AP Üyesi Staes: Sarkozy Gibi Liderler Türkiye'ye Çifte Standart Uyguluyor
Avrupa Parlamentosu’nun Belçikalı Milletvekili Bart Staes, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy gibi liderlerin AB'ye üyelik sürecinde Türkiye'ye çifte standart uyguladığını söyledi.
Avrupa’da artan milliyetçilik, karamsarlık ve ekonomik krizden dolayı AB içerisindeki anlayışın değiştiğini savunan Staes, “Sarkozy gibi birtakım siyasi liderler çok kapalı ve kısıtlayıcı bir politika takip ediyor. AB’nin menfaatini hesaba katmadan kendi rolünü oynamak isteyen ülkelerin Türkiye’nin üyelik sürecinde aldıkları belli kararlar çifte standart olarak değerlendirilebilir.” şeklinde konuştu.
Yeşiller Partili Bart Staes, Cihan Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin AB üyelik sürecinde Fransa’nın tutumunu eleştirdi.
Staes, Türkiye’nin bu gibi ülkelerin ve belli siyasi partilerin tavrından dolayı yönünü Avrupa’dan Asya çevirmesinden endişe duyduğunu kaydetti.
Aşırı sağın en büyük beslenme zeminin ekonomik kriz olduğunu söyleyen AP Milletvekili Bart Staes, buna karşı verilecek en büyük cevabın geleceğe umut veren yeni bir proje olduğunu kaydetti.
Staes, ‘‘Avrupa’ya yönelen, AB ile iyi ilişkileri olan bir Türkiye istiyorum. Üyelik sürecinin her iki tarafa katkı sağlayacağını ve birbirimizden çok şey öğreneceğimizi düşündüğüm için 2004’te müzakerelerin başlaması için evet oyunu kullandım. Tabi ki sürecin çok zor olduğunu biliyorum. Avrupa da artık eski Avrupa değil. Artan milliyetçilik, karamsarlık, ekonomik kriz AB içerisindeki mantaliteyi değiştirdi. Bununla beraber müzakere sürecin uzaması, Sarkozy gibi bir takım siyasi liderlerin Türkiye’nin hiçbir zaman üye olamayacağını söylemeleri ve bazı Hıristiyan Demokrat partilerinin hâlâ Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olmadığını savunmaları Türkiye’de de Avrupa Birliği’ne yönelik heyecanı azalttı.’’ şeklinde konuştu.
AB'nin Türkiye’ye çifte standart uyguladığı yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Bart Staes, şu ifadeleri kullandı: ‘‘AP’nin yıllık hazırladığı Türkiye ilerleme raporlarında sert fakat adaletli bir tutum sergilediğine inanıyorum. Dolayısıyla AP düzeyinde çifte standart uygulandığını düşünmüyorum. Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren diğer bir alan ise AB’nin dış politikası. Üye ülkelerin dışişleri bakanlarından oluşan bu düzeyde bazen belli ülkeler AB’nin menfaatini hesaba katmadan kendi rolünü oynamak istiyor. Bence bu husus Türkiye’yi çok olumsuz etkiliyor. Yine Fransa’yı kötü örnek olarak vereceğim. Şu anki cumhurbaşkanı ile Fransa çok kapalı ve kısıtlayıcı bir politika takip ediyor. Olaylara bu seviyeden baktığımızda alınan belli kararlar çifte standart olarak değerlendirilebilir.’’
Yeşiller Partili Bart Staes, Cihan Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin AB üyelik sürecinde Fransa’nın tutumunu eleştirdi.
Staes, Türkiye’nin bu gibi ülkelerin ve belli siyasi partilerin tavrından dolayı yönünü Avrupa’dan Asya çevirmesinden endişe duyduğunu kaydetti.
Aşırı sağın en büyük beslenme zeminin ekonomik kriz olduğunu söyleyen AP Milletvekili Bart Staes, buna karşı verilecek en büyük cevabın geleceğe umut veren yeni bir proje olduğunu kaydetti.
Staes, ‘‘Avrupa’ya yönelen, AB ile iyi ilişkileri olan bir Türkiye istiyorum. Üyelik sürecinin her iki tarafa katkı sağlayacağını ve birbirimizden çok şey öğreneceğimizi düşündüğüm için 2004’te müzakerelerin başlaması için evet oyunu kullandım. Tabi ki sürecin çok zor olduğunu biliyorum. Avrupa da artık eski Avrupa değil. Artan milliyetçilik, karamsarlık, ekonomik kriz AB içerisindeki mantaliteyi değiştirdi. Bununla beraber müzakere sürecin uzaması, Sarkozy gibi bir takım siyasi liderlerin Türkiye’nin hiçbir zaman üye olamayacağını söylemeleri ve bazı Hıristiyan Demokrat partilerinin hâlâ Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olmadığını savunmaları Türkiye’de de Avrupa Birliği’ne yönelik heyecanı azalttı.’’ şeklinde konuştu.
AB'nin Türkiye’ye çifte standart uyguladığı yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Bart Staes, şu ifadeleri kullandı: ‘‘AP’nin yıllık hazırladığı Türkiye ilerleme raporlarında sert fakat adaletli bir tutum sergilediğine inanıyorum. Dolayısıyla AP düzeyinde çifte standart uygulandığını düşünmüyorum. Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren diğer bir alan ise AB’nin dış politikası. Üye ülkelerin dışişleri bakanlarından oluşan bu düzeyde bazen belli ülkeler AB’nin menfaatini hesaba katmadan kendi rolünü oynamak istiyor. Bence bu husus Türkiye’yi çok olumsuz etkiliyor. Yine Fransa’yı kötü örnek olarak vereceğim. Şu anki cumhurbaşkanı ile Fransa çok kapalı ve kısıtlayıcı bir politika takip ediyor. Olaylara bu seviyeden baktığımızda alınan belli kararlar çifte standart olarak değerlendirilebilir.’’