Avrupa'da bugün üç ülke sandık başına gidiyor
Avrupa'da bugün üç ülke sandık başına gidiyor. Fransa'nın yanı sıra Balkanlar'ın kilit ülkesi Sırbistan, ekonomik sıkıntılarla boğuşan Yunanistan'da bugün seçim var.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun yapılacağı Fransa'da sosyalist aday François Hollande'ın mevcut Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin önünde ipi göğüslemesi bekleniyor. Yunanistan'da ise ekonomik krizden canı yanan halkın, ülkeyi 40 yıldır yöneten iki büyük parti sosyalist PASOK ve muhafazakâr YDP'yi cezalandırmasına kesin gözüyle bakılıyor. Sandıktan siyasî istikrarsızlığı tetikleyebilecek koalisyon hükümetinin çıkması bekleniyor. Euro Bölgesi'nin krizden çıkması için kabul edilen katı kemer sıkma politikalarının akıbeti açısından da bu iki ülkede kimin iktidara geleceği hayatî önem taşıyor. Balkanlar'ın kilit ülkesi Sırbistan'da da yaklaşık 7 milyon seçmen, hem cumhurbaşkanlığı hem de meclis ve yerel idareler için oy kullanacak. Seçimler, Balkanlar'daki istikrar için önemli. Bugün sandığa gidecek bir diğer ülke ise komşu Ermenistan. 2008'de kanlı olayların yaşandığı Ermenistan, meclis seçimlerinde demokrasi sınavı verecek.
SARKOZY'NİN RAKİBİ HOLLANDE FAVORİ
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu yapılacak Fransa'da sosyalist aday François Hollande, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra solu ikinci kez iktidara taşımaya çok yakın. Anketler, Hollande'ın, mevcut Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yi yüzde 3-4'lük bir farkla geçeceğini gösteriyor. Hollande, sandığa sürpriz bir şekilde merkez sağdaki Bayrou'nun desteğini alarak gidiyor.
Fransa, bugün yeni cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gidiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci turu için oy kullanacak 52 milyon seçmen, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Sosyalist aday François Hollande arasında tercih yapacak. Anketler, Hollande'ın yüzde 3-4'lük bir farkla seçimleri kazanacağını gösteriyor. İlk turda üçüncü gelen aşırı sağcı Marine Le Pen'in boş oy kullanacağını açıklaması nedeniyle, tarafsız oy kullanacakların rekor bir orana ulaşması bekleniyor. Son yapılan 7 farklı anket, Sosyalist Hollande'ın yüzde 52,5-53,5 arasında oy alarak kazanacağını gösteriyor. İlk tur sonunda yapılan anketler, Hollande'ın açık arayla kazanacağını gösteriyordu. Ancak Sarkozy, son 10 günde Hollande'la arasındaki farkı 5 puan azaltmayı başardı. Sarkozy, cuma günü Vendee'de düzenlediği son mitinginde zafere çok yakın olduklarını söyledi. Göç sorununu açıkça tartıştığı için siyasi muhalifleri tarafından linç edildiğini savunan Sarkozy, Fransız basınını, kendi aleyhinde düşmanca bir yayın yapmakla suçladı.
22 Nisan'da yapılan ilk tur seçimlerin ardından yüzde 17,9 oy alan aşırı sağcı Marine Le Pen ve yüzde 9 oy alan merkez sağdaki François Bayrou'nun oylarını aynı anda kazanmaya çalışan Sarkozy, başarısız oldu. Le Pen, her iki adayı da desteklemediğini belirterek, dün boş oy kullanacağını açıkladı. Merkezdeki Demokratik Hareket (MoDem) lideri Bayrou ise Fransa siyasetinde bir ilke imza atarak Sosyalist Hollande'a oy vereceğini açıkladı. Seçim kampanyasına Avrupa'yı ekonomik krizden kurtarma vaadiyle başlayan Sarkozy, helal et tartışmaları ve Toulouse saldırılarıyla birlikte aşırı sağ söyleme kaymıştı.
