Şehir Tiyatroları İçin ‘Londra’ Modeli Önerisi
İstanbul Şehir Tiyatroları'nda repertuvarı belirleme yetkisinin genel sanat yönetmeninden alınmasıyla başlayan tartışmalar 'Londra modeli'ni gündeme getirdi.
Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik, Şehir Tiyatroları için Londra’da uygulanan Art Council (Sanat Konseyi) modelini önerdi. Şehir Tiyatroları’nda repertuar belirleme hakkını bürokratlara veren yeni yönetmeliği Cihan’a değerlendiren Nejat Birecik, “Burada repertuar kurulunda bir sorun var. Daha ciddi sorun Genel Sanat Yönetmeni’nin elinden yetkilerinin alınması değil de sanatçıların sicillerinin şube müdürüne devridir. Bu, hakikaten fahiş bir şey. Dünyada bir örneği yok. Bütün bunları bir talihsizlik olarak, bir kaza olarak bir, sinyalizasyon hatası olarak görüp kapatmalı ve yola devam etmeliyiz.” ifadelerini kullandı. Bir asırdır ayakta duran Darülbedayi-i Osmanî’nin tüm şehir tiyatrolarına örnek olması gerektiğini vurgulayan Birecik, “Bu tiyatrolar, bize Muhsin Ertuğrul’un emaneti. Onun için bunalım fırsat bilinmeli, ortaya iyi bir model konulmalı, Türkiye’nin tamamına da örnek olunmalı.” dedi.
İBB’nin uygulamalarının diğer belediyelere sıçramamasını dileyen Birecik, şöyle devam etti: “Umarım, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda olan kaza olumlu bir döneme kapı aralar. Ama artık idareciler, sanatçılar, akil bireyler yeni bir modellemeye odaklanmalı. Artı parantez ben tiyatrocu olarak, Kocaeli Şehir Tiyatroları’nı yöneten biri olarak Kadir Topbaş’a Art Council yani Londra’da uygulanan Sanat Konseyi’ni öneriyorum. Zannediyorum, tırmanan gerilim kendilerini de üzdü, çünkü taraflar bu noktaya gelmeyi arzu etmiyordu. Kim Darülbedayi-i Osmanî’ye zarar vermek ister, kim tiyatro kapatmayı aklından geçirir? Ama olan olmuştur kol kırılmıştır, yen dağılmıştır; ama her şey toparlanabilir.” Sanat Konseyi’nin sorunları giderebileceğine temas eden Nejat Birecik, modele dair şu açıklamalarda bulundu: “Bu modele göre sanat yapmayı dileyenler, belediyeden sübvanse başvurusu yapmayı dileyenler projelerini konseye takdim ediyor. Bütün kararlar konseyden çıkıyor. Topbaş, danışmanlarla çalıştığı ve bu konuda en son Kenan Işık tecrübesi olduğu için danışmanlar kurulu ya da konseyler yoluna başvurulabilir. Yeni bir modelleme, yeni bir yönerge yeni bir yönetmeliğe odaklanılabilir." İBB Şehir Tiyatroları’nın yapısını tartışmaya açan yönetmeliğin dünyada bir karşılığı olmadığını işaret eden Birecik, belgenin Danıştay denetçilerinin tuttuğu raporların ardından kaygıya kapılan bürokratlarca ortaya konulduğunu belirtti.
