Başbakan Yardımcısı Arınç Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Biz güçlü bir partiyiz. Fikri güçlü, inancı güçlü, samimiyeti var, çalışkan, bilgili, birikimli ben size 10 isim sayayım, siz 20 daha ilave edin. Var mı CHP'de böyle- Şu anda soruyorum. Zar zor bir tane seçtiniz, hala adam yerine ısınamadı'' dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti Antalya İl Başkanlığı tarafından Erdem Bayazıt Kültür Merkezi'nde düzenlenen, ''Siyaset Akademisi''nin açılışında, akademiye 400'den fazla kursiyerin kayıt yaptırdığını ve bunun çok önemli bir rakam olduğunu söyledi.

Kursiyerlerin içinde kadınların da bulunduğunu belirten Arınç, Son 4-5 yıldır siyaset akademisiyle yeni bir çığır açıldığını ifade etti.

Kurslara katılmak için AK Parti'li olmanın gerekmediğini vurgulayan Arınç, siyaset akademisinin bilimsel bir çalışma olduğunu, konularında uzman kişilerin ders verdiğini bildirdi. Kursta başarılı olanların sertifika aldığını anımsatan Arınç, ''Siyaseti meraklı olan, bizzat yapmak isteyen, siyasette yükselmek isteyen arkadaşlarımızın bu sertifikaları ciddi bir referans olarak gösterdiklerini biliyorum. Son seçimlerde 6 binden fazla aday müracaat etmişti, en büyük referansı da siyaset akademisini bitirmek... Bunu görmekten mutluluk duydum'' diye konuştu.

Arınç, ileriki günlerde yerel seçimlerin yapılacağını hatırlatarak, aday olmak isteyenlere siyaset akademisini bitirmelerini tavsiye etti. Belli konularda bilinçlenmek, eğitim almak ve siyasette daha güçlü hale gelmek isteyenlerin siyaset akademisine katıldıklarını dile getiren Arınç, akademi konusunda başka partilerin de teşebbüse geçtiklerini, ancak bu kadar güçlü olmadıklarını belirtti.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, salonun çok kalabalık olduğunu belirtti ve ayakta duran kadın katılımcılardan birine kendi koltuğuna oturmasını teklif etti. Arınç, ''Ayakta kaldınız, anayasayı değiştirdik, gelin benim koltuğuma oturun. Temelli değil canım'' dedi.

Kadınlara pozitif ayrımcılık olduğunu vurgulayan Arınç, erkeklerin ayakta kalabileceğini ama kadınların mutlaka oturmaları gerektiğini söyledi.

Ayakta duran kadınlardan biri Arınç'ın koltuğuna, diğeri ise gösterdiği başka bir koltuğa oturdu.

Antalya'ya Uluslararası Kadın ve Medya Sempozyumu için geldiğini belirten Arınç, etkinlikte önemli konuların tartışıldığını söyledi.

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü'nün başarılı çalışmalar ortaya koyduğunu ifade eden Arınç, toplantının yapıldığı Erdem Bayazıt Kültür Merkezi'nin isminin çok değerli bir insanın adını taşıdığını, Erdem Bayazıt'ı çok iyi bildiğini, bir dönem kendileriyle ilgilendiğini ve destek verdiğini, ağabeylik görevini yerine getirdiğini, ancak birkaç yıl önce hayatını kaybettiğini belirtti.

Bayazıt'ın aynı zamanda bir şair olduğunu ifade eden Arınç, ''Erdem Bayazıt gibi gençliğe yön vermiş, istikamet kazandırmış insanların böyle kültür merkezlerine isim olarak verilmesi gerçekten çok güzel'' dedi.

Kendisinin de TBMM'de başkanlık yaptığını hatırlatan Arınç, bu dönemde tesislere geçmiş meclis başkanlarının isimlerini vererek, unutulmadıklarını gösterdiğini vurguladı.

Toplantıda çalınan müziği eleştiren Bülent Arınç, ''Salona girerken müziklerle hepimiz harekete geçirilmek istendik. Ama eksiklikler var. Bize Son seçimde 5 puan ekleyen bir müzik vardı. burada çalınmalıydı. Böyle lagada lugada müzikle olmaz. Ben öyle insanlar biliyorum ki bu müziği cep telefonunu yükleyenler var. İnsanların bu kadar ruhunu okşayan, gözyaşı dökmesini sağlayan bir müzik yapılmamıştır'' diye konuştu.

Arınç, bu müziğin ve klibin her türlü insanı kucakladığını, 75 milyonu temsil ettiğini ve AK Parti'nin oylarını artırdığını söyledi.

Bu sırada katılımcılardan birinin cep telefonundan müziği dinletmesi üzerine Arınç, ''Bu müziği 'şurada çalacağız' deyin, şurada 5 dakika dinlerim'' dedi.

