Güvenlik Güçlerine Seminer

Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğü personeline yönelik olarak düzenlenen 'Halkla İlişkiler ve İletişim Becerilerinin Geliştirilmesi' konulu eğitim semineri sona erdi.

Güvenlik Güçlerine Seminer
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen eğitim, AKÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu tarafından verildi.

Güvenlik güçlerinin halkla işbirliği ve bütünleşme konusunda yoğun çaba harcadığına değinen Nakilcioğlu, toplumda memnunluk uyandıran bu çabaların daha da artırılarak sürdürülmesi gerektiğini söyledi.

Gerek jandarma gerekse de emniyet güçlerinin yasalarla kendilerine verilmiş olan ağır görev ve sorumlulukları yerine getirmek için yoğun gayret gösterdiğini aktaran Doç.Dr. Nakilcioğlu, "Bu görevlerin ifası sırasında kolluk kuvvetleri yalnızca yasalara saygılı vatandaş kesimiyle değil, suçlular ya da suçlu adaylarıyla da yüz yüze gelmektedir ve bu noktada kimi zaman iletişim sorunları hatta kazaları yaşanabilmektedir. Adli ve idari hizmetlerin yerine getirilmesinde görevlilerimiz stres, öfke ve saldırganlık gibi psiko sosyal nitelikli söz ve davranışlara muhatap olabilmekte ya da zaman zaman kendi bünyelerinde bunları yaşayabilmektedir. Bu nedenle stresi ortadan kaldırma, öfkeyi kontrol etme ve saldırganlığı önleme gibi davranış biçimleri önem kazanmaktadır. Burada temel amaç; saldırganlıktan uzak, şiddet içermeyen, kişinin kendisine ve çevresindekilere zarar vermeyecek şekilde duygusunu ifade etme becerisini kazanabilmesidir" dedi

PSİKOLOJİK SORUNLAR NEREDEN KAYNAKLANIYOR
Psikolojik sorunların nereden kaynaklandığı ve nasıl önlenmesi gerektiği konularına da değinen Doç. Dr. Nakilcioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Stresle baş etmenin en iyi yolu, kişinin kendisinde strese sebep olan şeyleri fark edip kontrol altına almasıdır. Pek çok insan stresin, çevresel etkenlerden kaynaklandığını düşünür. Aslında stresi oluşturan, bu çevresel etkileri, bireyin nasıl algıladığı ve yorumladığıdır. Aynı olay, aynı söz veya aynı davranış, farklı kişilerde değişik tepkilere yol açabilir. Öfke, hafif bir tepkiden hiddete kadar farklı yoğunlukta yaşanan bir duygudur. Eğer dinlemeyi biliyorsak, vücudumuz bize öfkeli olduğumuz konusunda yeterince sinyal ve bilgi verir. Öfke, insan sağlığını fiziksel olarak olumsuz yönde etkilediği gibi, ruhsal olarak da çeşitli sorunlara ortam hazırlayabilir. Bastırılan öfke, kişinin ruhunda kaygı ve depresyona neden olurken, düzgün biçimde dışa vurulamayan ve ifade edilmeyen öfke de münakaşa ve kavgaya neden olabilir."

ÖFKEDEN KURTULMA YÖNTEMLERİ

Öfkeden kurtulma yöntemleri konusunda bilgi veren Doç.Dr. Nakilcioğlu, "Psikolojik araştırmalar, toplumda var olan, 'öfkenin mutlaka boşaltılması gerektiği' şeklindeki inanışın yanlış hatta tehlikeli bir tutum olduğunu ortaya koyuyor. Öfkeyi boşaltmak amacıyla sesli ya da bedensel aşırı tepkide bulunmanın kişiye hiçbir yararı olmadığı, aksine, kızgınlık ve saldırganlığı daha çok artırdığı ileri sürülüyor. Öfke bize asla başkalarını incitme ruhsatı vermez ve çevreyi rahatsız edici davranışların mazereti olarak gösterilemez. Böyle durumlarda yapılacak iş, sakin olmaktır, öfkenin tohumunu, nedenlerini bulmaktır ve karşılaştığımız sorunu parçalara ayırarak onu çözmeye çalışmaktır. Amaç, üzüm yemek midir, yoksa bağcıyı dövmek midir? Öfke gelince, akıl gider. Kızgın insan hiçbir şekilde sağlıklı düşünemez, olayları abartıp çarpıtır ve sonradan çok pişman olacağı söz ve davranışlar sergileyebilir. Unutmayalım ki, kızmak, gideni geri getirmez. Olanla ölene çare bulunmaz demişler. Lütfen yangına körükle gitmeyelim, ateşe benzin dökmeyelim" ifadelerini kullandı. Öfkeyle başa çıkmak için çeşitli önerilerde bulunan Doç.Dr. Nakilcioğlu, "Öfkenin ilacı sabır ve mantıktır. Öfkelendiğinizde o anda bulunduğunuz konumu değiştirin, koşuyorsanız durun; ayaktaysanız oturun; hatta bir süreliğine o mekândan ayrılın; gidin, elinizi, yüzünüzü yıkayın. Sinirliyken kesinlikle iletişim kurmayın. Eğer muhatabınız sinirliyse ona boş yere laf anlatmaya çalışmayın, onun biraz sakinleşmesini bekleyin. İnsana bir dil, iki dudak verilmiştir, karşınızdakine bir şey söylemeden önce lütfen iki defa düşünün. Usta pehlivan, rakibini değil, nefsini yenendir" diye konuştu.

Herhangi bir gösteride veya sokak hareketinde kışkırtmalara kapılmamalarını öneren Doç.Dr. Nakilcioğlu, şöyle devam etti: "Başkalarının sizi çekmek istedikleri tuzaklara düşmeyin. Öfkenizi sürekli dizginlemeye çalışın. Öfke baldan tatlıdır, ama öfkeyle kalkan, zararla oturur. Sokaktaki vatandaşla, aynı çalışma ortamındaki iş arkadaşlarımızla ya da evimizde aile bireyleriyle ilişkilerimizde insanları kırıcı, incitici tavır ve hareketlerden kaçınalım. Gönül kırmaya değil, gönül almaya çalışalım. Bilelim ki, gönül kristal vazoya benzer, kırılırsa tamiri çok zordur"

GÜVENLİK GÜÇLERİ DEVLETİN VİTRİNİ

Güvenlik güçlerinin devletin vitrini olduğunu dile getiren Doç.Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu, "Bu bilinçle atacağımız her olumlu adım, bu vitrinin güzelleşmesine, halkın devletle daha fazla bütünleşmesine yardımcı olacaktır; her hatalı davranış ise onu yapan bireye değil, kuruma ya da devlete mal edilecektir. O yüzden görevde iken de görev dışında olduğumuz zaman da söz ve davranışlarımıza aşırı özen göstermek zorundayız. Halkın gözünün her an üzerimizde olduğunu unutmayalım" dedi.
Kaynak: İHA