“GENEL SANAT YÖNETMENLİĞİ KALKMAMALI”
Eski yönergenin 12 Eylül dönemine ait olduğunu aktaran Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni, bu modellemenin tüm Türkiye’yi ilgilendirdiğine işaret etti. Nejat Birecik, “Kocaeli Belediyesi Şehir Tiyatroları da İstanbul Belediyesi’ne atfen hayat buldu. O zaman İstanbul belediyeydi, büyükşehir belediyesi değildi. Artık belediye kanunları değişti, belli başlı kararnameler yürürlüğe girdi. Tabii eski yönetmelik, döneme uymuyordu. Kadük bir yönetmelikle yönetilen tiyatroyu aklınıza getirin, 1.500 çalşanı var; dehşet bir şey. Yani burada yönetmeliği uygulayan da karşı çıkan tarafların da haklı yanları var.” yorumunu yaptı. Genel Sanat Yönetmenliği’nin ortadan kalkmamasını savunan Birecik, şunları kaydetti: “O makam, öyle korkulacak bir şey değildir. Genel Sanat Yönetmeni’nin elinde padişah mühürü de yoktur. Yanında eskiden yönetim kurulu vardı, şimdi de var. Kararlar orada alınıyordu. Repertuar da bir kişi tarafından belirlenmiyordu. Diğer yandan gelinen aşamada repertuar kurulları olsun, edebi kurullar olsun; burada sorun yok. Ama kurullarda sanatçı ağırlığı olmalı, edebiyatçı, sosyal bilimci olmalı.” Birecik, ödenekli tiyatronun incelenip yeniden ele alınmasını tavsiye etti. Devlet Tiyatroları gibi Şehir Tiyatroları’nın da yasaya kavuşması gerektiğini vurguladı.
ERDAL BEŞİKÇİOĞLU’NA CEVAP
Aynı zamanda tiyatrocu olan Bilecik, sanatçıların belli konularda sert tavırlar takındığından dert yandı. Behzat Ç. dizisi oyuncularından Erdal Beşikçioğlu’nun yeni yönetmeliğin ardından, “O zaman ben de tiyatrocu değil imam olayım.” ifadelerine tepkili olan Nejat Birecik, “Ortaya çıkıp çok sivri laflar kullanmamalıyız. ‘Ben şurada bu olayım’ o zaman demek çok yanlış. Buna çok üzülenlerdenim. Diğer yandan ‘Sen ya busun ya ötekisin’, türünden ayrımlar yapmamalıyız. İma’nın manayı aşmasından korkmalıyız. İmalarımızda dikkatli olmalıyız." uyarılarında bulundu. Şehir Tiyatroları’nda kararların önemli bölümünü bürokratlara bırakan yönetmelik sanat çevrelerinden tepki toplamıştı. Yönetmeliğin ardından Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşe Nil Şamlıoğlu ve 6 yönetim kurulu üyesi ile Başkan Kadir Topbaş’ın sanat danışmanı Kenan Işık görevinden ayrılmıştı.
“DEVLET TİYATROLARI DA REVİZE EDİLMELİ”
Senelik 100 milyon lira masrafı olan Devlet Tiyatroları, kadroları ve idari yapısı ile tartışmaların odağında. Konuya önem veren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bu 100 milyon liranın yarısının özel tiyatrolara dağıtılması halinde her yerin sahne olabileceğini dillendirdi. Devlet Tiyatroları ile ilgili sorunun yasal değişikliklerle aşılabileceğini savunan Nejat Birecik, “Değişmeyen tek şey değişim. Her şey yeni yasalara bağlı olarak revize edilmeli. Ama ‘kaldırılsın, ‘kapatılsın, kaldırılsın, indirilsin yatırılsın’ bunlar üzücü laflar. Ben sanatçı memur olarak devletin bütçesine yükmüş gibi görünmekten hicap duyarım. Bu haksız bir şey, bunun böyle olmadığını kanıtlayacak yeni update olmalara, yeni konumlandırmalara ihtiyaç var. Ama kapatılsın değil, bunlar çok ciddi kültür hizmeti yayıyorlar.” dedi.
