Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu
Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, Nimet Baş başkanlığında gündemli ilk toplantısını gerçekleştiriyor.
Geçen hafta ilk toplantısını yapan ve görev dağılımı gerçekleştirilen, Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, Anayasa Uzlaşma Komisyonu Toplantı Salonu'nda toplandı. Toplantının açılışında konuşan Komisyon Başkanı Nimet Baş, Türk demokrasisinin yakın tarihte yaşanan askeri darbeler, muhtıralar ve kesintili dönemlerin yarattığı eksik demokrasinin, bugün Türkiye'nin en büyük problemi olduğunu söyledi.
Bu müdahalelerin yarattığı, siyasi, hukuki, ekonomik, dış etkiler dahil olmak üzere birçok konununaraştırılması gerektiğini ifade eden Baş, "Bu yönde bütün siyasi partilerin vermiş oldukları önergeler komisyonumuzun bir tarihi sorumluluğu olduğunu da ortaya koyuyor. Bütün siyasi partilerimizin siyasi görüşleri ne olursa olsun, Meclis çatısı altında, aynı yönde vermiş oldukları önergeyi son derece önemsiyorum ve demokrasimiz adına çok ileri bir adım olacağına inanıyorum. Sorumluluğumuz bu manada tarihi, milletten aldığımız iradeye ve güce inançla, azimle sahip çıkacağız ve inşallah bundan sonrakidönemlerde ülkemizin geleceği adına çok daha önemli adımlar atılacaktır" diye konuştu.
Komisyon süresinin sınırlı olması nedeniyle çalışmaların etkin yürütülmesi için bir takım kararların alınması gerektiğini belirten Baş, Başkanlık Divanı'nın bu yöndeki önergesini okuttu. Önergede yer alan alt komisyonların kurulması, redaksiyon çalışması ve komisyona davet edilecek kişi ve kurumların Komisyon Başkanlığı tarafından belirlenmesi ile ilgili muhalefet partilerinin itirazları oldu. Yaşanan tartışmaların ardından, komisyona çağrılacak kişi ve kurumların 'komisyonda tartışıldıktan sonraBaşkanlık tarafından davet edilmesi' karar bağlandı.
Alt Komisyon sayısının çok olmasının konuya hakimiyeti dağıtacağına ilişkin görüşler bildirilirken, komisyonun tek BDP'li üyesi olan Sırrı Süreyya Önder, 'BDP bir bütündür bölünemez' diye espri yaptı.
"CHP DARBE YAPMIŞ GİBİ"
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Komisyon Başkanlık Divanı'nın iktidar grubu milletvekillerinden olmasını ve komisyona davete dilecek kişi ve kurumların Başkan tarafından belirlenecek olması önerisini eleştirdi.
Toptaş, "Sayın Başkan darbelere bir başka açıdan bakar, ben başka açıdan bakarım, diğer grup bir başka açıdan bakar. Benim çağıracağım şahıs, isteyeceğim kurum başkadır, sizin çağıracağınız ve tespit edeceğiniz kurum başkadır. Bu yetkinin Başkanlık Divanına verilmesi demek, bizim bukonuda yetki kullanmamızın önünde engeldir. Yani ben kontrgerillanın araştırılmasını isterken, siz CHP'yi darbe yapmış gibi bir pozisyonla araştırmaya girişmeyeceğinize ben nasıl güveneceğim? Kimlerin davet edileceği, hangi belgelerin nereden isteneceği komisyonda özgür biçimde tespite dilmeli ve önerilerin tümünün çağrılması ve tüm belgelerin istenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aksi halde biz figüranlar olarak burada kalırız" dedi.
"TSK'YI ARAŞTIRMA KOMİSYONUNA DÖNÜŞMESİN"
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri de, Başkanlık Divanı'nın AK Parti'li milletvekillerinden oluşmasının son derece yanlış olduğunu söyledi.
Yeniçeri, olaya parti araştırması hüviyeti kazandıracak bu durumun yanlış olduğunu belirterek, "Maalesef bu parmak fazlalığının her yerde yansımalarını görüyoruz" dedi.
Yeniçeri, bu komisyon çalışmasının Türkiye'nin bağışıklık sistemine katkı yapacağını ümit ettiğini de belirterek, öncelikle komisyonda neyin araştırılacağının çok açık biçimde baştan tespitedilmesi gerektiğini vurguladı.
Yeniçeri, "Görünenlerden başlamak sorunu anlamak için yeterli değildir. Sorunu üreten şartları, geliştiren olguları, büyüten süreçleri ve görünmeyen alt yapı unsurlarını araştırmak, bu olguyu anlamak için zorunluluktur. Sonuçta bütün görünenler, görünmeyen şartların ürünüdür. Sorunu duygusal, yüzeysel ya da biçimsel olarak araştırılması sorunu anlamayı engelleyecektir. Sorunu soğukkanlı, objektif ve gerçekçi irdelemek gibi bir görevimiz var" dedi.
