Vural, SDÜ'de Konferans Verdi
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Parlamenter sistemde yasama yürütme ve yargının sağlıklı işlemesini temin etmemiz lazım. Bugün yasama, yürütmenin güdümündedir. Bugün parlamentonun denetim yapması mümkün değil" dedi.
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Politika Tasarım Kulübü tarafından 'Anayasa Sürecinde Türkiye' konulu konferans vermek üzere Isparta'ya gelen Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Oktay Vural, MHP'nin nasıl bir anayasa istediğini anlattı. Prof.Dr. Lütfi Çakmakçı Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansta, MHP'nin 2007 yılında yeni bir anayasa hazırlanması yönünde komisyon kurulması teklifinde bulunduğunu belirterek konuşmasına başlayan Vural, o tarihten bir yıl sonra siyasi partilere komisyon kurulması yönünde iktidarın çağrıda bulunduğunu ve buna yanıt veren tek partinin MHP olduğunu söyledi.
Yeni dönemde anayasada ne yapılması ne yapılmaması gerektiğini açık yüreklilikle açıklayan bir parti olduklarını aktaran Oktay Vural, konuşmasındaTürkiye'nin anayasa tarihinden bahsetti.
Anayasa'nın en temel dayanması gereken hususun milletin iradesi olduğunu söyleyen Oktay Vural, şöyle konuştu: "Milletin egemenliği bölünemez. Milletin varlığı tartışılamaz.Bu topraklar üzerinde yeni bir millet ya da yeni bir devlet oluşturma yapısının temel taşları konamaz. Biz, tarih boyunca var olmuş bir millet isek bu milletin sahip olduğu değerler ekseninde sorunları çözebilecek bir anayasa yapmamız gerekiyor. Bu temelleri yok sayan soysuz, ilkesiz, birilerinin gelip bize dışarıdan ithal etmekistediği 'siz şöyle bir millet olun' diyerek ortaya koyduğu girişimlerin hepsi üzerimizde oynanan bir oyundur."
İkinci vazgeçilemeyecek hususun egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu görüşünü ileten Vural, şunları söyledi: "Egemenliğin hakim olduğu bu coğrafyada devletin bölünmezliğini kabul etmemiz gerekiyor. İzmir'de yaşayan vatandaşla Diyarbakır'da yaşayan vatandaşın iradesinin gücünün aynı olması gerekiyor. Bu bakımdan milletin bölünmezliği milli kimliği ve bu kimliğin etnik kökenlere göre ayrıştırılmaması aynı zamanda bu egemenliğin kullandığı güçlerin de tüm devlet sınırı içinde hakim olması gerekir.Bunlardan vazgeçmemiz mümkün değildir. Bu milletin dili, dini, kimliği bunlarla ilgili tartışmalar anayasa ekseninde etnik kimliği farklılıkları öne getiren tartışmalar Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne zarar vereceği için bu hususların dikkate alınmaması gerekir."
Gücün her alanda müdahalede bulunduğu bir ortamda bireylerin özgürlüğünden bahsedilemeyeceğini öne süren Vural, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz diyoruz ki, hak haklının olmalı güçlünün olmamalı.Yasama yürütme ve yargı güçlerinin giderek tek bir güç haline dönüşmesi bizim özgürlüklerimizi tehdit eder hale geliyor. Eğer yasama yürütme karşısında bağımsız değilse bu sistemi demokratik olarak adlandırabilir miyiz? Parlamenter sistemde yasama yürütme ve yargının sağlıklı işlemesini temin etmemiz lazım. Bugünyasama, yürütmenin güdümündedir. Bugün parlamentonun denetim yapması mümkün değil.Yargıda vesayet altına alınmamalıdır. Yargıyı gücün vesayetinin altına sokarsak o zaman yargı hak dağıtma aracı olmaktan çıkar bazılarının sopası haline dönüşmeye başlar."