2. Dünya Savaşı'ndan sonra solu ikinci kez iktidara getirmeye çok yaklaşan Hollande ise kampanya boyunca vaatlerinin yanı sıra kişiliğiyle de Sarkozy'nin tam zıddı bir profil çizdi. Hollande, ocak ayında neden cumhurbaşkanı adayı olduğunu şu sözlerle açıklamıştı: 'Sarkozy, o kadar sevilmiyor ki; solun tek ihtiyacı cumhurbaşkanlığı sarayına Sarkozy'nin tam zıddı olan benim gibi sakin birini aday göstermekti. ' Seçim kampanyasına 'Her şeyi kontrol etmek isteyen Sarkozy'nin aksine normal bir cumhurbaşkanı olacağım. ' vaadiyle başlayan Hollande, Fransızların Sarkozy'nin 5 yıllık iktidar karnesine ve yolsuzluk skandallarına vurgu yaptı. Fransız basını tarafından 'Mösyö Normal ' olarak nitelenen Hollande, sürpriz bir şekilde merkez sağdaki Bayrou'nun da desteğini almasıyla seçime rahat bir nefes alarak giriyor.
'Hollande, Türkiye'nin AB üyeliğine sıcak bakıyor'
Sosyalist aday François Hollande'ın kampanya sözcülerinden Sosyalist Parti Paris Milletvekili George Pau-Langevin, Hollande'ın Türkiye'nin AB üyeliğine olumlu baktığını söyledi. Pau-Langevin, bugün yapılacak seçimin favorisi Hollande'ın Sarkozy'nin aksine Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin sürdürülmesinden yana olduğunu açıkladı. Cihan'a konuşan Pau-Langevin, 'Türkiye ile AB arasındaki en büyük problem Kıbrıs sorunu. Eğer bu sorun aşılırsa, müzakerelerin de hızlanacağını düşünüyorum. Hollande, Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakıyor. ' diye konuştu.
YUNANİSTAN'DA GAMALI HAÇ, MECLİS YOLUNDA
İki buçuk yıldır ekonomik darboğazdaki Yunanistan, son 38 yılın en kritik genel seçimleri için bugün sandık başına gidiyor.
Ülkeyi yaklaşık 40 yıldır dönüşümlü olarak tek başlarına yöneten iki büyük parti sosyalist PASOK ve muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi'nin (YDP) ekonomik krizden canı yanan halk tarafından cezalandırılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Sandıktan YDP'nin başta geldiği bir koalisyon hükümetinin çıkması bekleniyor. Son kamuoyu araştırmalarına göre geçen seçimlerde oyların yaklaşık yüzde 78'ini toplayan YDP ve PASOK, bu kez yüzde 38 kadar oy alacak. 32 partinin katılacağı seçimlerde, Avrupa'da aşırı sağın en zayıf olduğu ülke olarak görülen Yunanistan'da bu durumun değişmesi bekleniyor. Yabancı düşmanlığı ile bilinen Neonazi Altın Şafak (Hrisi Avgi) örgütünün yüzde 3 barajını aşarak parlamentoya girmesi öngörülüyor. Anketlerde yüzde 5 oranında güce ulaştığı görülen Altın Şafak, sol ve sağ partilerin tamamı tarafından en çok eleştiri alan örgüt oldu. Altın Şafak'ın barajı aşması halinde gamalı haçlı bayrakları da meclis girişinde dalgalanacak. Bazı siyasî parti liderleri, yabancı ve göçmenleri öldürmeye kadar varan saldırılarıyla tanınan Altın Şafak'ın parlamentoya girmesi durumunda yeniden seçime gidilmesini isteyeceklerini belirtti. Altın Şafak'ın halkın ekonomik kriz memnuniyetsizliğini kullanarak oylarını artırması, diğer sağ ve sol partilerde de tehlikeli biçimde yasa dışı göçmenlere ve yabancılara yönelik sert bir politika geliştirilmesine sebep oldu. Bunun aşırı sağdan oy çalmak için yapıldığını söyleyenler olduğu gibi Avrupa'da artan yabancı düşmanlığından Yunanistan'ın da nasibini aldığı şeklinde yorumlayanlar da var. Seçimlerde Batı Trakya Türk azınlığı da ikisi kadın 18 vekil adayı gösterdi. 2009 seçimlerine değişik partilerden azınlık üyesi 14 aday yarışırken, Gümülcine ve İskeçe'den birer PASOK milletvekili meclise girmişti. Bu seçimlerde aşırı sağcı Altın Şafak, Bağımsız Yunanlılar ve Halkçı Ortodoks Cephe'nin parlamentoya girecek olması, Türk azınlığın haklarını savunacak vekillerin mecliste bulunmasını daha kritik hale getiriyor.
