Cezairi Sempozyumu
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Şöyle bir gerçek var: Fransa, Cezayir'i 1830'da işgal etti. 100 yıldan fazla kaldı belki birkaç milyon insanın hayatına mal oldu. Cezayirli dostum söylüyor; 'Onlar 130 yıl kaldı, takriben 1,5-2 milyon insanın hayatı gitti. Sizlerle 300 yıl birlikte olduk, bir tek insanın burnu kanamadı. Dilimiz, dinimiz bizde kaldı. Her yerleri eserlerinizle doldurdunuz. Ne güzel insanlardınız, ne güzel tarihiniz, atalarınız vardı'. Bu sözleri duymak Türk milletinin bir evladı olarak hepimizi mutlu ediyor'' dedi.
Arınç, Tayyare Kültür Merkezi'nde düzenlenen Uluslararası Emir Abdülkadir El-Cezairi Sempozyumu'nda, büyük alim, mutasavvıf, devlet adamı, asker, komutan, tasavvuf dünyasında çok önemli izler bırakmış değerli bir şahsiyetin anıldığını söyledi.
El-Cezairi'nin Bursa'da ilk kez anıldığını dile getiren Arınç, belki de Türkiye'de bu kapsamda ilk kez hatırlandığını, bundan dolayı bahtiyar olduğunu ifade etti.
Sempozyumun açılışında pek çok konuşmalar yapıldığını belirten Arınç, ''Her konuşmacı muhterem El Cezairi'nin güzelliklerinden bahsetti, adeta ilk oturumu da yapmış gibi olduk. Her konuşmacı ondan bir yönüyle bahsedince bu konuşmalar hiçbirimizi sıkmadı'' dedi.
Arınç, bir ay önce Libya'nın milli kahramanı Ömer Muhtar'ın 91 yaşında Türkiye'yi ziyaret ettiğini anımsatarak, Ankara, Konya ve Bursa gibi illerde ağırlanan Muhammed Ömer El Muhtar'a, Konya'nın fahri hemşehrilik beratını takdim ettiğini hatırlattı.
-''Fenerbahçe-Galatasaray maçından bahsetmiyoruz''-
Bugün de uluslararası Abdülkadir El-Cezairi toplantısıyla Cezayir'de yetişen ama bugün Avrupa'da, Türkiye'de, İslam aleminde çok derin hatırası bulunan büyük insanın anıldığını ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
''Ölümünün üzerinden 150 yıldan fazla zaman geçmiş. Bu toplantı, güncel, popüler bir toplantı değil. Bugün konuştuğumuz, aramızda istişare ettiğimiz, gazeteci arkadaşlarımızın bizi gördüğünde mikrofonları uzatarak ilk soracakları konulardan biri değil. Şu anda bütün Türkiye'yi yarın ekran başına kilitleyecek olan Fenerbahçe-Galatasaray maçından bahsetmiyoruz. Birkaç gün önce yapılan Fransa'daki seçimlerden, küresel ekonomik krizden de bahsetmiyoruz. Ama ölümünün üzerinden şu kadar yıl geçmesine rağmen, kültürümüzde, inancımızda çok derin yer bırakmış ama pek çoğumuzun hatırlamadığı bir büyük insan... Bizlere bunu hatırlatan Şefik Can Uluslararası Mevlana Eğitim ve Kültür Derneği oldu. Bursa'ya gelmeseler bize böyle toplantının öneminden bahsetmeselerdi doğrusu benim aklımda da hiç yoktu. Sonra başka arkadaşlar geldi. Oturduk, konuştuk. Bir yıl oldu, toplantıyı bugün yapabiliyoruz.''
Arınç, iki gün sonra El Cezairi'nin daha yakından tanımış, ondan yararlanılmış olunacağını dile getirerek, sempozyumdan önce sergi açtıklarını söyledi.
Sergide, Abdülkadir El Cezairi'nin kendi notları, hayatından portreler bulunduğunu ifade eden Arınç, serginin gezilmesini, her portrenin üzerinde uzun uzun durularak yararlanılması temennisinde bulundu.
-El-Cezairi'nin sözü-
Sergiyi gezerken güzel, etkileyici bir söze rastladığını belirten Arınç, şöyle devam etti:
''O sözün notunu aldım; 'Bir kişiye, soyunun kimlere dayandığını asla sormayın, bunu yapmak yerine hayatını, yaptıklarını, cesaretini, özelliklerini soruşturun ki kim olduğunu bilesiniz'. Demek ki hayatımızda, eserlerimizle insanlar bizleri tanıyacaklar. Onun hakkında olumlu ya da olumsuz bir şey söylenebilecek. Soy meselesi bütün bunlardan sonra geliyor belki.''
Bülent Arınç, TBMM Başkanlığı sırasında, 2006 yılında Cezayir'i ziyaret ettiğini anlatarak, bu ülkede Türkiye'ye karşı büyük bir sevgi ve bağlılık olduğunu, bunu yerinde görmekten mutluluk duyduğunu söyledi.
