AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, memurun iş bırakmasıyla ilgili olarak, "Basalım parayı dağıtalım memura.
Ne olacak? O zaman enflasyon yüzde 6.5 değil yüzde 16.5 olur. Kaşıkla verdiğimizi enflasyon yoluyla kepçeyle alırız. Kandırmayalım kendimizi" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, gündemdeki konuları değerlendirmek üzere bir basın toplantısı düzenledi.
Uludere tartışmaları üzerinden CHP ve BDP'ye yüklenen Çelik, AK Parti'nin olayla ilgili olarak insani olan neyse, bunu yapmaya çalıştıklarını ve yapmaya da devam ettiklerini söyledi.
Uludere'de hayatını kaybedenlerin ailelerine verilen paraların bu aileleri maddeten de olsa rahatlatmak amacıyla olduğunu söyleyen Çelik, Kılıçdaroğlu'nun ise bunu kan parası olarak gördüğünü ve böylece hükümetin aileleri susturmaya çalıştığını iddia ettiğini belirtti.
Çelik, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarıyla ilgili olarak, "Biz bu vatandaşlara tazminat öngörürken, en üst düzeye tutmaya çalışırken siz buna kan parası diyorsanız, CHP de BDP de bu evlatlarımızın kanı üzerinde ideolojik hesap ve siyasi manevra yapmaya çalıyor. Bu ülkenin çocuklarının acıları, kanı üzerinden kimse ideolojik hesap yapmasın, kimse siyasi rant elde etmeye çalışmasın" dedi.
"Bu sosyal devletin, şefkat devletinin yapması gerekendir. Ölen öldü ama hayatını sürdürenler var. Ölenlerin de kanı yerde kalsın, hesap sorulmasın diyen yok" diyen Çelik, şehit yakınlarına da yardımlar da bulunulduğunu hatırlattı. Çelik, muhalefetin tavrıyla ilgili olarak, "Sanki hükümet o ailelere demiş ki 'alın size bu tazminatları 120 küsur bin size para ödüyoruz', sanki 'davalardan vazgeçin' demişiz gibi bir algı oluşturmak. Bu insanların acısıyla adeta alay edercesine bunları istismar etmek siyasi ahlakla hiçbir şekilde bağdaşmaz" diye konuştu.
Çelik, Uludere olayıyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı açıklamayı ve Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerini de değerlendirdi. Çelik, Genelkurmay'ın halkı bilgilendirmek, aydınlatmak amacıyla açıklama yapabileceğini, muhtıra, tehdit niteliğinde açıklama yapamayacağını belirterek, "Genelkurmay, vatandaş bir konuda tereddüt yaşıyorsa ve bu konu doğrudan Genelkurmay Başkanlığını ilgilendiriyorsa tabii ki açıklama yapabilir. Bizim sözünü ettiğimiz muhtıra" şeklinde konuştu.
Uludere olayında BDP'nin devletin ödediği paraları almamaları için ailelere baskı yaptığını, Kılıçdaroğlu'nun da BDP'nin peşine takıldığını ifade eden Çelik, "Ben CHP Genel Başkanı'nın tavrını halkımıza şikayet ediyorum" dedi.
“TALİMATI İLGİLİ KOMUTANLAR VERMİŞTİR” Çelik, ABD'nin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne istihbarat verdiğini bilmeyen kimsenin kalmadığını, her operasyon öncesinde başbakandan izin alınmasının söz konusu olamayacağını vurgulayarak, "Her seferinde 'burada 3 kişi var, operasyon yapalım mı' diye Başbakan'a sorulmaz. Bu burada da böyle değil, ABD de böyle değil, hiçbir yerde de böyle değil. Buradaki talimatı ilgili komutanlar vermiştir. Bu talimatı doğru mu vermiştir, yanlış mı ermiştir? Bu araştırmalardan sonra ortaya çıkacak. İhmal, hata, kaza varsa, kiminle ilgili varsa varsa gereken yapılacak" diye konuştu.
Çelik, bir gazetecinin Uludere talimatını komutanların verdiği yönündeki açıklamalarını hatırlatarak, bu sonuca nasıl ulaşıldığını sorması üzerine, "Böyle bir tespiti İçişleri nasıl yapabilir? AK Parti binasının tepesine çıkıp bakamaz herhalde. Tabii ki inceleme araştırma sonucunda bu tespit yapılıyor" diyerek, "TBMM İnceleme Komisyonu'nun yaptığı inceleme var. Savcılık bu tespitlerden sonra dava açma sürecine girebilir ki girecektir; Askeri savcılık aynı şeyi yapabilir. Buradaki sıkıntı şu; Yargılama 3 günde bitsin. Demokratik işleyiş yavaştır ama sağlamdır. Diktatörlükler hızlıdır ama sorunludur" şeklinde konuştu.