SIRBİSTAN'DA MİLOSEVİÇ'İN ESKİ MÜTTEFİKİ ÖNDE
Fransa ve Yunanistan'daki seçimlerin gölgesinde kalsa da Balkanlar'ın kilit ülkesi olarak görülen Sırbistan'da da bugün seçim yapılıyor.
Yaklaşık 7 milyon kayıtlı seçmen, yeni cumhurbaşkanını, milletvekillerini ve yerel yöneticilerini seçecek. Seçimler, bölgenin istikrar ve barışı açısından büyük önem arz ediyor. Son anketlere göre anamuhalefetteki radikal milliyetçi Sırbistan Kalkınma Partisi (SNS) önde gözüküyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de 'Sırp kasabı ' olarak adlandırılan Sırbistan'ın eski devlet başkanı Slobodan Miloşeviç'in eski müttefiklerinden SNS lideri Tomislav Nikoliç'in, AB yanlısı mevcut cumhurbaşkanı Boris Tadiç'in önünde olduğu belirtiliyor. Cumhurbaşkanlığı için yarışan 12 aday arasında Sırbistan İslam Birliği'nin (IZUS) Başmüftüsü Muamer Zukorliç de bulunuyor. Seçimin sonuçları Belgrad'ın, AB üyeliği doğrultusunda talep edilen reformlara devam mı edeceği yoksa geleneksel müttefiki Rusya eksenine mi kayacağını belirleyecek. Seçimler aynı zamanda 2008'de bağımsızlığını ilan eden Kosova'yı tanımayan Belgrad'ın komşularıyla uzlaşmaya gidip gitmeyeceğini de ortaya koyacak.
ERMENİSTAN DEMOKRASİ SINAVINDA
Ekonomik sıkıntılarla boğuşan 3,3 milyon nüfuslu Ermenistan, kanlı olaylara sahne olan 2008'deki devlet başkanlığı yarışının ardından ilk kez meclis seçimleri için bugün sandık başına gidiyor.
Seçimlerin mevcut siyasi tabloda büyük bir değişiklik getirmesi beklenmiyor. Ancak seçimin özgür ve adil bir şekilde gerçekleştirilmesi, ülkenin uluslararası arenadaki prestiji açısında önemli görülüyor. 2008'de Serj Sarkisyan'ın kazandığı devlet başkanlığı seçimlerinde yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle muhalefet meydanlara inmiş, protestoculara müdahale edilmesi sonucu 10 kişi hayatını kaybetmişti. Bölgesel Çalışmalar Merkezi isimli düşünce kuruluşunun direktörü Richard Giragosian, seçimlerin bölge ülkeleri için de önemine dikkat çekiyor. Yakın gelecekte Gürcistan ve Azerbaycan'da da seçimlerin yapılacağını hatırlatan Giragosian, Ermenistan'daki seçimlere hile karışması durumunda uluslararası toplumun Erivan'a vereceği tepkinin de Tiflis ve Bakü'ye bir mesaj vereceğini ifade ediyor. İşsizlik oranının yüzde 19 olduğu Ermenistan'da parlamentoda 5 parti yer alıyor. Devlet Başkanı Serj Sarkisyan'ın lideri olduğu Ermenistan Cumhuriyetçi Partisi (HHK), küçük iki koalisyon ortağı partiyle birlikte iktidarı elinde tutuyor. Anketler, dokuz partinin yarıştığı seçimlerden HHK'nın güç kaybederek çıkacağını, koalisyonun ikinci ortağı Müreffeh Ermenistan Partisi'nin (BHK) ise güçleneceğini, ancak tablonun genel itibarıyla köklü değişikliğe uğramayacağını gösteriyor. Dolayısıyla ekonomi politikalarında ya da dış politikada seçim sonrasında büyük bir değişiklik beklenmiyor. Türkiye konusu da seçim sürecinde sadece iktidara yönelik eleştiriler çerçevesinde gündeme geldi. Muhalefet, iktidar partisinin 2009 yılında Türkiye ile imzalanan protokollerin büyük bir taviz olduğunu savundu. Muhalefet partileri arasında liderliğini ülkenin ilk cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan'ın yaptığı ve 18 partinin ittifakıyla kurulan Ermeni Milli Kongresi (ANC) öne çıkıyor. 131 sandalyeli meclise girebilmek için partilerin yüzde 5, seçim ittifaklarının ise yüzde 7 barajını aşması gerekiyor.
