Beyşehir Gölü Kıyılarına Dökülen Molozlar Tepki Çekiyor
Beyşehir Gölü kıyılarına torbalar içerisinde gelişigüzel dökülen moloz yığınları ve yabancı maddelerin çevre tahribatına neden olduğu ve içme suyu olarak kullanılan tatlı suları da kirlettiği bildirildi.
Beyşehir Göl, Çevre ve Doğa Koruma Derneği Başkanı Bekir Sami Tan, Beyşehir ilçesinin içme suyu ihtiyacını karşılayan ve doğal sit ve milli park olarak da koruma altında bulundurulan Türkiye'nin en büyük tatlı su gölünün kıyılarında ilkbahar mevsiminin gelmesi ile birlikte yaşanan manzaraların insanların tepkisine yol açtığını belirtti.
Tan, gazetecilere yaptığı açıklamada, kanunen yasak olmasına rağmen Beyşehir Gölü kıyılarına kim ya da kimler tarafından döküldüğü bilinmeyen kömür torbalarına boşaltılan moloz yığınları ve kağıt, karton gibi atık malzemelerin çevreye verdiği tahribatın yanı sıra göl sularını da kirlettiğini savundu. Yaşanan manzaranın insan sağlığının da hiçe sayıldığının bir göstergesi olduğunu dile getiren Tan, Türkiye'nin aynı zamanda en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü'ne çevre ve doğaya saygısı olan herkesin sahip çıkması gerektiğini belirtti.
Göl kıyılarına hiçbir atığın dökülmemesi konusunda vatandaşları uyaran ve çağrıda bulunan Tan, bunu yapanları görenlerin de Beyşehir Belediyesi başta olmak üzere ilgili kurumlara bildirmesinin aynı zamanda vatandaşlık görevi olduğunu anımsattı. Beyşehir Öğretmenevi'nin karşısında bulunan ve hayvan otlatılmasının yasak olduğunu belirtilen bir levhanın da dikildiği alanda gelişigüzel dökülmüş çok miktarda atık olduğunu vurgulayan Tan, şunları kaydetti: “Daha önce de hayvan otlatılması nedeniyle kirlilik tehdidi yaşanan bölgede, şimdi de dökülen atıklar nedeniyle çevre kirliliği yaşanıyor.
Lütfen, Allah rızası için, rica ediyorum göl kıyılarımızı bu şekilde tahrip etmeyelim. Atıkların döküldüğü alan göl sularına birkaç metre mesafede ve bu pislikler bakteri üreterek içtiğimiz sulara da karışabiliyor. Ve Beyşehir halkı da bu suyu içiyor. Belediyemiz göl kıyılarında her metreye bir polis ya da jandarma dikemez. Ama, bu konuda alınan önlem ve tedbirlerin biraz daha artırılmasını istiyoruz. Alan çok geniş, ancak duyarlı vatandaşların bu tip durumları gördüğünde de ilgili yerlere bildirmesi gerekiyor.
Beyşehir Gölü'nde 'sular yükseliyor, göl hastalıktan kurtuluyor' diye sevinirken, kıyılarda yaşanan bu manzaralar hem bizleri, hem de vatandaşlarımızı üzüyor, tepkisini çekiyor. Artık, göl kıyılarında bu tür manzaralarla karşılaşmak istemiyoruz. Ayrıca, turizm sezonunun gelmesi ile birlikte göl sularına da çöp ve yabancı maddeler atmamalıyız. Buna da dikkat edilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Tan, gazetecilere yaptığı açıklamada, kanunen yasak olmasına rağmen Beyşehir Gölü kıyılarına kim ya da kimler tarafından döküldüğü bilinmeyen kömür torbalarına boşaltılan moloz yığınları ve kağıt, karton gibi atık malzemelerin çevreye verdiği tahribatın yanı sıra göl sularını da kirlettiğini savundu. Yaşanan manzaranın insan sağlığının da hiçe sayıldığının bir göstergesi olduğunu dile getiren Tan, Türkiye'nin aynı zamanda en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü'ne çevre ve doğaya saygısı olan herkesin sahip çıkması gerektiğini belirtti.
Göl kıyılarına hiçbir atığın dökülmemesi konusunda vatandaşları uyaran ve çağrıda bulunan Tan, bunu yapanları görenlerin de Beyşehir Belediyesi başta olmak üzere ilgili kurumlara bildirmesinin aynı zamanda vatandaşlık görevi olduğunu anımsattı. Beyşehir Öğretmenevi'nin karşısında bulunan ve hayvan otlatılmasının yasak olduğunu belirtilen bir levhanın da dikildiği alanda gelişigüzel dökülmüş çok miktarda atık olduğunu vurgulayan Tan, şunları kaydetti: “Daha önce de hayvan otlatılması nedeniyle kirlilik tehdidi yaşanan bölgede, şimdi de dökülen atıklar nedeniyle çevre kirliliği yaşanıyor.
Lütfen, Allah rızası için, rica ediyorum göl kıyılarımızı bu şekilde tahrip etmeyelim. Atıkların döküldüğü alan göl sularına birkaç metre mesafede ve bu pislikler bakteri üreterek içtiğimiz sulara da karışabiliyor. Ve Beyşehir halkı da bu suyu içiyor. Belediyemiz göl kıyılarında her metreye bir polis ya da jandarma dikemez. Ama, bu konuda alınan önlem ve tedbirlerin biraz daha artırılmasını istiyoruz. Alan çok geniş, ancak duyarlı vatandaşların bu tip durumları gördüğünde de ilgili yerlere bildirmesi gerekiyor.
Beyşehir Gölü'nde 'sular yükseliyor, göl hastalıktan kurtuluyor' diye sevinirken, kıyılarda yaşanan bu manzaralar hem bizleri, hem de vatandaşlarımızı üzüyor, tepkisini çekiyor. Artık, göl kıyılarında bu tür manzaralarla karşılaşmak istemiyoruz. Ayrıca, turizm sezonunun gelmesi ile birlikte göl sularına da çöp ve yabancı maddeler atmamalıyız. Buna da dikkat edilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.