MEMURUN İŞ BIRAKMASI Sendikalarla hükümetin zam konusunda anlaşamaması üzerine bugün yurt genelinde memurun iş bırakmasını da değerlendiren Çelik, "Memur arkadaşlarımız demokratik bir hak kullanıyorlarsa buna saygı duyarım ancak haklı mı haksız mı meselesine gelince... Hükmet yüzde 3.5-4 teklifinde bulundu. Bu yıllık ortalaması yüzde 7.1’e denk geliyor. Ek enflasyon beklentisi ne, yüzde 6.5. Tutmazsa ne olacak? Enflasyon farkı ödenecek. Memura verilen yüzde 7.1. Enflasyon yüzde 6.5. Aradaki fark iyileştirme farkıdır. Memur arkadaşlarımız bunu az buluyorlarsa saygı duyarım. 3+3’ün bütçede karşılığı var, geride kalan 1.1’lik artışın bütçeye getireceği yük 1.5 milyar TL’dir. 5+5 verirseniz 3 milyar TL getirecektir" diye konuştu.
"Basalım parayı dağıtalım memurlara. Birileri böyle diyorlarsa, bu memur kesimi hepsi hesap kitap bilen, büyük yüzdesi yüksek öğretim mezunu arkadaşlarımızdır" diyen Çelik, "Basalım parayı dağıtalım memura. Ne olacak? O zaman enflasyon yüzde 6.5 değil yüzde 16.5 olur. Kaşıkla verdiğimizi enflasyon yoluyla kepçeyle alırız. Kandırmayalım kendimizi" dedi.
Çelik, memurların iş bırakmasıyla ilgili olarak, "Biz ilk günden itibaren dedik ki, popülizm yapmayacağız. Popülizm bize göre değil, bütün istekte bulunan memur arkadaşlar haklıdır. Biz onların ihtiyaçlarıyla bu ülkenin imkanlarını örtüştürmek durumundayız. Çalışma Bakanımız gayetli iyi niyetli yaklaşarak götürüyor" diyerek, "Adalet, sağlık, güvenlik eğitimde çalışan kamu personeli yüzde 85’i oluşturuyor. Pasatanın ebadı bu. Biz bunu 10 kişi arasında bölüştüreceğiz. Birine fazla verirseniz, diğerinden kısmak zorundasınız; Çözüm pastanın ebadını büyüteceğiz. Yapmaya çalıştığımız budur" diye konuştu.
Kaynak: İHA
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, gündemdeki konuları değerlendirmek üzere bir basın toplantısı düzenledi.
Uludere tartışmaları üzerinden CHP ve BDP'ye yüklenen Çelik, AK Parti'nin olayla ilgili olarak insani olan neyse, bunu yapmaya çalıştıklarını ve yapmaya da devam ettiklerini söyledi.
Uludere'de hayatını kaybedenlerin ailelerine verilen paraların bu aileleri maddeten de olsa rahatlatmak amacıyla olduğunu söyleyen Çelik, Kılıçdaroğlu'nun ise bunu kan parası olarak gördüğünü ve böylece hükümetin aileleri susturmaya çalıştığını iddia ettiğini belirtti.
Çelik, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarıyla ilgili olarak, "Biz bu vatandaşlara tazminat öngörürken, en üst düzeye tutmaya çalışırken siz buna kan parası diyorsanız, CHP de BDP de bu evlatlarımızın kanı üzerinde ideolojik hesap ve siyasi manevra yapmaya çalıyor. Bu ülkenin çocuklarının acıları, kanı üzerinden kimse ideolojik hesap yapmasın, kimse siyasi rant elde etmeye çalışmasın" dedi.
"Bu sosyal devletin, şefkat devletinin yapması gerekendir. Ölen öldü ama hayatını sürdürenler var. Ölenlerin de kanı yerde kalsın, hesap sorulmasın diyen yok" diyen Çelik, şehit yakınlarına da yardımlar da bulunulduğunu hatırlattı. Çelik, muhalefetin tavrıyla ilgili olarak, "Sanki hükümet o ailelere demiş ki 'alın size bu tazminatları 120 küsur bin size para ödüyoruz', sanki 'davalardan vazgeçin' demişiz gibi bir algı oluşturmak. Bu insanların acısıyla adeta alay edercesine bunları istismar etmek siyasi ahlakla hiçbir şekilde bağdaşmaz" diye konuştu.