Kaynak: AA
SARKOZY'NİN RAKİBİ HOLLANDE FAVORİ
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu yapılacak Fransa'da sosyalist aday François Hollande, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra solu ikinci kez iktidara taşımaya çok yakın. Anketler, Hollande'ın, mevcut Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yi yüzde 3-4'lük bir farkla geçeceğini gösteriyor. Hollande, sandığa sürpriz bir şekilde merkez sağdaki Bayrou'nun desteğini alarak gidiyor.
Fransa, bugün yeni cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gidiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci turu için oy kullanacak 52 milyon seçmen, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Sosyalist aday François Hollande arasında tercih yapacak. Anketler, Hollande'ın yüzde 3-4'lük bir farkla seçimleri kazanacağını gösteriyor. İlk turda üçüncü gelen aşırı sağcı Marine Le Pen'in boş oy kullanacağını açıklaması nedeniyle, tarafsız oy kullanacakların rekor bir orana ulaşması bekleniyor. Son yapılan 7 farklı anket, Sosyalist Hollande'ın yüzde 52,5-53,5 arasında oy alarak kazanacağını gösteriyor. İlk tur sonunda yapılan anketler, Hollande'ın açık arayla kazanacağını gösteriyordu. Ancak Sarkozy, son 10 günde Hollande'la arasındaki farkı 5 puan azaltmayı başardı. Sarkozy, cuma günü Vendee'de düzenlediği son mitinginde zafere çok yakın olduklarını söyledi. Göç sorununu açıkça tartıştığı için siyasi muhalifleri tarafından linç edildiğini savunan Sarkozy, Fransız basınını, kendi aleyhinde düşmanca bir yayın yapmakla suçladı.
22 Nisan'da yapılan ilk tur seçimlerin ardından yüzde 17,9 oy alan aşırı sağcı Marine Le Pen ve yüzde 9 oy alan merkez sağdaki François Bayrou'nun oylarını aynı anda kazanmaya çalışan Sarkozy, başarısız oldu. Le Pen, her iki adayı da desteklemediğini belirterek, dün boş oy kullanacağını açıkladı. Merkezdeki Demokratik Hareket (MoDem) lideri Bayrou ise Fransa siyasetinde bir ilke imza atarak Sosyalist Hollande'a oy vereceğini açıkladı. Seçim kampanyasına Avrupa'yı ekonomik krizden kurtarma vaadiyle başlayan Sarkozy, helal et tartışmaları ve Toulouse saldırılarıyla birlikte aşırı sağ söyleme kaymıştı.
2. Dünya Savaşı'ndan sonra solu ikinci kez iktidara getirmeye çok yaklaşan Hollande ise kampanya boyunca vaatlerinin yanı sıra kişiliğiyle de Sarkozy'nin tam zıddı bir profil çizdi. Hollande, ocak ayında neden cumhurbaşkanı adayı olduğunu şu sözlerle açıklamıştı: 'Sarkozy, o kadar sevilmiyor ki; solun tek ihtiyacı cumhurbaşkanlığı sarayına Sarkozy'nin tam zıddı olan benim gibi sakin birini aday göstermekti. ' Seçim kampanyasına 'Her şeyi kontrol etmek isteyen Sarkozy'nin aksine normal bir cumhurbaşkanı olacağım. ' vaadiyle başlayan Hollande, Fransızların Sarkozy'nin 5 yıllık iktidar karnesine ve yolsuzluk skandallarına vurgu yaptı. Fransız basını tarafından 'Mösyö Normal ' olarak nitelenen Hollande, sürpriz bir şekilde merkez sağdaki Bayrou'nun da desteğini almasıyla seçime rahat bir nefes alarak giriyor.
