CHP’li Öz, Dolu Felaketini Meclis Gündemine Taşıdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Sakine Öz, dolunun vurduğu arazileri ve çiftçilerin durumunu TBMM Genel Kurulu’nda anlattı.

CHP’li Öz, Dolu Felaketini Meclis Gündemine Taşıdı
Öz, çiftçilerin Ziraat Bankası’na, diğer bankalara ve tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının en az bir yıl, faizsiz olarak ertelenmesini istedi.

Öz, Afet Riski Altındaki Alanlar Hakkındaki Kanun görüşülürken, TBMM Genel Kurulu kürsüsüne çıkarak Manisalı çiftçilerin durumunu gündeme getirdi. Sakine Öz, konuşmasına şu sözlerle başladı: “Biz burada saatlerdir afet riski altındaki alanların dönüştürülmesinden bahsediyoruz. Yani daha afet yokken sözde risk altındaki yerler dönüştürülecek. Demek ki hükümet afet konusunda çok duyarlı! Acaba öyle mi? Bakın ben size memleketim Manisa’da yaşanan doğal bir afetten bahsedeyim. Bırakınız risk varken dönüştürmeyi, çok küçük bir bölgeyi ilgilendiren, ama oradaki insanlar için büyük bir dert olan afet yaşandığında bile insanların dertlerine çare olmakta geç kaldığınızı anlatacağım” Aslında duruma müdahale etmek için hâlâ zaman olduğunu belirten Sakine Öz, şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz Perşembe günü Salihli ilçesinin Köseali köyü ve çevresine, Alaşehir ilçesi Kavaklıdere Beldesi ve çevresindeki köylerde üzüm bağlarına, kiraz yetiştirilen Sarıgöl ilçesinin Karacaali köyüne yine Salihli ilçesi Gökeyüp beldesi çilek tarlalarına 20 dakika süreyle fındık büyüklüğünde dolu yağdı.

ARAZİLERE GİDEN İLK VEKİLİM Doludan sonra bu köylere giden ilk milletvekili olduğunu anlatan Sakine Öz, “Henüz köylülerimiz üzerindeki şaşkınlığı atamamış yerlere serilmiş üzüm salkımlarına, doludan zedelenmiş filizlere bakarak kara karadüşünüyorlardı” dedi.

Köseali köyündeki bağlarda yüzde 20 ile yüzde 100 arasında değişen zararlar bulunduğunu anlatan Sakine Öz, şunları söyledi: “Yaklaşık 2 bin 500 hektar arazi hasar gördü. Tahmin ettiğiniz gibi gerek ekonomik nedenler gerek tarım sigortasının yetersiz oluşundan dolayı güven duymadıklarından bu bağların çoğu sigortasızdır. İçinizde bağcılığı bilen milletvekilleri var. Bir bağın, böyle bir dolu afetine maruz kalması, bir yıllık değil, 2-3 yıllık verimi düşürür, bazen de bağın tamamen sökülmesine neden olur.” Doludan zarar gören çiftçilere uzanacak yardım elinin son derece güçlü olması, yaraları sarması gerektiğini vurgulayan Sakine Öz, sözlerine şöyle devam etti: “Köseali köylülerin birçoğu ortakçılık yapıyor. Yani bağın tapulu sahibi değiller. Üzerinde kayıtlı bir sıra bağı olmayan köylülerimiz de bu afetten zarar gördü. Bu nedenle bu köylülerimizin en önemli isteği, köydeki bütün çiftçilerin başta Ziraat Bankası ve diğer bankalar ile tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının en az bir yıl faizsiz ertelenmesidir. Bu yardım bir an önce yapılmalıdır.” Çilek üreticilerinin de borçlanarak işlerini yürüttüklerini ancak bugün çaresiz kaldıklarını anlatan Sakine Öz, “Bazıları su kuyusu kazdırdı. bazısı gübre veya naylon aldı. Çilekleri yetiştirecek, satacak borçlarını kapatacaktı. Ama dolu yalnız ürünleri değil, umutlarını da vurdu” dedi.

Köylülerin, “iktidar partisi, bir geçmiş olsun demek için bizi aramadı” dediklerini anlatan Sakine Öz, sözü yine afet riski taşıyan alanlarla ilgili yasaya getirdi ve şöyle dedi: “Kentlerin çöküntüye uğramış rant alanlarını, tarihi bölgeleri, meraları, 2b arazilerini dönüşüm alanı ilan etmeyi düşünüyorsunuz. Ruhsatlı evleri bile yıkılabilir görüyorsunuz. Ama insanlarımız, ne tür afet yaşarlarsa yaşasın arayıp sormuyorsunuz. Afet olabilir diye insanları evlerinden, işyerlerinden etmeye kalkışmadan önce sizi bir kez daha düşünmeye çağırıyorum. Şehirlerin, insanların uğradığı kalıcı hasarları kim tamir edecektir? Bu yasaya evet diyecek tüm arkadaşlarımın aslında öncelikle bu sorunun yanıtını vermeleri gerekmektedir.”

BU ÜLKEDE SADECE AKP’LİLER YAŞAMIYOR

Bu ülkede sadece AKP’lilerin yaşamadığını belirten Sakine Öz, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz, bu şehirlerde, ülkede hep beraber yaşıyoruz. İktidar partisinin afet riski bahanesi ile Türkiye’yi bir rant alanı olarak görmesini asla kabul etmiyoruz. İnsan hak ve hukukuna saygılı, çevre ve doğaya zarar vermeyen insan odaklı şehirlerin inşa edilmesi, estetikten yoksun, şekilsiz yeni kentlerin oluşmaması dileğiyle, Yüce Meclisi saygı ile selamlıyorum.”
Kaynak: İHA