CHP'li İnce, Bolu'da Salonu Boş Görünce Partilileri Fırçaladı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Muharrem İnce, hükümete ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sert sözlerle yüklenerek, "Üçüncü köprünün nereden geçeceğine Başbakan karar verecekmiş.Sen nesin? Mühendis misin?" dedi.

CHP'li İnce, Bolu'da Salonu Boş Görünce Partilileri Fırçaladı
CHP Bolu İl Teşkilatı Kongresi, İl Kültür Turizm Müdürlüğü Konferans Salonu'nda yapıldı. Kongreye CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem İnce, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ayten Kayalıoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, CHP Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu, CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, il ve ilçe başkanlarının yanı sıra çok sayıda partili katıldı.

Kongrede konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem İnce,salonun boş olması nedeniyle partilileri fırçaladı. İnce, "Dün Sivas-Giresun arasındaydım. Şebinkarahisar'daydım. Gece yola çıktım Bolu'ya yetişeceğim diye. Şimdi buraya geldik ama salon dışarıda. Kusura bakmayın, niye boş salona konuşacağım? Gerekirse AKP'lileri çağırın. Hem onları göreyim ve kızayım. Hem de bir giydireyim onlara. Kulisi sonra yaparsınız" dedi

İnce'nin sert sözleri sonrası dışarıdaki partililer salona girdi. Konuşmasında İstanbul'a yapılacak üçüncü köprü için kararı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın verecek olmasına tepki gösteren Muharrem İnce, "Mantığa bakın mantığa. Üçüncü köprünün nereden geçeceğine Sayın Başbakan karar verecekmiş. Sen mimar mısın, mühendis misin, jeofizikçi misin, jeomorfolog musun? Nesin sen? Harita mühendisi misin? Peki, üçüncü köprünün nereden geçeceğine karar veriyor. Helikoptere biniyor ve 'şuradan geçer' diyor.Kanuni Sultan Süleyman. Bunu geçtik. Sigara içip içmeyeceğimize o karar veriyor. Kaç çocuk yapacağımıza o karar veriyor. Cumhurbaşkanı'nın görev süresinin ne kadar olacağına o karar veriyor. Meclis Başkanı'na o karar veriyor. Valinin kim olacağına o karar veriyor. Bakanın kim olacağına o karar veriyor. Şebinkarahisar'dan seslendim, bir de Bolu'dan sesleneyim. Çocuklarını işadamları bursla Amerika'da okutuyor. Oğlan da gemi alıyor. Sen bizim çocuklara da ver gemiyle burs, üç değil beş çocuk yapalım" diyekonuştu.

Başbakan Erdoğan'ın Beşir Esad'a son günlerde 'Esed' diye hitap etmesini eleştiren ve TRT'ye 'yalaka' benzetmesi yapan İnce, "Mesela zam yok artık. Güncelleme var. Yine Beşir Esad yok, Esed var. Neden Esed biliyor musunuz? Çünkü 'dostum Esad' diyordu. Schengen değil Şamgen diyordu. Ortak bakanlar kurulu yapıyordu. Bir anda dostu düşmanı oldu. Şimdi Esad dese dostuydu. TRT bile, o yalaka TRT bile artık Esed diyor. Suriye'de muhalifler insan öldürüyormuş. Müdahale edilmeliymiş. Suriye'ye müdahaleetmeliymişiz. Irak'ta bir buçuk milyon Müslüman ölmedi mi? Gıkını çıkarabildi mi bu? Bunlar Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük taşeron hükümetidir. Türkiye'de böylesi hiç gelmedi. Böyle bir yönetici 1071 Malazgirt Zaferi'nden beri Anadolu toprakları böylesini görmedi" dedi

Kendisinin çobanlıktan milletvekilliğine yükseldiğini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da nereden geldiğini unutmaması gerektiğini söyleyen İnce, "Sen bir kayıkçının oğlusun. Bu ülkeye başbakan oldun. Cumhuriyet Halk Partisi sayesinde, İsmet Paşa sayesinde, demokrasi sayesinde oldun. Sandıkta oldun bak. Tornacının oğlu Cumhurbaşkanı oldu. Küçümsemek için söylemiyorum. Sabah akşam küfür. Bakın İsmet Paşa'nın çocukları mal mülk için birbirine düşmedi. Bosna parası, fitre parası, zekat parası, Erbakan'ınçocukları birbirine düştü. Biz terbiyemizden konuşmuyoruz. Bizim devlet anlayışımız bu. Açtırma ağzımı, söyleyecek çok sözümüz var" diye konuştu.

Muharrem İnce, konuşmasının sonunda ise 28 Şubat sürecine değindi. İnce, şöyle konuştu: "28 Şubat'ta andıçlarla gazeteciler kovulmuş. Doğru. Kim ne hata yaptıysa cezasını çeker. Gider hesabını verir. Sen geç 28 Şubat'ı ey Recep Tayyip Erdoğan. Senin döneminde Cüneyt Ülsever, Nuray Mert, Bekir Coşkun, Rahmi Turan, Ece Temelkuran, Sabahattin Özkibar ve Necati Doğru işten atılan gazeteciler değil mi? Sen bana 28 Şubat'ı gösteriyorsun. Ben sana senin dönemini gösteriyorum. Kenan Paşa, Recep Paşa. Birinin apoleti var, birinin apoleti yok. "
Kaynak: İHA