'Hollande, Türkiye'nin AB üyeliğine sıcak bakıyor'
Sosyalist aday François Hollande'ın kampanya sözcülerinden Sosyalist Parti Paris Milletvekili George Pau-Langevin, Hollande'ın Türkiye'nin AB üyeliğine olumlu baktığını söyledi. Pau-Langevin, bugün yapılacak seçimin favorisi Hollande'ın Sarkozy'nin aksine Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin sürdürülmesinden yana olduğunu açıkladı. Cihan'a konuşan Pau-Langevin, 'Türkiye ile AB arasındaki en büyük problem Kıbrıs sorunu. Eğer bu sorun aşılırsa, müzakerelerin de hızlanacağını düşünüyorum. Hollande, Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakıyor. ' diye konuştu.
YUNANİSTAN'DA GAMALI HAÇ, MECLİS YOLUNDA
İki buçuk yıldır ekonomik darboğazdaki Yunanistan, son 38 yılın en kritik genel seçimleri için bugün sandık başına gidiyor.
Ülkeyi yaklaşık 40 yıldır dönüşümlü olarak tek başlarına yöneten iki büyük parti sosyalist PASOK ve muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi'nin (YDP) ekonomik krizden canı yanan halk tarafından cezalandırılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Sandıktan YDP'nin başta geldiği bir koalisyon hükümetinin çıkması bekleniyor. Son kamuoyu araştırmalarına göre geçen seçimlerde oyların yaklaşık yüzde 78'ini toplayan YDP ve PASOK, bu kez yüzde 38 kadar oy alacak. 32 partinin katılacağı seçimlerde, Avrupa'da aşırı sağın en zayıf olduğu ülke olarak görülen Yunanistan'da bu durumun değişmesi bekleniyor. Yabancı düşmanlığı ile bilinen Neonazi Altın Şafak (Hrisi Avgi) örgütünün yüzde 3 barajını aşarak parlamentoya girmesi öngörülüyor. Anketlerde yüzde 5 oranında güce ulaştığı görülen Altın Şafak, sol ve sağ partilerin tamamı tarafından en çok eleştiri alan örgüt oldu. Altın Şafak'ın barajı aşması halinde gamalı haçlı bayrakları da meclis girişinde dalgalanacak. Bazı siyasî parti liderleri, yabancı ve göçmenleri öldürmeye kadar varan saldırılarıyla tanınan Altın Şafak'ın parlamentoya girmesi durumunda yeniden seçime gidilmesini isteyeceklerini belirtti. Altın Şafak'ın halkın ekonomik kriz memnuniyetsizliğini kullanarak oylarını artırması, diğer sağ ve sol partilerde de tehlikeli biçimde yasa dışı göçmenlere ve yabancılara yönelik sert bir politika geliştirilmesine sebep oldu. Bunun aşırı sağdan oy çalmak için yapıldığını söyleyenler olduğu gibi Avrupa'da artan yabancı düşmanlığından Yunanistan'ın da nasibini aldığı şeklinde yorumlayanlar da var. Seçimlerde Batı Trakya Türk azınlığı da ikisi kadın 18 vekil adayı gösterdi. 2009 seçimlerine değişik partilerden azınlık üyesi 14 aday yarışırken, Gümülcine ve İskeçe'den birer PASOK milletvekili meclise girmişti. Bu seçimlerde aşırı sağcı Altın Şafak, Bağımsız Yunanlılar ve Halkçı Ortodoks Cephe'nin parlamentoya girecek olması, Türk azınlığın haklarını savunacak vekillerin mecliste bulunmasını daha kritik hale getiriyor.
SIRBİSTAN'DA MİLOSEVİÇ'İN ESKİ MÜTTEFİKİ ÖNDE
Fransa ve Yunanistan'daki seçimlerin gölgesinde kalsa da Balkanlar'ın kilit ülkesi olarak görülen Sırbistan'da da bugün seçim yapılıyor.