Devlet Tiyatroları’nda görev alan sanatçıların da hantal yapı ile ilgili faaliyetleri bulunduğunu bildiren Birecik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendi dernekleri var. Esasında sanatçılar, bürokratlara göre daha ileri şeyler talep ediyor. Daha ileri ve modern yollar öneriyor. Gel gör ki biz çok ötekileştirmeye başladık, iki elimizin alkışı ile sorunların aşılacağı görüşündeyiz. Cenazeleri de böyle kaldırmaya başladık, yasalarda, her şeye karşı çıkışlarda böyle davranıyoruz. Tabii protestolar olmalı, ama bir anda ‘satılamaz, kapatılamaz, edilemez’ gibi sözler sarf ediliyor. Kim kapatıyor, kim satıyor, kim ilga ediyor? Bunlar çok talihsiz şeyler.” Devlet Tiyatroları’nın il özel idarelerine bırakılabileceğinin altını çizen Birecik, “Kimse model aramıyor. Çıkıp Avrupa’ya bakmalıyız. Ben tüm balkanları inceledim, bize çok yakın modeller var. Bir şuba yönetmeni ve sanat yönetmeni var. Davul tokmak var. Davul tokmaksız, tokmak davulsuz olmuyor.” değerlendirmelerinde bulundu.
İBB’nin uygulamalarının diğer belediyelere sıçramamasını dileyen Birecik, şöyle devam etti: “Umarım, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda olan kaza olumlu bir döneme kapı aralar. Ama artık idareciler, sanatçılar, akil bireyler yeni bir modellemeye odaklanmalı. Artı parantez ben tiyatrocu olarak, Kocaeli Şehir Tiyatroları’nı yöneten biri olarak Kadir Topbaş’a Art Council yani Londra’da uygulanan Sanat Konseyi’ni öneriyorum. Zannediyorum, tırmanan gerilim kendilerini de üzdü, çünkü taraflar bu noktaya gelmeyi arzu etmiyordu. Kim Darülbedayi-i Osmanî’ye zarar vermek ister, kim tiyatro kapatmayı aklından geçirir? Ama olan olmuştur kol kırılmıştır, yen dağılmıştır; ama her şey toparlanabilir.” Sanat Konseyi’nin sorunları giderebileceğine temas eden Nejat Birecik, modele dair şu açıklamalarda bulundu: “Bu modele göre sanat yapmayı dileyenler, belediyeden sübvanse başvurusu yapmayı dileyenler projelerini konseye takdim ediyor. Bütün kararlar konseyden çıkıyor. Topbaş, danışmanlarla çalıştığı ve bu konuda en son Kenan Işık tecrübesi olduğu için danışmanlar kurulu ya da konseyler yoluna başvurulabilir. Yeni bir modelleme, yeni bir yönerge yeni bir yönetmeliğe odaklanılabilir." İBB Şehir Tiyatroları’nın yapısını tartışmaya açan yönetmeliğin dünyada bir karşılığı olmadığını işaret eden Birecik, belgenin Danıştay denetçilerinin tuttuğu raporların ardından kaygıya kapılan bürokratlarca ortaya konulduğunu belirtti.
“GENEL SANAT YÖNETMENLİĞİ KALKMAMALI”
Eski yönergenin 12 Eylül dönemine ait olduğunu aktaran Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni, bu modellemenin tüm Türkiye’yi ilgilendirdiğine işaret etti. Nejat Birecik, “Kocaeli Belediyesi Şehir Tiyatroları da İstanbul Belediyesi’ne atfen hayat buldu. O zaman İstanbul belediyeydi, büyükşehir belediyesi değildi. Artık belediye kanunları değişti, belli başlı kararnameler yürürlüğe girdi. Tabii eski yönetmelik, döneme uymuyordu. Kadük bir yönetmelikle yönetilen tiyatroyu aklınıza getirin, 1.500 çalşanı var; dehşet bir şey. Yani burada yönetmeliği uygulayan da karşı çıkan tarafların da haklı yanları var.” yorumunu yaptı. Genel Sanat Yönetmenliği’nin ortadan kalkmamasını savunan Birecik, şunları kaydetti: “O makam, öyle korkulacak bir şey değildir. Genel Sanat Yönetmeni’nin elinde padişah mühürü de yoktur. Yanında eskiden yönetim kurulu vardı, şimdi de var. Kararlar orada alınıyordu. Repertuar da bir kişi tarafından belirlenmiyordu. Diğer yandan gelinen aşamada repertuar kurulları olsun, edebi kurullar olsun; burada sorun yok. Ama kurullarda sanatçı ağırlığı olmalı, edebiyatçı, sosyal bilimci olmalı.” Birecik, ödenekli tiyatronun incelenip yeniden ele alınmasını tavsiye etti. Devlet Tiyatroları gibi Şehir Tiyatroları’nın da yasaya kavuşması gerektiğini vurguladı.