Cezayir'de her karşılaştığı kişinin, ''Biz sizlerle 300 yıldan fazla aynı bayrak altında yaşadık. Bizi çok seviyoruz'' dediğini ifade eden Arınç, bugün Oran şehrindeki en itibarlı ailelerin Türk soyundan gelen veya irtibatlı aileler olduğunu anlattı.
-''Fransa, Cezayir'i 1830'da işgal etti''-
Devlet katında da üniversitede de yazı hayatında da ''Biz Türk ailelerinden geliyoruz'' diyenlerin adeta büyük saygı gördüğünü dile getiren Arınç, şunları kaydetti:
''Tarihimize baktığımızda, şan, şeref, ahlak adalet, fazilet görürken, Cezayir'de yaptıklarımızın, bıraktığımız etkilerin de büyük payı olduğunu unutmayalım. Şöyle bir gerçek var. Fransa, Cezayir'i 1830'da işgal etti. 100 yıldan fazla kaldı, belki birkaç milyon insanın hayatına mal oldu. Cezayirli dostum söylüyor; 'Onlar 130 yıl kaldı, takriben 1,5-2 milyon insanın hayatı gitti. Sizlerle 300 yıl birlikte olduk, bir tek insanın burnu kanamadı. Dilimiz, dinimiz bizde kaldı. Her yerleri eserlerinizle doldurdunuz. Ne güzel insanlardınız, ne güzel tarihiniz, atalarınız vardı'. Bu sözleri duymak Türk milletinin bir evladı olarak hepimizi mutlu ediyor. Oran'da bazı yerleri gezerken bu izleri yaşama imkanımız oldu. Cezayir'in de mutlu, güvenlikli olmasını isteriz, birçok siyasi sıkıntıları var. Geçmişten kalan pek çok sorunların içindeler. Ama Türkiye'nin dostluğuyla onlar da ayağa kalkacak, güçlenecek, kalkınacaklar.''
Cezayir'den yetişmiş büyük kahramanın, o ülkeden gelmiş, geçmiş olmasını Cezayir'in kendisi için büyük şans olarak gördüğünü vurgulayan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''El Cezairi'nin 3 yıl Bursa seyahati sarısında Bursa'yı ne kadar çok sevdiğini ve özlemini, Şam'dan hangi dizelerle bugüne kadar getirildiğini biliyoruz. Onu rahmetle anmamız, izinden, öğretilerden istifade etmemiz gerekiyor. Devlet adamlığının, komutanlığının yanında -ki atının üzerinde silah kullanırken onun ne kadar cesaretli, yiğit olduğunu görebiliyoruz, çevresindeki halkalar genişledikçe İslam öğretisinin en kadar çok insanlara ulaşabildiğini görüyoruz- asıl olan sulhtur, barıştır, asıl olan insanların gönüllerine girmek, onların hidayetine vesile olmaktır, asıl olan dünyada insanların Allah'ın yarattığı oldukları için birlikte, hür ve kardeşçe yaşamasıdır. Onun bu düşünceleri bugün bile dünyada pek çok milyonların yolunu aydınlatıyor.''
Arınç, iki gün devam edecek oturumlarda, bilim adamlarının tebliğinden, sunumlarından yararlanmayı dileyerek, sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti .
Kaynak: AA
El-Cezairi'nin Bursa'da ilk kez anıldığını dile getiren Arınç, belki de Türkiye'de bu kapsamda ilk kez hatırlandığını, bundan dolayı bahtiyar olduğunu ifade etti.
Sempozyumun açılışında pek çok konuşmalar yapıldığını belirten Arınç, ''Her konuşmacı muhterem El Cezairi'nin güzelliklerinden bahsetti, adeta ilk oturumu da yapmış gibi olduk. Her konuşmacı ondan bir yönüyle bahsedince bu konuşmalar hiçbirimizi sıkmadı'' dedi.
Arınç, bir ay önce Libya'nın milli kahramanı Ömer Muhtar'ın 91 yaşında Türkiye'yi ziyaret ettiğini anımsatarak, Ankara, Konya ve Bursa gibi illerde ağırlanan Muhammed Ömer El Muhtar'a, Konya'nın fahri hemşehrilik beratını takdim ettiğini hatırlattı.
-''Fenerbahçe-Galatasaray maçından bahsetmiyoruz''-
Bugün de uluslararası Abdülkadir El-Cezairi toplantısıyla Cezayir'de yetişen ama bugün Avrupa'da, Türkiye'de, İslam aleminde çok derin hatırası bulunan büyük insanın anıldığını ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
''Ölümünün üzerinden 150 yıldan fazla zaman geçmiş. Bu toplantı, güncel, popüler bir toplantı değil. Bugün konuştuğumuz, aramızda istişare ettiğimiz, gazeteci arkadaşlarımızın bizi gördüğünde mikrofonları uzatarak ilk soracakları konulardan biri değil. Şu anda bütün Türkiye'yi yarın ekran başına kilitleyecek olan Fenerbahçe-Galatasaray maçından bahsetmiyoruz. Birkaç gün önce yapılan Fransa'daki seçimlerden, küresel ekonomik krizden de bahsetmiyoruz. Ama ölümünün üzerinden şu kadar yıl geçmesine rağmen, kültürümüzde, inancımızda çok derin yer bırakmış ama pek çoğumuzun hatırlamadığı bir büyük insan... Bizlere bunu hatırlatan Şefik Can Uluslararası Mevlana Eğitim ve Kültür Derneği oldu. Bursa'ya gelmeseler bize böyle toplantının öneminden bahsetmeselerdi doğrusu benim aklımda da hiç yoktu. Sonra başka arkadaşlar geldi. Oturduk, konuştuk. Bir yıl oldu, toplantıyı bugün yapabiliyoruz.''