-AK Parti'yi anlattı-

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, toplantıda AK Parti'yi anlattı. Kendisinin 1971 yılından bu yana siyasetin içinde olduğunu anımsatan Arınç, ''5'inci dönemimdeyim. Bu dönem Sonunda emeklilik gözüküyor. Mecburi emeklilik. Bundan da çok memnunum'' dedi.

Geçmiş dönemlerde de emekliliğe ayrılmayı planladığını ancak imkan tanınmadığını ifade eden Arınç, ''Meclis başkanlığından ayrılırken 'bize ihtiyaç duyulmuyor' diye düşünmüştüm. Nisan ayında cumhurbaşkanı seçme imkanı tanısalardı, bunu gerçekleştirecektim. Bize cumhurbaşkanını seçtirmediler. Çok engel çıkardılar ama hokkabazlıkla mücadele edemedik. Ama ahdettim. Temmuzda seçimi kazandık, ağustosta da 'gül gibi' cumhurbaşkanımızı seçtik'' diye konuştu.

Siyasetin iddia, dava, gönül, hizmet işi olduğuna işaret eden Arınç, siyasetin milleti sevme ve hizmet etme yolu olduğunu belirtti.

Siyasete gönüllü olarak katılmak isteyenlere uzun soluklu, çizgisini hiç bozmadan idealist bir şekilde yollarına devam etmeleri çağrısında bulunan Arınç, günübirlik hedeflerle siyaset yapılamayacağını ifade etti.

Arınç, 15 aylık partiyken 2002 seçimlerine girdiklerini ve yüzde 35 oyla tek başına iktidara geldiklerini dile getirerek, AK Parti'nin üç dönem üst üste oylarını artırarak iktidarı kazandığını vurguladı.

Son 60 yılda 3 dönem üst üste ve oylarını artırarak iktidara gelen tek partinin AK Parti olduğunn altını çizen Arınç, ''Bu, bize Allah'ın bir lütfu'' dedi.

Seçimlerde diğer partilerin kendileri karşısında birleşmelerine rağmen AK Parti'nin oyunu her defasında artırdığına işaret eden Arınç, 3 genel, 2 yerel seçim ve 2 referandumda halkın AK Parti'den yana oyunu kullandığını bildirdi.

Son seçimde AK Parti'nin 21 milyon 500 bin oy aldığına değinen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Dünya AK Parti'yi inceliyor, bizde ise gözünü kapatıp gece yapıyorlar. Biz bunlara da şefkatle bakıyoruz. Her iki insandan biri bize oy verdi. Bu kadar büyük başarının ne mana ifade ettiğini sayfalar dolusu kitap değil, günler sürecek araştırma değil, bir karikatür özetliyor. Başbakanımız Tayyip Erdoğan, karşısında boyunları bükükçe iki kişiye sesleniyor; 'söyleyin bakalım bana, ikinizden hanginiz AK Parti'ye oy verdi' diyor. Karşısındakilerden de biri Sayın Kılıçdaroğlu, diğeri de Sayın Bahçeli.''

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 1965 ve 1969 yıllarındaki seçimlerde tek başına iktidara geldiğini ancak daha Sonra bittiğini dile getiren Arınç, Anavatan Partisi'nin de tek başına iktidarı kazanmasına rağmen aynı Sonla karşılaştığını belirtti.

AK Parti'nin ise üç dönemdir iktidarda olduğunu anımsatan Arınç, ''Allah nazardan saklasın'' ifadesini kullandı.

-AK Parti'nin başarısının sırrı-

Siyasette gençlerin ve kadınların önemli taşıdığına dikkati çeken Bülent Arınç, parlamentoda en fazla kadın milletvekiline sahip partinin AK Parti olduğunu söyledi.

Arınç, AK Parti'nin üye sayısının her geçen gün arttığını bildirdi.

AK Parti olarak iktidarda 3 dönem ve 10 yıl yaşadıklarını dile getiren Arınç, partinin kendi kendini sınırlayan bir tüzüğünün bulunduğunu ve bu tüzüğün parti içi demokrasi için önemli olduğunu vurguladı. Geçmişte top ve tüfekle hükümetlerin değiştirilebildiğini ifade eden Arınç, şunları söyledi:

''Top tüfek o dönem işe yarıyordu, artık o da yok. Darbecilerden hesap sorulduğu gündür şimdi. Artık topun, tüfeğin lafı yok. Milletvekilleri 3 dönemden fazla seçilirse milletvekili olamayacak. Belediye başkanları 3 dönemden Sonra ilçesinden başkan adayı olamayacak. Parti bu sayede sürekli hareket içinde. Faydalı değişim, dönüşüm içinde. Gözüm hiç arkada değil. Biz gittiğimiz gün partimizi daha güçlü kılacak çok güzel kadrolarımız var. AK Parti, kendi içindeki sürekli eğitim, değişim, dönüşüm ve sürekli gençleşmeyle nice yıllar milletin hizmetinde olacak. AK Parti'yi başarılı kılan unsur bir defa güven duyulan insanlarla kurulmuş olmasıdır. Hiçbir şaibeye bulaşmamış, yolsuzluklarda hiç ismi geçmemiş, bazılarının aile fotoğraflarına girip de Sonradan banka batıranlardan olmamış, ilkeli siyaset yapmayı cesur, kararlı siyaset yapmayı benimsemiş ve halka ilan etmiş bir kadromuz var bizim.

Türkiye'de siyaset bitmişti biz kurulmayınca. Partiler, iktidar, muhalefet bitmişti. Parlamentoya güven azalmıştı. Milletvekili yakasına rozet takıp sokağa çıkamıyordu. Neden- Çünkü siyaset yalan mesleği haline gelmişti. Yolsuzlukla eş anlamlı anılır olmuştu. Milleti unutmuşlardı, hizmet yoktu. Koalisyonlar sadece koltuk hesabıyla yapılıyordu. Aralarında siyasi irade benzerliği yoktu. Bir parti bu tarafa çekiyor, bir parti bu tarafa çekiyordu. Aralarında müşterek bir güçlü irade gösteremiyorlardı.''

-''Akşam 100 lirayla yatan, 50 lirayla kalkmıştı''-

En büyük ekonomik krizlerin de bu dönemlerde yaşandığına işaret eden Arınç, şöyle konuştu:

''En büyük batırmalar, havuzları boşaltmalar, ceplere pompalamalar, siyasetin anlamını kaybettiği günlerdi. 2000-2001 yılında Türkiye'de herkes malını mülkünü bir gecede kaybetti. Akşam 100 lira ile yatan sabah 50 lira ile kalkmıştı. İflaslar olmuştu. Binlerce işsize on binlercesi eklenmişti. Simitçi akşama kadar simit satar, kazandığı 50 lirayı döviz bürosuna gidip dolara çevirirdi. Memur maaşını alır, döviz bürosuna giderdi. Milletvekili maaşını alır, dolara çevirirdi. Bunu yaptığımız zaman sıfırlar eklenirdi. Kurtalan ekspresi gibi. Başta bir '1' var ardında onlarca rakam. 6 sıfırlı Türk parası, Afrika paraları kadar değersiz bir duruma düşmüştü.''

Türkiye'de yaşanan o günlerde yeni bir ümit olarak yeni bir siyaset anlayışı, yeni bir kadro ile siyasetten köşe bucak kaçmış insanların Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yepyeni bir parti kurduklarının altını çizen Arınç, milletin kendilerine inandığını ve güvendiğini söyledi.

-''Başbakanımızdan başkasını düşünmüyorduk''

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, seçimlere girildiğinde karşılarına engeller çıkardıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

''Seçime 1 ay kala Erdoğan'ın milletvekili adaylığını iptal ettiler. O günlerde çokça televizyonlara çıkıyoruz. O dönem partinin grup başkanıyım. DYP'den Ufuk Söylemez, Anavatan Partisi'nden Mesut Yılmaz'ı hatırlıyorum. Hepsi birden bana biraz da alaycı ifadeyle diye sormazlar mı- Arkadan da gülüyorlardı. Neydi bunun anlamı. diyorlardı. diyorlardı. Onlara karşı dedim ki. Genel başkanımız, başbakan adayımız seçimlere giremiyor. dedim. cevap veremediler. İkinci bir isim söyleyemediler. CHP'de Baykal seçilemezse diye sordum. İkinci isim yok. Hiçbiri cevap veremedi. Ben onlara 10 başbakan adayı saydım. Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin, Veli... Var mı bir itirazınız- Allah selamet versin, başbakanımızdan başkasını düşünmüyorduk. Çünkü o liderimizdi, halkın sevgilisiydi, seçimi onunla kazanacaktık. Onu çekip almakla bize en büyük darbeyi vurmuşlardı. Bir kişiyle bir parti kurulmaz. O kişi ya da başkasından mahrum olduğunuzda diyecektik. Ağzıma gelen 10 ismi saymıştım. Bizim 326 milletvekilimiz var ve bunun içinden 10 hükümet çıkar. Her biri bakan seviyesinde, her biri çok değerli arkadaşımız. Bunun için uzaydan yeni bir insan gelmesine gerek yok. Biz güçlü bir partiyiz. Fikri güçlü, inancı güçlü, samimiyeti var, çalışkan, bilgili, birikimli ben size 10 isim sayayım, siz 20 daha ilave edin. Var mı CHP'de böyle- Şu anda soruyorum. Zar zor bir tane seçtiniz, hala adam yerine ısınamadı. DSP nereye gitti, Anap nerede, DYP'ye ne oldu- diyebiliyor musunuz- Öbürüne hiç dokunmayacağım. Onlar başka. Onlar birisine bir talimatla şu veya bu noktada göreve geliyorlar. Bizim gücümüz buradaydı. İyi, güvenli, güvenilir, bilgili, çalışkan milletini seven insanlarla biz yola çıktık.''