Bakan Dinçer'den Kur'an-ı Kerim Dersi Açıklaması
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Kur'an-ı Kerim dersi tartışmaları ile ilgili olarak, "Ben sadece o meseleyi anlatırken yüksek sesle düşündüğümü ifade ettim, bir karardan bahsetmedim.
Kur'an-ı Kerim derslerini, din derslerini okulumuzda işlemeye başladığımızda mahalle baskısını ima edecek veya bu tür sonuçları doğuracak veya çocuklarımızı birbirinden ayrıştıracak bir uygulama yapmamaya özen göstereceğiz" dedi
İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) ilköğretim 5'inci sınıf öğrencileri için hazırladığı "Ticaretin Efsanesi" adlı kitabın tanıtım toplantısı İTO'da gerçekleştirildi.
Toplantıda basın mensuplarını sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okula başlama yaşıyla ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine, kanunun 60 ile 72 ay arasındaki çocukların okula başlayabilmeleri için yetki verdiğini söyledi
Velilerin herhangi bir tereddüt yaşamasası gerektiğini söyleyen Dinçer, "Biz okul kayıt zamanı gelmeden önce hangi aydan itibaren çocuklarımızın kaydını yapacağımızı kamuoyu ile paylaşacağız. Dolayısıyla yaş ve ayla ilgili tartışmalar konusunda şimdiden birtakım tereddütler yaşamaya gerek yok. Biz tüm dünyadaki uygulamalara, şu anda Türkiye'deki derslik sayısına, öğretmenimizin özelliklerine, çocuklarımızın durumuna ve müfredat programıyla ilgili yapacağımız değişikliklere bakarak, hepsiyle uyumlu biraçıklamayı önümüzdeki dönemlerde yapacağız. Biz bu yaşla ilgili geçiş sürecini sağlarken mümkün olduğu kadar sorun çıkarmadan, çocuklarımızı ve ailelerimizi tedirgin etmeden, sağlıklı ve problemsiz bir geçişi sağlayacak türden çalışma yapacağız. Herkes emin olmalı ki tüm ailelerin çocuklarını kendi çocuklarımız gibi görüp, şimdiye kadar nasıl yürütüyorsak aynı şekilde yürütmeye devam edeceğiz." "KUR'AN-I KERİM DERSİ KONUSUNDA KARARDAN BAHSETMEDİM" Bakan Dinçer, Kur'an-ı Kerim dersleriyle ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise, "Lütfen herhangi bir şeyi söylerken o söylediğim ifadenin bir önceki cümlesine veya bir sonraki cümlesine bakınız. Ben sadece o meseleyi anlatırken yüksek sesle düşündüğümü ifade ettim, bir karardan bahsetmedim. Şunu söyleyeyim, artık meseleyi öyle ele alıyorsunuz ki ben hakikaten bir şey söylemeye çekinmeye başladım size. Sırf kamuoyunun ilgisini çekebilmek için bazen atılan başlıklar bizim söylediklerimizden çokfarklı anlam içermeye başlıyor. Şunu söylemeliyim, ben okullarımızda Kur'an-ı Kerim dersi veya alınacak din dersleriyle ilgili olarak çocukların birbirinden ayrışmasını sağlayacak ve mahalle baskısı gibi türden birtakım sorunları çağrıştıracak bir uygulamadan imtina edeceğimi söyledim ve tekrar bunu söylüyorum. Başka bir şey söylemiyorum size. Çünkü ben cuma günü meselesini ifade ettiğimde bu cuma günü 'mesela' diye açıkladığım bir tarzı vardı ama ertesi gün o mesela kısmı yoktu açıklamalarda. Şu an tekrarsöylüyorum, biz Kur'an-ı Kerim derslerini, din derslerini okulumuzda işlemeye başladığımızda mahalle baskısını ima edecek veya bu tür sonuçları doğuracak veya çocuklarımızı birbirinden ayrıştıracak bir uygulama yapmamaya özen göstereceğiz. Benim söylediğim şey bu, bunun dışında herhangi bir şey söylemiyorum." Dinçer, okul öncesi eğitimin bu vesilleyle tartışılmasına da anlam veremediğini ifade ederek şunları söyledi: "Okul öncesi eğitime dair biz bir karar vermedik ki bugüne kadar. Okul öncesi eğitim olacak ve yine tıpkı bundan önce olduğu gibi okul öncesi eğitim için de çocuklarımızı eğitime alabilmek amacıyla yüzde 100 okullaştırmak için çaba sarf edeceğiz. Şimdiye kadar 60 72 ay çocuklarımızı okul öncesine alıyorduk şimdi sizler de biliyorsunuz ki 36 ile 72 ay arasındaki çocuklarımızı da kabul ediyorduk veli getirdiği takdirde. Şimdi yine 36 ile 60 ay arasındaki çocuklarımızı kabul edeceğiz ama 48 ile 60 ayarasındaki çocuklarımız için de yüzde 100 okullaşmaları için yoğun çaba sarf edeceğiz. Bu açıdan velilerimiz yine şunu bilmeliler, biz hazırlayacağımız yönetmelikle birlikte 72 ayı üst limit olarak belirleyeceğiz ama hangi ayın alt limit olacağını yönetmelikle ilan ettikten sonra alt limit olarak belirlenen aydan çocukları okula alacağız. Zorunlu olarak alacağız. Onun dışındakileri velilerin tercihine bırakacağız. O alt limitin ne olacağını henüz kamuoyuna açık bir şekilde söylemedik, çünkü bununlailgili henüz kararımız yok. "
Kaynak: İHA
İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) ilköğretim 5'inci sınıf öğrencileri için hazırladığı "Ticaretin Efsanesi" adlı kitabın tanıtım toplantısı İTO'da gerçekleştirildi.