Arınç, iki gün sonra El Cezairi'nin daha yakından tanımış, ondan yararlanılmış olunacağını dile getirerek, sempozyumdan önce sergi açtıklarını söyledi.
Sergide, Abdülkadir El Cezairi'nin kendi notları, hayatından portreler bulunduğunu ifade eden Arınç, serginin gezilmesini, her portrenin üzerinde uzun uzun durularak yararlanılması temennisinde bulundu.
-El-Cezairi'nin sözü-
Sergiyi gezerken güzel, etkileyici bir söze rastladığını belirten Arınç, şöyle devam etti:
''O sözün notunu aldım; 'Bir kişiye, soyunun kimlere dayandığını asla sormayın, bunu yapmak yerine hayatını, yaptıklarını, cesaretini, özelliklerini soruşturun ki kim olduğunu bilesiniz'. Demek ki hayatımızda, eserlerimizle insanlar bizleri tanıyacaklar. Onun hakkında olumlu ya da olumsuz bir şey söylenebilecek. Soy meselesi bütün bunlardan sonra geliyor belki.''
Bülent Arınç, TBMM Başkanlığı sırasında, 2006 yılında Cezayir'i ziyaret ettiğini anlatarak, bu ülkede Türkiye'ye karşı büyük bir sevgi ve bağlılık olduğunu, bunu yerinde görmekten mutluluk duyduğunu söyledi.
Cezayir'de her karşılaştığı kişinin, ''Biz sizlerle 300 yıldan fazla aynı bayrak altında yaşadık. Bizi çok seviyoruz'' dediğini ifade eden Arınç, bugün Oran şehrindeki en itibarlı ailelerin Türk soyundan gelen veya irtibatlı aileler olduğunu anlattı.
-''Fransa, Cezayir'i 1830'da işgal etti''-
Devlet katında da üniversitede de yazı hayatında da ''Biz Türk ailelerinden geliyoruz'' diyenlerin adeta büyük saygı gördüğünü dile getiren Arınç, şunları kaydetti:
''Tarihimize baktığımızda, şan, şeref, ahlak adalet, fazilet görürken, Cezayir'de yaptıklarımızın, bıraktığımız etkilerin de büyük payı olduğunu unutmayalım. Şöyle bir gerçek var. Fransa, Cezayir'i 1830'da işgal etti. 100 yıldan fazla kaldı, belki birkaç milyon insanın hayatına mal oldu. Cezayirli dostum söylüyor; 'Onlar 130 yıl kaldı, takriben 1,5-2 milyon insanın hayatı gitti. Sizlerle 300 yıl birlikte olduk, bir tek insanın burnu kanamadı. Dilimiz, dinimiz bizde kaldı. Her yerleri eserlerinizle doldurdunuz. Ne güzel insanlardınız, ne güzel tarihiniz, atalarınız vardı'. Bu sözleri duymak Türk milletinin bir evladı olarak hepimizi mutlu ediyor. Oran'da bazı yerleri gezerken bu izleri yaşama imkanımız oldu. Cezayir'in de mutlu, güvenlikli olmasını isteriz, birçok siyasi sıkıntıları var. Geçmişten kalan pek çok sorunların içindeler. Ama Türkiye'nin dostluğuyla onlar da ayağa kalkacak, güçlenecek, kalkınacaklar.''
Cezayir'den yetişmiş büyük kahramanın, o ülkeden gelmiş, geçmiş olmasını Cezayir'in kendisi için büyük şans olarak gördüğünü vurgulayan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''El Cezairi'nin 3 yıl Bursa seyahati sarısında Bursa'yı ne kadar çok sevdiğini ve özlemini, Şam'dan hangi dizelerle bugüne kadar getirildiğini biliyoruz. Onu rahmetle anmamız, izinden, öğretilerden istifade etmemiz gerekiyor. Devlet adamlığının, komutanlığının yanında -ki atının üzerinde silah kullanırken onun ne kadar cesaretli, yiğit olduğunu görebiliyoruz, çevresindeki halkalar genişledikçe İslam öğretisinin en kadar çok insanlara ulaşabildiğini görüyoruz- asıl olan sulhtur, barıştır, asıl olan insanların gönüllerine girmek, onların hidayetine vesile olmaktır, asıl olan dünyada insanların Allah'ın yarattığı oldukları için birlikte, hür ve kardeşçe yaşamasıdır. Onun bu düşünceleri bugün bile dünyada pek çok milyonların yolunu aydınlatıyor.''
Arınç, iki gün devam edecek oturumlarda, bilim adamlarının tebliğinden, sunumlarından yararlanmayı dileyerek, sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti .