeciliğinin en güzel örneklerini sergileyen Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Altepe’ye teşekkür ediyorum” dedi.
Yazıları, makaleleri ve menkıbeleriyle kitaba katkı sağlayan Prof.Dr. Mustafa Kara, Prof. Dr. Hüseyin Algün, Şair Metin Önal Mengüşoğlu ve Prof. Dr. Heat Lowriy de böyle bir eseri Bursa’ya kazandıran Başkan Altepe’ye teşekkür etti.
Ulucami, Osmanlı Devleti’nin dördüncü hükümdarı Yıldırım Bayezıd tarafından mimar Ali Neccar'a 1396-1399 yılları arasında yaptırılmıştır. Rivayete göre sultan, Niğbolu Zaferi öncesinde savaşı kazanmak için Allah’a yalvarmış ve 20 cami yaptırmayı adamıştı. Zaferden sonra damadı Emir Sultan’ın teklifi ile 20 cami yerine 20 kubbeli tek bir cami yaptırmaya karar vermişti.
Cami, zaferden elde edilen ganimet ile yapılacaktı. 1 Mart 1855 tarihlerindeki büyük depremde 17 kubbesi çöken cami, onarım görerek 1862 yılında tekrar ibadete açılmış, 1889 yangınında da hasar görmüştür. Hemen hemen eşit büyüklükteki 20 kubbesinin ortasındaki kubbe açık olarak yapılmıştır. Telle örtülü bu orta kubbeden giren yağmur damlaları havuzda toplanır, ışık ise camiyi aydınlatırdı. Günümüzde kubbe camekanla kaplı olduğunda yağmur suyu toplama işlevini gerçekleştirmiş, ama aydınlatma görevi devam etmektedir .