Eşini 12 Kurşunla Öldüren Sanığa, 'Kasten Öldürme' Suçundan Müebbet

Boşanmak isteyen tıp fakültesi öğrencisi eşini staj yaptığı hastanede 12 kurşunla öldüren sanık, ikinci kez yargılandığı davada bu kez kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Eşini 12 Kurşunla Öldüren Sanığa, 'Kasten Öldürme' Suçundan Müebbet
Yargıtay’dan dönen ilk kararda mahkeme, sanığa tasarlayarak öldürmekten hapis cezası vermişti. Yargıtay’ın sanık lehine bozma kararında tasarlayarak öldürme şartlarının bulunmadığı belirtilmişti.

Sanık Hüseyin Güneş Özmen’in, eşi Ayşe Özmen’i öldürdüğü davaya İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Yargıtay’dan bozulduktan sonra devam edilen davada bugün tekrar karar çıktı. Duruşmaya tutuklu sanık Hüseyin Güneş Özmen ile tarafların avukatları katıldı.

Maktul avukatlarından Oya Meriç Eyüpoğlu, sanığın tasarlayarak öldürmediği yönündeki mütalaaya katılmadıklarını cinayetin tasarlanarak gerçekleştiğini savundu. Sanığın, maktulü Cuma günü ezan vakti öldüreceğini birkaç kez söylediğini ve dediği vakitte öldürdüğünü ileri süren Eyüpoğlu, “Yanında iki şarjör getirmiş ve ikisini de kafa ve göğüs kısmına boşaltmış, o an yaşadığı anlaşılan ölenin başında durarak sağlık görevlilerinin müdahalesini engellemiştir.” dedi.

Avukat Eyüpoğlu, mahkeme başkanı Yakup Hakan Günay’ın maktulün adını Ayşe Özmen olarak söylemesi üzerine, “Maktül boşanmak istiyordu. Kendisi de Özmen değil Yılbaş’ı kullanmak istiyordu. Bu nedenle ismini Ayşe Yılbaş olarak kullanılmasını istiyoruz.” talebinde bulundu. Maktulün diğer avukatları da Eyüpoğlu’nun savunmasına katıldıklarını belirtti.

Duruşma savcısı Kadir Nazmi Yelkenci 2 Temmuz 2009 tarihinde verilen mütalaasını tekrar ettiğini söyledi.

Sanık avukatı Kamil Atadan, müvekkilinin tasarlayarak değil eşiyle konuşmaları sırasında aldığı cevaplar üzerine o anki durum karşısında cinayeti işlediğini savundu. Atadan, telefon görüşmelerinde ‘seni Cuma günü öldüreceğim’ ifadesinin geçmediğini belirtti.

Atadan, müvekkilinin iki şarjör taşımasını ise astsubay olması nedeniyle zorunlu olmasına bağladı. Atadan, son görüşmelerinde müvekkilinin eşine, hayatında biri olduğu ve hamile olduğu iddiasını sorması üzerine ‘özel hayatım seni ilgilendirmez’ cevabını aldığını kaydetti.

Atadan, “Burada evli avukat arkadaşlarımız da var. Aynı şekildeki soruya aynı cevap verilse hangi Türk tepki vermez.” dedi.

Atadan’ın bu ifadesine diğer avukatlar ve salondakiler tepki gösterdi. Mahkeme başkanı gürültü yapılmaması konusunda salondakileri uyardı. Avukat Atadan, bu cevabın bardağı taşıran son damla olduğunu belirterek müvekkilinin o anlık ruh haliyle cinayeti işlediğini, tahrik unsuru bulunduğunu savundu. Atadan haksız tahrik indirimi uygulanmasını talep ettiklerini söyledi.

Sanık Özmen de son savunmasında olayın bir anlık kızgınlıktan meydana geldiğini, pişman olduğunu duruşmalarda söylediğini belirtti.

Özmen, “Hala evli olmamıza rağmen neden başka biriyle ilişkisi olduğunu sordum. ‘Özel hayatım, kiminle yatıp kalktığım seni ilgilendirmez’ dedi. Bunun verdiği kızgınlıkla olayı gerçekleştirdim.” diye konuştu.

Özmen, savunmasını, “Allah’ın laneti bana iftira atanların üzerine.” ifadeleriyle bitirdi. Davayı karara bağlayan mahkeme, Özmen’i kasten öldürme eylemi sabit olduğu gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Kararda haksız tahrik indiriminin uygulanmasına yer olmadığı belirtildi. Sanığın olaydan sonraki ve yargılama sürecindeki davranışlarının olumlu bulunmadığı belirtilen kararda, takdiri indirimin de uygulanmasına yer olmadığı kaydedildi. 22 Şubat 2008 tarihinde meydana gelen olayda Hüseyin Güneş Özmen, boşanmak isteyen tıp fakültesi 5. sınıf öğrencisi eşi Ayşe Yılbaş’ı, staj yaptığı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde silahla vurarak öldürmüştü. 28 Temmuz 2009 tarihinde verilen ilk kararda Özmen tasarlayarak öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmişti. Bu karar, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından, Özmen'in bu cinayeti tasarlayıp-tasarlamadığının, planını sabırla ve ısrarla uygulayıp-uygulamadığının, öldürme kararını ne zaman verdiğinin belli olmadığı gerekçesiyle sanık lehine bozulmuştu. Kararın ardından İstanbul Feminist Kadın Kollektifi adliye önünde basın açıklaması yaptı. Avukat Oya Meriç Eyüboğlu, 2008 yılından itibaren davanın peşinde olduklarını söyledi.

Cezanın açıklandığını belirten Eyüpoğlu, “Daha önce karar verilmiş. Yargıtay tarafından ceza çok bulunarak bozulmuştu. Yeni yargılama sürecine de tanıklık ettik feministler ve feminist avukatlar olarak. Bozma nedeni Yargıtay'ın, cinayetin tasarlanarak işlenmemesiydi. Biz bu cinayetin tasarlanarak işlendiğini biliyoruz. Sadece bilmemiz yeterli değil, dosya içerisinde çok sayıda belde de delil de tanık ifadesi de cinayetin tasarlanarak işlendiğini doğruluyor aslında.” dedi.

Mahkemenin tasarlama işlemine ilişkin olumsuz karar verdiğini söyleyen Eyüpoğlu, “Bu cinayete ilişkin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile dosya sonuçlandı. Bizler açısından çok önemli olan bu kadın cinayeti davalarında takip ettiğimiz davalarda hep uğraşa geldiğimiz haksız tahrik indirimini uygulamadı. Yanı sıra her duruşmada bizlere beddua eden, ah eden, bugünkü duruşmada da son söz olarak 'Beraatimi istiyorum' yerine 'Allah'ın laneti üzerinize olsun' diyen sanığa iyi hal indirimi de uygulanmadı. Bu indirimlerin uygulanmaması nedeniyle tabii ki mutluyuz. Verilmiş cezasının ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olması nedeniyle de kendimizi daha iyi hissediyoruz.” diye konuştu .