Çelik, Uludere olayıyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı açıklamayı ve Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerini de değerlendirdi. Çelik, Genelkurmay'ın halkı bilgilendirmek, aydınlatmak amacıyla açıklama yapabileceğini, muhtıra, tehdit niteliğinde açıklama yapamayacağını belirterek, "Genelkurmay, vatandaş bir konuda tereddüt yaşıyorsa ve bu konu doğrudan Genelkurmay Başkanlığını ilgilendiriyorsa tabii ki açıklama yapabilir. Bizim sözünü ettiğimiz muhtıra" şeklinde konuştu.
Uludere olayında BDP'nin devletin ödediği paraları almamaları için ailelere baskı yaptığını, Kılıçdaroğlu'nun da BDP'nin peşine takıldığını ifade eden Çelik, "Ben CHP Genel Başkanı'nın tavrını halkımıza şikayet ediyorum" dedi.
“TALİMATI İLGİLİ KOMUTANLAR VERMİŞTİR” Çelik, ABD'nin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne istihbarat verdiğini bilmeyen kimsenin kalmadığını, her operasyon öncesinde başbakandan izin alınmasının söz konusu olamayacağını vurgulayarak, "Her seferinde 'burada 3 kişi var, operasyon yapalım mı' diye Başbakan'a sorulmaz. Bu burada da böyle değil, ABD de böyle değil, hiçbir yerde de böyle değil. Buradaki talimatı ilgili komutanlar vermiştir. Bu talimatı doğru mu vermiştir, yanlış mı ermiştir? Bu araştırmalardan sonra ortaya çıkacak. İhmal, hata, kaza varsa, kiminle ilgili varsa varsa gereken yapılacak" diye konuştu.
Çelik, bir gazetecinin Uludere talimatını komutanların verdiği yönündeki açıklamalarını hatırlatarak, bu sonuca nasıl ulaşıldığını sorması üzerine, "Böyle bir tespiti İçişleri nasıl yapabilir? AK Parti binasının tepesine çıkıp bakamaz herhalde. Tabii ki inceleme araştırma sonucunda bu tespit yapılıyor" diyerek, "TBMM İnceleme Komisyonu'nun yaptığı inceleme var. Savcılık bu tespitlerden sonra dava açma sürecine girebilir ki girecektir; Askeri savcılık aynı şeyi yapabilir. Buradaki sıkıntı şu; Yargılama 3 günde bitsin. Demokratik işleyiş yavaştır ama sağlamdır. Diktatörlükler hızlıdır ama sorunludur" şeklinde konuştu.
MEMURUN İŞ BIRAKMASI Sendikalarla hükümetin zam konusunda anlaşamaması üzerine bugün yurt genelinde memurun iş bırakmasını da değerlendiren Çelik, "Memur arkadaşlarımız demokratik bir hak kullanıyorlarsa buna saygı duyarım ancak haklı mı haksız mı meselesine gelince... Hükmet yüzde 3.5-4 teklifinde bulundu. Bu yıllık ortalaması yüzde 7.1’e denk geliyor. Ek enflasyon beklentisi ne, yüzde 6.5. Tutmazsa ne olacak? Enflasyon farkı ödenecek. Memura verilen yüzde 7.1. Enflasyon yüzde 6.5. Aradaki fark iyileştirme farkıdır. Memur arkadaşlarımız bunu az buluyorlarsa saygı duyarım. 3+3’ün bütçede karşılığı var, geride kalan 1.1’lik artışın bütçeye getireceği yük 1.5 milyar TL’dir. 5+5 verirseniz 3 milyar TL getirecektir" diye konuştu.
"Basalım parayı dağıtalım memurlara. Birileri böyle diyorlarsa, bu memur kesimi hepsi hesap kitap bilen, büyük yüzdesi yüksek öğretim mezunu arkadaşlarımızdır" diyen Çelik, "Basalım parayı dağıtalım memura. Ne olacak? O zaman enflasyon yüzde 6.5 değil yüzde 16.5 olur. Kaşıkla verdiğimizi enflasyon yoluyla kepçeyle alırız. Kandırmayalım kendimizi" dedi.
Çelik, memurların iş bırakmasıyla ilgili olarak, "Biz ilk günden itibaren dedik ki, popülizm yapmayacağız. Popülizm bize göre değil, bütün istekte bulunan memur arkadaşlar haklıdır. Biz onların ihtiyaçlarıyla bu ülkenin imkanlarını örtüştürmek durumundayız. Çalışma Bakanımız gayetli iyi niyetli yaklaşarak götürüyor" diyerek, "Adalet, sağlık, güvenlik eğitimde çalışan kamu personeli yüzde 85’i oluşturuyor. Pasatanın ebadı bu. Biz bunu 10 kişi arasında bölüştüreceğiz. Birine fazla verirseniz, diğerinden kısmak zorundasınız; Çözüm pastanın ebadını büyüteceğiz. Yapmaya çalıştığımız budur" diye konuştu.