Anayasanın milletin ihtiyaçlarına yanıt verecek nitelikte olması gerektiğini kaydeden Oktay Vural, şunları söyledi: "Anayasa eğer bir millet egemenliğini ifade edebiliyorsa, hukukun üstünlüğüne dayanan bir sistemde bu milletin temel ihtiyaçlarının anayasada esas alınması gerekiyor. Milletin değer yaklaşımı ihtiyaçları üzerinde yükselmeyen bir anayasa bu milletin ihtiyaçlarına cevap vermez. "
Kaynak: İHA
Yeni dönemde anayasada ne yapılması ne yapılmaması gerektiğini açık yüreklilikle açıklayan bir parti olduklarını aktaran Oktay Vural, konuşmasındaTürkiye'nin anayasa tarihinden bahsetti.
Anayasa'nın en temel dayanması gereken hususun milletin iradesi olduğunu söyleyen Oktay Vural, şöyle konuştu: "Milletin egemenliği bölünemez. Milletin varlığı tartışılamaz.Bu topraklar üzerinde yeni bir millet ya da yeni bir devlet oluşturma yapısının temel taşları konamaz. Biz, tarih boyunca var olmuş bir millet isek bu milletin sahip olduğu değerler ekseninde sorunları çözebilecek bir anayasa yapmamız gerekiyor. Bu temelleri yok sayan soysuz, ilkesiz, birilerinin gelip bize dışarıdan ithal etmekistediği 'siz şöyle bir millet olun' diyerek ortaya koyduğu girişimlerin hepsi üzerimizde oynanan bir oyundur."
İkinci vazgeçilemeyecek hususun egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu görüşünü ileten Vural, şunları söyledi: "Egemenliğin hakim olduğu bu coğrafyada devletin bölünmezliğini kabul etmemiz gerekiyor. İzmir'de yaşayan vatandaşla Diyarbakır'da yaşayan vatandaşın iradesinin gücünün aynı olması gerekiyor. Bu bakımdan milletin bölünmezliği milli kimliği ve bu kimliğin etnik kökenlere göre ayrıştırılmaması aynı zamanda bu egemenliğin kullandığı güçlerin de tüm devlet sınırı içinde hakim olması gerekir.Bunlardan vazgeçmemiz mümkün değildir. Bu milletin dili, dini, kimliği bunlarla ilgili tartışmalar anayasa ekseninde etnik kimliği farklılıkları öne getiren tartışmalar Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne zarar vereceği için bu hususların dikkate alınmaması gerekir."
Gücün her alanda müdahalede bulunduğu bir ortamda bireylerin özgürlüğünden bahsedilemeyeceğini öne süren Vural, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz diyoruz ki, hak haklının olmalı güçlünün olmamalı.Yasama yürütme ve yargı güçlerinin giderek tek bir güç haline dönüşmesi bizim özgürlüklerimizi tehdit eder hale geliyor. Eğer yasama yürütme karşısında bağımsız değilse bu sistemi demokratik olarak adlandırabilir miyiz? Parlamenter sistemde yasama yürütme ve yargının sağlıklı işlemesini temin etmemiz lazım. Bugünyasama, yürütmenin güdümündedir. Bugün parlamentonun denetim yapması mümkün değil.Yargıda vesayet altına alınmamalıdır. Yargıyı gücün vesayetinin altına sokarsak o zaman yargı hak dağıtma aracı olmaktan çıkar bazılarının sopası haline dönüşmeye başlar."
Anayasanın milletin ihtiyaçlarına yanıt verecek nitelikte olması gerektiğini kaydeden Oktay Vural, şunları söyledi: "Anayasa eğer bir millet egemenliğini ifade edebiliyorsa, hukukun üstünlüğüne dayanan bir sistemde bu milletin temel ihtiyaçlarının anayasada esas alınması gerekiyor. Milletin değer yaklaşımı ihtiyaçları üzerinde yükselmeyen bir anayasa bu milletin ihtiyaçlarına cevap vermez. "