Darbelerin günah keçisi yaratılarak algılanabilecek olgular olmadığına işaret eden Yeniçeri, "Bu nedenle de darbe süreçlerinin felsefesinin, ekonomisinin, kültürünün, tarihinin ve sosyolojisinin bilimsel, sistematik ve objektif biçimde ortaya çıkarılması gerekir. Bunu yaparken Darbeleri Araştırma Komisyonunun 'Türk Silahlı Kuvvetleri'ni Araştırma Komisyonu'na dönüşmemesinin de altını çizmek istiyorum. TSK'yı küçük düşüren, adeta TSK bir suç örgütüymüş gibi niteleyen, demokrasiye darbe planlayan bir kurumolarak gösteren yaklaşımlardan şiddetle kaçınmak gerekir. Aslında doğrusu da bu değildir. Zira darbe söz konusu olduğunda siyaset kurumu başta olmak üzere hiçbir kurum masum değildir. Bütün kurumların darbelerin oluşma sürecine önemli ölçüde katkı verdiğini yaşayarak öğrendik ve gördük" diye konuştu.
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ da, daha önce Şemdinli Olayını araştıran komisyon raporunun açıklanmadığını belirterek, bu konunun da bu komisyona dahil edilmesini istedi.
"KOZMİK ODAYA GİRELİM"
Demokrasilerde, halka karşı işlenmiş suçlarda, 'devlet sırrı' diye bir şey olamayacağını ifade eden Önder, "Devletin bir pisliği varsa, bundan da arınmanın tam vaktidir. Kozmik Oda diye tabir edilen, devletin bu konudaki sabıkasının tutulduğu, hafızasının olduğu yere bu Komisyon girebilmeli, orada bilgi, belge taraması yapabilmeli. Buna mani sadece bir tek şey var; zihnimizdeki ambargolar. Yasal olarak buna mani hiçbir şey yok. Gidecek bu komisyon bir usul ve esas belirleyecek, ilgili daireninyetkilileri de gözlemci olarak orada duracak. Bu arşivleri tek tek Bu üç ayı sadece buna vakfetsek, Türkiye için çok hayırlı bir iş yapmış oluruz. Seferberlik Tetkik Dairesi bu ülkede kontrgerilla ne demekmiş, kim kurmuş, niye kurmuş, hangi Ermenileri katletmiş, hangi Yahudilere operasyon düzenlemiş, hangi Rumları yerinden etmiş, hangi Kürtlerin ocağını yıkmış, hangi Türkleri katletmiş, bunların hepsini çıkarırsak, ağa da biziz, paşa da biziz. Vazifemizi tarih önünde yapmış oluruz" şeklinde konuştu
Kaynak: İHA
Bu müdahalelerin yarattığı, siyasi, hukuki, ekonomik, dış etkiler dahil olmak üzere birçok konununaraştırılması gerektiğini ifade eden Baş, "Bu yönde bütün siyasi partilerin vermiş oldukları önergeler komisyonumuzun bir tarihi sorumluluğu olduğunu da ortaya koyuyor. Bütün siyasi partilerimizin siyasi görüşleri ne olursa olsun, Meclis çatısı altında, aynı yönde vermiş oldukları önergeyi son derece önemsiyorum ve demokrasimiz adına çok ileri bir adım olacağına inanıyorum. Sorumluluğumuz bu manada tarihi, milletten aldığımız iradeye ve güce inançla, azimle sahip çıkacağız ve inşallah bundan sonrakidönemlerde ülkemizin geleceği adına çok daha önemli adımlar atılacaktır" diye konuştu.
Komisyon süresinin sınırlı olması nedeniyle çalışmaların etkin yürütülmesi için bir takım kararların alınması gerektiğini belirten Baş, Başkanlık Divanı'nın bu yöndeki önergesini okuttu. Önergede yer alan alt komisyonların kurulması, redaksiyon çalışması ve komisyona davet edilecek kişi ve kurumların Komisyon Başkanlığı tarafından belirlenmesi ile ilgili muhalefet partilerinin itirazları oldu. Yaşanan tartışmaların ardından, komisyona çağrılacak kişi ve kurumların 'komisyonda tartışıldıktan sonraBaşkanlık tarafından davet edilmesi' karar bağlandı.
Alt Komisyon sayısının çok olmasının konuya hakimiyeti dağıtacağına ilişkin görüşler bildirilirken, komisyonun tek BDP'li üyesi olan Sırrı Süreyya Önder, 'BDP bir bütündür bölünemez' diye espri yaptı.
"CHP DARBE YAPMIŞ GİBİ"
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Komisyon Başkanlık Divanı'nın iktidar grubu milletvekillerinden olmasını ve komisyona davete dilecek kişi ve kurumların Başkan tarafından belirlenecek olması önerisini eleştirdi.