Yaklaşık 7 milyon kayıtlı seçmen, yeni cumhurbaşkanını, milletvekillerini ve yerel yöneticilerini seçecek. Seçimler, bölgenin istikrar ve barışı açısından büyük önem arz ediyor. Son anketlere göre anamuhalefetteki radikal milliyetçi Sırbistan Kalkınma Partisi (SNS) önde gözüküyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de 'Sırp kasabı ' olarak adlandırılan Sırbistan'ın eski devlet başkanı Slobodan Miloşeviç'in eski müttefiklerinden SNS lideri Tomislav Nikoliç'in, AB yanlısı mevcut cumhurbaşkanı Boris Tadiç'in önünde olduğu belirtiliyor. Cumhurbaşkanlığı için yarışan 12 aday arasında Sırbistan İslam Birliği'nin (IZUS) Başmüftüsü Muamer Zukorliç de bulunuyor. Seçimin sonuçları Belgrad'ın, AB üyeliği doğrultusunda talep edilen reformlara devam mı edeceği yoksa geleneksel müttefiki Rusya eksenine mi kayacağını belirleyecek. Seçimler aynı zamanda 2008'de bağımsızlığını ilan eden Kosova'yı tanımayan Belgrad'ın komşularıyla uzlaşmaya gidip gitmeyeceğini de ortaya koyacak.
ERMENİSTAN DEMOKRASİ SINAVINDA
Ekonomik sıkıntılarla boğuşan 3,3 milyon nüfuslu Ermenistan, kanlı olaylara sahne olan 2008'deki devlet başkanlığı yarışının ardından ilk kez meclis seçimleri için bugün sandık başına gidiyor.
Seçimlerin mevcut siyasi tabloda büyük bir değişiklik getirmesi beklenmiyor. Ancak seçimin özgür ve adil bir şekilde gerçekleştirilmesi, ülkenin uluslararası arenadaki prestiji açısında önemli görülüyor. 2008'de Serj Sarkisyan'ın kazandığı devlet başkanlığı seçimlerinde yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle muhalefet meydanlara inmiş, protestoculara müdahale edilmesi sonucu 10 kişi hayatını kaybetmişti. Bölgesel Çalışmalar Merkezi isimli düşünce kuruluşunun direktörü Richard Giragosian, seçimlerin bölge ülkeleri için de önemine dikkat çekiyor. Yakın gelecekte Gürcistan ve Azerbaycan'da da seçimlerin yapılacağını hatırlatan Giragosian, Ermenistan'daki seçimlere hile karışması durumunda uluslararası toplumun Erivan'a vereceği tepkinin de Tiflis ve Bakü'ye bir mesaj vereceğini ifade ediyor. İşsizlik oranının yüzde 19 olduğu Ermenistan'da parlamentoda 5 parti yer alıyor. Devlet Başkanı Serj Sarkisyan'ın lideri olduğu Ermenistan Cumhuriyetçi Partisi (HHK), küçük iki koalisyon ortağı partiyle birlikte iktidarı elinde tutuyor. Anketler, dokuz partinin yarıştığı seçimlerden HHK'nın güç kaybederek çıkacağını, koalisyonun ikinci ortağı Müreffeh Ermenistan Partisi'nin (BHK) ise güçleneceğini, ancak tablonun genel itibarıyla köklü değişikliğe uğramayacağını gösteriyor. Dolayısıyla ekonomi politikalarında ya da dış politikada seçim sonrasında büyük bir değişiklik beklenmiyor. Türkiye konusu da seçim sürecinde sadece iktidara yönelik eleştiriler çerçevesinde gündeme geldi. Muhalefet, iktidar partisinin 2009 yılında Türkiye ile imzalanan protokollerin büyük bir taviz olduğunu savundu. Muhalefet partileri arasında liderliğini ülkenin ilk cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan'ın yaptığı ve 18 partinin ittifakıyla kurulan Ermeni Milli Kongresi (ANC) öne çıkıyor. 131 sandalyeli meclise girebilmek için partilerin yüzde 5, seçim ittifaklarının ise yüzde 7 barajını aşması gerekiyor.