ERDAL BEŞİKÇİOĞLU’NA CEVAP
Aynı zamanda tiyatrocu olan Bilecik, sanatçıların belli konularda sert tavırlar takındığından dert yandı. Behzat Ç. dizisi oyuncularından Erdal Beşikçioğlu’nun yeni yönetmeliğin ardından, “O zaman ben de tiyatrocu değil imam olayım.” ifadelerine tepkili olan Nejat Birecik, “Ortaya çıkıp çok sivri laflar kullanmamalıyız. ‘Ben şurada bu olayım’ o zaman demek çok yanlış. Buna çok üzülenlerdenim. Diğer yandan ‘Sen ya busun ya ötekisin’, türünden ayrımlar yapmamalıyız. İma’nın manayı aşmasından korkmalıyız. İmalarımızda dikkatli olmalıyız." uyarılarında bulundu. Şehir Tiyatroları’nda kararların önemli bölümünü bürokratlara bırakan yönetmelik sanat çevrelerinden tepki toplamıştı. Yönetmeliğin ardından Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşe Nil Şamlıoğlu ve 6 yönetim kurulu üyesi ile Başkan Kadir Topbaş’ın sanat danışmanı Kenan Işık görevinden ayrılmıştı.
“DEVLET TİYATROLARI DA REVİZE EDİLMELİ”
Senelik 100 milyon lira masrafı olan Devlet Tiyatroları, kadroları ve idari yapısı ile tartışmaların odağında. Konuya önem veren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bu 100 milyon liranın yarısının özel tiyatrolara dağıtılması halinde her yerin sahne olabileceğini dillendirdi. Devlet Tiyatroları ile ilgili sorunun yasal değişikliklerle aşılabileceğini savunan Nejat Birecik, “Değişmeyen tek şey değişim. Her şey yeni yasalara bağlı olarak revize edilmeli. Ama ‘kaldırılsın, ‘kapatılsın, kaldırılsın, indirilsin yatırılsın’ bunlar üzücü laflar. Ben sanatçı memur olarak devletin bütçesine yükmüş gibi görünmekten hicap duyarım. Bu haksız bir şey, bunun böyle olmadığını kanıtlayacak yeni update olmalara, yeni konumlandırmalara ihtiyaç var. Ama kapatılsın değil, bunlar çok ciddi kültür hizmeti yayıyorlar.” dedi.
Devlet Tiyatroları’nda görev alan sanatçıların da hantal yapı ile ilgili faaliyetleri bulunduğunu bildiren Birecik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendi dernekleri var. Esasında sanatçılar, bürokratlara göre daha ileri şeyler talep ediyor. Daha ileri ve modern yollar öneriyor. Gel gör ki biz çok ötekileştirmeye başladık, iki elimizin alkışı ile sorunların aşılacağı görüşündeyiz. Cenazeleri de böyle kaldırmaya başladık, yasalarda, her şeye karşı çıkışlarda böyle davranıyoruz. Tabii protestolar olmalı, ama bir anda ‘satılamaz, kapatılamaz, edilemez’ gibi sözler sarf ediliyor. Kim kapatıyor, kim satıyor, kim ilga ediyor? Bunlar çok talihsiz şeyler.” Devlet Tiyatroları’nın il özel idarelerine bırakılabileceğinin altını çizen Birecik, “Kimse model aramıyor. Çıkıp Avrupa’ya bakmalıyız. Ben tüm balkanları inceledim, bize çok yakın modeller var. Bir şuba yönetmeni ve sanat yönetmeni var. Davul tokmak var. Davul tokmaksız, tokmak davulsuz olmuyor.” değerlendirmelerinde bulundu.