Toptaş, "Sayın Başkan darbelere bir başka açıdan bakar, ben başka açıdan bakarım, diğer grup bir başka açıdan bakar. Benim çağıracağım şahıs, isteyeceğim kurum başkadır, sizin çağıracağınız ve tespit edeceğiniz kurum başkadır. Bu yetkinin Başkanlık Divanına verilmesi demek, bizim bukonuda yetki kullanmamızın önünde engeldir. Yani ben kontrgerillanın araştırılmasını isterken, siz CHP'yi darbe yapmış gibi bir pozisyonla araştırmaya girişmeyeceğinize ben nasıl güveneceğim? Kimlerin davet edileceği, hangi belgelerin nereden isteneceği komisyonda özgür biçimde tespite dilmeli ve önerilerin tümünün çağrılması ve tüm belgelerin istenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aksi halde biz figüranlar olarak burada kalırız" dedi.
"TSK'YI ARAŞTIRMA KOMİSYONUNA DÖNÜŞMESİN"
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri de, Başkanlık Divanı'nın AK Parti'li milletvekillerinden oluşmasının son derece yanlış olduğunu söyledi.
Yeniçeri, olaya parti araştırması hüviyeti kazandıracak bu durumun yanlış olduğunu belirterek, "Maalesef bu parmak fazlalığının her yerde yansımalarını görüyoruz" dedi.
Yeniçeri, bu komisyon çalışmasının Türkiye'nin bağışıklık sistemine katkı yapacağını ümit ettiğini de belirterek, öncelikle komisyonda neyin araştırılacağının çok açık biçimde baştan tespitedilmesi gerektiğini vurguladı.
Yeniçeri, "Görünenlerden başlamak sorunu anlamak için yeterli değildir. Sorunu üreten şartları, geliştiren olguları, büyüten süreçleri ve görünmeyen alt yapı unsurlarını araştırmak, bu olguyu anlamak için zorunluluktur. Sonuçta bütün görünenler, görünmeyen şartların ürünüdür. Sorunu duygusal, yüzeysel ya da biçimsel olarak araştırılması sorunu anlamayı engelleyecektir. Sorunu soğukkanlı, objektif ve gerçekçi irdelemek gibi bir görevimiz var" dedi.
Darbelerin günah keçisi yaratılarak algılanabilecek olgular olmadığına işaret eden Yeniçeri, "Bu nedenle de darbe süreçlerinin felsefesinin, ekonomisinin, kültürünün, tarihinin ve sosyolojisinin bilimsel, sistematik ve objektif biçimde ortaya çıkarılması gerekir. Bunu yaparken Darbeleri Araştırma Komisyonunun 'Türk Silahlı Kuvvetleri'ni Araştırma Komisyonu'na dönüşmemesinin de altını çizmek istiyorum. TSK'yı küçük düşüren, adeta TSK bir suç örgütüymüş gibi niteleyen, demokrasiye darbe planlayan bir kurumolarak gösteren yaklaşımlardan şiddetle kaçınmak gerekir. Aslında doğrusu da bu değildir. Zira darbe söz konusu olduğunda siyaset kurumu başta olmak üzere hiçbir kurum masum değildir. Bütün kurumların darbelerin oluşma sürecine önemli ölçüde katkı verdiğini yaşayarak öğrendik ve gördük" diye konuştu.
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ da, daha önce Şemdinli Olayını araştıran komisyon raporunun açıklanmadığını belirterek, bu konunun da bu komisyona dahil edilmesini istedi.
"KOZMİK ODAYA GİRELİM"
Demokrasilerde, halka karşı işlenmiş suçlarda, 'devlet sırrı' diye bir şey olamayacağını ifade eden Önder, "Devletin bir pisliği varsa, bundan da arınmanın tam vaktidir. Kozmik Oda diye tabir edilen, devletin bu konudaki sabıkasının tutulduğu, hafızasının olduğu yere bu Komisyon girebilmeli, orada bilgi, belge taraması yapabilmeli. Buna mani sadece bir tek şey var; zihnimizdeki ambargolar. Yasal olarak buna mani hiçbir şey yok. Gidecek bu komisyon bir usul ve esas belirleyecek, ilgili daireninyetkilileri de gözlemci olarak orada duracak. Bu arşivleri tek tek Bu üç ayı sadece buna vakfetsek, Türkiye için çok hayırlı bir iş yapmış oluruz. Seferberlik Tetkik Dairesi bu ülkede kontrgerilla ne demekmiş, kim kurmuş, niye kurmuş, hangi Ermenileri katletmiş, hangi Yahudilere operasyon düzenlemiş, hangi Rumları yerinden etmiş, hangi Kürtlerin ocağını yıkmış, hangi Türkleri katletmiş, bunların hepsini çıkarırsak, ağa da biziz, paşa da biziz. Vazifemizi tarih önünde yapmış oluruz" şeklinde konuştu