Toplantıda basın mensuplarını sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okula başlama yaşıyla ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine, kanunun 60 ile 72 ay arasındaki çocukların okula başlayabilmeleri için yetki verdiğini söyledi
Velilerin herhangi bir tereddüt yaşamasası gerektiğini söyleyen Dinçer, "Biz okul kayıt zamanı gelmeden önce hangi aydan itibaren çocuklarımızın kaydını yapacağımızı kamuoyu ile paylaşacağız. Dolayısıyla yaş ve ayla ilgili tartışmalar konusunda şimdiden birtakım tereddütler yaşamaya gerek yok. Biz tüm dünyadaki uygulamalara, şu anda Türkiye'deki derslik sayısına, öğretmenimizin özelliklerine, çocuklarımızın durumuna ve müfredat programıyla ilgili yapacağımız değişikliklere bakarak, hepsiyle uyumlu biraçıklamayı önümüzdeki dönemlerde yapacağız. Biz bu yaşla ilgili geçiş sürecini sağlarken mümkün olduğu kadar sorun çıkarmadan, çocuklarımızı ve ailelerimizi tedirgin etmeden, sağlıklı ve problemsiz bir geçişi sağlayacak türden çalışma yapacağız. Herkes emin olmalı ki tüm ailelerin çocuklarını kendi çocuklarımız gibi görüp, şimdiye kadar nasıl yürütüyorsak aynı şekilde yürütmeye devam edeceğiz." "KUR'AN-I KERİM DERSİ KONUSUNDA KARARDAN BAHSETMEDİM" Bakan Dinçer, Kur'an-ı Kerim dersleriyle ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise, "Lütfen herhangi bir şeyi söylerken o söylediğim ifadenin bir önceki cümlesine veya bir sonraki cümlesine bakınız. Ben sadece o meseleyi anlatırken yüksek sesle düşündüğümü ifade ettim, bir karardan bahsetmedim. Şunu söyleyeyim, artık meseleyi öyle ele alıyorsunuz ki ben hakikaten bir şey söylemeye çekinmeye başladım size. Sırf kamuoyunun ilgisini çekebilmek için bazen atılan başlıklar bizim söylediklerimizden çokfarklı anlam içermeye başlıyor. Şunu söylemeliyim, ben okullarımızda Kur'an-ı Kerim dersi veya alınacak din dersleriyle ilgili olarak çocukların birbirinden ayrışmasını sağlayacak ve mahalle baskısı gibi türden birtakım sorunları çağrıştıracak bir uygulamadan imtina edeceğimi söyledim ve tekrar bunu söylüyorum. Başka bir şey söylemiyorum size. Çünkü ben cuma günü meselesini ifade ettiğimde bu cuma günü 'mesela' diye açıkladığım bir tarzı vardı ama ertesi gün o mesela kısmı yoktu açıklamalarda. Şu an tekrarsöylüyorum, biz Kur'an-ı Kerim derslerini, din derslerini okulumuzda işlemeye başladığımızda mahalle baskısını ima edecek veya bu tür sonuçları doğuracak veya çocuklarımızı birbirinden ayrıştıracak bir uygulama yapmamaya özen göstereceğiz. Benim söylediğim şey bu, bunun dışında herhangi bir şey söylemiyorum." Dinçer, okul öncesi eğitimin bu vesilleyle tartışılmasına da anlam veremediğini ifade ederek şunları söyledi: "Okul öncesi eğitime dair biz bir karar vermedik ki bugüne kadar. Okul öncesi eğitim olacak ve yine tıpkı bundan önce olduğu gibi okul öncesi eğitim için de çocuklarımızı eğitime alabilmek amacıyla yüzde 100 okullaştırmak için çaba sarf edeceğiz. Şimdiye kadar 60 72 ay çocuklarımızı okul öncesine alıyorduk şimdi sizler de biliyorsunuz ki 36 ile 72 ay arasındaki çocuklarımızı da kabul ediyorduk veli getirdiği takdirde. Şimdi yine 36 ile 60 ay arasındaki çocuklarımızı kabul edeceğiz ama 48 ile 60 ayarasındaki çocuklarımız için de yüzde 100 okullaşmaları için yoğun çaba sarf edeceğiz. Bu açıdan velilerimiz yine şunu bilmeliler, biz hazırlayacağımız yönetmelikle birlikte 72 ayı üst limit olarak belirleyeceğiz ama hangi ayın alt limit olacağını yönetmelikle ilan ettikten sonra alt limit olarak belirlenen aydan çocukları okula alacağız. Zorunlu olarak alacağız. Onun dışındakileri velilerin tercihine bırakacağız. O alt limitin ne olacağını henüz kamuoyuna açık bir şekilde söylemedik, çünkü bununlailgili henüz kararımız yok. "